The Nines (~ 9) ' Filminin Konusu : The Nines oyuncuların farklı rollerde göründüğü 3 kısa filmden oluşuyor. “The Prisoner” (mahkum) bir televizyon yıldızının dışarıyla tek bağlantısının menajeri ve komşusu olan iki kadın olduğu bir ev hapsinde bulmasını konu alır. Gizemli olaylar kadınların kendini gerçek dünya hakkında aldattığını düşünmesine neden olur. İkinci kısa “Reality Television” dizi yapımını anlatan bir belgesel yapımcısının, arkadaşlarının yardımıyla post prodüksiyon aşamasını atlatmasını anlatır. “Knowing” ise başarılı bir video oyunu tasarımcısının karısıyla birlikte ormanlık bir yerde arabalarının bozulması ve kızlarının geri dönülemez seçimlere kadar götüren bir gerçeği/bilgiyi öğrenmesini anlatır. Bu üç hikaye tek bir anlatımla yazar ve karakter, oyuncu ve rol, yaratan ve eseri arasındaki ilişkiyi keşfediyor.
Chaos Theory(2008)(6,7-30104)
Paper Man(2014)(6,6-17307)
Foolproof(2003)(6,5-9021)
The Voices(2015)(6,4-47158)
john august tarafından yazılan ve yönetilen film. john august abimizin go, big fish, corpse bride gibi filmlerin senaristi olduğu göz önünde bulundurulursa merakla beklenmesi gereken filmdir. ancak charlies angels ve charlies angle 2 (ki filmin yarısında dayanamayıp shift delete çekmiştim) gibi filmlerin de senaristi olduğu göz önünde bulundurulursa dikkatli olunması gereken filmdir. öte yandan filmin, büyük stüdyoların baskısı olmadan tamamen bağımsız bir film olarak senaristin kendi istekleri doğrultusunda çektiği bir film olduğu, henüz dağıtımcı bulamadığı ve 22 ocak'ta sundance film festivalinde ilk gösteriminin yapılacağı göz önünde bulundurulursa biraz daha bekleyip yorumları gördükten sonra karar vermek en iyisi olacaktır.hikaye ise oldukça ilginç. websitesinden kaba saba bir çeviri yapacak olursak:the nines (dokuzlar) oyuncuların farklı rollerde görüntüğü 3 kısa filmden oluşmaktadır. the prisoner (mahkum) bir televizyon yıldızının kendisini dışarıyla tek bağlantısının menajeri ve komşusu olan iki kadın olduğu bir ev hapsinde bulmasını konu alır. gizemli olaylar kadınların kendini gerçek dünya hakkında aldattığını düşünmesine neden olur. ikinci film reality television. dizi yapımını anlatan bir belgesel yapımcısının, arkadaşlarının (yine aynı bayanlar) yardımıyla post prodüksiyon aşamasını atlatmasını anlatır. knowing (bilme) ise başarılı bir video oyunu tasarımcısının karısıyla birlikte ormanlık bir yerde arabalarının bozulması ve kızlarının geri dönülemez seçimlere kadar götüren bir gerçeği/bilgiyi öğrenmesini anlatır. bu üç hikaye tek bir anlatımla yazar ve karakter, oyuncu ve rol, yaratan (creator) ve eseri (creation) arasındaki ilişkiyi keşfediyor. the nines cevabının "tüm bunlar nasıl birleşiyor" olduğu bir bilmece gibi.filmin resmi sitesi: http://lookforthenines.com/
(gcb - 18 Ocak 2007 20:53)
ryan reynolds ve hope davis'in başrollerinde olduğu, fragmanı bir garip olan film .. ya da daha doğrusu fragmanından bi halt anlaşılmayan film. enteresan ötesi bir konu yanlız, izlemek lazım.
(auroriel - 7 Ağustos 2007 19:18)
ryan reynolds'ın "neler dönüyo ulan burada?" sorusuna cevap aradığı bu arada da mükemmel oynadığı; anlatım tekniği ve konusu itibariyle hoş bir tarzı olan garip ama çok güzel film.
