depresyonun kisir dongusunu, bu kisir donguyu aslinda kisinin yarattigini, yaratmak ve devam ettirmek istedigini ve ancak bu sekilde kendini anlamli kilmak istedigini kitapta muhtesem bir sekilde anlatmistir. sadece asagidaki paragrafi okumak depresyondaki bir insanin kafasinda ampulun yanmasina ve depresyonu zaman icirisinde terk edip normal hayatina donmesine yol acabilir:

"garip bir şekilde depresyonuma aşık olmuştum.dr.sterling haklıydı.tek varlığım olduğuna inandığım için ona aşık olmuştum.depresyonumun kişiliğimin bir parçası olduğuna ve beni değerli kıldığına inanıyordum.kendimi o kadar değersiz buluyordum ve dünyaya sunabileceğim o kadar az şey olduğuna inanıyordum ki,varlığımı haklı çıkartabilecek tek şeyin çektiğim acı olduğunu düşünüyordum.hayata karşı aşırı duyarlı bir tavır almak,her şeye boş veren duyarsız yığınlara katılmaktan,çok daha saf ve dürüst görünmeye başlamışı.her şeyi yürekten hissedersem sonunda tamamen hissizleşeceğimi ise artık anlamaz olmuştum."

(marcel - 4 Ocak 2007 17:08)

gerçek bir hikayeden alınmış film.

--- spoiler ---

elizabeth, depresyona nasıl girdiğini şöyle açıklar:
hemingway has his classic moment in 'the sun also rises' when someone asks mike campbell how he went bankrupt. all he can say is, gradually, then suddenly.
that's how depression hits. you wake up one morning, afraid that you're gonna live.

depresyondan da aynı şekilde çıkar.

--- spoiler ---

(writer - 2 Temmuz 2007 16:39)

depresyondakilerin kafa yapısının ne derece değişik çalıştığını anlatan film.

--- spoiler ---

i don't think rafe (sevgilisi) realized he'd just been appointed to save my life.

--- spoiler ---

(writer - 2 Temmuz 2007 16:58)

filmi amerikan gençlik filmi gibi anlatıldıysa da kitabını okuyanlar aslında hiç de öyle olmadığını görecektir. zira, kitaptaki derinlik, hissettirdiği yoğun duygular malesef filmde son derece yüzeysel boyutta kalmıştır. kitabını okuyan biri olarak söyleyebilirim ki; bence film olmamıştır.

(two steps - 5 Temmuz 2007 13:51)

30 puntoyla yazilmis "in the united states alone, more than 300 million prescriptions are filled ever year for prozac and other anti-depressants" gerceginin tokat gibi suratınıza vurmasıyla biten erik skjoldbjærg filmi.

aynı zamanda christina ricci'ye extacy queen sifatiyla bir kere daha secde edilmesini mumkun kılan yapim. evet tam olarak "gradually and suddenly".

--- spoiler ---

it is lovely that he is caring, passionate, and politically correct; but i need him to kiss me right now.

--- spoiler ---

(anneke - 30 Aralık 2007 02:06)

lise yıllarımda okuduğum, 10'lu yaşlardan önce depresyona giren bir kadının hikayesinin anlatıldığı, neredeyse her sayfada sylvia plath'ın adının geçtiği, bunalım ve bir o kadar ilginç kitap.

--- spoiler ---
"gözümün önünde olmadıkça hiçbir şey benim için gerçek değil."

"herkesin normal günlük iş olarak yaptığı şeyleri başarabilmek için gerekli donanımı olmayan bir harabeyim."

"çağdaş psikoterapinin en büyük yanılgısı, insanların sadece duygularını açıklamakla, birçok sorunu çözümleyeceğine inanmasıdır.benim ailemde herkes her dakika en küçük derdini bile açığa vurmaktan hiç çekinmez; oysa bu bir savaş alanında yaşamak gibi bir şeydir."
--- spoiler ---

(mademoiselle jeilempti - 22 Ocak 2009 23:20)

emperyalistlerin , psikologlara para kazandırmak amacıyla yarattıkları toplum... tüm gençliğin hızla tuzağa düşüp ilerlediği yön...

(dominique - 27 Kasım 2002 22:28)

antidepresan kullanmaya basladigim donemde gece otobus yolculugunda izlemek zorunda kaldigim film. zaten bunye olmus jole gibi, dokunsan bir o tarafa bir bu tarafa, bi de tabut gibi otobuste icim icimi yiye yiye geldim istanbula. varan kalitesiymis, resmen canima kastetti adamlar. christina ricci, seni de sevmiyorum ve sana laflar hazirladim.

