2005 yılı mahsulu gore verbinski tarafından yönetilmiş olan abd yapımı film.

chicago'da yerel bir televizyonda hava durumu sunuculuğu yapan david spritz'in (nicolas cage) gözünden (ya da beyninden mi diyelim) anlatılan film için kısaca hayat üzerine zırvalamalar demek istiyorum.
üzerine yapışmış olan bütün kötü karakter özelliklerine rağmen suçu yükleyecek birilerini daima bulan, tamamen kendi ekseni üzerine kurduğu hayatına etrafındaki insanları da monte etmeye çalışan (tabii ki bunda başarısız olan), tüm bu olumsuzlukları gözardı ederek geleceği için etrafındaki insanlarla beraber hala çocuksu bir umudu olan bir adam. (tipik akrep burcu özellikleri mi ne) hiçkimseyle (babası, boşandığı karısı, oğlu, kızı, tv izleyicileri, annesi) düzgün bir iletişime geçememiş ama herşeyi yoluna koyabileceğini düşünen bir adam.
ve hayatının dönüm noktası olabilecek zaman dilimlerinden birinde çıkıyor karşımıza. başarılı bir yazar olan babası robert spritzel (michael caine) kansere yakalanmış, son günlerini yaşamaktadır. eski karısı noreen (hope davis) ile aralarındaki gerginlik uzun zaman önce boşanmalarına rağmen devam etmektedir, onunla karşılaştığı çok kısa zaman dilimlerinde bile kavga edebilmeyi becerebilmektedir. kendisi gibi iletişim problemleri ile boğuşan oğlu ve kızı ile bir türlü diyaloğa girememektedir. özel hayatında süregiden bütün bu olumsuz duruma rağmen new york'da bulunan görece daha büyük bir televizyon kanalından hava durumu sunuculuğu için teklif alır, iş görüşmesi başarılı geçer ve büyük ihtimalle kabul edilecektir. ama mutlu değildir.

uzun zamandır hollywood menşeili olmasına rağmen insanı anlatan, insana dair, bu derece duyarlı bir film izlememiştim. şaşkınım.

(uzuntu - 21 Eylül 2006 10:33)

nicholas cage e fazlasıyla yakışmış,
tanımlanamaz bir kalp ağrısıyla izlenen,
dururmuş gibi dururken aslında akan,
kasveti çok doğru kullanabilmiş bir film.

(blueclue - 2 Kasım 2006 00:28)

aklımda baba-kız arasındaki hoş bir diyalogla yer etmiş film

dave spritz: you know when i was in school, i guess the hardest thing was how other kids can be a little mean. . names, and stuff. do you ever get called names?
shelly: like what?
dave spritz: i don't know - like, dummy if you miss a question. . or, camel toe?
shelly: yeah... camel toe.
dave spritz: do you know why?
shelly: why, what?
dave spritz: why you get called camel toe. .
shelly: yeah.
dave spritz: why hun?. .
shelly: because, camel toes are tough. they can walk all over the desert and all the hot rocks. i'm tough.
dave spritz: that's right. it's because they're tough. ready to shop again? . .
shelly: i think they make car tires out of camel toes.

(what s this life for - 12 Şubat 2008 17:27)

hayata, aileye, basarısız olmaya dair sozu olan bir film.

babasının basarısı golgesinde kalmıs, hayata sıkı sıkı baglanamamıs, bosanmıs ve iki cocuk babası olan bir adamın hayatından minik bir kesit. fakat o kadar sade, o kadar yalın, o kadar guzel islenmis ki, yonetmenin de senaristin de ellerine saglık.

bos bir adam,
surekli bir sessizlik.
yasamın ta kendisi,
sakin ve dingin.
hic kandırmayalım kendimizi.

(kabak tatlisi - 5 Mart 2008 00:49)

nicholas cage'in olmak istediği insan ile kendisi arasındaki farkı fark etme serüveni.

