Divinity: Original Sin ' Oyununun Konusu : Divinity: Original Sin is a video game starring Alec Newman, Alex Tregear, and Alix Wilton Regan. The lands are plagued by a dangerous form of magic known as "Source." A small party of Source hunters is sent to investigate a...
Vampire: The Masquerade - Bloodlines(2004)(9,2-1415)
Dragon Age: Origins(2009)(9,1-6295)
Wiedzmin 2: Zabójcy królów(2011)(9,0-3484)
Wiedzmin(2007)(8,7-2514)
Dragon Age: Inquisition(2014)(8,7-3476)
XCOM: Enemy Within(2013)(8,6-295)
XCOM: Enemy Unknown(2012)(8,4-1118)
XCom 2(2016)(8,3-412)
Dragon Age II(2011)(7,6-3965)
oyun baya baya iyi lafı uzatmama gerek yok. özet olarak bir baldur's gate falan değil fakat rahatlıkla dragon age origins'e alternatif olur.şimdilik gördüğüm eksiklikler:1. sneaking yaparken karakterin varil, kaya, çalı-çırpı şekli alması*2. dialoglarda intimidate, charm vs.'yi taş-kağıt makas oyunuyla sonuçlandırmamız*3. oyunun geçtiği kıtanın, dünya'nın açıp bakabileceğimiz genel bir haritası yok.4. yukardaki madde, genel olarak harita sistemi ve mekan tasarımlarından dolayı ister istemez bir hack and slash havası var. fakat questler, savaş dinamiği falan tamamen ayrı o olaydan.
(azazel13 - 6 Temmuz 2014 02:27)
henüz sadece birkaç saat oynadım ancak şimdiden güçlü bir yılın oyunu adayı benim gözümde (kendi zevklerimin ekseninde).kickstarter'da bu oyunu desteklemiş olduğum için oldukça mutluyum. uzun zamandır böylesi gelmemişti, ve çoğu yönden o uzun zaman öncekileri de aşıyor.yılın oyunu seçersem zaten illa ki buraya 5-6 entry daha boşalırım...edit: seçemedi. (bkz: dragon age inquisition) (bkz: neo scavenger)
(inscrutable - 8 Temmuz 2014 00:19)
yüzyıllık rpg hasretine son verebilecek derinlikte, turn-based combat ve rpg kombosu manyakları için adeta cennetten düşmüş bir güzellik olmuş bu oyun. "hmm, şuna bir ateş topu, şuna fighter'ımı salayım, şunu okçumla kilitleyeyim" şeklinde basit bir sistemden çok uzakta, iki kişiye karşı bile yaratıcılığınızı konuşturmanız gereken bir savaş sistemi var. çevre faktörünü bu kadar iyi kullanan bir rpg görmedim daha önce. karşınızda 10 tane undead mi var? "normal" yeteneklerinizle bu savaşı kazanmanız mümkün olmayacak. etrafta yağ, su, zehir dolu variller var mı önce ona bakın. varili çantaya alıp (kocaman varilin çantaya sığması konusuna hiç girmiyorum, oyunlarımızın kanayan yarası) stratejik bir noktaya atabilirsiniz. etrafta hiçbir şey yoksa büyücünüzün hareket puanlarını sadece yerde yağ birikintileri oluşturmak için kullanın. yağ aynı zamanda yavaşlattığı için yaratıklar yağların etrafından dolaşarak geliyor ve yollarını uzatıyorlar. sonra da yağı ateşe verin gitsin. yanınıza yaklaşamadan yana yana gebersinler. ha aralarında birkaçı okçu ya da büyücü mü? ateşin üzerine de bir zehir patlatın etraf duman olsun, okçuların görüş alanı kapansın. ya da yağmur yağdırıp herkesi ıslatın, sonra elektiriği basın. en ufak savaşların bile birçok yolu var ve hiçbiri kolay değil. gerçekten her hareketi satranç oynar gibi bir sonraki hamleyi düşünerek yapmak gerekiyor ve elementlerin kullanımı çok etkili. böylece savaşlar kendini tekrarlamaktan, sıkıcı olmaktan çok uzak hale gelmiş. oyun birçok yönden old-school rpg şeklinde yapılmış. haritada görevlerin işaretleri, yerleri falan yok. kimse size nereye gitmeniz gerektiğini ya da yapılması gerekeni nasıl yapacağınızı söylemiyor. bir bilgiyi öğrenmenin de birden fazla yolu var. bir