netflix'ten 2 sezonluk onay alan, archie comics'in aynı adlı grafik romanından uyarlanan dizi. kiernan shipka, cadı sabrina'yı canlandıracak. lucy davis, hilda, miranda otto, zelda'yı canladıracak.

(zeddicus zu l zorander - 2 Mayıs 2018 20:36)

yeni gelen fragmanıyla yardırmaktadır. sam raimi/evil dead göndermeleri ve bariz stranger things etkisi, diziye enfes bir hava katmış. şimdilik 2 sezon onaylı bu yeni sabrina, netflix'in cadılar bayramına özel hazırladığı ekim ayının incilerinden biri gibi gözüküyor. tüm bölümler 26 ekim'de çıkacak.

sabrina, the teenage witch çocukluğumun özel işlerinden biriydi, açıkçası bu yeni hali beni daha fazla heyecanlandırmakta. umuyorum ki, beklenildiği gibi iyi bir iş karşımıza çıkar.

(catboi - 3 Ekim 2018 19:22)

göz açıp kapayıncaya kadar 3. bölüme geldiğimiz dizi. bittiğinde bir stranger things tadı bırakıyor.

(benfakirdegilim - 26 Ekim 2018 22:10)

iki büyü göreyim diye yüzüncü kez the craft izlememe gerek kalmayacak artık, çok mesudum. öncelikle, yine yanlış kıyaslamalara kurban gitmiş, apayrı noktalardan eleştirilmiş bu güzelim dizi. 90'lardaki sabrina'yla bu sabrina'nın alakası yok. yalnızca isim benzerlikleri var. archie'nin orijinal sabrina uyarlaması budur. riverdale ile ortak evrendedir, karanlıktır, durum komedisi değildir, zelda daha uyuzdur, sabrina'nın babası, sırf kızı eğlensin diye büyüyle britney spears'ı çağırmaz, oradan buradan boyband'ler fırlamaz, seyirci kahkahası yoktur, 20 dakika değildir, harbi harbi pagan sembolleri bulabileceğiniz bir versiyondur. ha diyorsanız ben gülmek istiyorum, 90'lar sabrina'sının mal değneği harvey'sini izleyin. hilda ve salem konuşsun, siz de onlara gülün.

yanlış anlaşılmasın, sabrina'yı ve içinde büyü bulunan her tür yapımı, dandik bile olsalar çok severim. lakin, bir paragraf önce de belirttiğim gibi her iki versiyon birbirinden farklı. ben, baphomet ve lilith, ormanda yapılan vaftizler, cadı ritüelleri, mahkemeler istiyorum. gülmek istemiyorum. ne güzel dizi olmuş, aleister crowley görse imdb'den 10 puanı basardı.

diziyle alakalı eleştireceğim tek kısım, artık içimi bayan netflix kamu spotlarının aralara aralara serpiştirilmesi. cadılı büyücülü dizi yapmışsınız, aralara gidip zorbalık serpmek nedir? ay bıktım. 13 reasons why izliyorum sanki, ne bu samimiyetsizlik? içim şişti.

(nice tnetennba - 28 Ekim 2018 22:37)

sözlükte bir çok kişinin de dediği gibi, sabrina the teenage witch uyarlaması olarak değil de, archie comics'in sabrina'sına, yani aslına sadık kalarak uyarlanan bir dizi olarak bakmak daha mantıklı. sabrina the teenage witch'de archie comic uyarlamasıydı ama hikaye, 20 dakikalık, sevimli cadı ve ailesinin sevimli maceraları tarzında ilerliyordu. o beklentiyle diziyi izleyenler varsa, çocukluğa dair nostaljik anılarını kirletecektir bu yeni sabrina. derim ki; önce fragmana bakın, sonra 1. bölümü izleyin. ilk bölümü sevdiyseniz zaten sonrasını da seversiniz.
dizinin yapım ekibinde, riverdale dizini yapanlar var. zaten aynı evrende geçtiği söylenmekte o diziyle.
dizinin çizgi romanlarından fırlamış, alacakaranlık kuşağı jeneriğini gerçekten sevdim.

dizi beklentilerimi hem karşıladı, hem de biraz da olsun hayal kırıklığı yaşattı diyebilirim. eski sabrina'yı çok seven biri olarak, öyle bir diziyle karşılaşmayacağımı biliyordum. zaten öyle bir dizi çıksa karşıma izlemezdim şu zamanda. hem karanlık şeyleri hep sevmişimdir.
öncelikle çok iyi bir atmosfer yaratılmış. karakterlerimizin yaşadığı kasaba olan greendale'in karanlık havası bir olsun bile yerini neşeli bir şeye bırakmıyor. yani cıvımıyor. bunu sevdim. sabrina ve halalarının yaşadığı yer, beklentimde olduğu gibi oldukça gotikti. evin içinden rock'çı serpil çıksa, nereden çıktı bu demem. o derece! dizinin bir başka artısı cast. her oyuncu oldukça iyi seçilmiş ama özellikle hilda ve zelda halayı oynayan lucy davis ve tabii ki miranda otto'yu rollerine çok yakıştırdım. sabrina'yı oynayan kiernan shipka çok sevimliydi. ayrıca harvey karakterini oynayan ve daha önce my friend dahmer filminde izlediğim aktör ross lynch'i de beğendim. kendisini izlerken , garip bir şekilde hayden christensen ve mark hamill arası bir şeye benzettim. bu arada harvey karakterinin babası ve abisiyle olan hikayesi, dizi de en çok ilgimi çeken yan hikayelerden biriydi.
mary wardell karakteriyle michelle gomez eğlenceli ve ilginçti. abartılı mimikleri hoşuma gitti diyebilirim. dediğim gibi oyuncular, kıyafetleri, saçları her şey yolunda.

