• "en büyüğü dünyadır"




Facebook Yorumları
  • comment image

    greenpeacee veya baska cevreci orgute katilmamamin nedeni erken yasta kalpten gidecek olmamla ayni neden: bir suru yanlis/eksik arguman duyuyorum, sinir hastasi oluyorum.

    arkadaslar, hayvanat bahcelerinde bilimsel arastirmalar da yapilir, duzgun olanlarinda yani. yoksa sirf biz gidip mal mal bakalim diye kurulmuyor onca altyapi. arastirma deyince de milletin aklina nazilerin testleri falan gelmesin, bildigin doktora ogrencileri gelir burada tezlerini yazarlar. yani evet egitim degeri buyuktur, oraya giden cocuklarla sinirli degildir, yok diyeni o kafeslerden birine tikmak lazim.

    ikincisi, dandik kosullarda hayvanlarin tutulmasi, sirf sergi maksadini birak bilimsel yarari olsa dahi yanlis elbette. ama her hayvanat bahcesi de oyle standart gelmiyor, dana gibi olanlari var. mesela disneyinki dogal park mi hayvanat bahcesi mi belli degil. haa simdi bunlari ele alirsak da durum oyle anlatilan tutsaklik/cezaevi klisesine kiyasla daha karmasik ve dogru/yanlis sinirlari bulanmis bir hal aliyor.

    ornegin, bir hayvani alip iyi kosullarda (saglik bakimi, ciftlesme sansi, iyi yemekler, yeterince alan) tutsak etmek, o hayvanin daha genis alanlarda ama surekli korkuyla, aclik tehlikesiyle yasamasindan daha mi kotu? cemiskezek hayvanat bahcesindeki goril kafayi yiyor olabilir ama san diego'dakiler hayatlarindan epey memnunlar. ustelik goril demisken, bunlardan kalmis topu topu 50 bin tane, bir stadyum dolusu adam kadar yani.

    isin asli, biz de ayni ikilemle karsi karsiyayiz her gun ve "secimimiz" belli. dileyen ormana gidip ben ozgur olacagim diye takilabilir. into the wild izler, grizzly man izler gaza gelir, sonra isler ters gidince acliktan yavas yavas olebilir. ama pek kimsenin buzzugu yemiyor, evinin konforunda kitap okumak, yemegini marketten almak pek tatli. hani derseniz "ama biz bunu kendimiz seciyoruz, o hayvanlarin iyiligi icin bile olsa onlar adina secim hakkini biz nasil kullaniriz", siz su yasadiginiz hayati bok seciyorsunuz. baska birileri o secimi sizin icin yapmis, gecmis olsun. nitekim ormana gidip kendi kralliginizi ilan edemezsiniz; ilkogretim zorunlulugunu takmamayi tutun da, vatandaslik nosu olmamasina (yani sistemde kayitli olunmamasina), askerlikten tutun da avlanma yasagina kadar 50 ayri kanun cignemis olursunuz. into the wilddaki adam da yasak bolgede izinsiz yasiyordu zaten.

    bazi hayvanat bahcelerinde dogadakinden de kotu yasama kosullari saglaniyor ve insan ornegindeki paralellik burada da devam ediyor: bazi devletler, sistemler, halklarina neredeyse ormanda (devletsiz bir duzende) elde edeceklerinden daha kotusunu sunuyorlar.

    sen hic bunlarin ustune kafa yorma, hapishane filan diye kestirip atarak animal liberation front kumandanligina ozen, ahlakli ol, hakli ol. oooh. ahlak gibi insan uydurmasi bir kavram bile tembel bir dusunce sistematiginin tekeline girmemeli, duruma gore degisir isin o kismi.

    neyse yahu, neye niye neye kismet. diyecegim suydu: neredeyse her hafta hayvanat bahcesine gidiyorum primatlara bakmaya. gunde iki-uc saat falan cam bir bolmede ziyaretcilerle burun buruna geliyorlar. epey boktan bir durum cunku bir suru cocuk var, gurultu patirti, fotograf makinelerinin flaslari, cama vuran mandalar.. hayvanlar sikilip arkalarini donuyorlar cogu zaman, bazen de tepede bir yerde konuslanip uzaktan izliyorlar insanlari. sempanzeler mesela. insan gibi gozleriyle bakiyorlar bagrisan cigrisan kalabaliga. lan diyorum, arada cam var ama asil bolme bizim taraftaki, bu herif resmen tv izler gibi bu maymun surusunu gozluyor. hayvanat bahcelerinin bir yarari da bu; sokrates in dedigi gibi kendini tani.


