fashion tv’de bir program var, böyle bir manken hatunu alıyorlar tanıtıyorlar, işte ekranda bu hanım kızın bikinili, iç çamaşırlı görüntüleri, alttan da tanıtıcı bilgiler geçiyor; christina is 90/60/90, has brown hair falan fıstık diye. yok yani izlediğimden değil de, işte bir gün buna denk gelmişim, kızın tekini tanıtıyorlar alttan yazılar geçiyor, saç rengi şu boyu şu kadar yazılarından sonra “she is cancer” diye bir şey geçti. lan dedim yazık, gül gibi de kız kanser olmuş vay anasını. sonra bir de kendimden tiksindim hasta kızın bacaklarına, göğüslerine bakıyorum diye. cinsel meta filan derken bir aydınlanma oldu yani, kendime geldim, kadınlara farklı bir gözle bakmaya başladım.

neyse böyle birkaç gün sonra gene aynı program denk gelmiş, başka bir hatun geçiyor. gene altyazılarla bilgileniyoruz, ölçüleri neymiş, boyu kaçmış diye. sonra şu altyazı geçti: “she is taurus”. taurus ne? boğa burcu. bunu görünce bende bir ışık yanar gibi oldu, açtım sözlüğü baktım ki cancer dedikleri meğer yengeç burcuymuş, boşu boşuna tiskinmişim kendimden...

bu da böyle yengeç burcu hakkında bir anımdır.

(alpinsamuray - 25 Temmuz 2007 14:18)

fazla duygusal hayalgücü sonunda kendisini bile üzebilecek boyutta gelişkin,birini sevdi mi biraz yapışkan olabilen,sulugöz,ilişkide sevildiğine inanana kadar bir türlü rahat edemeyen,kabuğuna bir kere çekildi mi hayatı kendine ve çevresine işkence etmekten başka bir şeye dönüşmeyen bu yüzden dikkatli olunması ve olması gereken,yemek yapmaya ve yemeye midesine ve bir çok şeye zarar verdiğini bildiği halde delicesine düşkün kişi demektir.esprili olduğu gözlenir,neşeli gözükür ama aslında kabuğunun altında insanların alınganlık falan dedikleri şey işte o psikopat mazoşistliğinden ileri gelir.sanki her an dünyaya küsmeye hazır gibidir,çocuk gibi. hele bunların yükselen burçları balık olanları en korkuncudur.(bkz: kendimden biliyorum)

(abajur - 3 Nisan 2002 12:14)

her an paranoya sınırında dolaşan, yokluğunun yarattığı boşluğun sevenlerini cezalandırmakta kullanılabilecek kadar büyük olduğunun bir şekilde farkına varmış, her şeye küsen, vaktini hayaller kurarak harcayan, çoğu zaman sevdiği kişiyi o kişinin kendisinden bile çok düşündüğü için genelde acı çeken, neşeli ve vurdumduymaz görünüşünün altında fırtınalar kopan, intikamın en güzel soğukken yenen bir yemek (bkz: zeytinyağlı) olduğuna inanan, çabuk sevemeyen, çabuk ayrılamayan, zor terkedilen, kolay terkeden, sekse düşkün ama işin içine karşılıklı duygular girmezse bundan bile zevk alamayan, kabuğunun içinde her daim çocuk kalabilen insanların burcudur. yengeç insanı evine düşkündür, genelde piknik tipidir, sanata meyillidir, para hesabını bilir ama iş midesine gelince evdeki hesabı çarşıya uyduramaz. (bkz: kendimden biliyorum)

(jazzbass - 8 Nisan 2002 01:39)

yıllar önce gerizekalının biri ingilizce bir burç kitabından yengeç burcu karakterinin özelliklerini tercüme ederken, muhtemelen "weak character" kısmını hassas kişilik yerine, zayıf karakter olarak sözlükteki ilk anlamıyla çevirmiş olduğundan, ve sanki bu söz konusu kitap çok mükemmel bir kaynak esermiş gibi her türkçe burç kitabında, iğrenç astroloji sitesinde, bilimum burçlar geyiği ortamında bu zırvalık ortaya atılmıştır.

