Gatta Cenerentola (~ Cinderella the Cat) ' Filminin Konusu : Gatta Cenerentola is a movie starring Massimiliano Gallo, Maria Pia Calzone, and Alessandro Gassman. Cenerentola struggles to escape the shadow and evil schemes of her stepmother and six stepsisters who all live aboard the Megaride,...
L'arte della felicità(2013)(7,4-748)
A Ciambra(2017)(6,9-1465)
Smetto quando voglio: Ad honorem(2017)(6,9-1370)
Nico, 1988(2017)(6,8-906)
Easy(2017)(6,8-452)
Ammore e malavita(2017)(6,6-692)
geçen gece süreyya'da izledim. opera denince aklınıza gelen ne varsa çöpe atın ve gidin derim.rejisör yekta kara, 200 yıllık bu eseri elektrogitarlı, elvis presley'li, pop art ögeleriyle bezeli bir sahnede, günümüz kıyafetleri ve hepsi birbirinden başarılı sanatçılarla yeniden sahneye koymuş. cidden çok çok farklı bir deneyimdi benim için. aslında "la cenerentola", bildiğimiz külkedisi hikâyesi. mise en scene dışında, masalın dayandığı cam ayakkabı objesi de şekil değiştirip bilezik olmuş. bunu biraz yadırgasam da kostümlerin güzelliği kendini affettirdi. tamam ses olarak külkedisi (özge belen) diğerlerinin önünde, ama külkedisi'nin çirkin kız kardeşlerinin -özellikle sarışın ve tombik olanın- en çok alkışı aldığını da belirtmek isterim. dandini rolündeki caner akgün'ün sahneye çıkışı ve kalça şovu harikaydı ama keşke daha az terlese!bir de şunu merak ediyorum, konservatuarda opera okuyanlar ya da bilgi sahibi olanlar bilinçlendirirse sevinirim, böylesine zor bir eseri, üstelik italyanca, üstelik aşırı hızlı bir tempoda söylemeyi nasıl başarabiliyorlar? hepsinin italyancayı anadili gibi falan bilmesi lâzım, arada tekliyorlar da biz mi anlamıyoruz, yoksa cidden tek bir kelime bile atlamıyorlar mı? gerçekten inanılmaz bir performanstı, şapka çıkarıyorum. özellikle don magnifico rolündeki nejat ışık belen'in performansına hayran oldum ki kendisi külkedisinin üvey babası rolünde olmakla birlikte "sivilde" eşiymiş efenim. prens ramiro'nun gitarlı solosunu da es geçmemek gerek, seyircinin çılgınca alkışladığı sahnelerden biriydi.arada sırada sahneye gelip süs bebeği gibi görünen, ağızlarından tek bir ses bile çıkmayan, sahnede sağa sola yürümekten başka bir iş yapmayan ve neden sahneye çıktıklarını anlayamadığım üç güzel kız adına utandığımı da söylemeden geçemicim. kendileri kimdi acaba? recisör'ün yeğenleri falan mı? izleyen herkesin aklında "ee bu kızlar ne sikime çıktı?" sorusunun belirdiğini zannederim.son olarak, prens ramiro'nun sarayındaki görevlilerden birini oynayan uzun boylu, kızıl sakallı oğlana hasta oldum. *kıps*yaa ben operayı çok seviyom galiba. <3
(kirlikedi - 1 Şubat 2014 01:46)
istanbul devlet opera ve balesi'nin bu sezona ait en çok beklenen ve merak edilen operası demek çok yanlış olmaz sanırım. normalde satışa çıkan biletler yarım saatte tükenirken külkedisi'nin biletleri 10 dakikada tükenmişti. bu merakın büyük olmasında hem eserin bilinir olması, hem rejisör yekta kara hem de getirilen pop art yorumun etkisi büyük bence. kısacası gidip görülesi, keyif alınası bir opera çıkmış ortaya. sezon programında mayıs ayında görünmekte, kaçırmayınız efendim.
