Süre                : 1 Saat 56 dakika
Çıkış Tarihi     : 26 Ocak 2017 Perşembe, Yapım Yılı : 2017
Türü                : Komedi
Ülke                : Taiwan,Çin
Yapımcı          :  1 Production Film , In Entertainment
Yönetmen       : Yu-Hsun Chen (IMDB)
Senarist          : Yaosheng Chang (IMDB),Yu-Hsun Chen (IMDB)
Oyuncular      : Qi Shu (IMDB)(ekşi), Qianyuan Wang (IMDB), Hsiao-chuan Chang (IMDB), Mei-Hsiu Lin (IMDB)(ekşi), Tony Yo-ning Yang (IMDB), Eric Tsang (IMDB)(ekşi), Pao-Ming Ku (IMDB), Yu-Chieh Cheng (IMDB), Wei-min Ying (IMDB), Chieh-Hui Hsu (IMDB), You Wu (IMDB), Niuniu Fang Wang (IMDB), Shao-Huai Chang (IMDB), Zan Ban (IMDB), Jag Huang (IMDB), Lawrence Ko (IMDB), Bamboo Chu-Sheng Chen (IMDB), Allen Chen (IMDB), Ctwo (IMDB), Daniel Chen (IMDB), Sung-Yu Chan (IMDB), Da-Ming Chang (IMDB), Lo-Chun Chang (IMDB), Ting-Le Chang (IMDB), Ting-Yung Chang (IMDB), Yaosheng Chang (IMDB), Chin-Shun Chen (IMDB), Hon-Fan Chen (IMDB), Hsiang-Tin Chen (IMDB), Jhih-Wei Chen (IMDB), Wan-Hao Chen (IMDB), Yen-Ta Chen (IMDB), Yen-Tso Chen (IMDB), Yu-Wei Chen (IMDB), Stephen Chi (IMDB), Joseph Chien (IMDB), Yu-An Chien (IMDB), Ju-Ting Chin (IMDB), Chu-Hua Fan (IMDB), Wei-Cheng Hsiao (IMDB) >>devamı>>

Jian wang cun (~ The Village of No Return) ' Filminin Konusu :
Jian wang cun is a movie starring Qi Shu, Qianyuan Wang, and Hsiao-chuan Chang. It is an unusual day for the remote and isolated Desire Village. A mysterious Taoist priest brings a magical equipment that can erase one's memory....


  • "resmi adı çin cumhuriyeti'dir, çin halk cumhuriyeti değil, aman dikkat!"




Facebook Yorumları
  • comment image

    türkiye'nin de dahil olduğu birçok ülkenin bağımsız bir devlet olarak tanımadığı, ama aynı zamanda ilişkilerini devam ettirmekte oldukları ada ülkesidir.
    mesela türkiye'de bir büyükelçilikleri yoktur, ancak tanınmayan bu devletin tayvan adası üzerinde fiili bir hakimiyeti olduğu için özel bir temsilcilikleri vardır ülkemizde. bu karmaşık statü için uluslararası ilişkiler literatüründe strategic ambiguity (stretejik muğlaklık) adıyla bir yenilik dahi icat edilmiştir.

