Ashes in the Snow (~ Between Shades of Gray) ' Filminin Konusu : Ashes in the Snow is a movie starring Bel Powley, Peter Franzén, and Sophie Cookson. In 1941, a 16 year-old aspiring artist and her family are deported to Siberia amidst Stalin's brutal dismantling of the Baltic region. One girl's...
Ruta(2018)(8,9-314)
Ekskursante(2013)(8,2-1256)
Sirdys(2018)(8,0-163)
Emilija(2017)(7,6-979)
Peledu kalnas(2018)(7,3-429)
Wildlife(2018)(7,1-8241)
Lietuviski svingeriai(2018)(6,5-482)
Gautas Iskvietimas(2016)(6,3-1256)
Keepers(2019)(5,8-8688)
Summer '03(2018)(5,3-787)
kanadali fotograf sanatcisi gregory colbertin eserlerini sergiledigi proje.ve bu projenin, mutlaka goz atilmasi gereken web-sitesinin adi: http://www.ashesandsnow.org/not: ashes snow fotograflari hic bir kolaj,montaj vs. icermemektedir.
(turkeytouristguide - 11 Ekim 2006 00:03)
fotografla uzaktan yakından ilgilenen herkesi http://www.ashesandsnow.org/ adresini ziyaret etmeye çağırıyorum. siteye girdikten sonra extended versiyonu seçin, yüklemeyi bekleyin, hoparlörünüzün sesini açın ve muhteşem bir deneyime hazır olun. gregory colbert'in hazırlıkları on yıl süren bu çalışması gerçekten de dünyanın sekizinci harikası. fotograf da sanat da yeni üstadını buldu.
(uzunbinik - 4 Aralık 2006 00:32)
tek kelimeyle muhteşem!ve öyle muhteşem ki sanki tek kelime yetmezmiş gibi, ama yüzlerce kelime olsa da bu kelimeler hep birbirinin aynı olacakmış ve yine de anlatmaya yetmeyecekmiş gibi.. daha ilk dakikada büyüleyici bir görüntüyle başlamış bir de üstüne anlatıcının sesi eklenince ilk 2 dakikasını bile tekrar tekrar seyrettirmiştir, filmin geneli böyle olunca da 1 saat 2 saate uzamıştır..her karesi ayrı bir fotoğraf ve.. yalın.. estetik.. gerçek olduğuna inanamayacağınız kadar güzel ve imkansız belki.. belki de fazla güzel, hani olur ya hem bakmak istersiniz, hem de rahatsız olursunuz bir parça.. öyle bir şey sanırım.. kullanılan müzik kesinlikle o kadar yerinde ki ancak bu kadar uyumlu olabilirmiş.. anlatıcının her cümlesi, aralarında seçim yapılamaz.. gökyüzünde bir yıldıza her bakıldığında onun bir yıldız değil de her zamanki yerine yerleşmiş uyuyan bir filin açık gözü olduğuna inandıracak bir çalışma..
(puruju - 4 Eylül 2008 02:40)
tüylerim diken diken olarak izlediğim bir şaheser.. fotoğrafları ayrı, videoları ayrı... harka ötesi.. laurance fishburne'un sesi... lisa gerrard- patrick cassidy ikilisinin enfes müzikleri.. harika ötesi bir deneyim...
(auroriel - 5 Şubat 2009 13:14)
bir hayvanseverin "ölmeden önce yapılacaklar listesi"ne asla yapamayacağı şeyleri dolduruyor.--- spoiler ---filmin climax'i şüphesiz, çocuk filin bütün sükunete isyan ettiği andır.--- spoiler ---
(deinnorra - 13 Eylül 2009 13:42)
başlı başına bir şiir. şiirin fotoğrafta ve müzikte hayat bulmuş hali. ama o şiirliğinden bir şey kaybetmemiş. bu güzelliği başka türlü tarif edemiyorum. başlı başına bir şiir.
(cisegu - 23 Aralık 2010 22:51)
sorular ve yanıtların doğanın bir uzantısı gibi nakışlanmış görsel şovu. "kara çocuk sudan çıktı.ve çöle özlemi denize dönüşü kadar ölümcüldü. beyaz çocuk kardan eridi.kumdan dirilişi bulut kadar güvenliydi.sere serpe bir dağ,kucağını açmış okyanus.kara ve beyaz çocuğun onlarsız dünyasına güldüler.bu oyunun galibi yok."http://img193.imageshack.us/…91078bb548d49.jpg/sr=1
(uckun - 1 Şubat 2011 23:51)
muhteşem kelimesinin boşuna üretilmediğini anlatır. hani hiç anlamam bu sanat sepet davalarından ama ağzımdan salya akarak izledim. vay anassını.
(ykdf - 27 Şubat 2011 00:21)
1 saat 2 dakikalık bir huzurdur. akabinde bir ilham kaynağına da dönüşebilir, sözleriyle, müzikleriyle ve eşsiz görüntüleriyle..
