can yayınlarının mutfakta pişirmekte olduğu marc levy romanı.

(ride - 2 Ocak 2011 21:18)

gölge hırsızı adıyla can yayınları tarafından türkçe'ye çevrilmiştir. kapağı farklı olmuş bu sefer.

(mavi karanlik - 3 Şubat 2011 13:04)

kitabı dün taksim'de yürürken, d&r'ın vitrininde gördüm. son zamanlarda artık eskisi kadar heyecanla kitap okuyamadığıma, okuduğum şeylerin beni çekmediğine hayıflanıyordum. ancak kitabı orda görünce aradığım heyecanı bulduğumu anladım. hiç tereddütsüz gidip kitabı aldım. aslında can yayınlarına son zamanlarda ifrit oluyorum, işi iyice ticarete döktüler ve ben de artık onlardan orjinal kitap almamaya karar vermiştim ama bu istisnayı yapmak zorundaydım. bekleyemezdim. her şeyden önce kitap gerçekten güzel ama tuhaf bir yanı vardı. sebebini bilmiyorum ama eksik bir yanı vardı, kurgudan kaynaklanıyor olabilir. tabi bu kitabı bir solukta okumama engel olamadım. okurken bitmesin istedim ama sayfaları çevirme isteğime engel olamadı. keşke daha uzun olsaydı, keşke gerçek olsa ve sizi tekrar görmek kitaplarında olduğu gibi, iki kitap olsaydı. doyamıyorum okumaya bu adamı. bundan sonrası hafif spoiler içerebilir, okuyabilirsiniz ancak ben uyarı yapmayı tercih ediyorum.

--- spoiler ---

marc levy, tarzına uygun olarak yine fantastik öğeler katmış romana. fantastikten kastım, diğer kitaplarını okuduysanız eğer bildiğiniz gibi, olmayacak olan şeyler ama olabilir de. ben olsun isterdim. kitap marc levy'nin çocukluğuyla vedalaşması gibi olmuş. artık şuna eminim ki bu adam doktor olmak istiyormuş. evet, yine doktorlar, acil servisler karşılıyor bizi kitapta. zaten bunun olacağını bir kaç sayfa sonra söylüyor kendisi. gölge hırsızlığı ve ona yüklediği anlam ise çok başarılı olmuş, enfes bir hayal gücü var bu adamın ve hayallerini kağıda aktarma gücü.

olacakları tahmin ediyorsunuz, kitap mutlu sonla bitiyor ki bu artık süpriz değil, onun tarzı bu. romantik komedi yazıyor bana göre. anlamadığım bir şekilde kitabı kısa tutmuş, bu tavsiyeyi ona kim yaptı bilmiyorum ama bunu artık yapmasın. şu an kendimi sarhoş gibi hissetmediğimi buna yoruyorum ben. ağzınıza bir kadeh içki çalıyor ve daha fazlasını istemenize rağmen elinizde değil içmek. tam kafanız güzel olacakken içkinizin bittiğini düşünün, içinde bulunduğum durumu, bu gayet güzel ifade ediyor sanırım.

kitabı okurken olucağını bildiğiniz şeyler, olduğunda sizi tahmin ettiğinizden daha fazla etkileyebilir. süpriz olmasa da, karnında tuhaf bir boşluk hissedebiliyor insan ya da ben kendimi fazla kaptırdım. şuan düşünüyorum da evet kitap gerçekten yersiz kısa tutulmuş, ipucunu verdiği bazı olayları, ilerleyen sayfalarda göremiyorsunuz. aslında daha fazlasını yazmak istiyorum ama bütün kitabı anlatmaya kalkabilirim, o yüzden size, canınız biraz mutlu olmak istiyorsa okuyun derim. bense şimdi dönüş yoluna koyulacağım ve eve dönene kadar, gözlerimi kapatıp, her şeyi en baştan yaşamaya çalışacağım, kendi hayal gücümle ve bu sefer eksiksiz bir biçimde.

--- spoiler ---

(tilkifiki - 8 Şubat 2011 16:59)

nedense okurken holden caulfield'ı anımsattı bana başroldeki karakter. tabii holden gibi vurdumduymaz değil fakat onun gibi herkesten farklı.

dvorak ismini okuduğum zaman oldıkça da heyecanlandığımı itiraf etmem gerekli. ^*

sonuçta keyifli bir kitap. su gibi akıyor ve hiç sıkmıyor sizi.

(holywitch - 28 Ekim 2012 16:58)

oldukça etkileyici, içinde fantastik de denilebilecek kısımlar olan, okuduğum tek marc levy romanı. bu bile yetti. bazı yerleri ruha hitap eden ve okuduğunuz için asla pişman olmayacağınız, aksine şimdiye kadar niçin okumadım diyeceğiniz ve en başta önereceğiniz kitaplardan olacak harika bir roman.

(kulse - 14 Kasım 2014 21:52)