(nevtek - 25 Eylül 2008 12:51)

bazen sıradan bir film hayatınızın filmi olur ya işte o türde bir film
filme kendinizi kaptırırsanız çok hoş bir tadı var sonradan damağınızda kalıyor filmi izledikten bir kaç ay sonra filmi en sevdiğiniz filmler arasında sayıyorsunuz sonra filme entry yazmak için oturduğunuzda bir anda abartıp hayatınızın filmi bile yapabiliyorsunuz velhasıl illginç bir film

--- spoiler ---

dave spritz 'in cebinde 1 dolarla dolaşmasına hastayım
--- spoiler ---

(siyah gocuk - 22 Aralık 2008 13:47)

sıradan bir adamın yaşantısını konu almasına ragmen muthiş akıcı, eglenceli aynı zamanda hüzünlü bir film.

bir loser filmi diyebilirim. dave spritz'in etrafindakilerle yasadıgı diyaloglar filmi basarili yapan seylerden biri. diyaloglar cok iyi yazilmis. nicholas cage'in oyunculu ise inanilmaz rolü ile o kadar bütünleşmiş ki sanarsınız nicholas cage normal hayatında da oyle biri.

bu filmden anlayacagimiz bir sey de iyi film yapmak icin illa ki cok ilginc bir senaryoya ihtiyacin olmamasi. cok sıradan bi senaryo ile de cok basarili filmler yapilabilir. iyi oyuncu performanslari, iyi diyaloglar ile.

--- spoiler ---
filmde en cok güldügüm yer dave'in eski karisina saka yapmak icin kar topu atmasi ve kar topunun kadının gözlügünü kırmasi. o sahneye cidden cok gülmüştüm.

babasinin cenazesinde konusurken elektiriklerin gitmesi de ilginçti.

--- spoiler ---

bu filmi herkes begenmeyebilir sanirim biraz melankolik olmak gerekiyor. nicholas cage hayranı iseniz eger bu filmi izlemeniz icin iyi bir neden.

(radioslave - 12 Şubat 2009 23:02)

baş rolünde, her filminde bir kez daha oyunculuk yeteneğini kanıtlayan yetenekli aktör nicolas cage'in bulunduğu, yer yer mizah da içeren, 2005 yapımı bir drama filmi.

--- spoiler ---

hayatı gölgelenmişliklerle ve başarısızlıklarla dolu bir aile babasının, bir türlü hayatını istediği düzene oturtamamasını ve onun hayatın içindeki diğer devinimlerini anlatan başarılı bir yapıt. bir hollywood filminden beklenemeyecek kadar insanı baz almış ve insana dair hassas noktalara parmak basmış olmasıysa oldukça şaşırtıcı. izleyicide karmaşık duygular uyandıyor. öyle ki bazı yerlerde gülümserken, yine bazı yerlerde gözyaşınızın akmak üzere olduğunu hissetmeniz mümkün.

ayrıca pek çok hayat dersi vermekte. hayatın içinde ordan oraya koşuştururken, ayrıntıları nasıl kaçırabileceğimizi, sevdiğimiz insanların hayatlarında olup bitenlerden nasıl habersiz kalabileceğimizi, bütün bunlar birleşince de nasıl bir iletişimsizlik çukuruna saplanabileceğimizi oldukça iyi bir şekilde gözler önüne seriyor.

--- spoiler ---

açıkcası, tesadüf eseri izleme şansı bulduğum bu film, nasıl olmuştur da adını yeterince duyuramamıştır bunu anlamakta zorlanıyorum. aslında bu durum biraz da ironik. çünkü yine ortada bir gölgede kalmışlık ve beklenen başarıyı sağlayamama durumu var. son olarak; sadece aksiyon arayışında olmayan, ya da henüz duygularının önemli bir kısmını yitirmemiş insanlarca izlenmeli diyorum. evet, bu nitelikte kişiler bu filmden kesinlikle keyif alacaklardır.

(morperest - 12 Şubat 2009 23:12)

oldukça doyurucu bir filmdir. izlerken kendinizi bir çok sahnede cage'in yerine koyar, üzülürken güler, gülerken üzülürsünüz. filmin akışı boyunca, buzlar, karlar ve yağmurlar varken, her şeyin bir nebze olsun yoluna girmeye başladığı son zamanlarda ise güneş görünür. murphy kuralları nın da pes ettiği bir nokta vardır elbet.

ayrıca film boyunca cage'e fırlatılan paketlerin yönetmen gore verbinski tarafından atıldığını da belirteyim.