(chanandler bong - 26 Nisan 2010 04:12)

hippi kuşağı ailelerin boşanmış çocuklarının 90'ların başında yaşadığı depresyon halini çok iyi anlatan bir kitaptır. ayrıca kitap hakkında yapılan "sıkıcı" ve "kendini tekrar eden" benzeri tanımlar, kitapta anlatılmaya çalışılan süreğen depresif ruh halini açıklamak için doğru yöntemdir. prozac ya da benzeri antidepresanları kullansın kullanmasın, günlük konuşmada sürekli yerli yersiz kullanılarak anlamı erezyona uğrayan depresyonu yaşayan bir okuyucunun, kitabı okurken e.wurtzel'in anlatımıyla kendi deneyimi arasında çok fazla ilişki kuracağını düşünüyorum. wurtzel grunge akımını da araya sokarak kendi kuşağının sözcüsü olmuştur. amerikan ya da boşanmış bir hippi çocuğu olunmasa da, hatta hiç antidepresan kullanmamış olunsa da wurtzel'in ne anlattığını çok iyi anlayacak bir kuşak ülkemizde de mevcuttur. ağzında "depresyondayım" sakızı ile dolaşanların bizzat okumasını tavsiye ederim.

(taifu - 11 Nisan 2003 18:26)

ecstasynin etkisini oldugundan farkli gosteren film.

(caynik - 10 Haziran 2003 18:37)

elizabeth wurtzel tarafindan yazilmis romandir. depresyonla ilgili bi cok roman gibi prozac nation'in da buyuk bir bolumu boston civarinda gecmektedir. kitap, yazarin cambridgede harvard universitesine ogrenciyken girdigi bunalimla ilgilidir. kanimca slyvia plath'in the bell jar'indan sonra depresyon ile ilgili yazilmis en iyi kitapdir. son zamanlarda yapinlanan bir cok kitabin aksine prozac nation'in amaci olaylari gunumuz gencliginin gozunden gosterip onlarin hayatlarindaki sorunlari gostermek deildir!!! bunun tem tersine gunumuz gencligi ile bir turlu kaynasamayan yanliz insanlar icin yazilmis bir kitapdir. kitabi guclu yapan en buyuk unsurda gorundugunden cok daha fazla seyi anlatiyor olmasidir. gorunuste kitap yazarin depresyonu ile ilgilidir fakat aslinda kitap amerikan egitim sistemine ve aile yapisina elestirilerle doludur. basligindan da anlasildigi uzere amerikada varolan tek mutluluk sekli yapay mutlulukdur, bu materyalist toplumda mutluluk diye bir kavram kalmamistir artik. ayrica amerikadaki yahudilerin hayatlarinida cok enteresan ve manupilatif olmadan basariyla yansitmaktadir. christina ricci'nin basrolerini oladigi bir de film i cekildir. film ne kadar turkiye televizyonlarinda gosterilmis olmasina ragmen, amerika da sinemalara halen gosterime girmemistir. kitabin en etkileyici ve kafada kalan cumlesi ise soledir; birisi yazara nasil depresyon'a girdigini sorar. wurtzel da hemingway'in fiesta 'sindan bir cumle ile cevap verir : " gradually and then suddenly."
hayatinda bir anlam ve mutlu olmak icin gercek nedenler ariyan, etrafindaki surekli siritan insalara bakip da" bu mallar neden hep boyle siritiyorlar" diye soran, toplumla bir turlu uyum saglayamayan ve saglamak da istemeyen, birazcik karanlik, biraz farkli, herkese siddetle tavsiye edecegim, muazzam bir eser.

(eternity4ever - 14 Ocak 2004 19:28)

ıçim karartan film.

hayatından yazarak kaçan bir genç kadının bir gün yazamaması ile içine girdiği depresyon halini anlatıyor.

depresyonda olduğum zamanlar aklıma geldi. beni depresyona sokan nedenler. hatta bir zamanlar anti depresan kullanıp hiç bir duyguyu hissetmediğim zamanlar.

film boyunca kız intihar etsin de kurtulalım dedim.

terapilerin ilaçların bir ise yaramadığını düşünüyorsaniz benim gibi bu film onu da tartışıyor.

hepimiz ailelerimizin ve toplumun lekeleriyiz aslında filmin de özeti bu.

