Süre                : 1 Saat 34 dakika
Çıkış Tarihi     : 19 Ekim 2016 Çarşamba, Yapım Yılı : 2016
Türü                : Döküman
Ülke                : İsviçre,Almanya,Avusturya
Yapımcı          :  Nikolaus Geyrhalter Filmproduktion , ORF Film/Fernseh-Abkommen , ZDF / 3sat
Yönetmen       : Nikolaus Geyrhalter (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Nikolaus Geyrhalter (IMDB)(ekşi)


  • "(bkz: insan version 0 1 beta)"
  • "1996 yılında kopenhag'da babun, orangutan, şempanze ve lemurların yanına plastik bir kafeste giyinik olarak teşhir edilen homo sapiens'ler konuldu, bu şahıslar henrik lehmann ve marlene botoft idi."
  • "gunumuzden yaklasik 100 bin yil once yasamis atalarimiz. homo sapiens sapiensler onlardan 60 bin yil gibi si sure sonrasinda adlandirilan turdur."
  • "bergson'a gore zekasini, algiladiklarini bagimsiz olarak degerlendirmek icin kullanan insandir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    65.000 yıl önce birden afrika'nın doğusundan yola çıkmaya karar verdi(ler). 60.000 yıl önce orta doğuya, 50.000 yıl önce asya'nın doğusuna ve avustralya kıtasına ulaştılar. bir başka grup 40.000 yıl önce avrupa'ya varmıştı. 16.000 yıl önce doğu sibirya'daki bazı avcı grupları daha doğuda ne olduğunu merak edip, o zamanlar boğaz olmayan bering boğazından geçtiler. bir bölümü de bundan 1000 yıl sonra güney amerika'ya ulaştılar ve insanoğlu teee 15.000 yıl önce dünya'daki tüm kıtaları keşfetmiş oldu.*


    (the mighty arms of atlas - 23 Kasım 2010 20:27)

  • comment image

    1996 yılında kopenhag'da babun, orangutan, şempanze ve lemurların yanına plastik bir kafeste giyinik olarak teşhir edilen homo sapiens'ler konuldu, bu şahıslar henrik lehmann ve marlene botoft idi.


    (de payens - 29 Ocak 2011 18:06)

  • comment image

    insanın kategorize ismi.
    herşey ama herşey bu türün etrafında döner. onlara sorarsanız öyle.
    ben bi tür tez konusu için bu dünyayı izleyen dünya dışı bir zekayım. inceliyorum bu dünyayı.
    şimdi uyarılarımı buradan yapacam, dinleyen dinler dinlemeyen kendi kaybeder. sen kaybedersin, ben iyiyim, sen kaybedersin.

    *bu tür aslında bir maymun. bir kısmı bunu kabullenemiyor, bir kısmı kabulleniyor, çok büyük bir kısmı konuyu bile tartışmıyor. bunun derhal düzeltilmesi gerek.

    *mal ticaretinin kağıt üzerinde yapılması diye bişey var. aslında başlı başına ticaretin varlığı bir anomali!
    mal kimsenin değildir. mal toplumun da değildir. mal orada duruyordur. bu basitlik çok büyük bir kargaşa yaratmış modern toplumlarda. manyak mısınız lan?

    *çok büyük olaylar dönüyor hacı.

    *bu dünya çok karışmış, daha seleksiyonun erken evrelerindeki koca bir fauna. çok boyutlu düşünen zeka az.
    diyorlar ki "homo sapiens kendisini yok edebilecek güce sahip, ve bu güç bir gün kendisi gerçekten de yok edecek"
    ben buna katılmıyorum. en küresel felaketlerde bile, nüfusu fazla olan populasyonlar az biraz tohumunu bırakabilir.
    insanoğlu tarihinde 2000 kişiye düşüp, zekasıyla yeniden ve yeniden üreyebildi. bunu yine yapar.

    *zeka evrimin gözbebeğidir. ve zeka yeterince uslu durursa belki bir gün ormanda evrimi görür. kendisini zeka ile gören evrim ise, artık bir sonraki adımı milyarlarca yıldır yaptığı gibi doğaçlama değil planlı olarak atabilecektir. işte zekanın, kritik amacı budur. zeka evrimin beyni olmaya aday bir makinedir.
    ya kendi evrimini planlı olarak kurabilme ve bir sonraki nesli değiştirme kabiliyetinin farkına varır ya da elenir.