(sing to the death rattle - 23 Ocak 2008 19:46)
üç ayrı hikaye üzerinden kısmi paralellikler kurulabilir. yaratanın yarattığıyla arasındaki ilişki hakkında kafalarda değişik soru işaretleri oluşmasını sağlayan, düşünmeye iten film.
(hun - 7 Şubat 2008 19:02)
tanrı kavramını, gerçekliği ve akabinde sanal gerçekliği sorgulayan, izleyiciyi düşünmye iten keyifli ve akıllı bir film. dvd'si bulunup izlenmeli. ama eğer alt yazıları orijinal değilse mutlaka kapayın ya da ingilizcesi olanlar ingilizce alt yazı ile takip etmeye çalışsın. zira berbat türkçe çeviriler filmin felsefi kısımlarındaki karmaşıklığın üstüne tuz biber oluyor...
(kowalski - 15 Şubat 2008 02:59)
film gibi film. 2 saatlik tokat.
(zoban - 16 Şubat 2008 08:10)
(bkz: iki film birden)amaçsız bireylere izletilmesinin hiç bir fayda sağlamayacağını anlamak için üzerine veya öncesine stranger than fiction ekleştirmekte fayda var. iki filmde birden yaratıcılarıyla karşılaşan insan modellerini izlemek ve kendinizi koala gibi hissetmek mümkün.--- spoiler ---düpedüz varoluşçu pornografi.--- spoiler ---
(portik - 9 Mart 2008 23:09)
ben beğendim bu filmi. koalalara yapılan kıyak da pek hoşuma gitti ne yalan söyleyeyim. hrrmmm.... en iyi filmlere 10 verilecek olursa ben bu filme kafadan 9 veririm. hatta hemen şimdi imdb'ye girip veriyorum.bi de filmin başlarında misery filmine/romanına esprili bir gönderme de bulunuyor, farketmedim değil. son zamanlardaki en büyük başarım da budur şu hayatta. sevgiler.
(cim kedi - 20 Nisan 2008 23:34)
hem two guys, a girl and a pizza place hem de gilmore girls dizilerinin hayranı olduğumdan oyuncu seçiminin yanısıra çok katmanlı ve her türlü kuramla okumaya elverişli senaryosu ile kendine hayran bırakan 2007 yapımı bir film. --- spoiler ---tek cümlelik bir özetle, film aslen bir dokuz olan g.'nin kendi yarattığı ve içinde bizzat kendisinin de yer aldığı evren(ler)e çok daldığından esas kimliğini unutması üzerine, üç başka dokuzun (look for the nines) onu bulup götürmek için, onun yarattığı evren(ler)e müdahale etmesini ve g'nin vereceği yarattığı evren(ler)i ve karakterleri/insanları terkedip terketmeme kararını anlatıyor. filmde, dokuzun çarpanı ve karekökü olan üç rakamı da sıkça karşımıza çıkıyor. g'yi bulup götürmeye gelen üç dokuz, filmin açılış jeneriği akarken g.'nin bileklik örmek için kullandığı üç yeşil ip... roland barthes metin ile dokuma arasındaki benzerliğe dikkat çeker. metin ve dokuma kelimelerinin etimolojik kökenleri de benzeşir. tıpkı kumaş dokur gibi yazar da metnini kelimeler kullanarak, onları kendine göre dizerek oluşturur. hatta yazara ve daha genel anlamda sanatçıya tanrı sıfatı da yüklenir yaratıcı gücünden dolayı. benzer şekilde, yarattığı farklı evrenlerde gary/gavin/gabriel