Lab Rats: Elite Force (~ Lab Rats: Equipo de Élite) ' Dizisinin Konusu : Okullarının yıkılmasıyla seçkin bir özel okula gitmeye hak kazanmış işçi sınıfından olan 3 gencin okulun zengin öğrencileriyle çatışması, sınıf arkadaşlarından birinin öldürülmesi ile gerilimin dozunu iyice artıracaktır.
Lab Rats(2012)(6,6-3972)
Kickin' It(2011)(6,5-5177)
Liv and Maddie(2013)(6,3-5588)
K.C. Undercover(2015)(6,2-2608)
I Didn't Do It(2014)(6,2-1870)
Austin & Ally(2011)(6,0-7733)
Jessie(2011)(5,9-12929)
Bunk'd(2015)(5,7-1877)
Best Friends Whenever(2015)(5,7-1344)
A.N.T. Farm(2011)(4,9-5123)
ingilizce'de "kendi", "kendin", "cameron diaz" anlamlarina gelen bir kelime..
(ssg - 28 Nisan 2000 02:09)
(bkz: ayna)
(self - 30 Nisan 2000 16:53)
ricoeur “kendi”liği, oradan geçmişimize dair anlatılar “kurabileceğimiz” bir soyut nokta olarak görür – bu kendi anlatının “kim”ine verilen cevaptır. ne var ki, bu anlatısallığa indirgenen kendilik sorununda iki temel sorun belirir? bu anlatıların gerçekliğine dair sorundur. birinin “samimi” bir şekilde anlatı oluşturması bir garanti oluşturmaz. burada bazı kriterlerden söz edilebilir. örneğin, içsel tutarlılık, dışsal tuturlılık ( başkalarının onayı) v.s gibi. bunun yanında, ricoeur kendilik sorununu aydınlatmak için bir ayrıma gider. aynılık olarak özdeşlik (idem) ve kendilik olarak özdeşlik(ipse). birincisinde, bütün değişimlerin ötesinde aynı kalan bir töz düşüncesine gönderiliz; ikincisinde ise “ben neyim” sorusunun eşlik ettiği ve üstüne düşünmeye zorlandığım bir zamansallık boyutu açılır, yani her seferinde değişen amaçlarım, benimsediğim değerler v.s.. fakat kendilik sorununu anlatısallığa indirgediğimiz zaman gerçekten sorunu çözmüş olur muyuz? deneyimlerimiz anahtarlık gibi sahip olduğumuz bir şey değil, onlara eşlik eden öznel bir “his” de vardır, yani o deneyimin aynı zamanda nasıl bir şey olduğu. deneyimin öznelliğe gönderen yanı, yani “nasıl bir duygu (şey)” olduğu şöyle bir ayrımda daha net görürüz: nesnenin özne için nasıllığı ve “nesne deneyimi”nin özne için nasıllığı. buradan nesne ile nesnenin deneyimi yani nesnenin verilişinde bir öznel deneyim unsurunun da ortaya çıkması vardır. bu nesnenin deneyimdeki öznel yanı, birinci-şahıs bakış açısını ihmal etmek, yani nesnellik yanılgısına düşmek olur-fakat bu üçüncü-kişi bakış açısı olmadığı anlamına gelmez. kısaca, bir deneyimin bir özne için “nasıl bir şey(duygu)” olduğu deneyimin nesnesinden ziyade, bu nesnenin bana nasıl verildiği ya da deneyimlendiği ile alakalıdır.hiçbir zaman bir nesneyi doğrudan doğruya deneyimlemeyiz. her zaman belirli bir tarzda deneyimleriz. örneğin, yargılanmış, tanımlanmış, görülmüş v.s olarak. deneyimsel özellikler kırmızı veya mavi gibi değildir bunlar nesneye çeşitli erişim tarzlarımıza aittir. yani, aynı nesne kendini çeşitli erişme tarzlarının her birinde farklı sunar. nesneye her yönelişimizde farklı verilme tarzları vardır. her ne kadar nesneye erişme tarzlarında farklılık olsa da, bütün deneyimlerimize eşlik eden “benimlik” vardır. örneğin, acı duyduğumda ya da acıktığımda bunları yaşayanın öznesinin “ben” olduğum dolaysızdır. fakat bu bilinçli-ben’den ayrılmalıdır. burada tematize edilmemişlik vardır. her deneyime eşlik eden kendi deneyimin üstünde ya da deneyimle dışsal ilişkide bir şey olarak görülemez( kant’ın her deneyime eşlik eden ve hiç değişmeyen formel “ben”i gibi) bilinç akışına dışsal olarak durmaz, her deneyimde bu zaten mevcuttur. kısaca, burada anlatısallık olarak kendilikten daha kökensel olan bu kendi kendine gönderme yapan kendiliğin çekirdiği dediğim bir göndergeselliktir.şunu da eklemek gerekir: kendi deneyimde verili olmadığı ya da sonradan uydurulduğu ya da yansıtıldığı yollu hume- nietzsche çizgisindeki self kavrayışının yargısal ifade karşılığı “masanın farkındayım” değil “masanın farkındalığı var” şeklinde edilgen bir yargıdır. bütün son dönem düşünceyi belirleyen olay düşüncesinin v.s kökendinde bu her türlü kendiliğin fes edilmesi yatar.