    *bireyin amacı ise, kozmik zamanda bir göz kırpması kadar bile olmayan kendi zamanının kopyalarını çıkarmaktır. zekanın kendisine oluşturduğu ilüzyondur. zeka kendisinden bir parçayı kendisine yabancılaştırır, adını mekali kulkin, adebayor, david, oturan bizon ya da fatma, jennifer olarak kaydeder.
    ortada kendisini kişi sanan bir et parçası var kısacası.

    son olarak,bir tür hipokrat yeminine sahip olduğum için gördüğüm her zekaya söylemekle yükümlü olduğum bir şey var.
    size 1.3 milyar yıldır güncelliğini koruyan, uzun bir süredir galaktik ve ötesi mecralarda yapılan anketler neticesinde ulaştığımız bilgilerden çıkardığımız evrensel olan tek doğruyu söyleyeceğim.

    "herşey aslında vardır."

    ciuuvv*


    (ernsteverhard - 13 Şubat 2011 02:15)

  • comment image

    dünyaya sonradan bırakıldığına ve o zamana kadar gelişmekte olan ne kadar insansı varsa tamamının kökünü kazıdığına inandığım tür. bırakılmamış olsaydık, benzer fakat daha farklı gelişim göstermiş iki ayak üstünde yürüyenler olacaktı ama bir kaç uzaylının deneyi ya da bizden kurtulma isteğiyle güneş sistemindeki 3. gezegeni topluca hallettik spor gazetesi.

    http://www.milliyet.com.tr/…-yilinin-fotograflari/1

    özellikle 10. foto "bu dünyaya ait değiliz!.." diye bas bas bağırttı!..


    (kitarobit - 3 Aralık 2013 15:55)

  • comment image

    yillar once insanlarin kendilerini hayvanlardan ayiran en buyuk ozelligin dusunmek oldugu yanilgisina dusup kendi turlerine verdikleri genel ad..ancak daha sonradan yapilan incelemelerde bir çok hayvanin da düsünme ve akil yurutme yetisine sahip oldugu gorulmustur..bunun yaninda insanlarin yapip hayvanlarin yapamadigi en belirgin seyin gulmek oldugunu farketmislerdir..


    (vercingetorix - 28 Mayıs 2004 23:29)

  • comment image

    sanılanın aksine 200.000 yıl önce değil, 300.000 yıl önce ortaya çıkan tür. max planck enstitüsü evrimsel antropoloji bölümü ve rabat ulusal arkeoloji enstitüsünün yaptığı analiz sonucu fas'ta bulunan fosillerin sanılandan çok daha yaşlı olduğu ortaya çıktı. bilim dünyasında doğu afrika, homo sapiens'lerin kökeni olarak kabul ediliyordu. fas'ta bulunan kalıntılar ise homo sapiens'lerin kuzey afrika'da da yaşadıklarını gösteriyor.

    nature dergisinde yayınlanan makalede homo sapiens'lerin 315.000 ile 340.000 yaşında olduğu belirtiliyor.

    https://www.nature.com/…n7657/full/nature22335.html
    https://www.nature.com/…n7657/full/nature22336.html


    (diarium - 7 Haziran 2017 20:47)

  • comment image

    bir hayvan düşünün. 300 bin yıldan 12 bin yıl öncesine dek 290 bin yıl boyunca durgun bir yaşantı geçirsin. son 12 bin yılda ise bir anda coşuversin. bu patlamanın yanıtı basit, ancak yazımızın odak noktası bu yanıttan ziyade hayvanımızın geçirdiği değişimler olsun istiyorum.

    son 12 bin yıl öncesine girmeden, geri kalan 290 bin yılda neler yapmış bu hayvan? diğer hayvanlardan kendisini ayıran özellikleri neler olabilir?

    iki ayak üstünde durabiliyor bu hayvan. ancak bu hiç de bir yenilik sayılmaz. kendilerinin henüz dünya üzerinde esamesi okunmaz, o dönemlerde varsa eğer portakalda vitaminken; 4 milyon yıl öncesinde iki ayağa kalkan ataları vardı.

    taş aletler... bu da pek bir yenilik sayılmaz, 3 milyon yıl öncesinde ataları kullanmışlar taş aletleri.

    ateş kullanıyor. bu da bir yenilik sayılmaz aslında. 3 milyon yıl öncesinde.

    kürk kullanıyordu bu hayvan. yenilik diyebilir miyiz? maalesef... yine şaşıramadık. yakın akrabalarının kürk kullandığını, hatta iğne bile kullandıklarını biliyoruz.

