Süre                : 2 Saat 1 dakika
Çıkış Tarihi     : 28 Eylül 2007 Cuma, Yapım Yılı : 2007
Türü                : Cinayet,Drama,Gizemli,Heyecanlı
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Warner Independent Pictures (WIP) , NALA Films , Summit Entertainment
Yönetmen       : Paul Haggis (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Paul Haggis (IMDB)(ekşi),Mark Boal (IMDB)(ekşi),Paul Haggis (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Tommy Lee Jones (IMDB)(ekşi), Charlize Theron (IMDB)(ekşi), Jason Patric (IMDB)(ekşi), Susan Sarandon (IMDB)(ekşi), James Franco (IMDB)(ekşi), Barry Corbin (IMDB)(ekşi), Josh Brolin (IMDB)(ekşi), Frances Fisher (IMDB), Wes Chatham (IMDB), Jake McLaughlin (IMDB), Mehcad Brooks (IMDB), Jonathan Tucker (IMDB), Wayne Duvall (IMDB), Roman Arabia (IMDB), Brent Briscoe (IMDB), Greg Serano (IMDB), Brent Sexton (IMDB), Devin Brochu (IMDB), Zoe Kazan (IMDB), Glenn Taranto (IMDB), Jennifer Siebel Newsom (IMDB), Joseph Bertót (IMDB), Rick Gonzalez (IMDB), Loren Haynes (IMDB), Babak Tafti (IMDB), Sean Huze (IMDB), Jack Merrill (IMDB), Kathy Lamkin (IMDB), David Doty (IMDB), Pab Schwendimann (IMDB), Josh Meyer (IMDB), Arron Shiver (IMDB), Jo Harvey Allen (IMDB), Chris Browning (IMDB), David House (IMDB), Matthew Page (IMDB), Pierre Barrera (IMDB), Mike Hatfield (IMDB), James Haggis (IMDB), Randall Adams (IMDB) >>devamı>>

In the Valley of Elah (~ Tanrinin vadisinde) ' Filminin Konusu :
Örnek bir asker olan Mike Deerfield, görev için gittiği Irak'ta esrarengiz bir şekilde kaybolur. Eski bir savaş gazisi olan Mike'ın babası Hank oğlundan haber alamayınca araştırması için özel dedektif Emily Sanders ile anlaşır. Oğlunun kayboluşundaki gizemi aydınlatmak için soruşturmaya anne Joan'da katılacaktır.

Ödüller      :

Venedik Film Festivali:SIGNIS Award


  • "tommy lee jonesun oscar almasi gereken film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    kıytırık bir sürü filme yüzlerce yorum yapılırken; hakkında şu ana kadar sadece 2 entry girilen harika film. ağır ilerleyen ama insanın içine işleyen çok güzel bir film.

    tommy lee jones oscar'ı kesinlikle hakediyor. alırsa helali hoş olsun, alamazsa çok ayıp olur. charlize theron duru güzelliği ve sade oyunculuğuyla filme renk katıyor.

    2004 yılında ırak'ta uzun zaman bulunduğum için rahatlıkla söyleyebilirim ki;filmin ırak'ta geçen kısımları çok gerçekçi olmuş. amerikalı askerlerin ruh hali çok iyi yansıtılmış.

    the deer hunter vietnam savaşı filmleri içerisinde nasıl farklı bir yerdeyse bir klasik sayılıyorsa, bu film de önümüzdeki dönem, ırak savaşı filmleri içerisinde en üst sırada olacaktır.


    (spartacusun donusu - 5 Şubat 2008 23:39)

  • comment image

    crash'in konusunun paul haggis, müziğinin mark isham tarafından güncellenmiş hali. tommy lee jones'u ve ırakla ilgili kısımları eklemeleri bir adım daha ilerisi olduğunu düşündürse de, aynı gidiş(müzik dahil) ve hatta aynı "morg sahnesi"nin kullanılması, filmin özgünlüğüne gölge düşürmüş.
    ama kısaca, son dönemin çok çok başarılı filmlerinden bir diğeri daha diyebilirim.

    ayrıca oscar almış yönetmen* ve üç oyuncu*** ile 2007'nin en flaş aktörünün * filmde yer aldıklarını ve bireysel varlıklarının, filmin bütünsel güzelliğine fazlasıyla olumlu yansıdığını da belirtmem gerek.


