ilginc bir sekilde cem uzana benzeyen kisi

(fincan - 4 Ekim 2002 23:54)

aile terbiyesi almıştı. en kötü olduğuyla bile konuşurken efendiliği elden bırakmazdı. dövüşürlerken bile mr. anderson derdi devamlı neo'ya. matrix dünyasının zeki müren'i gibiydi. istanbul beyefendisiydi. o zaman zaten kızılay'da kravatsız insan yokmuş. herkes pırıl pırıl, tiril tiril, yarabbi şükür şükür.

(lalalanoluyola - 11 Haziran 2010 16:20)

güzel bi stilizasyon kesinlikle. sakin fakat saldırgan bir tarzda, aşırı düzgün ve hatta keskin bir diksiyon ile konuşan, takım elbisesi her daim ütülü, gözlüğünün camları temiz bir ajan. köpek balığı gibi ağzı, kendinden emin tavırları, asla vezgeçmeyen karakteri ve bir insanın soyadını dahi aşağılayıcı bişeymiş gibi sunabilen tonlaması ile the one bile olsan tedirgin edici düşman. ha kapıdan dövsen bacadan dayak yemeye devam eder ayrı.

(trenchkot - 20 Mayıs 2003 21:30)

kendisini kopyalayabilmesini şöyle bağlıyoruz;

neo, seçilmiş kişi; the one'dır, smith ise onun tam aksi, the many'dir.

(gominist redar - 23 Şubat 2013 03:22)

neo sayesinde matrix'e bagimli olmaktan kurtulmus, tee zion'un icerlerine kadar sizabilmis bir kisidir. gel gelelim, artik bu sistemin ajani olmamanin bazi dezavantajlari da vardir, en basitinden ajanlarin kulaklarina taktiklari zimbirti ile telepatik iletisimler kurabilme ozelliginden mahrum kalmistir. eger butun ajan smith'ler arasinda ayni bokun suyu olmanin getirdigi telepatik bir bag yoksa, bu bize bir tek sey soyler, o da cok konusulan neo nun 100 ajan smithe pandik atmasi sahnesinden once butun ajan smithlerin "purpose that binds us", "purpose that hede", "purpose that hodo" seklinde karizmatik bir sekilde ortama akmalarindan once, bir yerlerde "bakin arkadaslar, simdi ben sunlari soyluyorum, sonra sen "purpuse thah binds us" diyerekten geliyorsun, sen sunlari soylerek geliyorsun" seklinde rezil diyaloglar icerisine girmislerdir.

(aluminyum - 7 Ekim 2003 22:25)

matriks 3'ün sonu ile ilgili ipuçları olabilir, okumayın izlemediyseniz.
bananeyse.

agent smith'in kötü karakter olmasındaki problem kendisinin tamamen haklı olmasıdır bana göre. smith, matriksin sonunu saçma kılan adamdır. koskoca üçlemeyi küçüklüğümde kendisinden tiksindirmiş, elinde nükleer silahlar, tanklar, toplar, tüfekler oldugu halde taşlı bıçaklı kaplumbağalar'a kaybeden safi beyin'in oldugu ninja kaplumbağalara benzetmiş karakterdir. neo'nun gerzekliğinin yarattığı konstrasttan faydalanıp aklın, mantığın, gerçeğin sesi olmuştur; her ne kadar çavuşevski biradeler insanları tatlı uykularından uyandırmamayı "tercih" edip neo mesih'e dövüşü kazandırtmış olsalar da.

bakın bir diyalog size:

agent smith : why, mr. anderson? why do you do it? why get up? why keep fighting? do you believe you're fighting for something? for more that your survival? can you tell me what it is? do you even know? is it freedom? or truth? perhaps peace? yes? no? could it be for love? illusions, mr. anderson. vagaries of perception. the temporary constructs of a feeble human intellect trying desperately to justify an existence that is without meaning or purpose. and all of them as artificial as the matrix itself, although only a human mind could invent something as insipid as love. you must be able to see it, mr. anderson. you must know it by now. you can't win. it's pointless to keep fighting. why, mr. anderson? why? why do you persist?

(meali: neden bay anderson? neden bunu yapıyorsunuz? neden ayağa kalkıyorsunuz? gerçekten bir şey için savaştığınızı mı düşünüyorsunuz. yani hayatta kalmak dışında bir şey için? bana onun ne oldugunu söyleyebilir misiniz? ne oldugunu biliyor musunuz sahiden? özgürlük mü? gerçek mi? barıştır belki? öyle mi? değil mi? aşk için olabilir mi? yanılsamalar bay anderson. algının kaprisleri. hiç bir amacı ve nedeni olmayan bir varoluşu mazur göstermek için zayıf insan aklının uydurduğu geçici kurgular . hepsi en az matriksin kendisi kadar yapaylar; ama yine de, sadece insan aklı aşk kadar yavanını uydurabilir. görebiliyor olmanız gerekir bay anderson. şimdiye dek biliyor olmanız gerekir. kazanamazsınız. savaşmaya devam etmenin hiç bir anlamı yok. neden bay anderson, neden, neden ısrar ediyorsunuz?

neo: because i choose to.
(meali : çünkü ben, hayatımın ilk yirmi küsür yılını bir makineye bağlı geçirip yediğim yemekleri aslında yememiş, içtiğim içkileri içmemiş oldugumu bilmeme, olduguna inandığım hiç bir şeyin aslında olmadığını sonradan farketmeme rağmen tercihlerimi bizzat kendi erkimle yaptığıma inanmakta ısrar eden kalın kafalı bir moronum. )

(bkz: tamam o zaman)

(sirius - 13 Kasım 2003 23:31)

--- spoiler ---

"sizinle, bir süredir kafamı meşgul eden bir düşüncemi paylaşmak istiyorum. bu düşünce aklıma sizin türünüzü sınıflandırmaya çalışırken geldi ve anladım ki sizler aslında memeliler sınıfına dahil değilsiniz. bu gezegendeki tüm memeliler, yaşadıkları çevre ile içgüdüsel olarak bir denge kuruyorlar. ama siz insanlar öyle değilsiniz. bir bölgeye yerleşiyorsunuz ve çoğalıyorsunuz, tüm doğal kaynakları tüketene kadar çoğalıyorsunuz. canlı kalabilmenizin tek yolu başka bir bölgeye yayılmak. bu gezegende bu şekilde yaşamını sürdüren bir organizma daha var. ne olduğunu biliyor musunuz? virüsler. insanlar hastalıktır. bu gezegenin kanserleri. sizler vebasınız. ve bizler de bunların ilacıyız."
--- spoiler ---

(bilemiyorum altan bilemiyorum - 2 Kasım 2013 15:34)

simdiye kadar gordum en karizma smith

(nuitari - 27 Eylül 1999 00:00)

annemin televizyonda görünce "kim bu bürokrat?" diye sorduğu şahıs.

(canay - 29 Ocak 2005 16:54)

(bkz: 40 ajana takmaya, bal trinityden tatmaya geldim)

(samurai kajoshin - 14 Şubat 2005 04:11)