(birazsoylebirazboyle - 6 Şubat 2014 03:31)
cumartesi öğleden sonramı neşelendirmiş, klasik operadan epey uzakta, müzikli güldürü.süreyya'da opera izlemeyi hakikaten çok seviyorum lakin söylenenleri anlamak için üst yazı ve gösteri arasında şaşı oluyorum bir müddet sonra, korkarım bir fırsat bulup italyanca öğrenmeliyim.gösteride baba ve kızlar benim favorimdi, başrolleri sıkıcı ve zorlama buldum biraz.oyuna çocukların gösterdiği ilgiye hayran kaldım ve hakikaten çok uzun zaman sonra ilk defa kendi toprağıma dair, ufak da olsa bir umut belirdi içimde.ben izleyicilere tavsiye ederim, neşeyle izlemek için birebir.
(denizatininguncesi - 17 Kasım 2014 16:07)
geçen hafta istanbul devlet opera ve balesinde izlemeyi fırsat bulabildiğim rossini'nin operası. operayı genel anlamda başarılı buldum özellikle 70'ler konseptinin külkedisi zamanına uyarlanması oldukça başarılıydı. ahmet baykara ve caner akgün yine çok iyi performans sergilediler. külkedisi herkesin bildiği bir hikaye olduğundan ilk opera deneyimi yaşamak isteyenler için la cenerentola'yı tavsiye ederim.
(cookiepuc - 19 Kasım 2014 14:32)
süreyya'da izlediğim opera. öncelikle opera konusunda çok bilgili değilim, ancak birkaç tane izleme şansım oldu diye önden belirteyim ki yorumlarımı buna göre dikkate alın. konuyu herkes bildiği için (bkz: külkedisi) anlamak ve akışı takip etmek nispeten kolay. metinler türkçe'ye çok iyi çevrilmemişti. pop art ile masalı bağdaştıramadım kafamda bir türlü, evet farklı bir yaklaşım olmuş ancak masalsı elbiselerle sahnelense eminim izleyicilerin çoğundan daha fazla beğeni alır. süre uzundu, aradaki bazı kısımları haddim olmayarak "olmasa da olur" buldum, mesela üvey babanın mahzen şefi olması kısmı, prens ve uşağın yer değiştirmesi kısmı kırpılsa hem süre azalır, hem de seyirciler konuya daha odaklanabilir diye düşünüyorum. sanırım en çok üvey kardeşlerin performansını beğendim.
(evet bence kesin boyledir - 26 Kasım 2014 00:28)
ben orkestra şefine ve orkestranın tınısına hayran kaldım bu denli bir performans beklemiyordum evet libretto çok güzel, sesler, mizansenler güzel alkışlar hepsine ama asıl o çukurun altındakilerle geliyor bu güç. umarım balede de bu denli güzel temsilleri yakalayabiliriz. " ey sanat her şeyi aşka dönüştüren!"
(artemisisis - 5 Mart 2015 09:58)
uzunluğu muzunluğu geçtim. sonuçta opera bu. genelde uzun tutuyorlar alıştık artık ama koskoca külkedisinin simgesi olan tek ayakkabının (camdan olmasa da olurdu ama ille de ayakkabı) yerini bilekliğin almasından hiç hoşlanmadığımı belirtmek isterim. onun haricinde pop art olan bu külkedisi masalı ufkunuzu açabilir. bence gidin yani.(bkz: süreyya operası)
(role - 7 Mart 2015 12:04)
süreyya operası'nda oldukça başarılı bir şekilde sahnelenen, gioacchino rossini eseridir. "mio fasto è la virtu, richezza è amore."
(demeter - 7 Mart 2015 22:34)
süreyya'da izleme şansına eriştiğim opera. pop art konseptine çok başarılı bir şekilde uyarlanmıştı. oyuncular çok başarılıydı ve sempatiklikleri herkesin sevgisini kazandı. oyunun masalsı, biraz büyülü, biraz mizahi havası insanı adeta bu dünyadan alıp götürüyordu. orkestra ve dahi sanatçılar çok iyiydiler. yorgun olmama rağmen bir dakika bile sıkılmadan keyifle izledim. şiddetle öneriyorum.
(gijilti - 24 Ekim 2015 21:53)
(süreyya operasında olan) eğlenceli hale getirmeye çalışmışlar, yer yer başarmışlar. yer yer başaramamışlar. eğlendiysem, üvey kardeşler olan sevim zerenaoğlu tek ve deniz erdoğan likos sayesindeydi.üvey baba rolünde nejat ışık belenin ve prensin uşağı kevork tavityanın da ağzına sağlık.
(pirasa - 24 Ekim 2015 21:54)
Yorum Kaynak Link : la cenerentola