• "çocuğunuzun sizi tanrının olmadığına ikna etmesiyle sonuçlanabilir."
  • "tanrıya çocuğu anlatamadıktan sonra kıymeti olmayandır."
  • "cami minaresi olmadigini ogretin yeter"
  • "bence anlatmayın. arasın kendisi bulsun. bulamasa da aramış olur, korkmayın. çocuklara inanmayı değil, bilmeyi öğretin. inandırmaya da çalışmayın."




Facebook Yorumları
  • comment image

    beş yaşında bir oğlum var sanırım kendisi friedrich nietzsche'in yerine aday garip garip sorular soruyor.zorlanıyorum anlatmaya.

    bildiğin beylik laflar "o her yerde... içimizde filan ... " ama çocuk zeki yemiyor bunları.baktım olmuyor cübbeli hocayı açayım dedim ani bir gülme geldi sonra,vazgeçip çizgi film izlemesi için telkinde bulundum.

    günü kurtardım sayılır ya sonrası.

    ed:imla.


    (a for axi - 27 Nisan 2015 20:58)

  • comment image

    her soyut kavram gibi anlatması pek zordur.
    geçenlerde kızım bana "annecim allah ölürse ne olur dedi".
    tanrı ölümsüzdür dedigimde, neden, kim ölümsüz yapmış, nasıl olmuş gibi ardı ardına yağan sorular geldi. anlatabildigim kadar açiklamaya çalıştım. kafasında hala soru isartleri olduğuna eminim ki büyüklerin bile hala varken bu cok doğaldı.
    nacizane tavsiyem, kafasında yorumlamasına mahal vermeden konu ne olursa olsun mümkün olduğunca çocuklarınıza açıklamaya çalışın sorduğu şeyi. çünkü yanlış bilinen bi şeyi düzeltmek sıfırdan ögretmekten çok çok daha zordur. ve cocuklar cevapsız sorulardan hoşlanmayan, cevaplarinin peşine kendi imkanlari dahilinde düşüp kendi dünyalarına göre doğru/yanlış yorumlayan bireylerdir. mümkün mertebe doğruyu bulmalarinda bıkmadan yardım edin bu pırlantalara.


    (olmayansikimdeolanolaylar - 27 Nisan 2015 22:29)

  • comment image

    zor meseledir.takdir ediyorum ailemi. bana nasıl anlattılar lan acaba? buyuk ihtimal allah çarpar diye yollamışlardır, bende pısmışımdır. hayalimdeki tanrı "hulk" a benziyordu.ulan çirkin filan ama iyi biri galiba diyordum. velhasılıkelam sorunca vurun terlikle.şaka şaka ortamına göre zamanla anlayacaktır.


    (kariyerlievkizi - 27 Nisan 2015 22:39)

  • comment image

    bence anlatmayın. arasın kendisi bulsun. bulamasa da aramış olur, korkmayın.

    çocuklara inanmayı değil, bilmeyi öğretin. inandırmaya da çalışmayın.


    (mctnky - 27 Nisan 2015 22:43)

  • comment image

    ceyrek asirlik hayat tecrubem sonucu ilerideki cocuguma soyle anlatacagim anlatma durumudur;
    -babacim tanri ne?
    +tanri gozumuzle goremedigimiz halde yanimizda olan, bizi seven ve her zaman iyiligimizi dusunen varliktir. kendimizi mutsuz hissettigimizde, canimiz acidiginda ya da kendimizi coook daha iyi hissetmek istedigimiz zamanda icimizden bile onunla konusup ondan bize yardim etmesini isteyebiliriz ve o eger bize yardim etmesi o anda bizi daha iyi yapacaksa hemen bize yardim eder. yanimizda olur, uzuntumuz gecer, daha cesur ve daha mutlu oluruz.