    (savatager - 16 Şubat 2008 10:31)

  • comment image

    no country for old men'i andıran film. tommy lee jones, josh brolin ve kısa bir rolde gene tommy lee jones'un karşısında barry cobin 2 filmde de oynuyorlar. ikisinde de evini karısını terkedip bir olayın peşinden giden adam var. onun dışında ağır ilerleyen ama sağlam bir hikayesi var filmin. tommy lee jones'a şapka çıkarmamak elde değil. charlize theron'dan da vurucu bir performans gelmese de karakterin gerektirdiği ölçüde işini yapmış. yalnız susan sarandon iş bulmakta zorlanıyor sanırım ki. şu sıralar hep filmlerde 10 dakikalık yan rollerde oynuyor. ama o kısa performansı bile çok etkili. genel anlamda güzel bir film. izledikten sonra filmin afişinde yazan "sometimes finding the truth is easier than facing it." sözünün ne kadar cuk oturduğunu görüyorsunuz.


    (constantine - 24 Şubat 2008 10:57)

  • comment image

    ne zamandir "yazayim mi, yok gerek yok yazmayayim" seklinde bocaladigim ve en sonunda hakkinda yazmaya karar verdigim film. amerika'nin irak isgali surerken cekilen ve son bir yilda belgeseller de dahil olmak uzere sayilari bir hayli artan filmlerden bir tanesi. eli yuzu duzgun de bir film, ama ote yandan su anda sinemalarda cok daha iyi filmler var. o nedenle kosun izleyin falan demek de icimden gelmedigi icin yazmayacaktim. yazmam icin ya cok kotu ya da cok iyi olmasi gerekiyor sanirim, oyle bir mekanizma var icimde. amma ve lakin film hakkinda soylemek istedigim seyler var. oncelikle amerika'nin savasta olen askerden baslayip, acili ailesinin/arkadaslarinin kahramanlik hikayesinin kayip parcalari bulmaya calismasi ile ilerleyip, goklerde dalgalanan amerikan bayraginda son bulan filmlerin formulunu o filmlerin munasip bir yerine geri tikadigi guzel bir film. bu formulu cok leziz uygulayan ve bana gore cok siki bir propaganda olan saving private ryan filmi animsanirsa eger, filmin bu sanli ulkenin vatan ugruna olen askerleri sayesinde goklerde gururla dalgalanan amerikan bayaraginda biten sonu, ne demek istedigime ornek olabilir. neredeyse amerikan savas filmlerini propp'unkine benzer bir semayla aciklayabilecek kadar net bir formul uzerinden ilerliyor bu filmler. ama bu film finalinde o bayragi baska turlu dalgalandiriyor. sadece bunun icin bile ortalama amerikalinin (ortalama her milliyetcinin, ordu fetisistlerinin, vatan sevgisini olumden gururlanmak olarak algilayan herkesin) izlemesi gerekir filmi. cok anlasilir, ne demek istedigi cok ortada.
    benim icin daha da onemlisi turkiye'de cekilse hakkinda sayisiz dava acilacak bu filmin (bayrak yasasi), o davalari cok hakli bulacak vatanseverler tarafindan cok sevilmis olmasi. ozetle: keske turkiye'de de daha cok insan izlese, savas istiyorum diyenler izlese diye dusundugum film.
    bu film sirf son sahnesi icin bile turkiye'de firtinalar kopratabilecekken, o firtinalara vantilator tutacaklarin film amerika hakkinda olunca filmi begenmelerini en hafif tabirle samimiyetsiz buluyorum. keske begenmeseler, bayraga saygisizlik yapilmis deseler, en azindan kendi iclerinde tutarli olabildikleri icin saygi duyardim kendilerine.

    boyle de bir film iste. tommy lee jones var icinde, susan sarandon var, charlize theron var.


