Süre                : 7 dakika
Çıkış Tarihi     : 28 Nisan 2018 Cumartesi, Yapım Yılı : 2018
Türü                : Animasyon,Kısa Film,Komedi,Cinayet
Taglar             : Hayvan,kurbağa,Gerçekçi,karakurbağası,Gerilim
Ülke                : Fransa
Yapımcı          :  Motion Pictures in Arles (MOPA)
Yönetmen       : Florian Babikian (IMDB), Vincent Bayoux (IMDB), Victor Caire (IMDB), Théophile Dufresne (IMDB), Gabriel Grapperon (IMDB), Lucas Navarro (IMDB)


  • "virginia woolf gibi bilinç akışı tekniğini kullanan yazarları da etkilemiş olan yeni zelandalı yazar katherine mansfield' ın en önemli eseri olduğu kabul edilen kısa öyküdür. (bkz: the garden party)"
  • "script for a jesters tear albümünün bir başka ''bambaşka'' şarkısı."
  • "bir jane mansfield romanı"




Facebook Yorumları
  • comment image

    mersin turizm'in her yıl sene başlarında, farklı mekanlarda; dj ve şarkıcılar eşliğinde organize ettiği aktivitedir. deli gibi içilir, hayvan gibi coşulur. mersin turizmi mersin turizm yapan özelliklerinin başında gelir..


    (the real thing - 18 Kasım 2007 01:54)

  • comment image

    bir ricky nelson klasiği , aradığını bulamamışlık var bu şarkıda.

    i went to a garden party to reminisce with my old friends
    a chance to share old memories and play our songs again
    when i got to the garden party, they all knew my name
    no one recognized me, i didn't look the same

    chorus
    but it's all right now, i learned my lesson well.
    you see, ya can't please everyone, so ya got to please yourself

    people came from miles around, everyone was there
    yoko brought her walrus, there was magic in the air
    'n' over in the corner, much to my surprise
    mr. hughes hid in dylan's shoes wearing his disguise

    chorus

    lott-in-dah-dah-dah, lot-in-dah-dah-dah

    played them all the old songs, thought that's why they came
    no one heard the music, we didn't look the same
    i said hello to "mary lou", she belongs to me
    when i sang a song about a honky-tonk, it was time to leave

    chorus

    lot-dah-dah-dah (lot-dah-dah-dah)
    lot-in-dah-dah-dah

    someone opened up a closet door and out stepped johnny b. goode
    playing guitar like a-ringin' a bell and lookin' like he should
    if you gotta play at garden parties, i wish you a lotta luck
    but if memories were all i sang, i rather drive a truck

    chorus

    lot-dah-dah-dah (lot-dah-dah-dah)
    lot-in-dah-dah-dah

    'n' it's all right now, learned my lesson well
    you see, ya can't please everyone, so you got to please yourself


    (celiktabut - 8 Eylül 2008 00:36)

  • comment image

    jason freeland 'in yazdığı ve yönettiği bir yapım. aynı zamanda ikinci bir defa izlenmeyecek filmler kategorisinde başı çekiyor. hiç bir şey anlatmamayı beceren ve zaman kaybı olan bir film kısacası.

    --- spoiler ---

    bi kız var, üvey babasından kurtulmak için iş arıyor. sonra çıplak fotoğraflar çeken birine götürüyor bunu arkadaşları, ordan para kazanıyor.

    bi tane oğlan var şarkıcı olmak istiyor.

    bi tane emlakçı var, evlerini satmak için broşürlerin kenarına ot iliştirip, müşterilere gönderiyor, aynı zamanda evlerinden birinde ot yetiştiriyor. bu emlakçı kadının asistanı var, otlara o bakıyor, ayrıca gay olup olmadığı belli değil.

    ---
    spoiler ---


    (neoxolmis - 22 Mart 2009 14:45)

  • comment image

    la ye yerleşmeyi düşünenlerin, başlarına ne gibi işlerin gelebileceği konusunda bilgi sahibi olabilecekleri filmdir.

    --spoiler--

    tüm film boyunca ot içilmiştir, ha şimdi başlar belaya girdi girecek denmesine rağmen tek karede polis görülmemiş, herşey yolunda gitmiştir.

    --
    spoiler--

    vasat bir film-miştir.