    yakın akrabalar mı? kim bu yakın akrabalar? şu anda neden yoklar? söz konusu yakın akrabalarından kendini ayıran, onlar ortadan kalmışken kendisinin bu satırları yazmasına neden olan şey nedir? yanıtı, biraz şans ve biraz daha akıllı olup uyum sağlayabilmesi. biliyoruz ki 30 bin yıl öncesinde hayvanımızla birlikte kendisiyle benzer yaşam biçiminde yaşayan 3 farklı yakın akrabası daha bulunmaktaydı. asya'da denisovanlar, endonezya'da homo floresiensisler, avrupa ve asya'da neandertaller. hatta öyle ki hayvanımızın neandertal ile kesin kanıtlar var seviştiğine dair.

    hayvanımız gerçekten de durgun sayılabilecek bir 290 bin yıl geçiriyor. yine de hakkını yememek gerek. son 50 bin yılda ciddi bir yenilik getirdiğine tanık olmuyor değiliz. yaptıkları flütler ve heykeller ile daha soyut düşünebildikleri; iletişimlerinin, dillerinin çok daha gelişmiş oldukları sonucunu çıkarabiliyoruz. bu yazıyı okuyan ben ve sizler istiyoruz ki bu hayvan gerçekten bir devrim yapmış olsun, ne bileyim uzaya füze fırlatsın, üniversite arkadaşlarıyla geceleri fıfa turnuvası düzenlesin; dünya savaşları olsun, hendekler, ne bileyim tanklar filan? flüt ne olum? :)

    ***

    ve 12 bin yıl öncesine geldik. aman yarabbi! çok şey oluyor çok! adeta askerden yeni dönmüş gibi hayvanımız. neler olmuş, neler yapmış bu kısa zamanda, biraz göz atalım.

    ilkin köyler kurduğunu görüyoruz bu hayvanın. şu anlama geliyor: hayvanımız göçebeliği bırakıp, yerleşik yaşama geçiyor. bakalım nerelerde ne zaman kurulmuş bu köyler?

    12 bin yıl önce bereketli hilal'de
    9500 yıl önce çin'de
    8000 yıl önce amazon'da
    5500 yıl önce ingiltere'de
    3500 yıl önce orta amerika'da

    yukarıda saymadığım pek çok yer var... birbirlerine uzak olan bölgeleri seçtim.

    şimdi... avcı-toplayıcılığı bırakıp yerleşik yaşama geçtik. yiyecek arayışları için evini bırakıp uzaklara gidemez. takdir edersiniz ki yiyecekler kuzu kuzu hayvanımızın ayağına gelmez. ekmeği aslanın ağzından almak yerine evinin etrafından alması gerek. işte burada tarım devrimi'ni gerçekleştiriyor hayvanımız. bitkileri evcilleştiriyor, onları evinin yakınında yetiştiriyor ve dahası depolayabiliyor. evcilleştirilen bitkilerin bazılarına bir göz atalım.

    10.500 yıl önce bereketli hilal'de buğday
    9500 yıl önce çin'de pirinç
    9000 yıl önce yeni gine'de şekerkamışı
    5500 yıl önce orta amerika'da mısır
    5500 yıl önce andlar'da patates
    4500 yıl önce kuzey amerika kıtasının doğusunda ayçiçeği

    hayvanımız yerleşik yaşama geçti ve tarıma başladı. neler oldu bu sayede? nüfusu arttı. mesela 1 birim doğal alanda 1 aile avcı-toplayıcılıkla doyabiliyorken, tarım ile şekillendirilmiş 1 birim alandan 10 aile doymaya başladı. hayvanımız önceleri ortama uyum sağlarken artık şimdi, ortamı kendine uyum sağlayacak biçimde şekillendirmeye başladı. bu akıma hayvanlar da kapıldı. kimi hayvanlar, söz konusu hayvanımız ile işbirliği içine girdiklerinde etobur hayvanlardan korunabildiklerini gördüler. boyun eğip hayvanımızın kanatları altına girdiler. hayvanımız onların etinden, sütünden yararlandı, onların kas gücünden faydalanarak tarlalarını sürdü, uzun mesafeleri sırtlarına yükledikleriyle beraber kat edebildiler.

