• "bizim * için bir nevi the others."
  • "facebook camiasında şöyle kutlanır oldu;" canımmm,, hayırlı olsunn :) allah mutlu mesut etsinnn :) "(bkz: naif)"
  • "sanal yüzük."




Facebook Yorumları
  • comment image

    profile eklendiği takdirde kişinin kendisiyle ilgili önemli bir bilgi olduğunu dağlara taşlara duyurmasına yarar ibare. mevzubahis kişi ilişkide olduğunu pek çok sebeple ilan edebilir, hele otur bi soluklan yigenim. yigenim hitabını kullandıktan sonra uzun uzun yazmak zorundayım, beklentileri karşılamam gerek.

    öncelikle, kişinin manita/sevgili/kendini sevgili zanneden herhangi bir kişi ile ilişkisi yoksa da olduğu iddiasındaysa, onunla alanında uzman hekimlerimiz, psikologlarımız ilgilenecektir. o kadar çok boş vaktim var ki diğer tüm durumları düşündüm, açıklayacağım.

    mesela married değil de in a relationship denildiğine göre, "quite serious" bir "relationship" olabilir, hayatında bir kere yaşayacağı(nı umduğu) evlilik öncesi dönemdir, hayatındaki en önemli şeydir bu; belki de fena halde aşıktır sadece, hep sevgilisini düşünüyordur yine yavrucak.

    engin tecrübelerim var ya benim, biliyorum işi. mesela mottolar var bu konuda: live together die alone, there is always another fish in the sea. ama hiç ciddiye alınmadığım gibi, rakip takımın argümanı ne dersiniz? ayşecik küçük sevgi kelebeği! seven ne yapmazlar, hayat sevince güzeller . tabi gider bir taşı seversen böyle olursun, bir taşı sevin yetermiş. john nash de ciddiye alınmıyor azizim, en güzel kıza değil yanındaki ortalama kızlara asılacaksın, neyse sapmayacağım konudan.

    yine de unutmayın çekirgeler: wise men say only fool men fall in love

    bütün deli divane durumlarını öte yana attıktan sonra, in a relationship kişinin bir lex luthora yahut darth vader'a dönüşümünü irdeleyeceğim. sıkı durun, bu işe star wars'u alet edebiliyorum!

    bölüm 1, gizli tehlike:

    eski manitadan ilgi beklenmektedir. yanlıştır, tehlikeli ve yasaktır. eski ile yeniyi karıştırırsanız mazallah üçünüz birden eski olursunuz, aman diyim!

    sap tabir ettiğimiz yalnız, yapayalnız arkadaşlara hava atma amacı da güdülüyor olabilir, ya ben lan neyse...

    bölüm 2, klonların saldırısı:

    kişi o kadar yunan tanrısı/tanrıçasıdır ki profil fotoğrafını gören profilini çok sevdim çıkalım mı bebeğim mesajı yağdırıyordur, ilgiden bıkan afrodit/adonis sevgiliyle samimi bir poz yahut bu belirteci kullanır, ne yapsın çaresi yoktur, yazık.

    bölüm 3, sith'in intikamı:

    eski manitayı kıskandırmak, eski manitadan intikam almak amaçlanmaktadır, ben mutluyum sen değilsin mesajı üstten üste verilmektedir. bu kişilere kırk katır mı kırk satır mı sorusunu yöneltmek caizdir diye duydum.

    bölüm 4, 5 ve 6 ise a new hope, the empire strikes back ve return of the jedi:

    hayretler içindeyim, george lucas önsezileri atatürk kuvvetinde bir kişi olsa da, ekşisözlük'te paganografik bir başıbozuğun in a relationship başlığı içinde star wars temasını kullanacağını nasıl sezdi bilemiyorum. ama hiçbir şey bilmediğimi bildiğim gibi biliyorum ki bu 3 ismin de aynı olaya tekabül etmesinde ömer çelakıl'ın bile çözemeyeceği bir sır saklı. o yüzden çözülemez. zaten manitanın dönüşü beklentisi içindeki kişi ne diye in a relationship yazsın? bu konuda konuşmayı reddediyorum, beni aşar.


