Mehrunisa V Lub U ' Filminin Konusu : Mehrunisa V Lub U is a movie starring Nayyar Ejaz, Amna Ilyas, and Sana Javed. A light comedy depicting prevalent social evils, general apathy of people and resolve of some to fight improve the life and surrounding around them.
Actor in Law(2016)(7,8-1966)
Jawani Phir Nahi Ani(2015)(7,6-2683)
Na Maloom Afraad(2014)(7,6-3646)
Main Hoon Shahid Afridi(2013)(7,6-4423)
Punjab Nahi Jaungi(2017)(7,5-1873)
Yalghaar(2017)(7,5-890)
Janaan(2016)(7,3-1218)
Ho Mann Jahaan(2015)(7,3-1490)
Na Maloom Afraad 2(2017)(7,2-858)
Wrong No.(2015)(6,7-1612)
muzeyyen senardan dinlemeye doyamadigim mukemmel beste............
(heaven - 22 Mayıs 2002 22:01)
daha introsundan itibaren işitsel bir rakıyı bünyeye zerk eden şarkı
(mistik seftali - 29 Ekim 2008 19:11)
kimi içip içip eski sevgilisini özler; ben babaannemi özlüyorum: dillerde marmeladın.
(exhilaro - 10 Mayıs 2011 03:04)
milyon tane şarkı dinle, her bahardan kokla biraz, al hevesini, sonra geri dön şarkısıdır. nihayetidir yorgunlukların,yaz akşamlarında önü ıslatılmış, toprak kokulu esnaf lokantasıdır, siyah beyaz aile fotoğraflarıdır, gürültüsü kararan havaya yayılan takalar; kalabalık aile sofralarıdır, çakırkeyf anlarda umarsız söylenen "aç o teybin sesini biraz"ın can damarı, rakı-balığın yakışığıdır.babanın kızarmış gülen gözleri, erkek erkeğe kadeh tokuşturmanın şahidi,deniz tuzu karışmış çocukluk, ergenlik, ilk gençlik yıllarıdır,anıların sandığıdır bir nevi, aralanınca efkarlandırır.
(ihtimaller denizi - 22 Şubat 2013 01:23)
rakıyla bu şarkı arasında garip bir bağ var sanırım. ne zaman bu şarkıyı duysam aklıma rakı gelir, ne zaman rakı içsem kafamın içinde bu şarkı döner durur. yan yana o kadar güzel duruyorlar ki insan bu sahnenin bir parçası olunca mutlu oluyor. tabi bunda müzeyyen senar'ın katkısı çok büyük. hani rakının ilk yudumunda böyle boğazdan aşağıya ismini koyamadığımız bir şey süzülür ya, işte müzeyyen senar söylediğinde de bu şarkı iliklere işler. insan o şarkı hiç bitmesin, o rakı kadehinin dibi hiç gelmesin ister.
(okuryazar nesne - 30 Mayıs 2013 23:55)
(bkz: rakının pezevengi)
(sarapci - 4 Mart 2004 12:34)
müzeyyen senar öyle bi söyler ki bu eseri hayat durur, soluk biter. yanında rakı olacak ki rakı saygı duruşuna geçer.