    ayrıca içeriği zaman içinde muğlaklık ve değişiklik gösteren üç hayır politikasının (three nos) da bu karmaşık statü problemini yine komleks olan çin düşünce sistemi çerçevesinde ve amerikanın oynak pragmatik politikaları ekseninde az çok ifade ettiği söylenebilir.
    şöyle ki 1950'lerden sonra "çin halk cumhuriyeti" ile aralarındaki gerginlik "üç hayır" ile özetlenmeye çalışılmıştır; uzlaşmaya hayır, ilişkiye hayır, müzakereye hayır. amerika birleşik devletleri'nin çin halk cumhuriyeti ile ilişkilerini zaman içinde geliştirip, yakınlaşması sebebiyle uluslararası arenada kıta çin'ini de tayvan'ı da "çin halk cumhuriyeti"nin temsil ettiği genel olarak kabul görmeye başlamış ve başkan bill clinton un ifade ettiği gibi bu hayırların kapsamı yepyeni bir forma dönüşmüştür; tayvanın bağımsızlığına hayır, iki ayrı çin'e hayır, tayvan'ın uluslararası örgütlere katılımına hayır.
    şimdilerde ise bu üç hayır, birleşmeye, bağımsızlığa, askeri çatışmaya hayır şeklinde tayvandaki çin halk cumhutiyeti yanlısı "milliyetçi halk partisi" (kmt) tarafından yeniden formüle edilmiştir. bu karmaşık ifadeyi sloganlaştıran sözkonusu parti geçen ay yapılan seçimlerde iktidarı net biçimde kazanmıştır. yani iktidardaki partinin ifadeleri ile ne birleşme olacak, ne askeri çatışma olacak ne de tayvan bağımsız olacak... (?)

    netice olarak tayvan'ın bağımsızlığı konusunda iki kelime ile net olarak statüyü ifade edecek bir formül bulmak hayli zor. bize uzak olan asya'nın girift, içinde (bize göre) çelişkileri barındıran düşünce sistemleri içinde yerini bulan tayvan'ın statüsünün tarihsel olarak da hollanda, fransa, japonya ve amerika devletlerinin siyasi, askeri etkileri sebebiyle uluslararası ilişkiler literatüründe kendine özgü, muğlak ve nadide bir fenomen haline geldiği söylenebilir.

    http://www.usakgundem.com/makale.php?id=359
    http://www.asam.org.tr/…r.asp?id=2072&kat1=58&kat2=


    (balcar - 20 Nisan 2008 12:48)

  • comment image

    evlerinde genelde mutfak bulunmaz. yemeklerini hep disarda yerler. yemeklerinden gina geldigi icin mutfakli bir ev kiralamak isterseniz. arkadasinizdan size uygun fiyata mutfakli bir ev bulunmasini istersiniz, sonuc ise dumurluktur. odayi mutfak olarak kullanabilmeniz icin verilen bir adet piknik tupu....


    (comput us - 30 Mart 2011 15:19)

  • comment image

    tanıştığım bir vatandaşı ile yaptığımız kısa bir sohbet sırasında bana, "aslında gerçek çin bizim ülkemiz, sizin çin diye bildiğiniz ülke çin değil" demiş idi, ben de cevaben "onlar da sizin aslında bir ülke olmadığınızı, kendi ülkelerinin işgal edilmiş bir parçası olduğunu söylüyor, buna ne diyeceksin" dediğimde ise dişe dokunur bir cevap verememişti. hala da aklıma gelir ağlarım gizlice.


    (guru - 8 Haziran 2003 01:10)

  • comment image

    japonya ve çin'den sonra bademcanlar tarafından istila edilmiş bir başka asya ülkesi daha.
    çoğu dondurmacı ve ümmetçi bireyler... okullar da açılıyor işler yerinde maş'allah... kıymet, gıybet, mevlüt eğitim kurumları vs. ...

    "-inşe'allah orayı da aldıh kardeş, dayvanlılar çoh muhteremler... ah keşke bacıları da örtünse, abdestimiz bozulmasa ya. :-ı( "

    ulan bari oradaki insanları rahat bırakın be meymenetsiz herifler.

    edit: niye beğenmedin kardeşlik?:-)


    (secret omen - 30 Ağustos 2012 19:49)

  • comment image

    bu yaz uluslararası bir kongre vasıtasıyla yaklaşık 20 günümü geçirdiğim ve hiç unutmayacağım ülke. belki yemekleri berbat ötesiydi, belki %80-90 a varan nem ecdadımızı belledi ama taipeideki bisiklet keyfini, kaohsiungdaki harika otelimizi, penghu adasında hayatımda ilk kez elektrikli motosiklet sürüşümü, 60 katlı binaları, taipei 101'ı , birbirinden ilginç tapınakları, ingilizce seviyesi çok kötü olmasına rağmen yardımseverlikte çığır açan insanlarını unutabilmek mümkün değil.

