• "“kötülük içkide değildir ki, kötülük insandadır. ama suçu hep içkiye atmışlardır.” sadri alışık - serseri"
  • "sema özcan [gözleri görmüyor]: ne var bu kitaplarda?sadri alışık: aşk ve meşk üzerine çikolatalı parlak kağıtlar."
  • "teoman'ın bir dakikada yazdığını düşündüğüm şarkı. baştan savma ve ona yakışmayacak düzeyde basit sözlerden oluşuyor.melodi ve nakarat dile takılır orası ayrı."
  • "olcaklı ölcemli bir garip şarkı. 19 belki de daha çok yıl önce sessiz eller'i yapan adamın yeni şarkısı."




Facebook Yorumları
  • comment image

    yeryüzünde yalnız benim serseri,
    yeryüzünde yalnız ben derbederim.
    herkesin dünyada varsa bir yeri,
    ben de bütün dünya benimdir derim.

    yıllarca gezdirdim hoyrat başımı,
    aradım bir ömür, arkadaşımı.
    ölsem dikecek yok mezar taşımı;
    halime ben bile hayret ederim.

    gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar;
    ne kendisine yâr, ne kimseye yâr,
    bir rüya uğrunda ben diyâr diyâr,
    gölgemin peşinden yürür giderim...

    --- necip fazıl kısakürek ---


    (kantelem - 29 Kasım 2002 23:12)

  • comment image

    baş rolünde okan yalabık ve gamze özçelik'in olduğu ve belki de türk televizyon tarihinin değeri en az anlaşılan dizisinin ismiydi serseri.vallahi kinaye falan yapmıyorum, yıllar içinde şaşı felek çıkmazı ve yeditepe istanbul gibi birkaç çalışma haricinde yerli dizilerle mesafeli durduğum süreçte beni en çok şaşırtan iş budur.

    aslında bir yaz dizisi olarak düşük beklentilerle yola çıkmışlar, bende bu diziyi yayından kalktıktan sonra d smart kanallarının birinde yayınlanan tekrarlarında keşfetmiştim.üstün körü baktığınızda klişelerle devam eden bir öyküsü var ama güzelliği belki de daha ilk baştan kendini ciddiye almamasında.

    başrolde okan ve gamze vardı ama o kadar renkli ve özgün yan karakterler barındırıyordu ki, aslında okan ve gamze’yi hiç göstermeden bile rahatlıkla ilerliyordu senaryo.komiser kemal olarak levent özdilek, okan yalabık’ın annesi rolünde zeynep eronat, caf caf metin büktel(favori 1), mafya babasının şımarık oğlu, erkan petekkaya(favori 2), sapık bakkal, sezai aydın, ilk aklıma gelenler…

    sonrasında öyküye gözleri görmeyen kızıyla cüneyt arkın’da dahil oluyordu.zengin kız-fakir oğlan, kör kızın gözlerinin açılması, mafya babasının oğlunun sevenlerin arasına girmesi v.b. yeşilçamın uzun yıllar boyunca kullandığı bütün klişeleri bünyesinde barındırıyor ama bunu çoğu zaman hoş bir mizah diliyle işliyordu.

    sonrasında hemen her bölüm çalan müzikler, son 50 yılın birçok enterasan çalışması dizi boyunca karşımıza çıkıyordu, ilhan irem’den orhan gencebay’a kadar bir çok farklı müzisyenin eserlerini dinletiyorlardı.

    bazen umulmadık anlarda enteresan göndermeler yapıyordu senaristler, kesinlikle kafası çalışan birilerinin emeği vardı bu senaryoda.şimdi aklıma net örnekler gelmiyor ama şöyle diyeyim hiç ummadığınız bir anda bir yabancı filme, müziğe, kitaba ya da başka herhangi bir popüler kültür ürününe ince bir gönderme yapıyorlar ve bu esnada muhtemel dizinin hedef kitlesinin bile epey bir bölümü bu göndermeleri fark etmiyor ama eğlenmeye devam ediyordu.

    tabi bazen ölçünün kaçtığı, diğer bir çok dizinin içine düştükleri hataları yaptıkları zamanlarda olmuyor değildi ama toplamda bakıldığında özel bir deneyimdi bu dizi.

    en güzel yanı zaten devamlı denenen bir işi yapıyormuş gibi görünüp aslında çok farklı olmayı becerebilmeleriydi.


    (kasaba insani - 9 Haziran 2010 21:58)

  • comment image

    teoman'ın bir dakikada yazdığını düşündüğüm şarkı. baştan savma ve ona yakışmayacak düzeyde basit sözlerden oluşuyor.
    melodi ve nakarat dile takılır orası ayrı.


    (bandh - 10 Mart 2015 10:46)

  • comment image

    açıkçası teoman'ın ot dergisi'ndeki röportajını okuduğumdan beri, yeni gelecek albümünden de pek bir şey beklenmemesi gerektiğini fark etmiştim.

    ama, deniyor. insan 30 yaşında da olsa 20'sinde daha yolun başında olsa, 40'ında geride kalan yılların yorgunluğunu sırtında taşıyor da olsa, sürekli olarak bir çabalama, dünyaya kendini kabullendirme isteği içinde olabiliyor, böyle insanları takdir ediyorum. bunun için aklımda hep temporary peace'in sözlerinde geçen "as i drift in and out" kısmı aklıma geliyor hemen. ben de bu rotadaki, uğraşan insanları seviyorum, birileri arkalarından onlarla dalga geçse de, teoman örneği için "ehehe müziği bırakmamış mıydı ya" (bi bitmediniz) dese de; başlı başına bir çelişki yumağı olan insanın hayatta yaşadığı gelgitler doğrultusunda sürekli bir yerlere tutunma ihtiyacı içinde olması, güzel geliyor.

    bu açılardan bakınca, teoman'ı hâlâ yeni şarkılarıyla dinleyebiliyor olmak güzel. daha bu sabah "bir kız tanırdım eskiden, hayat berbat derdi, loş kalbinde hayal kırıklıkları biriktirirdi, her filmden romandan bir rol seçerdi, beğensin diye gelirse ölüm makyajsız gezmezdi" diyordu işe gidiş yürüyüşümde. kim bilir kaç yıl geçti, kaç insan tanıdım, sevdim, sevmedim, nefret ettim, edildim ama bana hâlâ aynı şarkıyı söylüyor, fena mı.

    tanım : melodisi dışında kayda değer bir özelliği olmadığını düşündüğüm şarkı.


    (rodion romanovic raskolnikov - 10 Mart 2015 11:27)

  • comment image

    önyargıyla bakılmazsa , öff böyle saçma şey olmaz demeyerek seyredilirse bence türkiye'nin en eğlenceli dizisi. o saçmasapan şeyler insana o kadar komik geliyo kii. bülent kaypakoğlu (bkz: erkan petekkaya) nın ayrıca seyredilmesi gereken, cüneyt arkın ve yaşar alptekin'i kadrosunda bulunduran daha öncede dediğim gibi türkiye'nin en eğlenceli dizisi. ayrıca ömer ve sibel'in melankoliye girdiği unutulmayan aşk şarkılarının fon müzik olduğu o yürek deşen sahneler de takdire şaayandır kanımca. veeee ayrıcaaa panjabinin mirza şarkısını ilk defa aylar önce çalıp bize aylar önce hediye etmiş olan dizi. şimdilerde dağlaaar dağlaaaaar sözlerine copy-paste yapıldı melodisi


    (zuko - 10 Ağustos 2004 16:13)

Yorum Kaynak Link : serseri