ruhsal duruma göre yanıt veren bir parçadır bu. hüzünlü dinlenirse dibe vurdurur, yüksek bir moralle dinlenirse göklere çıkartır.

(jamer gene - 29 Kasım 2007 14:19)

ilk olarak 1988'de dreaming #11 albümünde yer alan ve aşağıdaki canlı versiyonu kesinlikle stüdyo kaydından daha iyi olan müthiş bir satriani klasiği.

http://www.youtube.com/watch?v=db1wswi4eey

(felixis - 29 Haziran 2009 12:09)

(bkz: orange crush)

(dimension7 - 12 Haziran 2012 05:12)

bu parçayı bilmeyen yoktur sanırım ama yine de enstrumantal bir parça olduğunu belirtelim... bunu gibi the forgotton vardır bir de...

(kantelem - 9 Temmuz 2003 21:06)

18 mayıs 2013 joe satriani istanbul konserindeki versiyonunu izlemek için:

http://youtu.be/jtt4hitn_04

(generalduncan - 20 Mayıs 2013 10:16)

joe satriani abimizin dreaming #11 ep'sinden cok fena gaz bir $arki, ayni zamanda live versiyonu da vardir, hatta daha bile iyidir orijinalinden

(bkz: orijinalinden daha iyi live versiyonlar)

(lord aragorn - 25 Mayıs 2001 11:38)

gerçekten hissedilen duyguların yoğunluğuna göre ağlatabilir de, hızlıca koşup gitme hissi uyandırabilir de bu joe satrianigüzelliği.

sanırım gitarla uzaktan yakından ilgisi olan bir çok insanın bir şekilde öğrendiği, çalmaya gayret ettiği bir parça. -bu alanda bi' nothing else matters değil tabi yine de.

(pat a cake - 2 Temmuz 2014 19:15)

hayatımın kendi adıma negatif dönüm noktalarından birine fon müziği olmuş efsane satriani bestesi.

konu şöyle;

yazlıkta bir hatuna öyle bir vuruldum ki. olaylar uzun tabi. bir ay muhteşem geçmiş. ama işin boktan tarafı memlekette hatun bekler. 4 yılımız geçmiş bu kızla da. artık fetret devre mi desem yoksa duraklama dönemi mi bilemedim. bu kız da biliyor benim memlekette çok sevdiğim bir kız olduğunu. "o burada değil, ben senden yana karar vermek istiyorum ama bunun doğruluğundan da onun yanında emin olmak istiyorum bana izin ver" dedim ve atladım otobüse gittim. ha bu arada sene 2000.

şimdi servis bekliyorum sitenin önünde. artık ağustosun sonu olmuş. zaten herkesler gidecek. ben de kıza açıkça yaşadığımı anlattım. anlayış gösterdi ve kararı objektif verebilmem için uzaklaştı benden. çekti kendini gerilere. son 2 günüm de kabus gibi geçti bu sebeple. ben bir hafta memlekette kalıp döneceğim ama dedim ya, ağustos sonu ve döndüğümde göremeyeceğim bir sürü arkadaşım var. hepsi de can ciğer arkadaşlarımdır. ekip beni komple uğurlamaya geldi sitenin kapısına. tek gözüm sağa tek gözüm sola bakıyor, bukalemun gibiyim. o gelse diye bekliyorum. elimde de o yılların son teknonoci dikis men i var. (bkz: discman) lan en son bir arkadaşla öpüştüm biniyorum servise, elim play tuşuna değiverdi. mevzu bahis şarkı başladı tabi. tek kulaklıkta kulağıma takılı. şekil yapacağız ya..! adam resmen içimde çalıyor o esnada. ben acı çekiyormuşum da haberim yok. ulan arkaya bir döndüm böyle tek eliyle ağzını kapatmış, tek eliyle de bana titreyerek el sallıyor. işte tam o esnada bizim kabak joe gitarın ince taraflarında dolaşmaya başlamış. bir tarafımda hatun bir tarafımda tam denizin içine batan güneş. belki bir kaç damla aktı gözümden yaş ama ne hüngür hüngür ağlamalara denkti o yaşlar, ne siz sorun ne ben söyleyeyim.

tabi sonra çok şeyler yaşandı falan. artık onların bu şarkıyla bir alakası yok o sebeple konuyu kapatsak iyi olur herhalde.

her dinleyişimde ciddi acıtır bu şarkı beni. olayı arabesk hale getirmek istemem ama arada bu çalar ben de açar facebook'ta bakarım resimlerine bir iki...

(variance - 11 Ekim 2014 23:07)

sevgiliyle kavga ettikten sonra dinlenirse cidden crush tadi yaşatan eser. ^*

(farewell - 24 Eylül 2004 01:13)

dingin oldugu kadar, hircin da bir satriani calismasi. enstrumanlar oturmuslar hikaye anlatiyorlar; siz hayran hayran dinliyorsunuz. the forgotten part 2 parcasinda aglasan enstrumanlar, burada cosku ve huznu eda ediyorlar. ozellikle parcanin ortasina dogru yukselen solo atilirken, son surat kosarak sehrin en yuksek binasindan ters takla atasi geliyor insanin.

(olmayanaergi - 18 Kasım 2004 13:34)