(evsizkedi - 5 Aralık 2013 21:05)

psikolojiye oldukça ilgi duyan ya da bu alanda profesyonel olarak çalışan kişilerin dışında okunmasının yarardan çok zarar getireceği, yazarın örnek bir atipik depresyon vakasını -ki bu vaka kendisidir- tam anlamıyla kağıda döktüğü bir kitaptır. kitaba gelen eleştirilerin çoğu toplumun hasta bireye verdiği tepkilerin birebir aynısıdır ki bunda da şaşılacak bir şey yoktur. intihara gitmeyen ağır depresif dönemlerden kurtuluşu yüceltmede bulan vakayı eleştirmek ne o birey için ne de toplumun norm bireyleri için çözüm getirmez ki kitabın adını taşıdığı prozac toplumu da aslında bu norm bireylerin yaratmakta olduğu hatta yarattığı, içinde bulunulan toplumsal aşamadır. nasıl ki borderline, obsesif kompulsif, paranoid ya da şizoid kişilik bozuklukları taşıyan vakaları normal atfettiğimiz bireylerin anlaması zorsa, şizofreni, somatoform ya da bu vakada görüldüğü gibi afektif bozukluklar taşıyan bireyleri de normal bireylerin anlaması beklenemez.

(chilar - 3 Mayıs 2004 17:34)

bana bir sekilde iyi gelmis film kendisi. su gunlerde garip bir takintililik, bunalim ve hatta uyku ilaci bagimliligi hali yasiyorum ve filmi izledikten sonra, en son yazi yazmamin ustunden iki yil gecmisken yazma istegim geldi yeniden. cok sasirtici bir film olmasa da, ozellikle antidepresanlarla hasir nesir bir insansaniz izleyin derim.

(birtembelhayvan - 17 Ağustos 2014 18:57)

buraya baya bi saydıracaktım. öyle böyle değil ama, kezbanın tekinin kezbanlıklarını filme çevirmiş yediriyorlar diye uzun uzun yazacaktım ki, garip bir ayrıntıyı farkettim.

i've recognized you from facebook

bunu ruby elizabeth'e söylüyor. filmin senesi 2001, facebook'un kuruluşu 2004. nasıl yaa? bu konuşma harvard'da geçiyor ayrıca.

edit: e film 2001 yapımı ama 80leri anlatıyor zaten. ciddi ciddi facebook diye başka bir şey mi vardı acaba o zamanlar? dergi gibi bir şey mesela.

(bjkralice - 30 Eylül 2014 02:46)

okudum, begendim, tavsiye ederim.
bi kac yil sonra memleketin hali ne olacak romani da diyebilirim.

(oz ejder atlikanat - 12 Temmuz 2001 10:56)

rehberlik ve psikolojik danışma ünitesine gidersiniz, beck depresyon olcegi verir kadın, neyi işaretlerseniz ne derece depresyonda çıkacağınızı bile bile işaretlersiniz size uygun gelen şıkkı, kadın şöyle bir bakar ve sizi medikodaki psikiyatriste gönderir ki o da iki dakika konuşup ya xanax ya prozac yazacaktır. bilirsiniz gitmezsiniz çünkü 2 dakikada ne psikiyatrist sizi anlamaya çalışır ne de siz onun verdiği ilacı kullanmayı... pozitif bilim ayağına bizim de onlardan bir farkımız kalmayacak yakında.... united faculties of depression... (bkz: odtu)

(passiflora - 10 Aralık 2004 20:13)

elizabeth wurtzel'in bir romani.bol miktarda sex, uyusturucu ve depresyon icerir

(darkozzy - 20 Aralık 1999 05:59)

depresif karinin %78 sikici romani..
bol miktarda sex ve uyusturucu icermiyor genelde, ba$arili gecmisinden, ne kadar aykiri oldugundan ve yine aykiri depresyonlarindan bahsediyor... bunlari yaparken kendisiyle mumkun oldugunca az böbürleniyor ama karida ego alplerde kar..

(horni - 20 Aralık 1999 13:59)

bir sosyal bilimler teorisinin adı.. modernistenin getirdiği yabancılaşmış, atomize, robotize, kimliğini kaybetmiş toplumları anlatmak için kullanılır..
bu arada prozac abd'nin -aspirin ve viagra'dan sonra en çok satılan üçüncü ilacıdır..

(gimeno - 20 Aralık 1999 22:04)