(alasse phaedrus - 8 Mayıs 2011 00:17)
şiir gibi diyaloglara sahip olan, ruh dinginliği, neşe ve hüzün kaynağı, yeniden doğuşun simgesi, toz olup uçucu ve etrafa bulaşıcı bir görsel şölen.tüm film boyunca dış ses:''bu anda bana gelirsen, dakikaların saat olur, saatlerin gün, ve günlerin bir ömür olur.fillerin prensesine…tam bir yıl önce kayboldum.o gün bir mektup aldım.beni fillerle yaşamımın başladığı yere geri çağırıyordu.lütfen aramızda bir yıldır süren sessizlik için beni bağışla.bu mektup sessizliği kırdı.sana yazacağım 365 mektubun ilki. herbir sessizlik günü için bir tane.asla bu mektuplardaki kendimden fazlası olmayacağım.bunlar benim kuş yolu haritalarım.ve bunlar doğru olacağınıbildiklerimin hepsi.herşeyi hatırlayacaksın.herşey öncesi gibi olacak.zamanın başlangıçında, gökyüzü uçan fillerle doluydu.her gece gökyüzünde aynı yere yatıyorlardı. ve bir gözleri açık hayal kuruyorlardı.eğer gece yukarıdaki yıldızlara bakarsanız… bir gözleri açık uyuyan fillerinışıldayan gözlerini görürsünüz.en iyisi bizi izlemeye devam edin.evim yandığından beri ayı daha net görüyorum.içime düşen tüm cennetlere bakıyorum.ellerimle tuttuğum cennetler gördüm, fakat bıraktım.tutamadığım sözler gördüm.azaltamadığım acılar…iyileştiremediğim yaralar…dökemediğim gözyaşları…kederlenemediğim ölümler gördüm.karşılık veremediğim dualar…açmadığım kapılar…kapatmadığım kapılar…geride bıraktığım sevgililer…ve yaşamadığım hayaller…kabul edemediğim, bana sunulanların hepsini gördüm.arzu ettiğim,fakat asla almadığım mektuplar gördüm.olabileceklerin tümünü gördüm,fakat asla olmayacak…hortumunu yukarı kaldırmış bir filyıldızlara bir mektuptur.balinanın suda sıçramasıdenizin dibinden bir mektuptur.bu imgeler hayallerime bir mektuptur.bu mektuplar sana olan mektuplarımdır.kalbim pencereleri yıllardır açılmamışeski bir ev gibidir.fakat şimdi pencerelerinaçıldığını duyuyorum.turnaların himalayalarıneriyen karlarının üstünde……yüzdüğünü hatırlıyorum.deniz ayısının kuyruğunda uyumak…sakallı fokların şarkısı…zebranın havlaması…kumun çıtırdamaları…karakulakların kulakları…fillerin egemenliği…balinaların suda sıçraması…ve boğa antilopunun silueti…meerkat’in* ayak parmağınınkıvrımını hatırlıyorum.ganga nehrinde yüzmek…nil’de gemi yolculuğu…hatshepsut kolidorlarında dolaşmayı vebirçok kadının yüzünü hatırlıyorum.sonsuz denizler ve binlerce mil nehirler……babalar ile çocuklar hatırlıyorum……ve tadı…hatırlıyorum…ve şeftalinin kabuğunu soymayı…herşeyi hatırlıyorum.fakat geride bırakılanlarıhiç hatırlamıyorum.rüyalarını hatırla…rüyalarını hatırla…rüyalarını hatırla…hatırla…savanna fillerini daha uzun izledikçe,daha fazla dinledikçe,daha fazla açtıkça,……bana kim olduğumu hatırlatıyorlar.koruyucu filler, doğa orkestrasınıntüm müzisyenleri ile birlikte……çalışma isteğimi duyabilir mi?filin gözlerinden görmek istiyorum.adımları olmayan dansa katılmak istiyorum.dansın kendisi olmak istiyorum.eğer daha yakına gelir veyadaha uzağa gidersen söyleyemem.yüzüne baktığımda bulduğumhuzuru özlüyorum.eğer şimdi yüzün bana dönerse,kaybolduğunu sandığım yüzütekrar bulmam belki daha kolay olur.kendimin.tüy ateşeateş kanakan kemiğekemik iliğeilik küllereküller karatüy ateşeateş kanakan kemiğekemik iliğeilik küllereküller karatüy ateşeateş kanakan kemiğekemik iliğeilik küllereküller karatüy ateşeateş kanabalinalar şarkı söylemiyor,çünkü bir cevapları var.şarkı söylüyorlar,çünkü bir şarkıları var.ne önemlidir,sayfada yazılı olan değil,önemli olan,gönülde ne yazılı olduğudur.haydi mektupları yakve küllerini kara ser.nehrin kenarında,bahar geldiğinde ve kar eridiğindeve nehir yükseldiğinde kıyısına geri dön.ve kapalı gözlerinlemektuplarımı tekrar oku.bırak kelimeler ve imgeler vücudunudalgalar gibi yıkasın.ellerinle kulaklarını kapave mektupları tekrar oku.cennet müziklerini dinle.sayfa, sonraki sayfa, sonraki sayfa…kuşun yolundan uç.uç…uç…uç…''
(goflet - 22 Eylül 2012 10:03)
Yorum Kaynak Link : ashes and snow