görevi her türlü bilgiyi öğrenmeden de bitirebilirsiniz, olay hakkındaki her ayrıntıyı öğrenerek de. araştırma ve keşfetme konusunda büyük bir özgürlük vadediyor oyun. crafting konusunda da hiçbir rpg'de görmediğim kadar çeşitlilik var. o kadar çok materyal ve eşya var ki çantanız daha ilk birkaç saatte doluveriyor. crafting konusunda da oyun son derece ketum. ne yapacağınızı kendiniz buluyorsunuz. ya da etrafta çeşitli tarif kitapları, kağıtları buluyorsunuz. ama herhangi bir eşyayı yapabilmeniz için o tarifleri öğrenmeniz gerekmiyor. çantanızdaki eşyaları birbiri üzerine getirerek yeni eşyalar yaratmak mümkün. en basitinden domates + çekiç ile domates çorbası yapabilirsiniz. ya da çivi+bot ile buz üzerinde kaymayan botlar. balkabağı ve bıçak ile balkabağını kafanıza geçirip bazı düşmanları korkutabilirsiniz(evet oyunun mizah yönü de yüksek. özellikle mezar taşlarını okumanızı öneririm). patates ve bıçak ile patates kızartması bile yapılıyor yahu, patates kızartması olan bir oyundan daha çok ne isteyebilir insan... yanına bira isteyebilir, ama o da var zaten, hem de köpüklü köpüklü çok güzel çizmişler. bira da yapılabiliyordur diye tahmin ediyorum, ama emin değilim. velhasıl oyunda bol bol ve çeşit çeşit zırh, silah, iksir, yemek, scroll yapabiliyorsunuz, balık tutma ve maden kazma da var. crafting manyakları için bulunmaz nimet. "neyi neyle birleştirince ne olabilir" diye bile saatler geçirilebilir. internette tarifler var tabii ki ama insan kendisi keşfedince çok daha güzel oluyor.oyuna başlarken yarattığınız iki karakter arasındaki diyaloglar eğlenceli, bazen biri öbürüne laf sokuyor, bazen de "pek güzel yaptın" diye övüyor. anlaşamadıkları bir nokta olduğunda -mesela birinden bilgi alırken tehdit etmeyi seçtiniz ama diğer karakteriniz mantıklı konuşmak gerektiğini düşündü- taş kağıt makas oyununa geçilmesi çok orijinal bir fikir olmuş. bir olay sonrası bazen bu iki ana karakteriniz arasında diyalog açılıyor ve oyun boyunca seçiminize göre karakteri o yönde gelişiyor. ne bileyim, "hak etti pislik" derseniz acımasız, "ama kendi sebepleri vardı" şeklinde yaklaşırsanız anlayışlı olma yönünde gelişiyor karakter. co-op modunda bu diyaloglar tadından yenmez gibi geliyor. son güncelleme ile karakter yaratma ekranında seçebileceğiniz farklı karakter özellikleri de eklendi. böylece birini ukala ve gıcık, diğerini tam tersi bir karakterde yaratıp role play'in dibine vurulabilirsiniz. al sana rpg.oyunla ilgili şikayetçi olabileceğim tek konu inventory yönetimi. gerçi co-op yönü de düşünüldüğü için böyle yapılmış sanırım, hangi karakterle bir şeyler satarsanız altın o karaktere gidiyor. eşyaları türüne göre dizme ya da hepsini alma, çoklu seçme gibi kolaylaştırıcı şeyler yok. müziklere laf edilmiş bir de ama ben çok beğendim genel olarak müziklerini(aksiyon sırasındakiler hariç).oyunda kolay para kazanmanın yolu mekanlardan tablo ve altın kadeh çalıp bol paralı tiplere satmak. grubu ayırarak bir karakterinizle mekandaki npc'yle konuşma başlatıp oyaladığınızda diğer karakterle rahatça her şeyi çalabiliyorsunuz. bu biraz kolay olmuş sanki, kimse sizi görmediği müddetçe sneak olmak bile gerekmiyor hatta.benim kişisel notum 9/10. baldur's gate hâlâ en sevdiğiniz ve unutamadığınız oyunlardan biriyse, saf rpg, çeşit çeşit crafting, tamamen özgürlük veren dünya, sağlam diyaloglar ve yaratıcı taktiksel savaşları seviyorsanız hiç durmayın. atlayın.