çok az spoiler olabilir bundan sonra!

diziyle ilgili sevdiğim ve ikilemde kaldığım şeylere gelirsem; 1. bölümden 10. bölüme kadar gelişen hikaye biraz hantaldı. iki günde soluksuz izlememe rağmen, tatmin edici bir hikaye gelişimi yoktu. doldurma bölümler vardı.
dizinin bir derdi olması hoşuma gitti. sabrina'nın eril düzene karşı kendi varlığını ortaya koyması, cadılık ve feminizm arası güzel bir balans yakalanmasını sağlamış. aynı şeyleri, en yakın arkadaşlarıyla, lise koridorlarında geçen bölümler için söyleyemeyeceğim. fazla kör göze parmak geldi, daha doğrusu didaktik. böylece sabrina'nın en yakın arkadaşlarıyla geçen anlarda bir türlü samimiyeti yakalayamadım.
bu arada dizide cadılık, tam o eski pagan ve satanist tasvirlerde olduğu gibiydi. bu hoşuma gitti. hatta paganist wicca'lar değil de, tam olarak satanizm'in cadılarını görüyoruz dizi de. mesela bazı cadılar en bağnaz şekilde dininin gerekliliklerini yerine getiriyor. şeytan'a koşulsuz hizmet etmek gibi. bu kısımlarda aslında dinin, öncelikle kadınları ve sonra erkekleri konumlandırmak için nasıl kullanıldığına değinilmeye çalışılmış. erkek egemenliği (eril kontrolculuğu) ve kötülük, yıkım arasında bir bağlantı bile verilmesi söz konusuydu. mesela harvey karakteri için sabrina'nın ona;'' sen diğerleri gibi değilsin.'' demesi ve de dizide gösterilen çoğu erkeğin, kavgacı, manipülatif, kadınları dizginlemeye çalışan varlıklar olması, gibi gibi. işte sabrina bu düzene uymayan bir figür olarak sunuluyor. sadece feminist bir sabrina değil, hem cadı hem de insan olabilirim diyen yani kendisini sınırlandırılmasına ve sınırlayanlara karşı çıkan bir sabrina izliyoruz. bu mesajları dediğim gibi sevdim.
dizi hedef kitlesini geniş tutmaya çalışmış ama tam olarak ne yapacağını da bilememiş bence. örneğin, netflix'in yıldızı stranger things'in ana karakterleri çocuktur ama dizinin birinci hedef kitlesi çocuklar değildir. 80'ler ve 90'lar da çocukluğunu, gençliğin yaşamış olan yetişkinler en büyük kitlesi. o nostaljik damarı verdikçe veriyor. bu dizi de bunu yapmaya çalışıyor kısmen. 80'ler referansları, the fly, exorcist muhabbetleri, kan, karanlık vs... derken, ara ara etkisini gösteren sanki bir cw gençlik dizisi tonu! ayarlar karışıyor. nostaljik demişken, dizide ki canavar, cadı vs tasarımlarının bazıları 90'lar, 2000'ler arası yapılan işlere benziyordu. bilinçli yapılmış muhtemelen.
ve tabii ki salem. usagi'nin luna'sıyla beraber en sevdiğim kedilerdendir kendileri. bu dizide salem maalesef ki başrolde değildi, konuşmuyor zaten. salem'in yerini ise bariz, ambrose spellman karakteri almış. bu dizide ki yeni salem o.

sonuç olarak the haunting of hill house ile birlikte en merak ettiğim netflix'in yeni işlerinden biriydi sabrina. the haunting tam anlamıyla tatmin etti beni, bu dizi ise biraz ikilemdi. bu durum, ikinci sezon için heyecanlanmayacağım anlamına gelmiyor. umarım daha dolu dolu bölümlü bir 2. sezon izleriz seneye.

(catboi - 29 Ekim 2018 18:38)

--- spoiler ---

içinde orgy, cannibalism, eşcinsel öpüşme & yiyişme sahnesi, bol kan, kusmuk, exorcism gibi birbirinden eğlenceli enstantaneler barından, halalardan zeelda'yı aragorn'un pas vermediği rohan piremsesi kızıl manitanın, şeytanın hizmetkarı baş rahibi coupling'den jeff'in, okul müdürünü ise perfect strangers'dan balki barthelomeus'un canlandırdığı süper eğlenceli dizi.

