birincisi metrobüs savaşları gizli tehlike olan efsanevi altı filmlik seri.

ilk filmde; birleşik cumhuriyet, zincirlikuyu-avcılar arasında metrobüs hizmetini açar. iki genç öğrenci arkadaşlarının esenlerdeki evini ziyaret etmek ve metrobüsü de denemek üzere görevlendirilirler. yenibosna'ya gidip metroya aktarma yapacaklar ve böylece diğer hatlarla metrobüsün entegrasyonunu da denemiş olacaklardır. ancak bilmedikleri bir şey vardır. yenibosna'ya giden diğer otobüslerin çoğu seferden kaldırılmıştır. ve sinsi iett federasyonu, teyzoidlerden oluşan ciddi bir orduyla onları beklemektedir. organik tüm canlılardan nefret eden ve onları taciz ederek yerlerinden kaldırılan teyzoidler arasında kalan gençler, bu cehennemi ö.sonrayı atlatmalıdırlar. gençler esenler'e ulaşmalı ve tek umut olan ufak sarı taksi filosunu "abi ekmeenizle oynuyo ipneler" diyerek savaşa ve kısa mesafe yolculuğa ikna etmelidirler. or else all can be lost....

(witchking - 5 Ekim 2010 10:44)

yakın çağ'ın kapanıp "sıkışık metrobüste ölmeden seyahat etme" çağının başlamasına neden olmuştur.

(syd - 5 Ekim 2010 10:49)

binmeyeceği halde metrobüs kapısının önünde dikilenlerin, arkadan yardırarak "ya arhadaşşıım müsaiyiyide edermisiiğğnn" nidalarıyla gelen abilere karşı büyük hezimet yaşayacağı savaş.

(galove - 5 Ekim 2010 10:55)

ikinci filmi metrobüs savaşları avcıların saldırısı ismiyle çekilen seri.

ilk olayların üzerinden yaklaşık iki yıl geçmiştir. ilk filmdeki iki genç jedi'dan birinin cevizlibağ'da usta bir poşet kullanıcısı karanlık amca tarafından şehit edilmesi üzerine diğer jedi yanına aldığı genç öğrencisi kuzeniyle görevlere koşmaktadır. cumhuriyet metrobüs'ü söğütlüçeşme'ye kadar uzatmıştır. kahramanımız, modadaki usta jedi ablasına gitmek için fırsat bu fırsat diyerek zincirlikuyu'dan metrobüse biner. ancak korkunç gerçeği öğrenmesi uzun sürmeyecektir. anadolu yakasına geçen metrobüs'ün uzunçayır durağı da vardır ve bu durak optimum alışveriş merkezi'ne dehşet verici bir biçimde yakındır... bunu duyan avcılar halkından teşekkül devasa bir ordu kötülük güçlerinin yönlendirmesi ile uzunçayır'a gitmeye karar vermiştir. cumhuriyet büyük bir tehdit altındadır ve kahramanlarımız sıkışıklıktan dolayı konseyi arayamamaktadırlar. çünkü cep telefonlarına ulaşmak mümkün değildir. cumhuriyet için bir pazar kabusudur yaşananlar.

(witchking - 5 Ekim 2010 11:04)

serinin kronolojik olarak ilk üçlemesi metrobüs savaşları badem bıyıklıların intikamı ile sona ermektedir.

cumhuriyet iç savaşla parçalanmış ve ayrılığa düşmüştür. taksiciler federsayonu, korsan taksiciler federasyonu ile savaşmakta; sarı dolmuşlar müşteri kaybının öfkesi ile galaksiyi her zamankinden fazla tehdit etmektedirler. usta jedi bu kez sevgilisi ve jedi arkadaşları ile metrobüsü kullanacaktır. hedef bu kez söğütlüçeşme'den mecidiyeköy'e gelmek, buradan taksim'e geçerek nevizadedeki konseyi yaşananlara karşı uyarmaktır. ancak sinsi imparatorun gölgesi altındaki iett federasyonu'nun tüm kadrolarında badem bıyıklı dark side şoförler vardır. yazları 85 derece mustafar sıcağında klima açmayı reddeden bu şoförlerin asıl nefretleri ise kız arkadaş sahibi olan ve onların elini tutmaya cesaret eden jedilara karşıdır. aşktan korkan, güçlerini ise insan terinden kazanan bu hırbo şoförlerden en güçlüsü cesur jedilarımıza saldırmak için fırsat kollamaktadır. fakat jedilarımız cesur ve kalabalıktır. ancak saf ve iyi niyetli jediların atladığı önemli bir gerçek vardır. metrobüs fikirtepe durağına varmak üzeredir ve fikirtepe hırboluğun başkentidir. olaylar gelişir...