(topuklu - 23 Temmuz 2014 12:54)
olmuş olan oyun. çok da iyi güzel olmuş. fakat benim gibi ihtiyar oyuncu tayfasına göre değil. oyun epey dolu, çok vakit ayırmak gerekiyor. her gün oturim yarım saat bir saat oynarım mantığıyla malesef pek keyif alınmaz. boş vakti çok olan rpg oyunlarını sevenler için gayet güzel. ha tabi diablo gibi oyunları da rpg sananlara da olmaz. baldur's gate ile karşılaştıracak kadar oynamadım daha. ama o zamanlara döndürdü ya beni o yeter bile. sanırım shadowrun ile birlikte kickstart projelerinden çıkan en iyi oyunlardan biri.
(kumdan kale - 10 Ağustos 2014 22:19)
oyunda yanınıza 2 karakter daha alabiliyorsunuz. bunlardan bir tanesi air-water magician. haliyle siz baştan karakter yaratırken mutlaka fire-earth seçin. bu iki özelliğe de birer puan lütfen verin. sonradan çok faydasını göreceksiniz.enteresan bir crafting sistemi var bu arada. herşeyi birbirine eklemeye çalışarak birsürü şey bulabilirsiniz. bunun için bir web sayfası da var da bilmeden kasıp bulmak daha eğlenceli.şahsen önce ranger - figther ikilisi açmıştım. büyünün ve elemental efektlerin birbirlerine karışımının faydasını görünce baştan başladım ve bir mage ekledim ekibe.oynadıkça sizleri de bilgilendiririm ancak şu ana kadar eski usul frp severler için biçilmiş kaftan olduğunu söyleyebilirim.
(kurtkonig - 15 Ağustos 2014 09:44)
terkedilip kalbi kırılmış bir troll'e 2050 altın karşılığında hayat kadını ısmarlayabileceğiniz bir oyunmuş. quest'leri nasıl bir kafayla yazılmışsa artık "vay amk" dedirtiyor.
(hektocuk - 1 Eylül 2014 20:03)
skillerinizi dağıtırken, bir karakterinizin "nasty skills" kısmını geliştirmenizde fayda var. bu sayede hırsızlık, kilitli kapıları açma, gizlenerek bir şeyler yürütme gibi özellikleriniz güçlenecek, çalıp çırpıtıklarınızı satarak bir sürü silah, büyü kitabı, potion vs elde edebileceksiniz.ha bir de, şehirde size katılan iki elemandan birisi zaten sağlıkçı sayılır, diğerinin de vuruş gücü epey yüksek. oyunun başında seçtiğiniz elemanlardan birisine tank görevi verin, yani dayanıklılığı yüksek olsun, saldırıları üzerine çeksin, büyücü elemanınızla da bol bol oil+fire işine girince savaşları almak kolaylaşıyor.bol bol save edin. oyuna dalıp uykunuzdan olmayın. oyun oynarken çay içmeyi ihmal etmeyin.bak tanım da yapmadık, son 3 yıldır oynadığım en iyi rpg.
(yapmavolkanyapma - 4 Eylül 2014 02:29)
30 haziran 2014 tarihinde çıkmasına rağmen hala indirime girmemiş olmasıyla beni üzen oyun. yapın şöyle güzelinden bir %75 indirim de alalım.not: mezarcı değilim, kütüphanemde çok fazla* oyun olduğu için artık %75 veya üstü indirime girmeyen oyunları almıyorum.
(lordspike - 27 Eylül 2015 11:29)
gelmis gecmis en sirin tavern song bu oyundadir:https://youtu.be/7ij0eebp1zw
(jupiterianvibe - 15 Ocak 2017 21:44)
oyunu bitirdim ben oynarken oyunda başlıca iki sorun vardı1. görevlerde nereye gidip ne yapacağınızı anlamak için çok iyi seviyede ingilizce bilmeniz gerekiyor ve bazen ingilizceniz süper olsa dahi görevi nasıl yapacağınızı çözemiyorsunuz.2. oyunun başlangıcı, baldur's gate kadar olmasa bile tam bir eziyet. özellikle neyin nerede olduğunu bilmediğiniz zaman gidip seviyenizin çok üzerinde bir düşman ile karşılaşma ihtimaliniz çok yüksek fakat bu sorun seviyeniz yükseldikçe azalıyor.hikayesi çok sürükleyici olmasada espiriler ve ingiliz aksanı sayesinde pek bir önemi kalmıyor.
(escarlatina - 18 Mayıs 2018 21:16)
Yorum Kaynak Link : divinity original sin