anthony bourdain'in dunyanin cesitli ulkelerini gezip degisik yemeklerini yedigi, yerliler ile kafa cektigi televizyon programi. ilk sezonu guzel idi. daha sonra amerika ici seyahatler artti, yemek konusu ikinci plana dusmeye basladi ve kalite dustu.

(wpi - 19 Şubat 2007 18:28)

bella martha filminin hollywood tarafindan yeniden yapilmis hali. catherine zeta jones oynuyor.

(wpi - 19 Şubat 2007 18:29)

catherine zeta jones için izlenebilecek, eğlenceli, dertsiz tasasız, güzel bi mekanda yenen akşam yemeği tadında bi film.

mutfak sahneleri o kadar ayrıntılı ve etkileyici ki, filmden sonra vejetaryen olası geliyor insanın, olanca çeşitlikte ver iğrenç(!)likte hayvanlar bütün olarak servis yapılıyor.

sinemada değil de evde izlenesi filmlerden. her ekeğin gönlünde yatan mutfakta hünerli, aşkta saf^*, iyi kalpli bayan var bu filmde. sıkı sıkıya kapalı dünyasına girebilmek asıl mesele

(efruz - 7 Eylül 2007 19:09)

standart romantik komedilere göre daha elle tutulur, eğlenceli ve acıktırıcı film. aaron eckhart'ın sonunda "jön" rolü kapmış olması da güzel olmuş.

(mavi - 8 Eylül 2007 01:00)

çok lezzetli film...

(blind bard - 10 Eylül 2007 22:55)

tam pazar gecesi izlenecek bir filmdir. insanda new york'a acil bir seyahat duygusu uyandırıyor. catherine zeta-jones ne kadar olgunlaşmışsa, aaron eckhart o kadar lezzetli durmuş. my little sunshine da vardı filmde, tam oldu..

- ah ah!
- haklısın, her eve lazım böyle bir "ahçı^*"..

(ranini - 23 Eylül 2007 22:09)

güzel yemekler ve güze bi soundtrack dışında (tamam tamam oyuncular da güzel) çok afedersiniz bir boka benzemeyen film. son derece klişe bir o kadar da sıkıcı. filmi izlemeye yaklaşık 2 hafta önce başlamıştım ancak bugün bitti o kadar diyim yani.

(venus - 24 Eylül 2007 20:35)

fena halde klise olmakla birlikte saglam dram sahneleri de barindiran film. yalniz, mutsuz ve kontrol manyagi bir kadini canlandiran catherine zeta jones'un yuzunde bilmemkac kat makyaj olmamasi, yaslanmisliginin saklanmamasi takdire sayan.

(fiandara - 25 Eylül 2007 16:03)

içindeki zoe isimli küçük kız çocuğunu parçalamak istediğim film.

anladık yavrum, annen öldü, bunalımdasın ve geceleri teyzenle restoranda çalıştığını okulda anlatacak kadar da safsın. ee ama kanunsuz çocuk çalıştırtmaktan şüphelenen görevlilerin seni elinden alma niyeti olduğunu sana açıkça ifade eden ve bundan sonra seni restorana götüremeyeceğini anlatan teyzene niye kapris yapıyorsun? ne o haller yaa.. o tripler falan.. alacaklar çocuğum seni elinden, hayır salak mısın, anlamıyor musun? bir de çocukların her kırgınlıklarında yüzlerce kez özür dileyen büyükler yok mu.. çıldıracağım galiba..

(rosebush - 24 Aralık 2007 03:22)

catherine zeta jones olmasa coktaan kanal 1'in gece 01 de yayınlayacağı, dandik bir film.
verilen paraya, emege yazık... gitti caanım byte'larım.

(seyuranto - 1 Ocak 2008 00:17)

sıkıcı bir film.

(yuce insan - 25 Ocak 2008 21:19)

1975 çıkışlı blackfoot albümü. ^*

1. railroad man
2. indian world
3. stars
4. not another maker
5. born to rock 'n' roll
6. take a train
7. big wheels
8. i stand alone
9. railroad man

(judas priest fan - 14 Şubat 2008 20:22)

aaron eckhart ile catherine zeta jones sayesinde izlenebilir film. karlı havada sıcacık evde tek başına izleyince kafa boşaltıyor.

(karga tdi - 18 Şubat 2008 18:19)

anthony bourdain' in güzelleştirdiği discovery travel and living channel programı. yediği ne kadar çirkin görünse de bu adamın iştahı canınızın çekmesine sebep oluyor. özellikle açken izlenilmemesini tavsiye ediyorum. türkiye' ye uğradı mı bilmiyorum ama dün yayınlanan programında berlin kreuzberg sayesinde kebapların da tadına baktı. türk yemekleri ile tam tanışmadığından eksik kaldığını düşünüyorum. özellikle de bir et sever olarak sanırım burada yeterince tatmin olabilir.

tabii anthony amcanın saçlarım beyaz ama karizmam tavanda duruşu ile sunmasına da değinmek lazım. hele sigara içerken malboro man akla geliyor...