    (one angryman - 1 Mayıs 2009 09:11)

  • comment image

    script for a jesters tear albümünden harika bir marillion parçası...

    lyrics: dick
    music: dick/jelliman/kelly/minnett/pointer/rothery/trewavas

    garden party held today
    invites call the debs to play
    social climbers polish ladders
    wayward sons again have fathers
    hello, dad, hello, dad
    edgy eggs and queuing cumbers
    rudely wakened from their slumbers
    time has come again for slaughter
    o on the lawns by still cam waters
    a slaughter, it's a slaughter

    champagne corks are firing at the sun again
    swooping swallows chased by violins again
    straafed by strauss they sulk in crumbling eaves again
    oh god not again

    aperitifs consumed en masse
    display their owners on the grass
    couples loiter in the cloisters
    social leeches quoting chaucer

    doctor's son a parson's daughter
    w where why not and should they oughta
    please don't lie upon the grass
    unless accompanied by a fellow
    may i be so bold as to perhaps suggest othello

    punting on the cam is jolly fun they say
    beagling on the downs, oh please do come they say
    rugger is the tops, a game for men they say

    i'm punting, i'm beagling, i'm wining, reclining, i'm rucking, i'm fucking
    so welcome, it's a party

    angie chalks another blue
    mother smiles she did it too
    chitters chat and gossips lash
    posers pose, pressmen flash

    smiles polluted with false charm, locking on to royal arms
    society columns now ensured, returns to mingle with the crowds
    oh what a crowd

    punting on the cam, oh please do come they say
    beagling on the downs, oh please so come they say
    garden party held today they say
    oh please do come, oh please do come, they say.


    (shapeshifter - 28 Aralık 2002 15:58)

  • comment image

    1980'lerde türkiye'de moda olmuş bir çeşit kokteyle benzer parti tipiydi. o zamanlar yanımımızdaki apartmanın bodrum katında kalan ailenin "ev kızı" olan bir genç kızı vardı, bu kız o dönemin kısıtlı kitle iletişim araçları aracılığıyla sürekli sosyeteyi takip eder; sokakta cam kırıklarını ayak ucuyla ezerek gözkapaklarına (pırıltı vermek için) sürer, biz lastik oynayan küçük kızlara da tavsiye ederdi. neyse bu kız bir gün garden parti verelim diye tutturmuş komşu ziyaretinde otururken. garden parti de bizim apartmanın bahçesinde verilecek çünkü onların apartmanının bahçesi yok; ama bizimki de dört metreye beş metre, ortası çatlamış bir beton, kenarları her taraftan birer metre set, içleri toprak ve çiçeklerle dolu, üç tarafı apartmanlarla, bir tarafı (o zamanlarki yazlık sinema) olan kıytırık bir apartman bahçesi. neyse efendim, o garden parti için kurabiyeler kekler börekler pişirildi, çaylar demlendi, genç kız bahçeyi kendince süsledi ve komşuları bahçeye topladı. tabii komşular ya basma etek, ya da pazen pantolon üzerine basma etek, bluz ve yazma giymiş göbekli mahalle komşularımızdı. çalışan kadınlar (komşular)gelmedi, çünkü akşam eve kocalar gelmeden önce olsun bitsin diye tuhaf bir saate koymuşlardı. annem de okuldaydı, ben de üçünkü katın balkon penceresinden aşağıda olup bitenleri izleyip neden çaylarını evde içmeyip mezberelik sayılmasa da bir estetik harikası olmayan bu küçük ve manzarasız bahçeye doluştuklarını merak etmiştim. haftalarca mahallede bahsedilen "garden parti" böylece yapılıp bitti.
    sonraları çok şükür bir sürü garden parti yaptığımız, partiye gittimiz zamanlar oldu, şimdi yine çok severim, açık havada yapılıp da pikniğin sevimsiz öğelerini barındırmayan hoş bir etkinlik. ama ne zaman garden parti lafını duysam aklıma bu parti gelir. sonra bu kız artist olmak için evden kaçtı; sonra da dandik video kasetlerinde porno filmlerinde oynadığını öğrendik mahallecek, annesiyle abisi bizim mahalleden taşındılar.. ne vakit hatırlasam üzülürüm..


    (mist - 24 Mayıs 2006 12:50)

Yorum Kaynak Link : garden party