    (fitfit - 24 Şubat 2008 11:30)

  • comment image

    film ismini davud'un golyat nami diger calut ile dovustugu elyah vadisinden almistir.. sahsen ben cok da vakif olamadim yapilan gondermeye bu konuda.. yani davud olarak kim adlandirilmis, golyat olarak kim secilmis benim gibi siradan zekali birisi icin agir geldi.. idrak edemedim. bildigin criminal film gibi izledim.. an geldi sasirdim, an geldi duygusallastim, susan sarandon a bakip bakip "ey charlize gün gelecek, sen de susan sarandon gibi figuran rollerine cikacaksin, bu caba niye?" dedim..

    her neyse.. film tommy lee jones'dan ziyade clint eastwood icin yazilmis gibi duruyordu bana.. yani clint eastwood un kalemiydi bu "meslegi birakmis ama sonrasinda zorunluluklar neticesinde geri donen insan" rolleri.. filmden sonra actim baktim imdb yi.. ayni dedigimi demisler "film aslen clint eastwood icin sey edildi ama, saglik sorunlarindan filan tommy lee jones oynadi" diye eklemisler.. sahsim adina soylersem pek sevmiyorum bay jones'un kasinti hissiyatli rollerini.. bence zor olumdeki bruce willis in karakteri misali olmali her filminde.. biraz komedi, biraz sıkı adamlik falanlik filanlik.. boyle "evlat acisi" ceken baba triplerine gelemedim sahsen.. yüregim daglanmadi.. bilakis irkildim..

    son olarak eklemek isterim ki film gercek bir oykuden esinlenerek yazilmistir her seyiyle.. ve cok sey kazanmaz seyredenler, ama izledikleri icin de cok sey kaybetmezler kanimca.. soyle kisisel notumu verirsem 6.5 falan veririm..


    (azuth - 28 Şubat 2008 15:39)

  • comment image

    çok zarif bir film.

    tommy lee jones'un oyunuyla övgüye layık bir performans gösterdiğini düşünüp, oscar almasını beklemiştim ama olmadı. yine de gönlümüzde bir kez daha yer etti.

    --- spoiler ---
    filmde amerikan bayrağına hakaret edilmiyor. bayrağa saldırı yok, parçalamak yok. ateşe vermek yok. böyle bir şey yapılsaydı bunu eleştirirdik. olabilecek en zarif şekilde; bayrak objesi, bir eleştiri aracı olarak kullanılmış ama zerafetle.

    kafasını türklerle bozmuş olanlar herşeyi döndürüp dolaştırıp türk bayrağına getiriyorlar. kötü niyetin ilacı yok. kirli propagandanın da...
    ---
    spoiler ---


    (spartacusun donusu - 28 Şubat 2008 15:52)

  • comment image

    kafasini milliyetcilikle ve cifte standartla bozmus olanlarin meseleyi kendi topraklarina ve kendi bayragina getirmesine vesile olmus film. kotu niyetin ilaci var: kotu niyetli olarak okudugumuz butun soylemleri bir kere daha donup "bu okumayi boyle yapmamami belirleyen itki benim kotu niyetim mi" diye sormak. kendini sorgulamak erdemdir. kendini ve icinde yetistigi her seyi... bu film de bunu yapiyor, onerilen de bu. kafayi bozdugumuz seyleri sorgulamak, onlari olumune savunmak degil.


    (fitfit - 2 Mart 2008 15:07)

  • comment image

    bütün dürüst olmaya çalışır görüntüsüne rağmen aslında savaş mağduru olarak yine amerikan gençlerini gösteren bir filmdir. amerika oraya demokrasi götürmeye gitmiştir ama nankör ırak'lılar yardıma gelenlere tuzak kurmaktadırlar, onları öldürmektedirler, zavallı askerler de bu tehlike karşısında psikolojik bunalıma girmekte ve istemeden bazı masumları öldürmektedirler. "nedir bu gariban amerikan askerinin çektiği" diye düşünmeniz işten bile değildir.