(sinthome - 27 Mayıs 2009 20:19)
türk yapımı ücretsiz korku oyunu "self" sizlerletürk oyun tasarımcısı ahmet kamil keleş'in 6 yıl boyunca üzerinde çalıştığı self adlı korku oyunu nihayet çıkış yaptı.mekan olarak outlast'a ve oyun içi modelleri de manhunt'a benzettiğimiz self'te; kendinden ölesiye nefret eden bir kişinin kabullarla dolu hayatını konu alıyoruz. ayrıca bu duruma psikolojik etkiler de sebep oluyor.geliştiricinin belirttiğine göre de; oyun kısa ancak sert ve yoğun bir atmosfere sahip. tabii outlast, manhunt, the evil within, silent hill gibi oyunlarda olduğu gibi self'i tamamen yetişkinlere öneriyor. çünkü oyunda insanın kendine zarar vermesi önemli bir kısmını oluşturuyor.sadece pc/windows platformlarına çıkan self'i buradan ücretsiz olarak indirebilirsiniz. oyun doğal olarak türkçe dil desteğini de desteklemektedir. oyunun boyutu ise 241 mb'dır.oyunun ekran görüntülerine de aşağıdan bakabilirsiniz.kaynak: bsc
(ergenpezeveng - 26 Ekim 2014 03:21)
türk oyunu olduğunu görünce merak edip izlediğim ve sonunda hayal kırıklığına uğradığım oyun. tek kelime ile ifade etmek gerekirse olmamış demek yeterli, hele 6 yılda yapıla yapıla bu yapıldıysa hiç olmamış.
(kuzey li - 7 Nisan 2015 23:22)
carl gustav jungun analitik kuramında kişiliğin komponentlerinde bulunan arketiplerden bir tanesidir. (diğerleri; persona, anima, animus ve gölgedir.) ''merkez arketiptir. diğer arketipleri ve onların bilinç düzeyinde ortaya çıkışlarını düzenler, örgütler ve kişiliğin bütünleşmesini sağlar. eğer bu bütünlük sağlanırsa, kişinin kendini gerçekleştirdiği söylenebilir. kişinin kendini gerçekleştirebilmesi için, ego ile işbirliği içinde olması gerekir. eğer ego self arketipinin çağrılarına uymazsa, bilinçdışı içeriğin self'e ulaşmasına izin vermezse, kişi kendini tanıyabilme olanağından yoksun kalır.kişi, bilinçdışı dünyasını bilinçlendirdiği oranda kendisiyle uzlaşır. bilinçdışı kaynaklarını tanıyabildiği oranda kendisiyle çatışmaz ve çevresine de o oranda hoşgörülü olur. self (ben) arketipinin gelişmesiyle, kişi kendini daha iyi tanımaya, algılamaya ve anlamaya çalışır.''
(ateh - 26 Temmuz 2004 00:11)
öz, kendi, kendilik, özbenlik, oto, zat. mümkün oldugunca siddetten arinmis bir tavirla yaklasilmasi gereken karmasik bir sey. suralardan ise baslamak iyi olabilir:- kendini bilmek-----socratic maxim: know thyself. - kendine özen göstermek-----plato's alkibiades: care for the self.- itirafta huzur bulmak, kisisel kesif-----augustine's salvation in the confessions: personal quest.- özsevgi-----rousseau's: love of self - amour de soi.
(anjelic - 26 Haziran 2016 15:16)
bireyin kendisine ilişkin tanımlama ve algılamaları olarak kabul edilirse, bu mantıkla en doğru karşılığı "benlik" olmalıdır. başkalarının o kişiye ilişkin tanımlama ve algılamaları ise "karakter" olarak nitelendirilebilir ve/veya isimlendirilebilir.
(you are no longer a prisoner of fate - 14 Temmuz 2017 21:42)
öz. ego bilincin merkezidir, ancak self hem bilince hem de biliçdışına ait olanı kapsayabilir. kişiliğin birbirinden ayrı ögelerine ve bilinçdışındaki süreçlere karşı toplayıcı bir mıknatıs gibi işlev görür ve egonun bilincin merkezi olması gibi self de bu bütünlüğün merkezidir.self, doğu'daki biçimiyle -atman parusha, brahman- gibi bilinen bir felsefi kavram durumundadır. hindu düşüncesinde öz(self), yüce ilke, varlığın yüce 'bir'liğidir.(bkz: ego)
(phoibe - 5 Mart 2005 21:56)
house m.d'den cümle içinde kullanılışına bir örnek:house amber'ın yeni statüsüne yeşil ışık yakar.greg house: i've decided you could do worse than a female proxy for me.james wılson: so you're going to acknowledge that people can change?greg house: no.james wılson: you think ı've changed or amber's changed?greg house: nope.james wılson: then you've changed.greg house: ıf you do change, can it be the part of you that chases me down halls, trying to change me?james wılson: do you know what this means?greg house: that you made one good dating choice. the fabric of the space/time continuum could unravel.james wılson: my world could expand. i could form a long-term connection that isn't with you. and since you put the darkest possible construction on everything, you could end up losing a friend. you've thought of all this.[house cevaplamaz]james wılson: and yet you're going along with it. (üşümekten titrer hafif) are you being... self-sacrificing?greg house: ı'll sacrifice... a lab rat. ı'll sacrifice a fly. ı'll sacrifice two hundred on a mudder at monmouth park. i don't sacrifice self.[wilson kafasını sallar]shabbat shalom, wilson.shabbat shalom, house.(bölüm biter)"
(torikaeshi - 7 Şubat 2018 01:38)
Yorum Kaynak Link : self