    (melyus - 28 Nisan 2015 01:07)

  • comment image

    iki çocuk sahibi, giderek artan bir hızla sürekli bu konularda soru yağmuruna tutulan bir anne olarak, tam anlamıyla nasıl yapabileceğimi hala bilemediğim konu. bir başlangıç yaptık aslında. yapabileceğim en basit anlatımla, kimi insanların yeryüzündeki her varlığı yaratan bir yaratıcı olduğuna, bu yaratıcının yarattığı her şeyi sürekli gördüğüne, onları koruduğuna, yanlış yapmamaları için onlara yol gösterdiğine inandığını söyledim. bonus olarak da kimi insanların bunun doğru olmadığını düşündüklerini ve bir yaratıcıya inanmadıklarını ekledim. ve tabiri caizse kaçtım. sonrasında bana sürekli allah inancıyla ilgili sorularla geri döndüler. bunda elbette ki yaşadıkları evin ve çevrelerinin etkisi büyük. ama burada bitti mi? elbetteki hayır. allahın nasıl yaratıldığı, neye benzediği, onunla konuşulup konuşulmayacağı, ne zaman görebilecekleri, erkek mi kadın mı, nerde yaşıyor vb. bitmek tükenmek bilmeyen sorularla sınıyorlar her gün beni. elimden geldiğince kısa ve net cevaplar vermeye, anlayabilecekleri şekilde anlatmaya çalışıyorum. ama dedim ya, hala tam olarak nasıl ilerleyebileceğimizi kestiremiyorum.

    tam olarak şöyle anlatılır, böyle anlatılır falan diyemem, ama bu tür konularda genel olarak ne yapılmaması gerektiğini biliyorum sanırım. 8-9 yaşından küçük çocuklar için özellikle,

    istiyorsanız elbette, bir allah kavramı verin onlara, ama cennet ve cehennem kavramlarını değil.

    cehennem anlatımından korkacaklar ve allahın neden onları böyle cezalandırmak istediğini anlamayacaklardır.

    cennet belki kulağa daha hoş gelen bir şekilde anlatılabilir ama bu da çocuğun orada her istediğim olacakmış diye düşünerek oraya gitmek istemesiyle son bulabilir.

    allah'ı çocukların üzerinde bir korku unsuru olarak kullanmayın. allah kızar, seni yakar gibi anlatımlar çocuğun daha henüz anlamadığı bir varlıktan korkmaya başlamasına neden olur.

    sevap günah anlatımına da hemen yanaşmayın. yaptıkları her şeyden sonra sevap mı aldım günah mı diye düşünüyorlar. ve bir süre sonra çocukça yaramazlıkların bile günah olduğunu düşünüp korkuyorlar, ya da yaptıkları iyilikleri sevap olsun diye yapıyorlar. çıkarcı veletler.

    işin içine ölümü de katacaksanız, geri dönüşü olmadığını da anlatın. kısa ve net. uyku gibi diyerek tanımlamayın. yaşlandı öldü, ya da hastalandı öldü de pek olumlu etki yapmıyor. yaşlanan veya hastalanan herkesin öleceğini sanıp daha da korkuyorlar.

    allah'ı cezalandıran değil, koruyan ve affeden olarak anlatın. hiç kimse olmadığında bile yanımızda olduğunu, biz vazgeçmediğimiz sürece, hatta ona sırtımızı dönsek bile sabırla yüzümüzü ona döneceğimiz günü bekleyeceğini söyleyin. hayatta kötülükler olduğunu da söyleyin. kötü insanlar olduğunu ve cezalarını çekeceklerini. ama en azından şimdi, henüz çocukken kendilerini güvende hissetmelerine, her zaman yanlarında koca bir güç olduğunu bilmelerine izin verin.

    ha bir de iyiliği anlatın, doğruluğu, dürüstlüğü, ama karşılığında cennet vaat etmeyin olur mu. güzel bir şey yaptıklarında ve sevap mı bu şimdi cennete gider miyiz dediklerinde, bilmiyorum ama allahın size gülümseyerek baktığına eminim şu anda demeyi daha çok seviyorum ben.

    yareppim nasıl çocuklar olacaklar ben de senin gibi büyük bir merakla beklemekteyim. iyi olurlarsa ben yaptım, kötü olurlarsa allahın takdiri, yaratılışları böyleymiş diycem ha, bak şimdiden söyliyim.