    (alice in sourland - 23 Aralık 2007 13:40)

  • comment image

    konu hakkidna edilen kelamin ederine bakarsaniz kisa zamanda anlarsiniz ki bu belirtecten, imlecten, gumlecten yana cok canlar yanmis. yanmamasi da dusunulemez. ama bir de su sarkiya bakiniz

    etek sari
    sen etekten sarisan sarisan
    kurban olam beydaginin
    karisan karisan
    sordum sorusturdum kimin
    yarisan yarisan

    ---
    yaaaaa. (inhlayarak bi daha) hhhyaaaaaaa. olay eskiden boyle oluyordu aslanim. cok degil bir kac sene oncesine kadar ilgi duyulan kisinin, eski sevgilinin statusunu sorup sorusturmak gerekiyordu. simdi ise sak diye goruyon, in e rileysinsip. o araciyi, "ne oldu niye sordun?" diye imalanan 3. kisiyi bu iletisim devrimi birden aradan cikardi. iyi mi oldu?

    bir yerde iyi oldu. sundan iyi oldu. sorup sorusturuyorduk, "kimin yari bu?" diye. icimizde bir umit, bir hayal. sordugumuz adam 3 senedir ciktigi bilmemne var dediginde bombok olma ifadesini gizleyecek bir de 3. kisi muhatapla ugrasiyorduk. kontrolsuzce bombok oldugumuzda (ki cogunlukla olan budur) bir de bu 3. sahsin istihzasina, sempatisine, eglenecesine katik oluyorduk. simdi, ac feyzbuku: in e rileysinsip. arada kontrole diyoruz. hala mi rileysinsip? hala rileysin. statu ceync e oynuyoruz. bazisi sakasina bir aciyor kapatiyor. iste o zaman yine o 3. kisilere kaliyor isimiz. ne is "complicated" midir? ya bu bunu aldatmamis da aldatirim demis, o da ben de onla isim olmaz demis falan bi takim hikayeler. bunlari duyuyoruz.

    kotu oldu: cunku sorup sorusturdugumuz adamlar genellikle ortamin muhtari, saymani gibi tipler oluyordu. yirtik, faal. diyorlardi ki o musait degil ama elimde soyle birisi var, sana hasta. feyzbukta bu yok. bazense bosta ve o da sana hasta diyordu, o da kalmadi. feyzbuk bu bilgiyi de vermiyor. insan faktorunu aradan cikardikca bu tip etkilesimleri de kaybediyoruz. degerlerimiz eskiyor.


    (otisabi - 25 Şubat 2008 00:14)

  • comment image

    facebook'taki cok acayip notificationlardan biri. bence komik. en azindan sirf bu ozellikte zaman yazmasa.
    hede hodo is in a relationship.
    5mins ago.

    sanki 5 dakika once bir seyler olmus ve bir anda biriyle birlikte olmaya karar vermis gibi.
    veya birilerine mesaj verir gibi. 5 dakka once davransan belki de seninle "in a relationship" olacakti.


    (ego maymunu - 7 Ekim 2010 14:47)

  • comment image

    feysbuk'taki ilişki tırıvırısı. tokat gibi yüze çarpan gerçek.

    saat sabah 04:00. tatildeyim. üniversiteden tanıdığım, üniversiteden beri beğendiğim kızı seneler sonra bir gece klübünde görüyorum. aslında o beni görüyor, gelip kendini hatırlatıyor, hatta ismini söylüyor, halbuki ben soyismini, aldığı dersleri, kullandığı kalemleri bile hatırlıyorum.

    beraber geldiği 58 kişilik arkadaş grubundan ayrılıyor, ben zaten bizimkileri direk siktir ediyorum, konuşmaya başlıyoruz. gün ağarana kadar anlatıyorum. arada bir içki alıp geliyorum. o anlatıyor. o sarhoş, ben sarhoş.

    sabah 07:30'da çıkıyoruz klüpten. arkadaşlarıyla arabaya binip gitmeden dönüyor, gelip öpüyor. öyle değil, normal öpüyor.
    bizimkileri bulup çıkarıyorum, arabayla otele dönen yolda gideceğimiz konserleri, çıkacağımız tatilleri planlıyorum, mevcut planları ekersem ne kadar ayıp olacağını düşünüyorum. hava mis gibi, güneş pırıl pırıl. atacağım mesajı, gelecek cevabı, benim yazacağım cevabı kurguluyorum, cümleleri beğenmiyorum, sözlükten bir kelimenin eş anlamına bakıyorum.