    yurtdışı tecrübesini sadece bina ve köprü görmek, pahalı mekanlarda fotoğraflar çekinip check-in yapmak olarak görmeyen, iyisiyle kötüsüyle dolu dolu tecrübeler yaşamak, ve gerçekten "farklı" bir kültür tanımak isteyen insanlar için kesinlikle gidilmesi ve görülmesi gereken bir ülke


    (gorkemli olur gariplerin orgazmi - 15 Eylül 2014 11:21)

  • comment image

    resmiyette cin'e bagli ama bagimsiz hareket eden uzakdogulularin adasi. aklimda kaldigi kadariyla anlatayim:

    seyahat: vize icin ugrasmaya gerek yok, umuma mahsus pasaportlular ucakla havaalanina geldiginde, sira beklemeden vizelerini alinabilirler. hatta hic soru sormadilar bana; direk iki resim verdim, ben form dolduruken, gorevli kadin vizemi pasapostuma yapistirmisti.

    sehir: sehirlesme ve evler istanbul'dakilere benziyor. ilk basta trafikte cok fazla mobilet kullanilmasi beni sasirtti. sehirde fazla cekik gozlu olmayan kisi yok. herkes cekik gozlu. acikcasi turistik yerlerde cekik gozlu olmayanlar da coktur diye dusunmustum ama havaalaninda dahi tek tuk var. sehirde zaten neredeyse hic yok. metroda size caktirmadan bakan gozleri hissediyorsunuz. oyle ki insan bir noktadan sonra uzak dogulu gormekten bikiyor.

    oteller ucuz, 4 yildizli otellerin fiyati isvicre'deki en kotu single room'lar kadar. (simdi eksici picleri taniyorsam bu yazdiklarimdan benim "bakin ben isvicreye de gittim ha" demek istedigimi dusunecekler)

    hava: ekim ayi olmasina ragmen inanilmaz sicak ve nemliydi. gitmeden hava durumuna baktim ama yine de yanima kazak falan almistim, gereksizmis.

    yemek: cok sikintili. hatta en buyuk sikinti. bu ulkede yasamaya karar verecek olsaniz bile sirf yemek sikintisi yuzunden -eminim- vazgecersiniz. helal yemek bulmak imkansiz. vejeteryan seceneklerini yiyeceksiniz mecburen. onlara da sos koydurmayin, yoksa yiyemezseniz. hergun sushi ve cesitli baliklar yedim. ucuncu gun karnim agridi. haliyle bir haftada turkiye'deki yemekleri ozlersiniz. o burun kivirdigim mcdonalds patetesleri imdadiniza yetisebilir. daha once de -singapur'dayken- caysama imdadima strabuck yetismisti. onu ayrica starbuck basliginda anlatirim.

    insanlar: ingilizce bilen bulmak zor. kalacagim otelin yakinindaki metro istasyonunda indim. internetsiz sorarsam bulurum diye dusunmustum. keske daha detayli bakmis olsaydim onceden. neyse 20 dakika falan aradiktan sonra buldum. insanlar inanilmaz yardimsever. dunyanin bircok yerine gittim, bu kadar iyilik yapmak icin ugrasan insani bir arada gormemistim.

    insanlarin boylari kisa, dusunun ben 1.75 lik boyumla kalabalik arasinda yururken bi ara kendimi istiklal caddesinde yuruyen kenan imirzalioglu gibi hissettim.

    kizlar: cekik gozlu olmadiginiz icin rahatlikla arkadaslik kurmak isterler. ben ugrasmadim ama 5 yil onceki ben olsaydim birkac hikayem olurdu.

    gezmek icin gitmezsiniz de hani isiniz duserse bilin diye yazdim tum bunlari.


