2007 sonbaharında gösterime girecek, jennifer connelly ve joaquin phoenix'in oynadığı/oynuyor olduğu film.

(kokomichu - 6 Şubat 2007 15:52)

terry george'un (hotel rwanda, some mother's son) yönettiği ,joaquin phoenix, mark ruffalo, jennifer connelly ve mira sorvino'nun başrollerinde olduğu bir dram. hotel rwanda'daki gibi insanın insanlığını sorgulatacak, zayıf yönlerini gün yüzüne çıkaracak bir film gibi duruyor. ya da ben öyle anladım.

fragman: http://www.worstpreviews.com/…ler.php?id=648&item=0

(auroriel - 7 Ağustos 2007 19:06)

amerikalı senaristlerden günümüz şartlarına uyarlanmış yeni bir yeşilçam filmi. oyuncuların performansları gerçekten güzel ama bu kadar tesadüf niye.

(bkz: bilinc gerektiren tesaduf sayisi sorunsali)

(hasanez - 17 Nisan 2008 21:06)

en kucuk yan role kadar nefis oyuncularla ve kismen oyunculuklarla desteklenmis, "bunu daha once gormustuk" senaryosuna yenik dusmus olan film. izlemek kalici hasar birakmaz ama izlememk de fazla bir sey kaybettirmez.

(quaid - 30 Nisan 2008 22:01)

film sonunda elinizde kahva bardaginizla kala kaliyorsunuz "allahim.. ben ne yaptim da bu filmi izleme zulmunu bana yasattin.. nerede hata yaptim da binlerce film içinden bunu sectim?" diyorsunuz.. onun dışında enteresan bir film, başarılı oyunculuk falan..

hikaye şey işte.. adamin bir tane cocugu var, ama aslinda bir tane daha var. bu ikinci soyledigim bir kız. dakota fanning veya onun kardeşi.. pek hikayesi yok zaten film boyunca.. tek bir replik ediyor, o da sikko bişi zaten.. her neyse, çocukların kız olmayan versiyonu elim bir kaza neticesinde hakkın rahmetine kavusurken, baba da "acili baba" payesine bürünüyor.. allah kimseye vermesin tabi.. bundan sonra ben pek bir merak unsuru, heyecan zamanzingosu falan seçemedim filmde.. yani öğretici desen değil.. kanayan yaraya parmak basiyor desen, diil.. ispanyollar üzerine çok dogru seyler anlatıyor, desen alakasız..

hülasa paranıza yazık arkadaş.. çok samimi diyorum.. yazık.

(azuth - 9 Mayıs 2008 03:58)

durduk yere adamın moralini skip atan filmdir.
film boyunca gittikçe artarak daha çok "gore" sahne görmek isteyip, bok gibi bi sonla bitmesiyle eeeah dedirttirir.

(bubez laab - 28 Ekim 2008 00:57)

john burnham schwartz kişisinin aynı adı romanından uyarlanmış film. oyunculuklar ne kadar iyi olsa da tesadüfler biraz abartı kaçıyor.

--- spoiler ---

tamam avukatın tesadüf olması neyse de, piyano öğretmeni çok gereksiz bir kesişme olmuş. inarritu gibi yapamıyorsanız kesiştirmeyin şu hayatları yahu!

--- spoiler ---

(hawyer - 22 Aralık 2008 23:31)

kimi klişelerin iyi çekildiği ve gerçekçi oynandığı taktirde halen daha yadırganmadan izlenebildiğini gösteren film. paralel konuları işleyen 21 grams ve el maquinista filmlerine nazaran beni daha çok vurduğunu söyleyebilirim. birkaç yerinde soğan doğradığımı da hadi itiraf ettim gitti. o sürekli romantik komedilerde izlediğimiz (ismine bakmaya üşendim) adam biraz eğreti durmuş sadece. onun yerinde kevin bacon olsaydı tadından yenmezdi diye aklımdan geçirdiğimi hatırlıyorum. jennifer connelly ise her zamanki gibi güzeller başı olarak zuhur etmiş.

(vardarova - 2 Ocak 2009 02:07)

mark ruffalonun komedi oyunculuğu dışında da iyi bir oyuncu olduğunu hatırlatan film olmuştur bana.

joaquin phoenix ise yine oyunculuğuyla yarmıştır.