    öğleyin gözlerimi beyaz tavana açtıktan sonra, başucumdaki telefonumdan feysbuk'a girip kızın profiline bakmam en fazla beş saniye sürüyor. info info info ve bam! "in a relationship". fotograflar fotograflar fotograflar ve evet bam! manitanın fotografı. canım yataktan çıkmak istemiyor. hava çok sıcak, güneş yakıyor.

    bizimkileri çağırıyorum, konseyi topluyoruz. "madem manitası var, benimle sabaha kadar n'apıyo, demek ki orospuymuş zaten" diye kendi kendimi ve onların beni ikna etmesine çalışıyorum, böylece kolayca soğurum, hemen unuturum. hiç işe yaramıyor.

    bir web sayfası hayal kurmama bile engel oluyor. mark binlerce kilometre öteden gerçeği yüzüme çarpıyor. in e rileyşınşipmiş. ne rileyşınmış arkadaş.


    (benkendim - 31 Temmuz 2011 21:52)

  • comment image

    facebook ayrı bir alem. sosyal gak guk platformu değil, bildiğin market rafı. sanki bir ürünsün de tanıtımını yapıyorsun. bak şöyle bir tipim var, şu tarz müzik severim, şurada okuyorum ya da çalışıyorum falan filan. hani bir yere kadar sabredilebiliyor ama in a relationship nedir ya?

    ilişki zaten amerika'dan ithal, türkçe'deki en sikimsonik kelime. ne yazık ki, artık aşkla bütünleşiyor. tekrar soruyorum, in a relationship nedir? sanki bir arabasın da, statusunu updateliyorsun: "şu an bakımdayım" der gibi. şimdi ben biraz konuya uzağım, belki yanlış biliyorumdur, biri anlatırsa sevinirim. bir ilişki nasıl başlıyor? aşık oluyorsun, değil mi? peki aşk nedir? işte aşk başlığı altında yazıyor. çoğunun içinde "bazen" geçen üç noktalı duygu yüklü tanımlar. nasıl aşık olunuyorlarla, sonrasında neler yaşanıyorlarla kafa sikmeyeceğim, bildiğiniz şeyler. hepsi ayrı özel, hepsi ayrı duygulu. tüm aşk hikayeleri iyi bir yönetmenin elinde imdb 250'ye (olmadı 500'e) girecek kadar iyi bir film olabilir. buraya kadar eyvallah.

    peki abi benim anlamadığım sonrasında tam olarak ne oluyor da bu muhteşem ötesi aşkınız bir anda ilişkiye dönüşüyor, bende film burada kopuyor. tam olarak ne oluyor, onu öğrenmek istiyorum. "eveet, güldük eğlendik ama aşk da bir yere kadar, artık bu ilişki oldu" diye bir anlaşma mı yapılıyor sevgililer arasında? senin rüyalarına giren, sabah uyanma sebebin, gece uyuma sebebin, dinlediğin her şarkıda aklında olan, onsuzluğu düşünürken bile tarif edilemez bir acı çektiğin, küçük bir gülümsemesiyle bile havalara uçuran, kimi zaman dünyanın en güçlüsü, kimi zaman da dünyanın en çaresizi hissettiren bu kutsal yaratığı nasıl oluyor da relationship yapıyorsun? nasıl oluyor da yaşadığın o kadar güzel anları, hayatının en değerli zamanlarını, yaşama dair bulduğun tüm manaları, facebook'ta milyonlarcası bulunan in a relationshiplerden biri yapıveriyorsun? hiç mi utanmıyorsun? hiç mi korkmuyorsun, aşk tanrısı karşına çıkar da, "lan shakespeare o kadar soneyi in a relationship için mi yazdı, allahsız" derse diye? abi martin'i düşünebiliyor musun ya facebook'ta "in a relationship with ruth" yazmış! ya da werther'i! goethe'nin birbirinden muhteşem kelimelerin muhteşem uyumuyla bile anca yarım yamalak anlatabildiği aşk olgusunu, üç kelimenin içine gömmekten hiç mi imtina etmez insan?

    in a relationship materyalistlikte, reklamcılıkta son noktadır. sensei seviyesidir. duygunun artık bitmesi, tükenmesidir. 8 harfin her birine kalbini gömdüğün, "sevgilim" dediğin, hatırladığında tüm hücrelerinle titrediğin, "kal" dese himalayalar'ın çığını bile siklemezken, "git" dese çöküp oracıkta öleceğin kişi, facebook'ta in a relationship yazıyorsa dükkanı kapatıp gidelim abi, kalmayalım buralarda. goa'ya gidelim, bir tapınağa yerleşip, çaresizce insanlığı anlamaya çalışalım.


    (longair - 12 Eylül 2011 02:41)

Yorum Kaynak Link : in a relationship