Süre                : 2 Saat 20 dakika
Çıkış Tarihi     : 22 Eylül 2006 Cuma, Yapım Yılı : 2006
Türü                : Aksiyon,Macera,Drama,Tarih,Romantik,Savaş
Ülke                : İngiltere,ABD
Yapımcı          :  Electric Entertainment , Flyboys Films , Ingenious Film Partners
Yönetmen       : Tony Bill (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Phil Sears (IMDB)(ekşi),Blake T. Evans (IMDB)(ekşi),David S. Ward (IMDB)(ekşi),Blake T. Evans (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : James Franco (IMDB)(ekşi), Philip Winchester (IMDB)(ekşi), Todd Boyce (IMDB)(ekşi), Ruth Bradley (IMDB)(ekşi), Tim Pigott-Smith (IMDB), Tyler Labine (IMDB)(ekşi), David Ellison (IMDB)(ekşi), Jean Reno (IMDB)(ekşi), Martin Henderson (IMDB), Lex Shrapnel (IMDB), Jennifer Decker (IMDB), Pip Pickering (IMDB), Michael Jibson (IMDB), Adrien Boublil (IMDB), Lasco Atkins (IMDB), Ralf Rueller (IMDB), John R. Walker (IMDB)

Flyboys (~ Kahraman pilotlar) ' Filminin Konusu :
1916 yılındayız. Birinci Dünya Savaşı iki yıldan beri tüm şiddetiyle devam etmektedir. İngiltere ve Fransa'nın müttefik güçleri, batı cephesinde Almanlar'ın sağlam siperlerine karşı verdiği savaşta başarılı olamamış, milyonlarca insan hayatını kaybetmiştir. Öte yandan Avrupalılar'ı kendi savaşlarıyla başbaşa bırakmayı tercih eden Birleşik Amerika tarafsızlık ve izolasyon politikasını ısrarla korumaktadır. Ancak gönüllü ambulans sürücüleriyle Fransız lejyonunun üyesi olan bazı Amerikalılar, müttefiklere yardım etmek için Avrupa'ya geçmişlerdir. Çok geçmeden Amerikalı gönüllülerden bazıları, iyi teçhizatlı Alman pilotlarıyla baş edebilmek ve müttefiklerin savaş çabalarına yardımcı olabilmek için kendi özel filolarını oluştururlar. Ölümüne mücadeleyi göze alan "Flyboys" Kahraman Pilotlar filosu bu şekilde meydana gelir.


  • "basrolllerinde james franco (spider man2 ve annapolis) ve jean reno nun oynadigi savas filmi 1914 yilinda geciyor. abd de gecen hafta gösterime girdi, cok yakinda türkiye de."
  • "filmin başında almanlar karşısında keklik gibi düşen müttefik uçaklarını görünce, neden almanlarda 10 uçak düşürenin , müttefiklerde ise 5 uçak düşürenin ace olduğunu anlamama neden olmuş film."
  • "savaş tarihi meraklıları ve havacılık ile amatörce ilgilenen kişilerin belki zevk alabileceği, ancak bu işi az çok bilenlerin yutmayacağı bir film olmuş.."
  • "az evvel gördüğüm kadarıyla gökyüzüne aynı anda birkaç tane manfred von richthofen* (kırmızıya boyanmış fokker dreidecker'lar) koyabilen bir filmdir bu."
  • "bahsi gecen savasta almanlari destekledigim icin olsa gerek mutlu sonla bittigini dusunmuyorum. cogu sikici ve klise sahneye (cogu havada geciyor) dayanmayi saglayan tek sey ise jennifer decker."




Facebook Yorumları
  • comment image

    gittim gördüm filmi. şimdi ufak bir kritik denemesi yapalım:

    eh, flyboys için en uygun tanım memphis belle ve pearl harbor karışımı melodramatik bir savaş filmi olur. bildik holivud klişeleri kürekle boca edilmiş: hepsi de bir şekilde sorunlu olan (kimi kendini ailesine kanıtlama derdinde, kimi geçmişinden kaçıyor kimi de toplumsal saygı ve hüsnükabul kazanmaya çalışıyor) bir grup amerikalı genç hain almanların (ah ulan alamanlar siz de olmasanız holivud ricali aç kalırmış) işgal etmeye çalıştığı fransa'nın yardımına gidiyor; babacan bir komutanın emri altında biraraya geliyorlar. farklılıklarından mütevellit sürtüşmeleri halledip takım oldular mı da tamamdır; "özgürlük" için "istilacı" almanları çekirdek çitler gibi indirmeye başlıyorlar. tabii bu arada örnek vatandaş karakteri edinmekten de geri kalmıyorlar. hatun kısmısı da unutulmamış, bir matmazel* ile esas oğlan arasında nasıl başladı nasıl bitti anlayamadığımız bir aşk öyküsü de marketing amaçlı sıkıştırılmış araya.

    gelelim fasulyenin faydalarına.