kendine genelde yaratıcı/tanrı rolü biçiyor. (bkz. god mode.) g. bilekliğini örerken görebildiğimiz tek şey o ve bilekliktir. örme işlemi bitince, g. bilekliği bileğine dolayıp düğümlerken bir ışık belirir ve gözümüzü alır. incil'de de tanrı'nın evreni yartırken kullandığı bir repliktir "let there be light." ayrıca, yine incil'de tanrı'nın ilk önce kelimeyi yarattığı ve kelimeden diğer herşeyin yaratıldığı söylenir. bu da g.'nin senarist kimliğiyle örtüşüyor. ancak ilk öyküde g. oyuncudur. bu da asıl (yaratıcı) kimliğini reddedip, kendine yarattığı evrende bir insan/oyuncu rolü yazmasından sonra gerçek kimliğini unutmasının altını çiziyor. (bkz. oblivio accebit.) bu arada isimler değişse de baş harf aynı kalıyor. hatta buna dikkat çekmek için bulmaya gelen dokuzardan biri ona g. diye sesleniyor. çünkü g harfi daha doğrusu küçük g harfi dokuz rakamına benziyor. daha sonra öykülerin daha doğrusu yaratılan evrenlerin üst üste bindiği ortaya çıkıyor. en sonunda yarattığı ama kendisinin yer almadığı dünya, daha önce yarattıklarının en iyilerinden bir kolaj. aslında ütopik bir dünya. bunu da en iyi anlatan şey diğer alternatiflerde dilsiz olan ancak gary/gavin/gabriel'in kaybolmasının esarını çözecek kilit kişi olduğundan sadece "he's not coming back" repliğini söyleyen küçük kız çocuğunun hiçbir fiziksel sorunun olmaması. öte yandan bu bir film. ve ana çerçevenin kendisi de kurmaca. yani kurmaca içinde kurmaca içinde kurmaca için de kurmaca... başyapıt!--- spoiler ---
(beatific - 21 Nisan 2008 16:56)
yönetmenliğini ve senaryosunu john august' un yaptığı, başrollerini ; ryan reynolds, melissa mccarthy, hope davis ve elle fanning' in paylaştığı 2007 yapımı bilim kurgu filmi. baştan sona büyük bir sabır ve dikkatle izlenmesi gereken, film sonrası uzun süre düşündüren, etkileyen varoluşcu bir film.
(onlar plankton - 7 Kasım 2008 03:28)
anlatmak istediğini gayet açık ve net bir şekilde anlatabilen, kurgusu cidden çok iyi oturtulmuş olan film.bu arada;--- spoiler ---dikkatinizi çekti mi bilmem, fakat filmin sonunda dokuzların esas yaşadığı prizmalar feci derecede the sims göndermesi gibi geldi bana.--- spoiler ---
(metalon - 15 Ocak 2009 04:06)
kaçık bir film. buradan sayın ağustosa seslenmek istiyorum. ben de dördüm, ne var?dvd extrasında bir tanrı kısa filmi var ki meseleyi idrakte idrak yollarını fena halde aşıyor. ayrıca extralardan öğreniyoruz ki tontiş kardeşimizin gerçek hayattaki adı da melisa makkarti. inanmıyor imdb ye soruyoruz durumu: http://us.imdb.com/title/tt0810988/ görüyoruz ki katiyetle makarti. bir miktar ağustos ağabeyin otobiyografyasını içeriyormuş film. hatta bizzat kendi evinde çekilmiş. o çok çekmeceli yapıyı da çok beğendik, birer tane evlerimize istiyoruz.