    (gejo - 21 Ekim 2015 16:59)

  • comment image

    bir zamanlar ‘milliyetci cin’ diye anilan ulke. 1949’da mao nun uzun yuruyus sonrasi cin de iktidari ele gecirmesi sonucunda milliyetci parti lideri chiang kai-shek ve partinin (kmt) ileri gelenleri tayvan’a kacar. tayvanin yerli halkini siyasi anlamda demokratik katilimi son derece sinirlayan bir sekilde 2000lere kadar domine eden bu parti iktidarini saglam tutabilmek icin var gucuyle ekonomik kalkinmaya onceligi verir. bir tur koylu devrimi olan maocu hareketin bir benzeri yasanmasin diye dunya uzerindeki belki de en kapsamli toprak reformlarindan biri yapilir ve kucuk ureticilerden olusan bir toplum yapisi ortaya cikartilir. bu tabi ki partinin, iktisadi anlamda merkezilesmemis, siyaseten gucsuz bir halk bulmak icin de istedigi bir seydir. 1895den 1945e kadar suren japon somurgesi de eski kirsal oligarsiyi sildiginden, milliyetci partinin karsisinda hic bir ciddi guc kalmamistir. ‘kizil cin’ tehdine karsi uzun sure arkasina amerikan destegini de alan tayvan 1970lerden itibaren hizi kesilmeyen bir kalkinma ve buyumeyi hayata gecirerek ‘asya kaplan’larindan biri olur. tayvan 2004 itibariyle kisi basina dusen milli gelirde otuzuncu, gsmh’de ise 20nci sirada, yani turkiyenin bir basamak ustunde, ancak nufusu ise 23 milyon kadar.

    tayvan’in bahsettigim kucuk ureticiye dayanan yapisi 1970lerden itibaren hizlanan ihracat merkezli sanayilesme hamlesinde de belirleyicidir ve ulke ekonomisinde genellikle aile mulkiyetinde olan orta ve kucuk olcekli firmalar basi cekmektedir. ustelik sendikal orgutlenme firma seviyesinde tutuldugundan da oldukca baskici olabilmekte, ve merkezi anlamda pazarlik gucu olan bir sendikal harekete musaade etmemektedir. bugun dunyanin ve dogu asyanin en guclu ekonomilerinden biri olan tayvan’dan tek bir marka dahi bilmeyisimizin sebebi de bu kucuk ve orta olcekteki firmalarin hakimiyetidir. ancak bu ayni zamanda tayvan’in 1997deki asya krizinden ciddi anlamda etkilenmeyen tek ulke olmasinin da sebebidir. cunku gorece biribirine denk orta olcekte firmalardan olusan tayvanda hic bir firma asiri borclanacak kapasiteye sahip degildir.

    ayrica tayvanda partinin yani devletin ekonomideki gucu ve denetimi cok belirleyicidir, en azindan yakin zamandaki iktidar degisikligine kadar boyle idi. bugun tayvan’da en buyuk on firmanin dordu devletin altisi ise yerli sermayenindir. korporatist ve devlete bagimli tayvan burjuvazisi kimi bakimlardan benzer bir deneyim olan guney kore nin aksine cok daha gucsuzdur. milliyetci parti 2000lere kadar siyasi gucu ekonomik olandan ayri tutmis, ve sadece emekci kesimler degil is adamlari dahi iktidara kolay kolay ortak olamamistir. nihayetinde tayvan halki da diger ‘asya kaplanlari ’ gibi bedeli agir olan bir kalkinma surecinden gecmistir. ustelik elli yil suren japon somurgesinin ardindan, kita cin’inden gelen seckinler sinifi yerli tayvan halkini da bir cok anlamda bastirmis, iktidara uzun sure ortak etmemistir. ve fakat bugun tayvan’in, toplumsal esitsizliklerin hizla buyudugu ve gelir dagiliminin hizla bozuldugu cin’den daha ‘esit’ bir toplum olmasi tarihin ne kara bir cilvesidir. madem kapitalizm de yarisacaktiniz niye ayrildiniz, niye birbirinizden nefret ettiniz diye sormamak mumkun mu?


    (selviboylumalyazmalim - 5 Eylül 2005 23:35)

Yorum Kaynak Link : tayvan