(witchking - 5 Ekim 2010 11:20)

serinin 4. filmi metrobüs savaşları yeni bir umut adını taşır.

artık zaman geçmiş ve galakside jedi hakimiyeti kırılmıştır. teyzoidi, karanlık amcası, apaçisi vs zulmü altında, halk metrobüslerde inlemektedir. taciz, kavga, fort gırla gitmekte, her yeni metrobüs intikalinde bir başka çatışma çıkmaktadır. ayrıca çift taraflı aktarmanın olmaması da halkın üzerinde maddi bir yüktür. karanlıkta yaşamaya mahkum jedilardan biri her şeyi yeniden başlatacak yeni bir esenler yolculuğu planlamaktadır. ve kahramanımızın eline saygıdeğer bir büyüğünden referanslı korsan taksi numarası geçer. korsan taksi şoförü hanefi solok kahramanımızı bu tehlikeli yolculuğa çıkarmayı kabul eder. ancak kahramanımız hem maceraya yalnız atılmamak, hem de korsan taksi ücretini bölüşüp işi ucuza getirmek adına bu yolculuğa birbirinden enteresan müttefiklerle yola çıkacaktır. ancak kurnaz palpatine ve kontrolü altında iett federasyonu, sarı taksi huttlarının da desteği ile kahramanlarımızı engellemek için her şeyi yapacaktır. kahramanlarımız ise korsan takside çalan çılgın disko müziklerine rağmen cesaretlerinden bir şey kaybetmemişlerdir. tüm bunlar olurken, galaksinin bir başka köşesinde metrobüs fiyatlandırmaları ile ilgili bir isyan hukuk birimleri tarafından incelemeye alınmıştır.

(witchking - 5 Ekim 2010 16:19)

5. film metrobüs savaşları muhallebi imparatoru ile işlerin kızıştığı seri.

hukuki kararın aleyhlerine çıkması, korsan taksi olayı ve yeni yapılan metrobüslerin galaksiye uygun olmaması, imparatoru ve iett federasyonunu kızdırır. gücün karanlık tarafında iyice yoğunlaşmak için kendisini keşkül ve muhallebiye veren imparator sert bir intikam almaya kararlıdır. bu intikam yeni bir ölüm yıldızı olarak şükrü saraçoğlu stadıdır. her hafta sonu maçlar için metrobüse binen farklı farklı taraftar kitlelerinin saldırılarıyla halk, jedilar ve isyancılar yine çok zor durumda kalırlar. artık isyanı başka bir yere taşımanın ve taşınmanın zamanı gelmiştir. bu bağlamda kahramanımız kendisine korsan taksi numarası veren büyüğünün tavsiyesiyle metro durağına yakın bir ev tutma amacıyla galaksinin en namlı emlakçılarından birine gider. ancak yaşlı ve bilge emlakçı yaşı geçkin bir bekara ev kiralamak konusunda oldukça isteksizdir. "karısı-kızı, geleni gideni belli olmaz. bu mudur yani kurtarıcımız?" diye düşünmektedir. öte yandan kahramanımızın yolculuklarında artık bir abisi haline gelmiş korsan taksi şoförü sarı huttlar tarafından yakalanmış; feci şekilde dövülerek sultangazi'de bir taksinin bagajına kilitlenmiştir. kahramanımız bir taraftan emlakçıyı ikna ederek metroya yakın bir ev tutmalı, diğer taraftan korsan şoför hanefi solok'u kurtarmalıdır. bunları yaparken de adım başı mantar gibi bitmekte olan imparatorluk muhallebicilerinden kaçınmalıdır.

(witchking - 5 Ekim 2010 16:41)

6. film metrobüs savaşları öğrenci akbilinin dönüşü ile sona eren efsane, saga.

