molekuler biyolojide homologous recombination teknolojisi kullanilarak yaratilan transgenic farelerde, modifikasyonu yaptiginiz kok hucrelerin kaynagi olan fare soyu (strain) ile transferi gerceklestirdiginiz embryonun kaynagi olan fare soyunun tuy rengi farki olmasindan oturu elde ettiginiz karma genotipli alacali tuylu hayvana verilen isimdir. su baglantidan bir ornegini gorebilirsiniz: http://www.aaas.org/…mages/0929stem_cells_mouse.jpg
teknigin detaylarina gelince:
oncelikle bir adet hedef locus belirlersiniz, burada yapilacak modifikasyona gore (knock-out, knock-in, conditional knock-out) strateji degisiyor; ancak konu dahilinde kalabilmek adina stratejileri aciklamayacagim bu baslik altinda, ozel ilgi duyan ya da yardima ihtiyaci olan benimle irtibata gecebilir. dizayn asamasini gectikten sonra gerekli yapiyi molekuler klonlama teknikleriyle yaparsiniz. kok hucreleri mililitrede 10-13 milyon olacak sekilde buyutup ozel electroporation tampon cozeltisi icerisinde dizayn yapiniz ile birlestirir ve electroporation yaparsiniz (ana fikir hucreleri oldurmeyen elektrik soku ile yabanci bir yapinin canli genomuna entegre olabilmesidir, mantik olarak gayet kaba gibi gorunse de detaylarda elit bir teknik sayilabilir). bu asamadan sonra dis faktorunuzle eklediginiz secici madde (selection denir ve antibiyotikler kullanilir genelde) varliginda sadece transforme olmus kok hucreler buyutulur. bir hafta on gun icinde de bireysel kok hucre kolonileri tek tek baska kultur kabina alinarak genetik tarama yapilir. 300-500 arasi bireysel koloni toplamak gerekli derler; ancak hedef locusun karakterine bagli olarak verim orani cok degiskendir. sahsen 500'de 1 transgenic elde edebilmisken baska bir arkadasimin 200'de 12 elde etmesi sacimi basimi yoldurmustur (bilim sabir gerektirir). sonra pozitif koloniler cogaltilir, ve bunlardan yine bireysel koloniler dollenmis embryolara enjekte edilir ve disi farenin rahmine cerrahi operasyonla aktarilir. boylelikle chimera dogar. renginin alacali olmasi size enjeksiyonun basarali oldugunu gosterir; ama bu sizin bu fareden yeni transgenic nesiller elde edebileceginiz anlamina gelmez her zaman. cunku bu hibrit durumu vucuttaki tum hucreler icin gecerlidir ve ureme hucrelerinde transgenic mevcut degilse (alandaki adi ile germ-line transmission yoksa) enjeksiyonu yinelemede fayda vardir. yine basarisiz olunuyorsa kok hucre asamasindan sifirdan baslamak tavsiye olunur.

(marietouchet - 25 Mayıs 2009 18:09)

balayını geçirdiğimiz günlerde, bir de burayı ziyaret edelim bakalım diyerek yoluna baş koyduğumuz yerdi^*..
kafası detaycı çalışan, planlı bir eşe sahipseniz -yani bodoslama giderken sizi; çüş diyerek frenleyecek beyaz atlı prens oluyor bu- burayla ilgili araştırmasını yapmış ve şöyle demiştir;
-bak, yanımıza alacağımız şeyler var
+ya tamam gidelim, orada buluruz bunları, hadi gidelim bir an önce
(çok afedersiniz, bok bulursunuz)^*
-tamam gidiyoruz, cep telefonunun şarjı yeterli mi feneri için?
+evet, dolu. niye ki?
-su alalım unutmayalım.
+tamam, alırız..

neyse, arabayla olympos'tan, virajlı ama keyifli yollardan, girişine kadar gelinir, sizi bir görevli karşılar. ilk sorusu;
-el feneriniz var mı?
+var
görevli anlatıyor, işte şu kadar tırmanacaksınız patikadan, falan filan..
tamam dedik, başladık yürümeye. ne kadar sürdü bilmiyoruz, en az yarım saat olduğunu düşünüyoruz.
cep telefonlarımızın feneri ve şansımıza o muhteşem dolunay yolumuzu aydınlatıyordu..
eh zaten birbirine uzun süreden beri hasret, bir çift kumru için atmosfer süperdi.. (samanlık ta olsa farketmezdi ya)
neyse konumuza dönelim, öhö öhöö..
dilimiz dışarıda, suyumuz bitmiş, patikada gördüğümüz kayaları ayı zannetmiş, tırsmış; olmadığını anlayınca da adrenalinin tadını çıkarmış bir ruh haliyle, hedefimize ulaştık.
buranın aslında bir esprisi yok, yüksekçe bir tepede, yer altından gelen metan gazının, ateşle buluştuğu yerde, size kamp ateşi atmosferi yaratması dışında. yani görüp göreceğiniz kayalardan çıkan ateş olacaktır.
bi ara türk olduğunu her yerde belli eden arkadaşlardan şöyle bir cümle duyduk ve güldük; "abi sucuk olsa, çok süper olacakmış"

neyse ki geç bir saatte gittiğimiz için, bir süre sonra pek kimse kalmamıştı.
sıcak bir temmuz gecesi, doğanın sesi ve gökyüzü ile başbaşa kalmıştık..

kafamız mı iyiydi, yorgunluktan helak mı olmuştuk, bilmiyoruz ama çok güzel bir geceydi..

oralara kadar gidenler burayı da görsün derim ben..

(granderuedepera - 26 Mart 2011 03:06)

mission impossible 2'deki me$hur virus.. kaymera diye okunuyor..

(ssg - 12 Temmuz 2000 16:38)

hollanda kokenli bir rock grubu..

(ssg - 12 Temmuz 2000 22:58)

"every search for a hero begins with somthing the hero requires: a villain. in our search for our hero, bellerophon, we created a monster: chimera. "

m-i 2'den...

(cubique - 26 Ocak 2001 00:15)

it. kuruntu, gerçekleşmeyecek düş.

(sarastro - 10 Kasım 2003 19:46)

chimera grek mitolojisinde bellerophon tarafindan öldürülen, aslan basli,keçi vücutlu,yilan kuyruklu ve agzindan ates püskürten bir canavar olup nick sahibi^* ile arasinda fiziksel benzerlik bulunmamaktadir.
ayrica, gerçeklesmesi olanaksiz da olsa insani ürküten, düsünmemeye çalistikça aklinizdan bir türlü çikmayan düsünce ve kötü hayaller için kulanilir.

(chimerax - 21 Mayıs 2004 13:36)

x filesin 7. sezonundan bir bolum ismi...

(scully - 6 Kasım 2001 17:17)

vücut dokuları kromozom farkı gösteren iki ayrı hücreden gelişen canlı; iki ayrı türe ait vücut kısımları gösteren canlı.

(spinapubica - 29 Kasım 2001 06:08)

firebird'un yaptigi binbir izometrik adventure'dan sadece biri.. uzay gemisinde mahsur kalmi$ bir robotun self destructtan once kendini kurtarma cabasini irdeler..

(ssg - 3 Şubat 2000 11:41)