(haknurrr - 10 Haziran 2010 17:22)

nicolas cage hayranı olduğum için mi, yoksa harika bir film olduğu için mi bu filmi harika buldum bilmiyorum ama, bence harika bir film.

(ekim - 30 Ekim 2005 07:26)

(bkz: havayi koklayan adam)

(crown - 8 Şubat 2006 12:19)

hayatın en duru haliyle perdeye yansıtıldığı güzel bir amerikan filmi. ya da amerikan kültürünün insanlığa sunduğu hayatın duru anlatımı da denilebilir. bu tür bir şeyin (fast-food-life!) içine atıldığını yadsımayan fakat bunu kesinlikle reddeden de bir kişi^* olarak filmde asıl hoşuma giden: gökdelenlerin arasında takım elbisesiyle yürüyen adamın sırtındaki yay ve oklardı. büyük keyif doğrusu! zaten bu durumda keyif alınacak başka da bir şey yok.

(orumceq - 1 Mart 2006 00:28)

güleyim, iyi vakit geçireyim,aksiyon göreyim düşünceleriyle gidecekseniz bu filme hiç gitmeyin daha iyi zira sadece hayatın gerçeklerini anlatan bir film. oyuncular arasında nicolas cage ve michael kane dışında about a boydan tanıdığımız nicolas hoult ve ally mcbealin büyük aşkı billy thoması canlandıran gil bellowsda mevcut.izlenmeye değer bir film kanımca.7/10

(venus - 9 Mart 2006 10:34)

filmin başlangıcında +7 yerine +18 yazmaları gereken filmdir.

(amarat - 12 Mart 2006 21:57)

güzel film. yer yer konuyu ağır işlemişler gibime geldi ancak bir anda koparabiliyor tabii... nicolas cage hakkında yorum bile yapmaya gerek yok. ayrıca filmin çekimleri çok hoş, yer yer "hey yawrum, kadraja gel" demedik değil...

--- spoiler ---
filmin başındaki yüz yıkama sahnesine takılmıştı bitek kafam. nicolas cage yüzünü kaldırdığında kupkuruydu. ?! belki de yanılıyorumdur tabii...
--- spoiler ---

(hooker with a penis - 13 Mart 2006 01:12)

ülkemizde fırtınalı hayatlar adı ile gösterime giren film.
şahsen, bu ismi seçenlerden "donsuz geceler" ya da ne bileyim "havalar nasıl olursa olsun" falan gibi bir deha örneği beklerdim ama bu ismi uygun görmüş demek büyüklerimiz.

(bkz: turkce ye sacma cevrilmis film isimleri)

(alexander goygoyevic - 17 Mart 2006 11:31)

michael caine: in this shit life, we have to chuck some things.
eğreti diyaloglardan, ortalama amerikalı'ya bir kaç gömlek büyük gelen büyük sözlerden sıkıldıysanız, uzun ama rahatsız edici olmayan sessizliklere tahammül edebiliyorsanız, nicolas cage'in "ifadesiz" yüzünden anlam çıkarabiliyorsanız tavsiye edebileceğim film.

(agnitio - 17 Mart 2006 21:15)

iyi bir film. olmasi gerektigi gibi basliyor oyle devam ediyor ve olmasi gerektigi gibi de bitiyor.

(nuitari - 26 Mart 2006 03:53)

lord of war ve the family man ile “aile odaklı bunalım filmleri” kategorisine iyice ısınan nicolas cage’in son marifeti olan ve tek artısı michael caine’e çorba parası kazandırmak ve bizlere camel toeyu öğretmek olan huzursuz film. sanırım şair burada “hayat ne kadar beklenmedik ve boktan olsa da yaşamaya devam edeceksin” demeye getirmiş. bu filmi izleyen biri rahatlıkla fast-food devleri ve ürünleri hakkında bilgi sahibi olabilir.
bir de yukarıda öylesine değinip geçtiğim michael caine’nin performansına, o daracık alanda yaptığı enfes bilek hareketlerini ve çalımlarını övmezsem oturur ağlarım. demek ki büyük oyunculuk böyle bir şey.

(seyuranto - 30 Temmuz 2006 02:17)

tek kelimeyle yorucu olarak nitelendirilebilecek bir film.

(turta - 30 Temmuz 2006 02:20)