emlakçıyı kandırarak şişli'ye taşınan kahramanımız isyanını artık metronun güvenliği altında sürdürmektedir. hanefi solok, sultangazi'de kendisini hapseden taksiciyle yapılan bir maslak yolculuğu sonucunda kurtarılmıştır. zira sultangazi-maslak yolculuğunn taksimetredeki yansımasının hayaliyle gözü dönen gardiyan güvenliği ihmal etmiş ve böylece hanefi kurtarılmıştır. ayrıca kahramanımız kozyatağı taraflarında "abi amcam rahatsızlanmış çek sağa aman diyeyim." diyerek iş bir nebze de ucuza getirilmiştir. daha sonra hanefi ile birlikte şişli'ye giden kahramanımız bu baskı dönemini sona erdirmek için kadıköy'e gitmesi gerektiğini söyler. ancak iş çıkışı saatidir ve hanefi ile çıkılacak bir yolculuk en az 3-5 ışık yılı sürecektir. kahramanımız zordadır. tam bu anda kendisine emlakçıyı ve korsan taksiyi bulan o saygıdeğer büyüğü bir silüet halinde belirir. "yavrum ben seni askerden kaçasın diye lise arkadaşım kamil'in hoca olduğu kashykk üniversitesine yazdırmadım mı?" diye sorar. kahramanımız tereddütle "e-evet" der. ve heyecanla ekler; "yoksa kaydımı mı sildiler? bakaya mı olduk ya?". büyüğümüz tepkilidir; "hayır salak sana oradan kart şeklinde öğrenci akbili vermediler mi?" diye sorar. kahramanımız daha evet diyemeden sözlerine devam eder; "karaköy-kadıköy motorları iett federasyonuyla anlaşmış, artık kentkart ve öğrenci kartları da geçiyormuş." der ve der demez geldiği hiçliğe doğru kaybolur. kahramanımız sevinçle metroya yönelir. daha sonra tünel ve sonra kadıköydür istikamet. ancak her yerde casusları bulunan imparator ve şurekası olayı bıyıklarına fırın sütlaçla masaj yaparlarken öğrenirler. tüm metrobüsleri kaldırarak görülmemiş bir keşmekeş yaratmak üzere harekete geçerler. ancak gelişen galaksiye göre köhnemiş metrobüsler coruscant'ı yavin 4'e bağlayan yıldız köprüsünde trafiğe takılmışlardır. ayrıca halk da artık huzursuzdur. klimayı niye açmadığı bir türlü anlaşılamayan şoförlere karşı isyan başlamıştır. ayrıca bilmeden ailesi aşiret olan bir kıza laf atan bazı apaçiler, ortaköy viyadük civarında feci şekilde dayak yemektedirler. teyzoidlerin hepsi boş koltuklara oturtulmuş pasifize edilmişlerdir. imparator zor durumdadır. kahramanımız kadıköy'e ulaşmak üzeredir. imparator son kozunu oynar. "metrobüs negzel şey ya, niye öyle diyorsunuz, ne güzel gidiyoruz işte. ne kadar moderin." diyen özel trooperlarını meydana sürer. ancak isyancılar bu trooperları, bir yandan kafalarına kafalarına vurup bir yandan da "lan emniyet şeridini yok edip yolun ortasını bölüp oradan otobüs yürütüyorlar mal adamlar. metro yapacakları yerde hala 1950 çözümleri ile göz boyuyorlar, siz de beğeniyorsunuz." diyerek etkisiz hale getirirler. bu arada kahramanımız kadıköy'e 21 kuruşa aktarmalı ulaşmanın mutluluğu içinde, zaferin tadını çıkarmaktadır.

ve yazılar akar.... dııın dıııın dırı nı rııııı nın dırı nı rııııı nın dırı dırı....

not:bu uzun geyikle kafasını siktiğim kimse varsa özür dilerim. yukarıda geçen olayların birçoğu metrobüs seferleri sırasında çoğunlukla başka insanların yaşadıklarından derlenmiş olup önemli bir kısmı da uydurmadır. eğlence amaçlı yazılmıştır. hani özelden veya buradan gelip, "sen sultangazili taksicilere ne demek istiyorsun", "fikirtepe çocuklarına hırbo mu diyorsun, ver adresini." , "avcılardaki insanlar ikini sınıf mı?" diyeceklere hatırlatmak isterim.

(witchking - 5 Ekim 2010 17:17)

haftanın beş günü, günde iki defa dolaylı da olsa içerisinde bulunduğum savaşlar silsilesi. ulan şu metrobüse binerken gösterilen özveri ve çabayı hayatımızın tümüne yayabildiğimiz an istanbul çok daha huzurlu bir yer olacak... net..

(klise adam - 19 Kasım 2011 10:46)

öyle bir neşesi, öyle bir endişesi, öyle bir karmaşası, öyle bir keşmekeşi var ki, yeri geliyor serengeti'de bir aslan, yeri geliyor kruger'da bir timsah, yeri geliyor savanna'da bir çakal oluyorsun. ee, hayat kimi av, kimi avcı oluyor bu yaşam zincirinde. hayvansal içgüdüler hücrelerimizi, düşüncelerimizi, tüm benliğimizi ele geçiriyor. bir anda içgüdülerimizin avı olup, bir başkasını av yapmak için yarışıyor oluyoruz. insanlığımızın farkına varıp, hayvanlığımızdan utanmamız gerektiğini görmeliyiz.

öyle bir enerjisi var ki, sanarsın meteorbüs!

(g3nc - 24 Ocak 2017 12:24)