    (yuki - 5 Mart 2008 12:58)

  • comment image

    başlarda george w. bush ile aynı telden çalıp sağa sola (bok çukuru diyor abimiz) demokrasi götürdüklerini söylerken, kayıp oğlunu araştırma sürecinde şahit olduğu hadiseler ve tanıştığı askerlerin "aney aney bizim ordu ben emekli olduktan sonra serseri yuvası olmuş, psikopat merkezi olmuş" noktasına getirdiği emekli astsubaykıdemlibaşçavuş hank'in (tommy lee jones) kafasındaki 'dünyayı kurtaran kahraman amerika' inancının yerle yeksan oluşunun hikayesidir. tommy lee jones'un zevcesini susan sarandon oynamaktadır ama alçak senarist bu karaktere on dakikayı çok görmüştür. bir de torpilli kazma detektif charlize theron var ama olsa da olurmuş olmasa da.
    biraz ağır gidiyor ama kesinlikle sıkıcı değil. bilakis gayet etkili ve akıldan çıkmayan br film. bi de özellikle başlarda heryerden (allah rahmet eylesin, anneannem "yırtık dondan çıkar gibi" derdi) fırlayan bayrağın son sahnede tommy lee jones'a al da at dercesine verilen bir pas olduğunu bilsem boşa saydırmazdım o kadar.
    tommy lee jones da buzdolabı gibi adammış arkadaş.


    (innocentbystander - 24 Mart 2008 23:58)

  • comment image

    son zamanlarda izlediğim en başarılı, en amerika'ya "giydirmiş" filmlerden. izleyelim, izlettirelim.

    --- spoiler ---
    sonundaki bayrak sahnesi bile bugune kadar gördüğüm en başarılı özeleştiridir.ya da ben bugune kadar bişey görmedim. adamlar filmin sonunu "bizim yardıma ihtiyacımız var, zor durumdayız" diye bağlamışlar.ama biz o kadar alışmışız ki pis amerikalılar yine bizi manipüle etmeye çalışıyolar, o zavallı ıraklılar'ı hiç göstermemişler diye yorumlar yapıyoruz. ki bence o arabanın altında ezilen ıraklı çocuk bile esas mağdurun kim olduğunu gösteriyor, filmde o çocuğun babasının yaşadığı dram gözükmüyor diye filmi tek taraflı diye eleştirmek anlamsız olur.evet filmin sonunda amerikan askerlerinin de psikolojilerini görüp ne kadar kafayı yediklerini anlıyorsun ve üzülüyorsun belki ama o ıraklı çocuğa üzüldüğün kadar değil.kısaca filmin özeti amerikalılar'ın "biz bi bok yedik, şimdi de altından kalkamıyoruz" demesidir.ya da ben çok safım, o da olabilir.
    ---
    spoiler ---


    (bloodyearth - 6 Nisan 2008 22:50)

  • comment image

    savaşa, adaptasyona, sonrasına ve kalanlara dair güzel bir paul haggis filmi.

    --- spoiler ---
    chief buchwald: remember the woman with the dead dog?

    filmden sonra ilk hatırlanması gereken belki de gerçekten "ölü köpekli kadın"dır. "ölü köpekli kadın"ın bütün hikayeyi özetlediği film olmuştur. siz ona zarar vermezseniz, köpek sizi ısırmaz. zarar gördüğü için ısıran ve bu yüzden öldürülen bir köpeğin dramı karşısında sessiz kalırsanız, benzer bir kaderi paylaşırsınız. trajik olan "ölü köpekli kadın" gibi hissedenlerin durumudur aslında. yanlışın farkında olsanız da anlatamazsınız. anlatsanız da dikkate almazlar. şiddet gelip sizi bulur yine. görünürde herşey basit bir cinayettir. sizin değil ama sadece, insanlığın aynı zamanda.
    ---
    spoiler ---


    (si murg - 8 Nisan 2008 18:05)

  • comment image

    başlangıçta '' işte amerikan milliyetçiğini ön plana çıkaran bir film'' dedirten, fakat ilerleyen dakikalarda savaş sonrası sendromu, ırak ta olanları, amerikan sisteminindeki yozlaşma ve çürümeyi gösteren zarif bir film. ayrıca susan sarondon ve tommy lee jones un abartıdan uzak, inandırıcı oyunculukları için bile izlenmeye değer.