    bir tarih öğrencisi olarak değerlendirirsem tek varabileceğim sonuç: flyboys sucks !

    devenin neresi doğru ki eğriyi anlatalım ? escadrille lafayette faaliyet gösterdiği mart 1916-mayıs 1917 arasında nieuport 11 ve 17 uçaklarını kullanmıştır. karşılarında ise düşman olarak fokker eindecker, halberstadt d.ii ve albatros d.ii/iii uçaklarını bulmuşlardır. arkadaşların keklik gibi avladıkları fokker dreideckerlerin ilk deneme amaçlı ön-üretim örnekleri ağustos 1917'de cepheye geldiler, standardize üretim tipleri ise ekim 1917'de jastalara dağıtılmaya başladı. fokker dr.i'in performansı filmdeki nieuportları ezip geçtiği gibi çok kısıtlı miktarlarda üretildikleri için sadece jastalardaki usta pilotlara "binek" olarak verilmişlerdir. nerede böyle arı oğulları gibi yüzer yüzer gelsinler ?. hepsinin kırmızı olması komikliğini saymıyorum bile. yüzbaşının (jean reno) "ingilizler de bizimle beraber bristol fighter, sopwith camel ve se 5a uçakları ile uçuyorlar" derken saydığı tüm uçaklar da 1917 yılının sonunda hizmete girmeye başlamışlardı. keza handley page (demokrasi kahramanlarının bombardıman uçakları) ve gothalar da (bu da barbar alamanların bombardıman uçağı) 1918'de hizmete girmişlerdi. meuse cephesi yarılınca -ki o da mart 1918'deki dev alman saldırısıyla oldu, 1916 sonu ve tüm 1917 boyunca alman orduları batı cephesinde savunmada idiler- fransız sivil mültecilerin paris yerine londraya kaçmaları gibi çok enteresan şeyler de öğrendim.

    azıcık kurguya da değinmeden geçmeyeyim; amigayla teşrik-i mesaisi olanların çoğu wings'i hatırlayacaktır. kendimi sanki wings'in filmini seyrediyormuş gibi hissettim. bir mission bitiyor daha azılı bir bölüm sonu canavarıyla beraber (önce jametz'e yarıda kalan saldırı, sonra gotha, alman avcı filosu, zeplin ve nihayet kara şahin armalı big boss) yenisi başlıyor. olayların gidişatı çok komik geldi açıkçası.

    gelelim seyirci olarak şahsi izlenimlerime:

    neticede ben bu filme eğlenmek ve it dalaşı görmek; senelerdir maketlerini yaptığım araçları işbaşındayken seyretmek için gittim; amacımı da fazlasıyla yerine getirdim. müziklerini de görüntü yönetimini de çok sevdim. artık eğretiliği paçalarından akan aşk öyküsü sahnelerinde içim bayılsa; adalet müsavat uhuvvet palavralarının sıkıldığı diyaloglarda kusacağım gelse de 2.5 saat sıkıldım diyemem. hele o protestan yobazı salak belasını bulduğunda keyfim iyice yerine geldi. zeplin bölümünde resmen kirov airship replikleri de kafamda yankılandı. bir diğer hoşuma giden yönü avare gençliğe biraz belgesel tadında ilk havacılara dair tarihsel bilgiler veren sahneler ve diyaloglar oldu. inşallah havacılığın bu en kritik yılları hakkında biraz olsun merak uyandırabilir.

    oyoyoy destanlar yazmışım alışıldık bir holivud filmi için. herhalde 40 senedir çekilen ilk büyük savaş havacılığını konu edinmiş film olmasından dolayıdır. tavsiye isterseniz: çok fazla birşey beklemeden eğlenmek amacıyla giderseniz bence hiç pişman olmazsınız. hatta biraz da indiana jones tadı alacaksınız. haftasonu eğlencesi için sevdicekle veya kafa bir dostla zaman geçirmeye gayet uygun bir film. sadece tarihsel doğruluk veya derinlik aramayın yeter. eğer bunları arıyorsanız bakmanız gereken yer aha şurası: (bkz: the blue max)

    sonsöz olarak: almanların tepesi belli ki atmış, der rote baron adlı bir film çeviriyorlar; 2007 sonbaharında sinemalarda olacakmış. websitesinden baktığım kadarıyla ikinci bir der untergang vakası yaşanacak gibi gözüküyor. kemerleri bağlayın millet !


    (chevalier sans peur - 7 Ekim 2006 22:06)

  • comment image

    sevdim ben bu filmi.. tarihi gerçeklere uymazmış falan o kadarını bilemem... ben daha sabah ne yediğini unutan hafızasız bir milenyum insanıyım...