embesilin tekinin yanlış çevirisi yüzünden, çeşitli ortamlarda hakkımda yapılan zayıf karakter esprileri yüzünden kah aslan burcu kızlarının karşısında rezil oluşlarım, kah sapık akrep burcu erkeklerinin yanında yerin dibine geçmelerim, canıma tak etti.

o hassas kişiliğimi örten sert kabuğumu çıkarıp, kobrayı salmam yakındır. yarın bir gün, tüm embesil burç kitaplarında, yengeç burçlarının sinirlendiklerinde kobrayı salma gibi kötü alışkanlıkları vardır diye okursanız şaşmayın efendim.

(beyteper canavari - 1 Aralık 2008 20:06)

hayatı boyunca okulda dogumgunu kutlayamamıs ve bunun ezikligini yasayan derin duygulara sahip insanların burcu.

(sehzade gkhn - 13 Şubat 2010 22:59)

daginiktır ve ilgi ister. ister ama belli etmez. cok sever, kırılır belli etmez. sanata yatkındır ama bir o kadar da sakardır. birde sulu gozlu derler yengec icin. tamam dogrudur ama esasinda yengecler ikiye ayrılır ; birincisi devamlı ota boka aglayanlar , ikincisi ise yalnızken ota boka aglayıp diger zamanlarda neşeli olanlar.

evet evet, ben ikincisiyim.

(dance of bad angel - 1 Aralık 2002 11:27)

dolunaydan en cok etkilenen burclardan biri,
bagli olduklari gezegen de ay zati (gerci gezegen de degil ama neyse)(bkz: luna)
genelde lunatic bir kahkaha atma sekli olduklari iddia edilir
enteresandir ki isaretleri 69dur, bu sembolun numerolojik anlami da vardir
6 sayisi teraziyiyi ve sevgiyi temsil eder, 9 ise kocu ve savasi
hikayeye gore 6 9'dan her zaman ustundur, yani sevgi kazanir
6 + 9 = 15
1 + 5 = 6
boylece 6 ve 9 biraraya geldiklerinde sefkat, sevgi, ciftlesme ve ebevynlik kavramlari olusur, hence 69, ki zaten yengec koc ve terazinin tam ortasindaki burctur.
(bkz: evet biliyorum salagim)

(orlando - 15 Aralık 2000 12:55)

genelde dogumgunlerinde arkadaslarinin buyuk cogunlugu tatilde olur.

(satine - 29 Aralık 2004 13:52)

(kendi doğum gününde arkadaşları tatilde olduğu için) yıl içinde, sınıfta yapılan doğumgünlerinin en çok somurtan üyeleridir..

(sleepy99 - 29 Aralık 2004 13:57)

güclü hafiza :belki sirf bu yüzden gecmişle yaşama, yapilani ve yaptigini unutmama. tüm detaylari hatirlayarak daha cok aci cekme..
kuruntu, endişe: en cok bu sebepten gelecekten korkma ve bu korkuya karşi hirs duvari örme..
şefkat ve merhamet: belki bu yüzden anneye aşiri baglilik, ailecilik, anaçlik, besleyicilik, iyi aşcilik.
kiskanclik: belki de kiskac sahibi olmanin sonucu.
duyarlilik: belki bu yüzden mükemmel algilama, kelimeler olmaksizin iletişim, leb demeden misali...
aşiri duygusallik: belki bu yuzden en cok aciyi cekme, aciyi sineye cekme.
detaycilik: güclü hafizanin bi sonucu..
dokunulmazlik,dokunulunca aglamacilik: kabugu kirma..
inci,gümüş ve beyaz: duygusalligin sebebi ya da sonucu. beyazin yakiştigi; inciyi,gümüşü en güzel taşiyan olma hatta inciyi ve gümüş'ü yaratan olma. siyah-beyaz fotografa yakişma.
savunma: kabuk, kiskac.

(zvezda - 13 Eylül 2005 01:08)