    (ramram - 14 Mart 2009 01:28)

  • comment image

    sabredip sonunu getirebilen için değerli bir film bu. iyi ki dişimi sıkmışım, dedim. filmin başlangıcıyla sonu arasındaki ağır ritimde bir vatanseverin ülkesine karşı duyduğu inancın değişmesi ve kaybedilen güveni ile ırak sendromu yaşayan abd askerlerinin sayko tepkileri arasında çok paralellikler var.
    evlat sevgisi, vatan sevgisi derken, tommy lee jones hem devletinin hem de evladının yaptığı vahşete şahit oldukça gücünün son sınırlarını aşıp golyat'a karşı savaşan minik davut olduğunu sanmayı daha akla yakın buluyor. sadece bayrak sembolüyle bunu başarmış gibi görüyoruz ama yeterli olmasa da biraz teselli oluyor insan. o bayrak seyircinin bile içini soğutuyor biraz da olsa. etkili bir klişe.

    charlize theron filmde çok zarif fakat doğal bir dedektif, yaptığı işe göre fazla duygusal tepkiler veriyor gibi de gelmiyor. o kadar güzel üzülüyor, o kadar derin hissediyor gibiydi ki amerika'ya tutulan bir aynanın tek ve en güzel kısmı bu kadındı. diğeri aynadaki çok çirkin bir ölüm makinesi olma bedeli. hem de ırak'a barış ve demokrasi götürürken... hay allah.

    evet film ağır, yer yer sıkıcı ama bir babanın evladına duyduğu sevgi, bir kaba milliyetçinin vatanına duyduğu sorgusuz sualsiz sevgi adım adım nasıl değişir, çok belirgin. sorgulamaya başlayınca devam etmenin zorluğu ve beklediği cesaret bu filmde biraz da olsa açığa çıkmış. bu sebeple bile olsa izlenmeli.


    (alef - 6 Nisan 2009 19:25)

  • comment image

    charlize theron'un bu filmdeki performansı kesinlikle en iyi performanslarından biri. hatta monster'daki performansı kadar iyi dersem kimse dövmez beni. gün geçtikçe daha da güzelleşiyor ve kendini geliştiriyor..


    (the patient - 17 Mayıs 2009 23:42)

  • comment image

    yarısına gelene kadar sıkıcı, klişe ve vasat bir film diyebilecekken ilerledikçe tek tek tokatları yapıştıran bir film. aslında hakkında uzun uzun yazmak ve anlatmak gerekir ama insanın midesine oturur kelimeler. bu film oturtuyor işte.


    (geloraptor - 6 Nisan 2010 02:26)

  • comment image

    --- spoiler ---

    başlarında tipik 'milliyetçi amerikan filmi' çizgisinin yanında ufak tefek birçok detay farkediyorsunuz;
    yatak örtüsünün yatağın altına katlanması, pantolonun ütüsüz ütülemesi, çamaşırhanede ıslak gömlek, uyumadan önce boyanan ayakkabılar, cins ayrımcısı karakol ortamı, köpeği öldürülen kadınla dalga geçilmesi gibi tuhaf ve ince düşünülmüş detaylar.
    bu sayede film ağır ilerleyişine rağmen insanı hemen sarıyor. izleyelim bakalım nolacak filan diyorsunuz ki çok geçmeden sizi tutup ters köşeye yatırıyor, hemde öyle naif yapıyor ki bunu.
    son yıllarda seyrettiğim en sıkı savaş karşıtı filmlerden biri.

    ---
    spoiler ---


    (kahlo - 4 Eylül 2010 11:53)

Yorum Kaynak Link : in the valley of elah