    (immanuel tolstoyevski - 26 Nisan 2008 10:53)

  • comment image

    bunların düşük bütçeli olanları gerçek bir trajedidir. sokakta görülen hayvanlardan fazla bir şey sunmadığı gibi; mevcut hayvanlar da, cezasının bitmesini sigara içerek bekleyen kader mahkumları gibi volta atar kafesin içinde. büyüdüğüm küçük ilçeye mobilize lunapark ile gelen hayvanat bahçesinde, ağırlıklı olarak tavuk ve güvercin vardı. hayvanların en radikali efkarlı bir kirpiyken, irice bir kediye "puma" demeleri ise, daha önce puma görmeyen çocuk aklım için fantastik bir parametreydi. kedide direk osman suratı var, sen ne pumasından bahsediyor allasen?

    oysa gerçek bir hayvanat bahçesinde fil bile olurmuş, dün öğrendim. kaplan, yılan ve envayi çeşit oyuncaklı hayvan ile gerçek bir deneyim olurmuş. çocukluğun eksik kalan taraflarından birisi de bu işte; yıllar geçse de unutulmuyor. tavuğu, hayvanat bahçesine niye koyarsın be ammana koduum?


    (mies - 15 Haziran 2009 17:21)

  • comment image

    hayvanların -kendi istek ve iradeleri dışında- kapatıldıkları, zorla tutuldukları, sergilendikleri, hapsedildikleri, zulme uğradıkları mekanlardır. insanlar da bunu gidip seyrederler. ben hiç kendi isteğimle gitmedim bunlara fakat fen eğitimcisi olduğum için toplamda üç kez öğrenci gezilerine yardımcı olarak gittim ve şunu çok net söyleyebilirim ki hiçbir çocuk/öğrenci hayvanat bahçesinden başka bir şekilde öğrenemeyeceği bir şey öğrenmez. belgeseller ve kitaplar yeterlidir. çocukları oraya götürmenin tek amacı olaya eğlence katmaktır. hayvanların hapsedilmesinin nasıl eğlenceli bir tarafı var bilemiyorum tabi.

    bugün gittim daha ankara orman çiftliğine. kaplanlar boylarının iki katı kadar kafeslerde, bir tanesi yatmış can çekişiyor gibiydi hatta. bir maymun tünemiş ileri geri sallanıyor tepkisizce. köpekler küçücük kafeslerde kendi pislikleriyle yaşıyor. kuşlar hapis. bütün kafesler küçücük ve pislik içinde. tüm hayvanlar o kadar acıklı ve mutsuz ki. gezmeyi bünyem kaldırmadı zaten daha fazla.

    "araştırma yapılıyor" gibi bir savunmayı ben kabul edemiyorum. mantıklı değil, insani düşünüyorum belki de bilmiyorum. fakat ben sosyal bilimciyim ve insanlarla çalışıyorum. peşlerinde koşup ben yalvarıyorum data toplamak için. tamamen gönüllülük esasıyla katılıyor ya da katılmıyorlar. ben de onlardan güçlü olsam, onları alıp bir yere kapatsam, adını da "bilimsel araştırma" koysam nasıl kabul edilemezse, hayvanlarla yapılan da kabul edilemez. insanın hayvandan üstün ve değerli olduğu yanılgısı bitmedikçe bu lanet yerler de bitmeyecek ama ne yazık ki. en azından tepki olarak gitmesek belki bir işe yarar.

    sen niye öğrenci götürüyorsun madem diyeceklere peşin açıklama: ben üniversite öğrencilerinin yanında, büyük hocaların düzenlediği gezilerde, hocalara yardımcı olmak maksadıyla sürüklenen bir asistanım yalnızca. kendi isteğimle gitmiyorum kısmında samimiyim.


    (binjip - 19 Mart 2012 14:52)

  • comment image

    ilerde çocuğumun elinden tutup götürmeyeceğim yer. sirk, hayvanat bahçesi, yunus parkı... hayır ne diyeceksin ki çocuğa? ''bak canım burası insanoğlunun en iğrenç noktalardandır, bunlara benzer auschwitz vardı sen yetişemedin.'' falan mı?
    buraya götüreceğime, alır hayvan barınağına götürürüm. amaç hayvan sevgisi aşılamaksa eğer...
    haberlerde ''bilmem ne hayvanat bahçesinde dünyaya gelen sevimli panda...'' tarzı haberlere ağzını açıp bakmasın. buna sevinen insan var ya.
    sen hayvanı doğal ortamından kopar, orda kilometrelerce genişlikte bir alanda doğal park oluşturmak yerine getir tık kafese. sonra yine haberlerde ''yaz sıcağından bunalan hayvanat bahçesi sakinlerine, görevliler hortumla su tuttular'' tarzı bir şey sun, altta eğlenceli bir müzikle. yahu sen o hayvanın anasını ağlatıyorsun. hortumla sıktığın su mu yani onun tek derdi? o hayvanın genetiğine ihanet ediyorsun en başta. 20-30 derece sıcaklık farkı yaratıyorsun. sonra vay efendim bunlar neden çiftleşmiyor? seni koysak derin dondurucuya, kralı gelse elini sürmezsin be.