--- spoiler ---
özellikle sonlarda dwight'ın üstüne silahıyla yürüdüğü sahnede gözlerimi ekrandan alamadım.
--- spoiler ---

ailenin filmin başında ölen küçük oğlu josh ise adam akıllı bir diyaloğa bile imza atmamıştır. zaten sanırım pek rol de kesemiyor.

ama lütfen kimse kızmasın ben filmi pek beğendim. klişe olsun olmasın, insanı içine alıyor ve bırakmıyor. insanların hayatlarının kesişmesi de gayet mantıklı çünkü filmde belki de 10 defa kasabanın ne kadar küçük olduğundan bahsediliyor. öylesine küçük bir yerleşim biriminde böyle tesadüfler yaşanması çok normal. herkes bir yerden tanıdık çıkabilir.

ha bi de ilk defa joaquin phoenixı çıplak gördüm. o zaman sol omzundaki deformasyonu fark ettim. şimdiye kadar hep iki omzu da öne doğru olan bir adam sanıyordum kendisini. meğer adamda sakatlık varmış.

(rossgaller - 21 Temmuz 2009 11:54)

dwight arno karısı ruth’dan boşanmış ve oğlu lucas’ı belli günlerde alıp onunla eğlenen bir avukattır. bir gün oğluyla red sox’ın maçını izlerken anne sürekli arayarak geç kaldıklarını oğlunu bir an önce getirmesi gerektiğini söyler. maçın bitmesi geciktiğinde telaşlı bir şekilde eve dönerlerken, karanlıkta yol kenarında bir çocuğa çarparlar ve bir anlık tereddütten sonra olay yerinden uzaklaşırlar. çarptıkları çocuk, josh learner, kendi hallerinde sakin bir hayat süren ethan ve grace çiftinin çocuklarıdır.

buraya kadar olay faili belirsiz bir trafik kazasıdır ve polis de zaten elinde fazla ipucu olmadığı için katili bulmakta zorlanır. fakat ethan, oğlunun katilini bulmadığı sürece rahata eremeyeceğini düşünerek olayın peşini bırakmaz. anne grace ise, yapacak bir şey olmadığından olayı unutmaya ve yeniden hayata sarılmaya kararlıdır. bu arada kazayı yapan dwight, sürekli vicdan azabı çekmekte ve kendini oğlu ile yeterince vakit geçirip onun gönlünü kazandıktan sonra polise teslim etmeye hazırlanmaktadır. aynı şehirde yaşamaları ethan ve dwight’i ilginç bir şekilde karşı karşıya getirir. ethan polisin fazla ilgilenmediği bir süreçte işleri takip edebilmek için bir avukat arar ve dwight ile anlaşır. ethan’ın küçük kızı emma, dwight’nin eski karısı ruth’dan müzik dersi almaktadır.

filmi ilginç kılan şey ise, açıkça suçlanacak kimsenin olmamasıdır. dwight kazayı yapmış olsa da, çocuğunu kaybetmekten korkarak hemen teslim olmamasına rağmen aslında sürekli vicdan azabı duyan birisidir ve bir teslim olma fikri sürekli aklının bir köşesindedir. üstelik film bir sistem eleştirisi de getirmez. bu tür kazalarda verilen cezaların çok az olduğundan şikâyetçi olan ethan bile, katil ile baş başa kaldığında aslında bu olayın zannettiği kadar “katil işi” bir şey olmadığını fark eder. “mahkeme sisteminde adalet diye bir şey yok. sadece kanunlar var.” şeklinde tekrarlayıp durduğu argümandan filmin sonunda geri adım atar. geriye kalan ise bu tür trafik kazalarında yaşanan dramdır. filmin son cümlesinde olduğu gibi özür dilemekten fazla yapılacak başka bir şey yoktur.

(24 saat uyuyan adam - 2 Ekim 2010 23:07)

joaquin phoneix ve mark ruffalo görünce hassikomee bu ney laan diye izlemeye başladığım, ancak beklentilerimin çok altında sonuç veren bir film.^*

(pampalar - 19 Ekim 2013 23:06)

baska bir tesadufler silsilesi filmi.

--- spoiler ---

bir ara konu kisilerin alayi kardes cikacak sandim.

--- spoiler ---

(korkmam yalandan yilandan kadar - 10 Kasım 2013 11:35)