    12.000 yıl önce berketli hilal, çin ve kuzey amerika'da köpek
    10.000 yıl önce bereketli hilal'de koyun ve keçi
    8000 yıl önce bereketli hilal, hindistan'da inek
    6000 yıl önce ukrayna'da at
    6000 yıl önce mısır'da eşek
    5500 yıl önce andlar'da lama
    4500 yıl önce arabistan'da arap devesi; orta asya'da çift görgüçlü deve

    hayvanımızın doğa ile mücadelesi ikinci plana düşüyor artık. asıl düşmanı kendisi. karmaşık bir yapılanma kurmuş. pek çok sınıf var; yöneticiler, askerler, zanaatkarlar, çiftçiler... başka topuluklarla iletişim halinde; kılıçla veya ticaretle. örgütlenmesi son sürat devam etmeli. sınırlar belirlenmeli ve bilinmeli, savaşlar sonrası bazı sözler verilmeli, depolarda ne kadar yiyecek olduğu ve bu yiyeceklerin hayvanımızın içinde bulunduğu topluluğu ne kadar idare edeceği yazılmalı... yazılmalı? yazmak?

    5500 yıl önce sümer
    5000 yıl önce mısır
    3300 yıl önce çin
    2600 yıl önce orta amerika

    ***

    durgun geçen 290 bin yılı ve hararetli, deli dolu, flörtleşmenin o tatlı heyecanı içinde geçen 12 bin yılı gözünüzün önüne getirin. kişioğlu ister istemez liverpool maçı sonrası sinan engin gibi oluyor: "adamlar 12 kez geldi 8'i gol oldu"

    hayvanımız aynı hayvan. hadi, 250 bin yıl önceki değil de 50 bin yıl önce yaşamış bir hayvanın mezarını kazın, dna'sını tıpkısının aynısı şekilde bugün zigot olarak bir annenin karnına nakledin ve doğurun. herhangi bir zorluk çekmeyecek günümüz yaşamında. annesinin sütünü emecek, diploma alacak, araba kullanacak, sevişecek, savaşacak, ölecek... neden durgun bir 290 bin yıl geçirdi bu hayvan? neden bu koca zaman aralığında koyunu evcilleştirmedi, buğday yetiştirmedi, köyler kurmadı, yazı yazmadı?

    üstelik en şaşırtıcısı, yukarıda verdiğimiz evcilleştirmelerin, icatların büyük çoğunluğunun birbirlerinden bağımsız gerçekleşmesi. yerleşik yaşam ilk bereketli hilal'de gerçekleşti ve oradan dünyaya yayıldı gibi bir durum yok. evet yayıldı; avrupa'ya anadolu üzerinden bereketli hilal ile yayıldı ancak bu çin için bu geçerli değil. ya orta amerika'yı ne yapacağız? kendileri keşfettiler. yalnız bir noktadan dünyaya yayılmış değil. farklı coğrafyalardan pek çok hayvan saydık, onlar da kendi bölgelerinde farklı insanlarca, farklı zamanlarda, farklı tekniklerde evcilleştirildiler; bitkiler için de geçerli bu durum. veya yazı. ne kadar soyut bir eşya kendisi. mısır'ın yazısı sümerlerden etkilendiği soru işareti olsa da hadi belki çin'i de ekleyelim buna; fakat orta amerika'da bağımsız bulunduğu su götürmez bir gerçek. dediğimiz gibi, hayvanımız aynı hayvan, evrim geçirmemiş. 290 bin yıl soru işareti olsa da 50 bin yıl önceki, uyum sağlayabilecek akla sahip günümüze. neden tüm bu olaylar tıklım tepiş 12 bin yıla sığdı?

    12 bin yıl önce ne oldu?

    12 bin yıl önce, 3 milyon yıldır süregelen buzul çağı sona erdi efendim.

    buzul çağı'nın sona ermesiyle coğrafyalar değişti. coğrafyaların içinde yaşayan bitkiler ve hayvanlara hayvanımız daha kolay erişebildi. hayvanımızın yaşayabileceği alan hayli kere hayli arttı. zorlu koşullarda geçen 1 birim alandan devrim çıkarmak; daha kolay uyum sağlanabilen 10 birim alandan devrim çıkarmaya oranla daha zordur.

    hayvanımız akıllıydı evet, ancak geçen yüzbin yıllar boyunca potansiyelini gerçekleştirebileceği ortamı bulamadı. lionel messi'yi alın tavşanlı linyitspor'a koyun. o kupaların ne kadarını kaldırabilir? veya etiyopyalı biri endonezya'da bir göl köyünde yetişse, uzun mesafe koşucusu olabilme ihtimali nedir? uzay boşluğunda ben, ne kadar yaşayabilirim?


    (francis underwood - 24 Şubat 2019 02:01)

Yorum Kaynak Link : homo sapiens