--- spoiler ---

(nevermindcrime - 30 Ekim 2018 01:36)

olmuş. büyük tedirginlikle başladım ama su gibi akıyor. bir tutam harry potter, bir tutam eski nostaljik sabrina, bir tutam supernatural biraz da kararında şu ergen kurtlu dizilerden... en son bir çay kaşığı nusret hareketi ile addams family..

yeri geldiğinde koyuluklardan kaçınmamaları tatlı olmuş (fırına atılan genç çocuklar, makasla öldürülen kadınlar vb) açıkçası ilk 3-4 bölüm izlettirmesine rağmen ufak ufak arada sıkmıştı. ama 4'üncü bölümden sonra güzel açılıyor. genelde de böyle oluyor zaten netflix dizilerinde.

hafta sonu oturup pat pat izlemelik ortalama üzeri bir dizi. 10 üzerinden 6,5.

(bokuboncuklu - 30 Ekim 2018 15:22)

rahip blackwood’un coupling’in efsane karakteri jeff murdock oldugu dizidir

sonra adam her sahnede breasts diyecek mi diye gectigi icin konsantre olamadim

(photonic - 2 Kasım 2018 11:10)

öncelikle gerçek anlamıyla bir young adult dizisi bu. ergenlerle ilgili bir hikaye ve hedef kitlesi de ergenler.

hani stranger things, the haunting of the hill house gibi çocukların, ergenlerin oynadığı, onlarla ilgili hikayelerin anlatıldığı ama büyüklere yönelik olan dizilerden değil.

seyretmek istiyorsanız bunu göz önüne alarak seyredin. evet 16 yaşındaki kahramanların her şeyi bildiği, dünyayı kurtardığı türde hikayelerden.

kaliteli bir yapım aslında. türünün güzel bir örneği diyelim. ancak çizgi romandan uyarlandığı için karakterlerde pek bir derinlik yok, konularda ve karakterlerde epey klişeler var.

daha önce de yazıldığı gibi hikaye fazla uzatılmış. gereksiz dolgu bölümler var. o şeytanın rüyalarına girip bunları ele geçirdiği bölüm çok gereksizdi bence. sıkılarak atlayarak seyrettim.

ilk bölümler sıkıcı geçiyor aslında. yine de black baptism ve mahkeme bölümleri güzeldi. 6. bölümden sonra epey toparlıyor dizi.

2. sezonda witch hunter olayına girecekler. orası belli oldu.

(mea maxima culpa - 9 Kasım 2018 02:09)

ilk bölümünü izleyince bu ne be, içine etmişler demiştim, 2 bölüm daha izler sonra yüzüne bakmam diyordum ama 3. bölümden itibaren sarmaya başladı, 5. bölümünde çook eğlendim sonra baktım ki bitirmişim. evet kalite akmıyor, zaman zaman düşük bütçeli bir supernatural parodisine benziyor ama özünde iyi bir dizi olmuş bence. akşam yorgun kafayla eline sıcak kupanı alıp izlemelik.

--- spoiler ---
başroldeki yan sanayi emma watson kiernan shipka tatlı bir sabrina olmuş ama diziye en çok bağlayan iki karakter kesinlikle ambrose ve zelda.
ambrose spellman karakteri sabrina'nın akıllı, iş bitirici, robdöşambrlı, kültürlü ve panseksüel zenci kuzeni olarak diziyi çok yükseltmiş. şahsen salem'in konuşması yerine evdeki akıllı birey misyonunun böyle bir karaktere yüklenmesini daha çok beğendim. bir spin-offu bile çekilebilir. yeni versiyonun en sağlam karakteri ambrose.

gelelim miranda otto'nun efsanevi zelda'sına. çıldırıyorum. o styling, o sigara tutacağı, saçlar, çeşit çeşit manyaklıklar <3 dark lord denen boklu yörük keçisine aşırı bağlılığı haricinde en sevdiğim karakter. kirpik kıvırıcımı sigara tutacağı yapacağım bu reis yüzünden, praise satan!

praise satan demişken dizi her bölümde, inancın her türlüsünün kadını 2. sınıf görmesi, her türlü sınırlaması, yücelttiğini iddia edenlerin bile kadının elini kolunu bağlamaktan başka amacı olmaması hakkında mesajını alttan alttan çakıyor. god lord da dark lord da aynı b.kun soyu demeye getiriyor. sabrina'nın meselesi sırf dark lord'la değil yani. güzel.

hilda, harvey, roz, miss wardwell, father blackwood, hilda ile mürüvvetini görmeyi istediğim ama demonlu çıkan dr. cerbeus, hepsi de güzeldi valla. gamlı kasvetli spellman evini bile sevdim.
--- spoiler ---

(isolde - 12 Kasım 2018 21:16)