House by the Lake (~ The Dark Lake) ' Filminin Konusu : House by the Lake is a movie starring Natasha Bassett, Mark Berry, and Michael Bowen. A struggling married couple try to reconnect at an idyllic lake house, but their relationship is tested when their young daughter begins to fixate...
Ghost House(2017)(4,7-3472)
Jackals(2017)(4,7-2277)
Nails(2017)(4,6-1833)
Cold Moon(2017)(4,4-1058)
Nightworld(2017)(4,4-1736)
Talon Falls(2017)(4,4-539)
The Gracefield Incident(2017)(4,1-1829)
The Hatred(2017)(3,7-1713)
Don't Sleep(2017)(3,3-834)
amerikan postacilik ve emlak sistemi uzerine carpici bir calisma
(tembel insan - 13 Ekim 2006 18:14)
sacma sapan bir film arkadas. ben bulsam oyle 2 sene oncesinden mektup arkadasi, veririm mektupla tum loto sonuclarini. o da benim adima bir banka hesabi acar, her kazandiginin yarisini 2 sene vadeli hesaba yatirir. paranin yarisini 2 sonra gorunce bir loto sonucu daha veririm. boylece ikimiz de yuz milyonlarca dolara konariz...hic akil yok bu amerikalilarda.
(umka - 27 Ağustos 2012 21:38)
bilimin kurgulandığı bir tema üzerine inşa edilmiş, romantik öğelerinin daha bir cazibeli olduğu film. çok çok mu güzel ? hayır değilama seyirlik midir, hoş vakit geçirtir mi ? geçirtir..fekat bir türk zekasıyla insan bambaşka hareketler bekliyor alex'den*. mesela alex yerine ahmet olaydı, kate denen şahsa soracağı ilk soru 2004-2005-2006 yıllarındaki at yarışları,iddaa ve sayısal loto sonuçları olurdu. ahmet cillop gibi paraya konar kate'i gözü görmezdi :ahmet : kate'im..bugün 05 ağustos cumartesi..bizim hilmi abiyle oturduk ders çalışıyoruz. 2. ayak çok karışık..bi bakıversen internetten falan..karataş* yine sürpriz bi ata biniyo. gelir mi dersin ? handikap koşusunda hep eşşekler var. haaa bi de sayısal var..onu atlamayalım..her zamanki gibi sendeyiz.+ + +ahmet : kate'im paraya para demiyorum..allah senden razı olsun..burda karı kız da gani oldu. sortie'de kapıda karşılıyorlar artık..taşşş gibi hatunlar..beni bekleme..keyfim iyi..bi de bu hafta galatasaray fener maçı noolur? onu bi deyiversen. gözlerinden öperim.aaaah ah..gerzek alex.
(pacifica - 7 Ağustos 2006 01:06)
tam bi kış filmi..elde kahveyle sinemaya girilir, seyredilir ve kabanın yakası yukarıya kaldırılarak sinemadan çıkılır..lakin bunu yapamadım işte ağustosta gittigimden..iki sene önceki bugunume simdiden mektup yazmaya koyuldum bu filme kışın git die..
(ice tea seftali - 10 Ağustos 2006 21:46)
keanu reeves'e rağmen hoşça vakit geçirtebilen bir filmdir.. hayır adam aksiyonlarda rol aldığında gürültüye gidiyor, neresi patladı kim kimi vurdu derken rol yapamadığını farketmiyoruz ama böyle ağır işleyen melankolik filmlerde çok göze batıyorsun be aslanım.. yapma lütfen.. insan adam gibi bir aksıramaz mı ya?--- spoiler ---dina araz olarak bildiğimiz hatunun yine bir güçlü kadın, sean mcnamara olarak bildiğimiz adamın ise yine bir sümsük looser olarak arz ı endam ettiği filmdir..frank lloyd wright ve le corbusier dışında filmde bahsi geçen 3. mimarın idolüm richard meier olması gözlerimi yaşartmadı desem yalan olur... takdir ettim buradan... ama 2004 yılında mimarların gönye ve t cetveli ile çizim yapmadıklarını hatırlatmama da lütfen izin verin... ayrıca solak biri gönyeyi de öyle tutmaz.. ayrıca taramalara paftanın dibinden başlanmaz... ayrıca profesyonel mimarlık yapan biri 1. sınıf öğrencileri gibi çizim çantasıyla da dolanmaz her yerde... hiiiç olmamış diyorum...ilk çevrim il mare'ye ithafen isimlendirilmiş ancak aylar sonrasına rezervasyon yapabilen buz pateni pisti manzaralı feci seçkin (nasıl oluyorsa artık) lokantasının dışında, köpekte bir iş olduğunu sanıyorum.. yoksa nedir yani bu zamanda yolculuğun gerekçesi? bu tür filmlerde her şeyi başlatan bir olay olur diye biliriz.. burada saçma bir zamanda sıkışmışlık var... kate'e evi kiralayan alex madem durumu biliyordu o aşamada, neden ev sahibi olarak arkadaşlığını ilerletmedi ziyaretlerine gitmedi kate orada otururken? geriye kalan 44 evin inşaatı çok mu vaktini aldı nedir yani?ayrıca yerine göre günde 30 saat