(zminrna - 25 Mayıs 2008 18:33)

catherine zeta jonesun 38 yaşında dahi hala ne kadar kıskandıracak derecede bir güzelliği olduğuna şahit olunası,tadı damaklarda kalası film.the hours,secret window,the illusionist gibi filmlerinin soundtracklerinden aşina olunan başarılı müzisyen philip glass imzalı harikulade soundtracki ile daha da eğlenceli hale gelen filmdir.
ayrıca monopoly oynandığı sahnede duvardaki chat noir posteri de göze çarpan hoş bir detay.

--- spoiler ---
-italyanca'da tiramisu "tanrıların yemeği" anlamına gelir.
-hayır, gelmez.
-ama gelmeliydi.
--- spoiler ---

ratotouille kadar iştah kabartacak bir film olmasa da türü için güzel bir örnek olduğu kesin.mutfak sahneleri özenle çekilmiş insanın aşçı olası gelmiyo değil hani.tok karna izlense dahi acıktırabilecek,vejetaryen olma isteği uyandırabilen bir film olmuş.bir de aşırı derecede çikolata yeme isteği uyandıran versiyonu vardır bu tarz yemek konulu filmlerin,johnny deppli en güzel örnekleri için:

(bkz: chocolate)
(bkz: charlie and the chocolate factory)

--- spoiler ---
meşhur safran sosunun sırrı kaffir limonundaymış meğersem.
--- spoiler ---

(bkz: kaffir lime)

(purpleseratonin - 20 Ağustos 2008 00:11)

paolo conteyi, michael bubleyi de dinlememizi sağlayan film. conte'nin o büyülü sesi harika serpiştirilmiş yemeklerin üzerine, kutluyorum. gayet güzel bir film işte, dram da var, hafif komedi de, bir parça aşk da. izleyin gitsin. fazla takmayın kafaya, ayrıntılarda boğulmayalım. bende ilk uçakla o restaurant'a uçuyorum.

(villeneuve - 19 Kasım 2008 19:47)

hava soğuk, canınız dışarı çıkmak istemiyor, yemeği de eve söylemişsiniz zaten, hafiften bi yorgunluk mayışmışlık durumu da var.. tv'deki çekilmez diziler de yüzünüzü güldüremedi.. ekran karşısında yarı uyuklar vaziyette izleyebileceğiniz, hani arada uyuyup kaldığınızda hala mutfak ya da ev sahnesini görüp "ohh be fazla bir şey kaçırmamışım" diyebileceğiniz bir film. fazla beklentiyle izlenmemesi, ha bir de unutmadan aç karna izlenmemesi önemle hatırlatılır. şayet gecenin 2'sinde birden içinizde beliren soslu makarna yeme isteğini durdurmakta zorlanabilirsiniz..

(caretta caretta - 13 Aralık 2008 19:11)

çok mükemmel olmasa da güzel zaman geçirtebilecek bi film.çok ilginç sahneler göremesek de genel olarak vasatın üzerinde.özellikle küçük kızın gece yatağından kalkıp annesiyle çektikleri video'yu izleme sahnesi beni derinden etkilemiş ve yanaktan bir de damlacık yaş düşürtmüştür.
(bkz: anneyi özlemek)

(aphrodiletto - 31 Aralık 2008 01:45)

ağır travmatik bir olayı henüz atlatmış küçük çocukların kaotik ruh hallerini çok net özetleyen bir film. sadece bununla yetinmeyen ve bir lokantada aşçıbaşı olsa da hayata bir yerinden tutunan yalnız bir kadının kendine özgü hayatını, yaşadıklarını, yaşayamadıklarını aktarmaya çalışan, gören gözler için başarılı bir yapım.

(okocha - 29 Ocak 2009 01:22)

bu yapımın arkadaş ortamında izlenmesi filmin hak ettiği övgüyü almasına engel teşkil edebilir düşüncesindeyim. zira tam bir aile filmi, sevgiliyle gidilse tabi lezzeti bambaşka olur. bu tarzda filmlerin en elle tutulur yanı bir başka insanın yaşamına bir buçuk saatte olsa konuk olmak. eh buradan sonrasına bir spoiler koyalım.

--- spoiler ---

bir lokantada şef aşçı olarak çalışan ve iş esnasında nispeten ketum bir kadının kendince koyduğu hayat kurallarının bir bir yıkılışını da gösterir film bize. filmin sonlarına doğru o ketumluktan eser kalmaz. ayağında gladyatör terlikleriyle gezen, dama tahtası desenli pantolon giyen biri çıkıp yemek yaparken opera dinleyerek işini eğlenceli kılmayı göstermiştir o asık suratlı güzel kadına.

--- spoiler ---

(okocha - 29 Ocak 2009 11:49)