baba zula'nın siya siyabend'e en yaklaştığı şarkı bu olsa gerek. beni ağlatan oyun havası.

(el fikir - 8 Ocak 2008 22:39)

bu sarki bir duman yorumunu degilse de bir kaan tangoze vokalini avaz avaz cagirmaktadir.

(ajax - 28 Haziran 2010 02:08)

iş yerinde günümü güzelleştiriyor. tüllü müllü bir etek giyeceksin, tırnaklarda kırmızı oje, elde bir kadeh rakı, güle oynaya dans edeceksin, ne gam kalır, ne keder valla.

(mayalilithowsky - 8 Temmuz 2013 15:04)

belki bilmeyen varsa, solo tabiki de hüsnü şenlendirici'ye ait.

(canitin - 2 Ekim 2013 00:15)

sevişe sevişe azalmadığı söylenen.

(bella ciao - 16 Haziran 2015 08:53)

hiç ummadığın kişilerde görebileceğindir.

az önce izban'da türbanlı bir genç kız, mekanik bir ses ve düzgün bir türkçeyle, "sayın abilerim ablalarım, rahatsız ediyorum ama babam hastanede, bize para lazım," minvalinde konuşmaya başladı. ses öyle tiz ve konuşma öyle ezber ki, daha birçok izban yolcusunun, vapur otobüs yolcusunun kendisiyle müşerref olduğunu düşünüyorum.

genç kız konuşurken eşarplı, yaşlı bir teyze birden,"kızım sen bitir, sonra ben konuşacağım, benim de iki bin liralık iğneye ihtiyacım var, ben de seninle dileneyim," dedi. bir an hepimiz donakaldık, teyze ironi mi yapıyo yoksa ciddi mi diye. bizi o şaşkınlıktan yine teyze kurtardı, "hepimiz dilenelim, hiçbirimiz çalışmayalım. bu gencecik yaşınla gelmiş burada milleti rahatsız ediyorsun, ne hakkın var buna; gir bir işe, çalış," dedi.

vagonda teyzeyi destekleyen cümleler duyulmaya başlandı, ki sahiplerinden biri de bendim. herkes toplu taşıma dilencilerinden yakınıyor ve teyzeyi çıkışından dolayı kutluyordu. ama teyze olmasa o genç kızı, oflama puflama gibi pasif agresif tepkilerle de olsa paşa paşa dinleyecektik sanıyorum. derken genç kız "ama bu mübarek cuma, ama siz benim neden çalışmadığımı biliyor musunuz" gibisinden konuşacak oldu, teyze hemen susturdu onu: "çalışmayı öğütleyen atatürk türkiye'sinden, cumayı sömüren arap ülkelerine döndük. sekiz yaşındaki çocuğa tecavüz edilmesine ses çıkarmazsınız, mübarek günleri sizden iyi bilen yok," dedi.

vagonda bir alkış koptu. hepimiz aradığımız lideri bulmuş gibiydik ^^ bu arada teyze öyle sarı saçlı, altın gözlük zincirli, vakko çantalı cumhuriyet teyzelerden de değil ha; dediğim gibi eşarbı var, penye giymiş, bacaklarının arasında da bir pazar çantası tutuyor.

alkışın üzerine yerinden kalkıp hışım gibi teyzenin yanına geldi genç kız, yanında da arkadaşı başka bir kız. "yeter artık, konuşup durma, bi de yaşlı olacaksın," dedi, te allam. hızla kalkıp teyzeyle kızın arasına girdim, kıza "oğlum bak git" yaptım, teyzeye vurur murur, belli mi olur, teyzeyi de tamamen kapattım. o sırada durduğumuz istasyonda da gençler bu ikisini indirdi hemen, kız çığlık çığlığa bağırıyordu hala.

"korkma teyze," dedim, "yanındayız bak." teyze (oturuyo ya) şööyle bi alttan baktı bana, "ben sizlere güvenip konuşmadım ki," dedi, "hele bi dokunsun, bu çantanın içindekileri yapıştırırdım kafasına." yürü be teyze.

diyeceğim, özgür ruhlara ne zaman nerede rastlanacağı bilinemiyor. kızı salla. biz bir vagon dolusu sıradan insana, susmuş insana, umursamaz insana bugün o teyze direniş dersi verdi resmen. ne susuyorsun, konuşturmasana şunu, diyerek. "aman bize bulaşmasın da" diye diye... bulaşmadı mı şimdi. bu ülke bu hale geldi de bize bulaşmadı mı şimdi. sustuğumuzla kaldık.

yaşamak direnmektir, denir ya, direnmek de yaşamak aslında. direnmiyosan, hayatındaki en sudan olaya bile tepki göstermiyosan, yaşıyorum da deme.

menemen'e giden yetmiş dört yaşındaki fatma teyze, sen bizim ufkumuzu açtın, senin de ufuk açanların çok olsun!

(kareli defter - 9 Haziran 2017 15:11)

baba zula parçası, duble oryantal albümden. nefis bir soloya sahip.
dub takılı bir versiyonuda aynı albümde yer almakta.

dört duvar arası kapanmaz ki sendeki özgür ruh
ölünce parçalanmaz ki bendeki özgür ruh

sevişe sevişe azalmaz ki tendeki özgür ruh
sevişe sevişe azalmaz ki tendeki özgür ruh

koplayarak çoğalmaz ki gendeki özgür ruh

(schizophrenia13 - 13 Haziran 2005 17:25)

sezen aksu'ya kic atarak eslik ederken sevip saydigimiz murat ertel'in buram buram sezen aksu kokan bir sey yazmasina tanik oldugumuz sarki. derhal klip cekilmesini, mehmet gureli'ye kizilderili tuyu dikilmesini ve arka fona da "...yalnizca son agac kesildikten, son irmak zehirlendikten, son balik yakalandiktan sonra... ancak ondan sonra paranin yenemeyecegini anlayacaksiniz " yazilmasi hususunu bilgilerinize sunarim.

saygilarimla

zen ve motorsiklet bakim sanati ihale takip komisyonu
1998-tanbul

(bustrofedon - 20 Temmuz 2005 12:04)

murat ertel'in çaktırmadan insan kopyalama mevzularına da ince bir ayar verdiği şarkısı. "kopyalayarak çoğalmaz ki gendeki özgür ruh" diyor, daha ne desin adam.

(ama arkadaslar iyidir - 28 Ocak 2006 12:11)

her yerde çığırılması garip karşılanabilir, fekat ben yılmam "sevişe sevişe azalmazkiiiiiiiiiii" deyü deyü gezerim...

(agk - 13 Mart 2006 02:54)