    --- spoiler ---

    amerikalılar'ın her daim fransızlar'ın kıçını kurtardığı klişesi, teknik ve teknolojinin de avrupa'da olduğu klişesiyle dengelense de istasyonda posta kutusuna işeyen fransız olayı ile köylü amerikalılar yine 1-0 galip durumdalar..

    dikiz aynası bile olmayan uçaklarda , ensende düşman uçağu olup olmadığını cep aynasıyla kontrol etme mecburiyeti, yağmurda, karda üstü açık uçakta insanın kıçının donmaması ya da yüz felci falan geçirmemesi hakikaten mucize olsa gerek..

    zaten esas oğlanımız mucizelere inanan biri olmasaydı daha soyadını bile bilmediği bir kadını savaş bittiğinde herhangi bir gün paris'in herhangi bir yerinde bulabileceğini düşünmezdi... bulamamış nitekim... demek ki inanılacak mucize var inanılmayacak mucize var...

    ama ne yalan söyliyim, yerdeki pilotu vurmama, yakıtı bitene dokunmama gibi aksi yapılırsa faül çalınacak kuralların olması 1. dünya savaşı'nın gerçekten de şövalye ruhu taşıyan son savaş olduğunu hatırlatıyor... düşmanının gözünün içine bakarak savaşmakla, oturduğun yerden bilgisayar oyunu oynar gibi savaşmak arasındaki insanlık faktörünü şaak diye suratımıza çarpıyorlar... hüzünleniyoruz artık ölümler de değersiz ve pisi pisine diye...

    ---
    spoiler ---

    o değil de, film icabı fransızları tutuyoruz ya... durup dururken o ağrıma gitti...


    (yul - 15 Ekim 2006 18:49)

  • comment image

    “kahraman pilotlar” olarak türkçeye çevrilmiş, doğru düzgün, kaliteli bir film.
    1. dünya savaşı sırasında fransız hava kuvvetlerine gönüllü olarak katılan bir grup amerikalı gencin mücadelesi anlatılıyor, gerçek bir hikayeden esinlenilmiş.
    yönetmeninin adı sinema için aşina değil (bkz: tony bill) fakat oldukça başarılı olduğu kesin.
    savaş sahnelerinin iç acıtıcı yönü de sergileniyor fakat esasen bundan pek de hazzetmeyen biri olarak şunu diyebilirim ki, filmin bir saniyesini bile kaçırmamak için gözlerimi çok nadir kırpmam neticesinde kan çanağı gibi gözlerle ayrıldım salondan.
    teknik tutarsızlıkları var mıdır bilemem ancak benim gördüğüm, esasında savaş uçaklarının bile birer ruhu olduğu, üzerlerindeki resimlerin de birer anlam taşıdığıdır.

    --- spoiler ---
    pilot vecihi kılıklı kara şahin lakaplı elemana verilen şahane ders, savaşma etiğini sorgulatıyor bir anlık. fakat akabinde, iki taraf da uçuş halindeyken her ne şekilde olursa olsun savaşmanın mübah olduğu kanısına varılıyor. ki filmin en çarpıcı sahnelerindne biri de buydu bence. diğer önemli detay ise, blaine rawlings in (esas oğlan) neticede o kadar meşakkatten ve imkansızlıktan sonra lucienne i bulamamış olması. sonunda hep esas oğlanla esas kız buluşsun çoluk çocuğa karışsın ister seyirci, ancak böyle işlenmiş olması hikayenin gerçek olduğunu kanıtlıyor.
    sözün kısası perdeler kapanınca “je vois tout” diye ayrılınıyor salondan.
    ---
    spoiler ---


    (kestane sekeri - 24 Ekim 2006 11:34)

  • comment image

    filmin başında almanlar karşısında keklik gibi düşen müttefik uçaklarını görünce, neden almanlarda 10 uçak düşürenin , müttefiklerde ise 5 uçak düşürenin ace olduğunu anlamama neden olmuş film.


    (reginleif - 16 Nisan 2007 05:30)

  • comment image

    savaş tarihi meraklıları ve havacılık ile amatörce ilgilenen kişilerin belki zevk alabileceği, ancak bu işi az çok bilenlerin yutmayacağı bir film olmuş..


    (ayanux - 22 Aralık 2008 02:17)

  • comment image

    james franco ve jennifer decker için izlenebilecek,uçaklar ve pilotluk adı altında tonlarca şey vaad edip birazcık senaryodan ve duygusallıktan puan almasının yanı sıra diğer hiçbişeyden ufacık bile puan alamayan,hadi vasattı be abi okadar denilebilecek yapım..buarada lucienne rolündeki decker ın 1983 doğumlu olduğunu ve james franco nun önceden altın küre kazandığını bildirmek görevimdir..


    (lake of the hell - 5 Haziran 2009 11:28)

  • comment image

    bahsi gecen savasta almanlari destekledigim icin olsa gerek mutlu sonla bittigini dusunmuyorum. cogu sikici ve klise sahneye (cogu havada geciyor) dayanmayi saglayan tek sey ise jennifer decker.


    (ole de olur bole de - 27 Şubat 2011 23:31)

Yorum Kaynak Link : flyboys