    (nickimnickolsunmu - 28 Nisan 2015 02:06)

  • comment image

    5 yaşımdayım. babaannemde kalıyorum ve babaannem başımı örtüp namaz kıldırmaya çalışıyor. 6 yaşımda tüm namaz surelerini, 7 yaşımda ayetleri ezberlemeye başlamış 8 yaşımda artık kuran okuyup, oruç tutup, namaz kılıyordum. erkeklerle arkadaşlık yapmıyordum. başı açık hiçbir kızla konuşmuyordum dolayısıyla hiç arkadaşım da olmadı. 99 depreminin yıkıcı sarsıntıları hala üzerimdeydi. allahtan çok feci korkuyordum. çünkü deprem çıplak gezen kadınlar ve zina eden adamlar yüzünden olmuştu. allahtan korkuyordum çünkü o kullarını sadece kendisine ibadet etsin diye yaratmıştı.
    allah çarpardı. allah vurup kırardı. allahın hiçbir güzelliğe tahammülü yoktu.
    sokağa çıkmam yasaktı çoğu zaman. çıktığım kısıtlı zamanlarda da arkadaşlarıma yanaşmaya çekinirdim. çünkü onların rengarenk elbiseleri vardı tokaları takıları vardı benimse kafamda oyalı bir tülden bent, adı dahi manidar. tül ve bent. üstümde de babaannemin çiçekli entarileri. nefret ediyordum gizliden gizliye tanrıdan. babam bu olanlardan habersizdi çünkü başka bir semtte deli gibi para kazanıyordu. kuran okumadığım için dayak yiyordum ve babaannem bana bu yüzden dayak attığı için cennete gireceğini düşünüyordu.

    tanrı kelimesinden dahi bihaberdi babaannem. tanrı diye gavurlar söyler biz allah deriz diyordu. tanrı kelimesini gavurca sanıyordu. sanki tanrı denilince bambaşka bir şey kastediliyordu. her şey yasak ve günahtı. babama her gece telefonda ağlıyordum beni babaannemden alması için. ben de sokaklarda koşturmak ben de artık allaha, babam bana barbie bebek alsın diye dua etmek istiyordum.

    hele ki öte dünya...
    cennette hayal edemeyeceğimiz her şey mevcuttu. ama nedense kimse cennete giremiyordu. ıman etsen dahi cennet, ehhh belki...
    ama cehennem...
    o herkes için var. tüm temizkalpliler için, hayvanseverler için, yetimlere kucak açsan dahi, fakirin karnını doyursan dahi egoist müslümanın ruhunu doyurmadığın sürece sen cehennemliksin.
    zebaniler, kafanı yiyen domuzlar, bedenini saran yılanlar, etini yiyen böcekler... hepsi egoist müslümanın ruh rengini betimliyordu.

    netekim babam bir gün geldi ve beni aldı gitti. artık allahtan kurtulmuştum. korkunç travmalardan uzaklaşıyordum. benim cehennem dünyamın asıl zebanisi babaannemdi. eve her geldiğinde yılan tısslamaları belirirdi kafamın içinde. bana hep günahkar aşağılık pislik gözüyle bakardı tülden bent takmadığım için. babama laf ederdi.

    ben büyüdüm.
    tabiri caizse;
    (bkz: gerçek islam bu değil) lafını öğrendim. ama egoist müslümandan, simgeci müslümandan asla kurtulamadım. nereye gidersen gideyim hep o vardı.
    ben yine de kıldım namazımı, tuttum orucumu. ama egoist müslüman bunu görmediği için benden tiksindi. kuran okudum, ayet ezberledim, tefsir araştırdım.
    ancak;
    yaptıklarımı kendi nezdimde küçük gördüğümden ötürü kimseye biliyorum demedim. çünkü okuyan, okudukça cahilliğinin derinliğini keşfeder. bu yüzdendir işte asıl cahillerin "ben biliyorum" mutluluğu.
    hep bu konu üzerinde tartışmaktan kaçındım. biliyorum, demediğim için cahil gibi görüldüm. sen ne biliyorsun ki, bakışları altında ezildim.

    netekim ben, egoist, cahil, simgeci müslümanlarla savaşmaktan yoruldum.
    hepsini def ettim. kendi içime yoğruldum. nefret dahi barındırmıyor yüreğim ama, teşekkürler tanrı ile arama girdiğiniz için ve bu huzurlu, mental ilişkiyi daha çocukken bozduğunuz için.

    hepiniz benim bilinçaltımda yatan küçük, pislik, mide bulandırıcı böceklersiniz.


    (mitolojinin bagrindan koptum geldim - 28 Nisan 2015 09:17)

Yorum Kaynak Link : çocuğa tanrıyı anlatmak