(telvin - 8 Kasım 2004 11:54)
istanbulda akşam vakti. sis çökmüş, beyhude karanlık yolcularını birer birer uğurlamış. caddenin köşesinde ince nağmeler yükseliyor. dudakları yanık çocuk ellerinde kutu kutu kibrit palazlanırken camın buğusuna, içeriye fötr şapkası yandan kayırma, pardesüsünde yılların eskitmişliğinde yorgunluk, dudak kenarına her daim mühürlü sarmalık cıgaralığıyla sadri alışık giriyor. tamburi ahmet faslını geçeli yıllar olmuş. sokakların terkisinde bu hüzzam yağmuru sessizliğin ardında dost, şairin gözlerinde viran olmuş. sadri baba oturuyor bir ayağı çatallanmış iskemleye. herkes susuyor, ağlayan keman susuyor, masalar susuyor, şarkılar susuyor....keman yayından iniltili sızılar dökülmeye başlıyor elli yıllık meyhane duvarlarına. sadri baba şapkasını masaya bırakıyor, sol yüzük parmağındaki baba yadigarı osmanlı hatıratı parıl parıl parlarken, o efkarlı sesten bütün istanbul'u diriltecek mısralar dökülmeye başlıyor..."şarkılar seni söyler dillerde nağme adınaşk gibi sevda gibi huysuz ve tatlı kadın"ürperiyorum. o soğuk rüzgar kırk yıl sonra beni de almış içine, yüreğimi ısıtacak soba arıyorum. kömür gözlü, kora kor yürekli, sımsıcak bir sevgili arıyorum. meyhane meydanlar türküsüne ev sahipliği yapıyor, rakı kadehi ellerde daha dokunaklı havaya kalkıyor. sadri baba cıgaralığından aldığı nefesi bırakırken mayhoş havanın boşluğuna, eşlik etmeye devam ediyor ömrümde duyduğum en melankolik ama en duyarlı şarkının sözlerine..."...en güzel günlerini demek bensiz yaşadınaşk gibi sevda gibi huysuz ve tatlı kadın"sadri baba yüreğimin ortasından vuruyor. şaka gibi geçiyor zaman. kulaklarımda uğultu, gözlerimde kanıksanmış damlalar...ihtirasın en vurucu anında reklamlar giriyor araya. menekşe gözler reklamlardan sonra devam edecek yazıyor ekranda. mutfağa doğru adımlarımı atarken peşin fiyatına on iki taksit haberleri geçiyor televizyonda...ben bu hayatta peşin fiyatına on iki aşkımı öldürdüm. taksit taksit verdim duygularımı. promosyon değeri olmayan anılarım kaldı geride. ne bir meyhanenin orta yerinde sevdamı haykırabildim ne de ağlayan bir kemana mahur edalarla eşlik edebildim.huysuz ve tatlı kadını öldürdüler...mezarını bile göremedim....
(jokond - 10 Ocak 2005 09:56)
çok sevdiğim ve saydığım, duygusal bağımı ifade etmekte müşküliyet çektiğim bir nihavend bestedir huysuz ve tatlı kadın. zaten kısacık olan sözlerinde de çok özel bir yön yoktur doğrusu, hatta inceden saçma bile sayılabilir. bir "en güzel günlerini demek bensiz yaşadın?" kısmına bayılırım, eririm ben ama. bir de şarkının orasında, o sitemi ifade etmede besteyle güfte arasında şahane bir uyum olduğu fikrindeyim. emeğe saygı adına bestenin muzaffer ilkar'a, güftenin de fakih özlen'e ait olduğunu da ekleyeyim, her kimlerse, bilmem ki yaşıyorlar mıdır hala, burda onları andığımdan habersiz. şarkılar seni söyler, dillerde nâme adın aşk gibi, sevda gibi, huysuz ve tatlı kadın en güzel günlerini demek bensiz yaşadın? aşk gibi, sevda gibi, huysuz ve tatlı kadın bir de aynı adlı ve zannederim acıklı bir türk filmi varmış ki, ben seyretmedim, annemin arkadaşı söylemişti, seyretmek de istemem, hiç gerek yok.
(lacrima - 28 Eylül 2001 22:26)
1996 yılında (hoşgörü yılı ilan edilmişti), ahmet özhan'ın kanal 7'de sunduğu haftalık bir program. klasik türk musıkisinden pek bilinmeyen güzel örnekler seslendiriyordu ahmet bey. şarkılar ve ağırlıklı olarak ilahiler söyleniyor, devamında da her programda yanında olan tuğrul inançer ile güfteler üzerine yorumlar yapıyorlardı. bütün program boyunca bir tek "şarkılar seni söyler" parçasını okumadı ahmet özhan, sadece girişte ilk mısrasını söylüyordu. sevgiliye (karşı cins olan, kadrolu çalışan) yazılmış diye bilinen veya ilk bakışta öyle zannedilen neredeyse her güftenin aslında allah'a (esas sevgili, müessese sahibi) yazıldığını dolaylı yollardan yorumlarla ispatlıyorlardı. "şarkılar seni söyler"deki "sen" kelimesi için de allah'a bir gönderme diyorlardı ve programın genel konusu, allah aşkı için yazılmış ve bestelenmiş hikmetli musiki eserleri idi. yalnız şöyle bir ayrıntı var ki, şarkılar seni söyler parçasında "huysuz ve tatlı kadın" diye mısra vardır ve bir kadına yazıldığı son derece açıktır. hani diyorum bari programın adı böyle bir parça olmasaydı, ne bileyim "yine zevrak-ı derunum kırılıp kenare düştü" olsaydı mesela. yok o da çok uzun olurdu. hay allah.
(wednesday - 2 Eylül 2006 04:14)
Yorum Kaynak Link : şarkılar seni söyler