    (ben butun cbnce dizilerini izliyorum - 7 Haziran 2012 11:09)

  • comment image

    dünyanın pek çok yerinde aynen ülkemizde olduğu gibi anlamsızca karşı çıkılan yerler. ama insanlar bilmiyor ki bugün san diego, berlin, tokyo gibi hayvanat bahçelerinde gayet sağlam araştırmalar yapılıyor (hayvanat bahçesi diyince 10 metrekarelik kafeslerden ibaret gülhane hayvanat bahçesinden bahsetmiyorum).

    ha şimdi ben buraya hayvanat bahçelerinin neden insanlığa faydalı olduklarını uzun uzadıya yazardım ama zaten immanuel tolstoyevski gelip yabancı sitelerde okuduğu savunmaların tercümelerini bir bir aktaracak o yüzden adamcağızın ekmeğini kesmeyelim.


    (elcezire exclusive - 30 Eylül 2012 05:08)

  • comment image

    avcılığın "her türlü" yasaklanması halinde hiç ama hiç gerek olmayacak yerlerken, hala saftirik bazı insanlarca savunulan mekanlar.

    arkadaşım, hayvan öldürmeyi yasaklarsan, zaten dünyanın her yerinde hayvanların mis gibi yaşayabileceği bir ton mekan mevcut. o halde hayvanat bahçesi konsepti niyedir?

    sokmuşum darıcaya, oraya buraya! herifçioğlu, elinde tüfekle domuz, geyik, tavşan, kurt, arslan avlıyor lan!

    niye; niye lan niye?

    sen hayvan öldürmeyi, avcılık denilen mağara adamı gerzekliğini yasakla, zaten hayvanlar gül gibi yaşayıp gidiyor.

    neymiş, dağdan kurt iniyormuş geyikler meralara dalıyormuş, yunuslar balıkları yiyormuş! yarrak kafalı, adam ol, ona göre yaşa...


    (anafor - 30 Eylül 2012 05:35)

  • comment image

    simpsons'ın 11. sezon 7. bölümünde apu ve manjula'nın sekizizleri olur. apu ve manjula çocuklara bakmakta zorlanınca şehirdeki hayvanat bahçesi müdürü çocuklara iyi bakım sözü vererek onları gösterilerinde kullanmaya başlar ve istismar eder. pişman olan apu, çocukları geri almak ister ama sözleşmesi vardır. bir gece homer'la gizlice hayvanat bahçesine sızarlar ve gösterilerde kullanılan 8 bebeği de kurtarırlar. tam arabaya binip kaçmak üzereyken kafeslerden birinde anne goril bebeğini onlara uzatarak hareketleriyle onun da yavrusunu kurtarmalarını ister. işte hayvanat bahçelerinin özeti tam da budur.
    http://i.hizliresim.com/bd18zm.jpg
    http://i.hizliresim.com/ja9lmj.jpg

    sonra simpsons kapatılır, cenin pozisyonunda yatılır ve ağlanır.


    (venusteki limon agaci - 14 Nisan 2016 14:28)

  • comment image

    https://gaiadergi.com/…pishanesinde-delirerek-oldu/

    bir kutup ayısı, hayvanat bahçelerinin ona taktığı ismi kullanmak istemiyorum, sadece bir kutup ayısı, bazen güneşten kavrulduğu 30 senenin ardından bunlardan birinde delirerek öldü.

    hayvanat bahçesine giden, bu lanetli yerleri talep eden her kimse bir gün kendisinin de kafes içinde sergilenmesini dilerim.

    edit: hayvan nasıl delirir diyorsanız linkteki videoyu izleyin, yaptığı hareketlere bakın. açın izleyin hayat hep kedi gifinden ibaret değil. canı sizinkinden değersiz değildi.


    (isolde - 7 Temmuz 2016 23:27)

  • comment image

    - ee abi, her çeşit haywanı tuttuk getirdik ama buranın adı ne olacak ?
    - hayvan yurdu !
    - olur mu abi, ülkemize hakaret ediyoruz sanırlar, ayıp kaçar.
    - hayvanlar ortamı olsun o zaman.
    - o da çok laubali değil mi abi, sanki haywanlar kıraathanesi der gibi, duyan haywanlar yönetiyor burayı sanır.
    - hayvanlar parkı bence hoş...
    - oha abi. oha. ani haywanlar geliyor öyle mi bu parka, bir tane insan adım atmaz, fişleriniriz inan olsun. ben bir şey düşündüm.
    - sanmıyorum ama söyle bakalım neymiş.
    - haywan bahçesi nasıl abi ?
    - yerlere haywan mı diktik evladım, filler çiçek mi açıyor, leoparlar'dan fal mı bakılıyor, ulan haywanat.
    - abi... abi ne dedin, haywanat dedin.
    - olm öyle söylemek istemedim.
    - abi yok çok güzel, "haywanat bahçesi" olsun, sevimli olur bence.
    - hakikaten, lunapark gibi bir şey oldu. tamam, amcanı ara da, literatüre soksun şu deyimi.
    - güvercin uçurayım mı abi, ehehe, her türlü haywan war elimizde.
    - haywanat bahçesi... çok güzel...


    (cyrano - 16 Eylül 2001 09:04)

Yorum Kaynak Link : hayvanat bahçesi