(daphne - 18 Ocak 2009 23:45)
bu kadar gecikmeli olarak izlediğim için kendime kızdığım güzel ötesi film.--- spoiler ---filmin en güzel bölümü sarah ve gary'nin is that all there is şarkısı eşliğinde oturma odasında yaptıkları dans, kur... herneyse oydu. bir de sevimli dostlarımızın* gün boyu büyük bir ciddiyetle ağaca sarılı olarak hareketsiz durmasına anlam veremiyordum. meğer önemli işleri, önemli görevleri varmış. çok mantıklı geldi bana. varoluş sıralamasında tanrıdan sonra insandan önce geliyorlarmış. vay amınaki. bu haliyle otostopçunun galaksi rehberi'ndeki* yunusları hatırlattı bana. --- spoiler ---
(kivanco - 11 Ağustos 2009 20:57)
--- spoiler ---filimdeki zenci orospuyu oynayan kişi, being john malkovich'te 7.5 ara katını bizlere levye ile tanıtan hatundur.--- spoiler ---
(kreb17 - 20 Ağustos 2010 11:41)
benim için oldukça özel bir yere sahip, hakkında yazmaktansa izlenmesi gerektiğini düşündüğüm olağanüstü filmim. türkçe'ye 3x3 olarak çevrilmiş olduğunu bir yerlerde görmüş olmam ise senaryoya yapılan haksızlığı ve olağanüstü bir yaratıcılığı sergilemiyor da ne? dokuzlar lan işte!(bkz: şu çılgın türkler)
(isobel - 4 Ekim 2010 12:46)
bir mmorpg filmi. ilk başlarda anlamasanız bile bir yerde kendisini belli ediyor. --- spoiler ---admin ya da üst seviye oyuncu olduğun* oyuna kendini kaptırırsan ne olur, yarattığın karakterler ne kadar gerçek, onlara ne kadar değer veriyorsun sorusu sorulmuş ve işlenmiştir. unutulan görevlerin hatırlanması ve sorumluluklar filan, hepsi işleniyor bu konuların. bir hesap üç karakter."the ten" yok piyasada.(bkz: get a life)--- spoiler ---
(roboute guilliman - 4 Ekim 2010 13:11)
ryan reynolds da nasıl bir karın kası varmış benim nasıl gözümden kaçmış hayret ettim. kendisini muhteşem oyunculuğu nedeniyle tebrik ediyorum (hayır karın kasları buna bi sebep değil) özellikle ilk bölümdeki aşırı sexy ve erkeksi halinin ardından 2. bölümdeki tv programı yapımcısı rolündeyken işi pratiğe dökmemiş gay ruhlu erkek karakterini sadece bakışlarındaki küçük çekingenlikle bile bunca başarılı verebilmesi önemli bişi. kendisini seviyorum.ayrıca şişman ablamız güzel gülüşü ve zorlamasız oyunculuğuyla takdirimi kazanmıştır. son bölümde kocasının değiştiği an "ah ulan o cıvırdan sonra bu arkadaşla ömür geçer mi..." diyordum kiii diğer kutsal bilgi kaynağım imdb yardımıyla o arkadaş dediğim kişinin hatunun gerçek kocası olduğunu ve bir de çocukları olduğunu öğrendim.
(life is a disease - 26 Aralık 2010 01:39)
enfes ötesi bir film. herkese hitap etmese de kendine has bir senaryosuyla sıkılmadan kendini izlettiriyor. senaryo ve oyunculuk üst seviyelerde daha ne olsun. film hakkında hiçbir şey bilmeden oturup izlemek olası süprizlerin etkisini çok fazla arttırır. spoilerdan en uzak durulması gereken filmlerden.--- spoiler ---kendi yarattığın bir dünyaya kendini nasıl kaptırırsın bunu anlatmış. bazen oyun alemine öyle bir dalıyoruz ki gerçekle sanalın ne olduğunu unutuyoruz. '' koalalar 8'dir. onların telepatik güçleri var. ayrıca hava durumunu kontrol ediyorlar. ''--- spoiler ---edit: spoiler'da yanlış bilgi vermişim. evilinacloset uyarınca düzelttim.
(bengeceyiolduruyorumgunduzlerdebeni - 20 Ocak 2011 21:51)
bu filme 9 verilir; yeridir. mini hikayeler, aralarindaki gecisler, genel konu, kurgusu, ryan reynolds oyunculugu ve leziz fucudu... bunlarin hepbiri bir araya gelince "ohsh" dedim. olmus. 10 uzerinden 9 verdim; ryan reynolds beri gelirse 10 da olur. olur olur.
(infected grail - 15 Mayıs 2011 02:50)
belki de tarihteki en underrated filmlerden biri.
(wazzap - 1 Ekim 2012 14:22)
Yorum Kaynak Link : the nines