çalışan kate nasıl oluyor da chicago'dan habire göle gidip posta yetiştiriyor? ayrıca o mektuplar nasıl öyle dialog gibi gelişiyor? eğer o mektupların arasında 2 sene varsa hiç bir allahın postacısı* arada eve uğrayıp da "ne lan burada birikmiş böyle mektuplar pulsuz mulsuz hem de" deyip işkillenmiyor mu? ayrıca kate'in 1610 bilmemne caddesindeki evinin döşemesinin altına o kitap ne vakit giriyor? alex evin önüne ağaç dikti ayrı... ama ince işler devam ederken eve sızıp parkeyi kanırttı altına kitap mı sakladı nedir yani?yardımcı rollerdeki insanların harbiden rollerinin dayanağı neydi? dina araz alex'in babasını tedavi eden doktor olmak dışında ne işe yaradı? kate'in annesinin babasıyla evlenmeden önceki ilişkisinin bilmemizin bize ne faydası oldu? kate'in babası dostoyevski severmiş ve muhtemelen suç ve ceza'yı okurken ölmüş vs ama bundan bize ne? alex'e yazan sekreter gibi kızın ayağındaki botları sean mcnamara'nın farketmiş olmasını neye borçluyuz?kısacası ne lan bütün bunlar?--- spoiler ---
(yul - 13 Ağustos 2006 18:17)
güzel ve hoş bir filmdir. film saçma olabilir, mantıksızlıklar da olabilir ancak önemli olan bunlar değildir ki. asıl olay, filmdeki verilmek istenen mesajı anlamak ve bunu kendi hayatımızdaki olaylarla benzetme yapmaktır.zaten filmde mantık aransa daha en başta "niye 2 yıl arayla mesajlaşıyorlar olur mu ya öyle şey" denir bırakılır. keanu reeves ve sandra bullock'un üstün yetenekleri sayesinde film daha bir güzel olmuş.kısacası, oldukça güzel bir 21. yüzyıl peri masalı. izleyin, izlettirin.
(coldwind - 18 Ağustos 2006 22:45)
star wars'da ışın kılıcına bakıp "abi mantıklı tabi ışın bu" diyen adamın bana gelip "bak bak bak, zaman mekan hatası yaptı salaklar.. hıh.. izlenmez bu film kaka" demesi abeslikten öteye geçmez.sen git önce filmin konusuna bak.. bir posta kutusu aracılığıyla zaman içinde mesajlaşıyorlar ulan.. daha ne arıyorsun filmde.. konsepte uyup duyguyu yakalayamayacaksan, izlemeyeceksin. hadi izledin, konuşmayacaksın..muhteşem bir filmdir. izlenmesi ise en az kendisi kadar muhteşem ve zevklidir.
(quaker - 19 Ağustos 2006 21:58)
--- spoiler ---mutlu son yerine alex wyler in ölümü ile bitseydi ve bu konsepte biraz daha emek harcansaydı sinemadan çıktığımda kurgu hatalarını aramaktansa daha çok etkisi altında kalabileceğimi düşündüğüm film.yinede aşkı güzel bir şeklini sunduğu için tarz müdavimlerinin kaçırmaması gerektiğini düşünüyorum.ve ayrıca bir ayrıntı olarak restaurantta bekleyen ve ekilmiş bir sandra bullock görmek insanın içini acıtmıştır.--- spoiler ---
(krizkris - 20 Ağustos 2006 02:26)
sandra, adamı (bkz: keanu) 2 sene bekleteceğine şöyle sağına soluna bak da öyle karşıya geç dese zaman mekan ıvırı zıvırının çoktan aşılıp geçileceği film.
(e davis - 23 Ağustos 2006 13:49)
--- spoiler ---filmdeki kopegin eros oldugundan supheleniyorum. kopek bu iki karakteri birlestirmek icin cabaliyor , keanu tam sekreter kizin botlarina bakacakken kopek kamyonetten atlayip kosa kosa kate in sevgilisinin evine(?????) gidiyor. alex gol evi terkederken kopek onunla gelmektense evde kalip sandra nin kopegi olmayi tercih ediyor. bu kopek ilginc birsey , benim kedim mesela benim terliklerimi kemirmekten baska bir atraksiyon yapmiyor , yanlis hayvana mi oynadim ben simdi?kate in annesinin filmde hic bir fonksiyonu yokken , onunla olan sahneler yerine baska sahneler konsa film daha bir kurtarilabilirmis.mesela bu iki mektup arkadasi yillar ara ile yazistiklarina hemencecik ikna oldular.orasi biraz uzayabilirmis. bir de kate ve alex in yasami farkli zaman diliminde ama ayni hizla ilerliyorduysa eger alex katwe in en son mektubunu nasil oldu da aldi. vakit oglen vaktiydi. alex 14 subat 2006 da coktan erkek kardesi ile sikagodaki mimarlik burosunda takiliyordu, 14 subat 2008 deki kate in attigi mektubu almasi sinirlari epey bir zorlamis diyorum.gene de sevimli sandra bullock icin ne filmler izledik , bunu da izlerdik , devamini da izleriz...--- spoiler ---
(sirius black - 28 Ağustos 2006 05:18)
Yorum Kaynak Link : the lake house