Süre                : 1 Saat 37 dakika
Çıkış Tarihi     : 19 Aralık 2014 Cuma, Yapım Yılı : 2014
Türü                : Drama
Ülke                : Türkiye,İsveç
Yönetmen       : Kenan Korkmaz (IMDB)
Senarist          : Kenan Korkmaz (IMDB),Kenan Korkmaz (IMDB)
Oyuncular      : Öykü Peksel (IMDB), Sonya Akay (IMDB), Yuhannun Akay (IMDB), Selin Koseoglu (IMDB), Ruhi Sari (IMDB)(ekşi), Street Walker (IMDB), Savas Özdemir (IMDB)

Gittiler 'Sair ve Mechul' ' Filminin Konusu :
Gittiler, ilk filmi Lüks Otel (2011) ile Altın Portakal’da En İyi Görüntü Yönetmeni ödülünü kazanan, ayrıca En İyi Film ve En İyi Müzik dallarında Behlül Dal Jüri Özel Ödülü’ne layık görülen Kenan Korkmaz’ın ikinci filmi. Film, yukarı Mezopotamya’nın kadim halklarından Süryanilerin yaşadığı Aynvert (Gülgöze) köyünün muhtarı ve çocukları üzerinden, gitmek ve dönmek sancılarını işliyor. Bölgede şiddet hüküm sürdüğü zamanlar, köyün neredeyse tamamı topraklarını, hatta ülkelerini terk eder. Muhtar, yaşadığı baskılara rağmen bırakıp gitmez köyünü. Oğullarından Joseph kararlıdır ve gider. Yuhan ise babasını bırakamaz. Joseph gittiği, Yuhan da kaldığı günden itibaren aldıkları kararı sorgularlar. Bu sorgulama çoğu zaman evlerinin tavanına nakşettikleri ve “sılsel” denen gökyüzü tasvirini izlerken yapılır. Kanat çırpışlarıyla o gökyüzünden özgürlüklerine uçmak isterler ama her seferinde duvara çarparlar.


  • ""tarih değil, hatalar tekerrür eder." - ikinci abdulhamid"
  • "ilber ortaylı ifadesiyle; dünyanın gördüğü son büyük imparator."
  • "imparatorluğu kuşa çevirmiş, vere vere toprak bırakmamış saray soylusu. diziden tarih öğrenenlere göre de aktör falan işte!!"




Facebook Yorumları
  • comment image

    ilk defa elektriği,gazı getiren,ilk modern eczanemizi açtıran,
    ilk otomobili getiren,5 bin km kara yolunu yaptırtan,
    dünyanın ilk metrolarından birini karaköy-taksim arasına yaptıran, atlı ve elektrikli tramvaylar kuran,
    kudüs-yafa, ankara-istanbul ve hicaz demir yollarını yaptıran (haydarpaşa tren istasyonunu da tabi),
    istanbul’un binlerce fotoğrafını çektiren,arkeoloji müzeciliğini başlatan,
    chicago’daki turizm fuarına ülkemizi ilk kez sokan,
    kuduz aşısının bulunmasından sonra ülkemizin ilk kuduz hastanesini (ist.darü’l-kelb tedavihanesi) açtıran,
    polisiye romanların ülkemize girişini sağlayan, (14 yıl içinde basılan 4000 kitaptan sadece 200 kadarı dinle ilgili idi..)
    okullara (hıristiyan okulları dahil) gönderdiği emirde türkçe’nin iyi öğretilmesini isteyen, azerbaycan okullarında türkçe yasağını kaldıran, paris’te islam külliyesi kuran!
    teselya savaşı sürerken saraylı hanımlara askerler için çamaşır diktirende, hastaneleri ziyaret edip hastaların ihtiyaçlarını soranda, sarayın bahçesinde bile hastalara hizmet ettirtende !
    midilli adasını eşi fatma pesend hanım’ın şahsi mülkünden ısrarla verdiği para ile fransızlardan geri alanda o !
    israrla yerli kumaş giyen,hereke bez fabrikası ve feshaneyi kuran,
    ziraat bankasını kuran, ticaret,sanayi ve ziraat odalarını açtıran,
    yıldız çini fabrikasını, beykoz ve kağıthane kağıt fabrikalarını,
    toplu sünnet merasimleri yaptırıp her bir çocuğa çeyrek altın gönderen bu yüzden yaz aylarında toplu sünnetleri moda eden,
    mezuniyet törenlerinde öğrencilere hediye kitap gönderen,
    yoksul halkına kendi cebinden ödeyerek kömür dağıtan,
    ermeni onnik’in mektubu üzerine kendi parasından takma bacak yaptırtan,
    biriktirdiği parasından bir kısmını her sene borç yüzünden hapse düşenleri kurtarmaya tahsis eden,
    modern matbaa makinelerini türkiye ye getirten,ücretsiz kitap dağıttıran,6 bin kitabın çevrilmesini sağlayan,beyazıt kütüphanesini kurup 30 bin kitap bağışlayan (10 bini el yazmasıdır),
    yabancı bilim adamı ve yazarlara nişanlar veren,
    her yıl 30 bin saksı satın alıp çiçek ektiren,
    bizim hekimbaşı çöplüğü dediğimiz yerde gül yetiştiriciliği yaptıran da(isparta’daki gül yetiştiriciliği de o’nun öncülüğünde başlamıştır),
    türkiye’nin bir çok yerinde saat kuleleri yaptıranda o dur! (izmir,dolmabahçe..),
    hindistan, cava, afganistan, çin, malezya, endonezya, açe, zengibar, orta asya ve japonya ya elçiler ve din adamları gönderen,
    latin amerika ülkeleri ile diplomasiyi başlatan,
    yalova termal kaplıcalarını kurduran, terkos’un sularını istanbul’a taşıtan, bursa’nın bir köyünde bile çeşme yaptırabilen o dur , (sadece istanbul’a 40 çeşme yaptırmıştır),
    sarayında yaptırdığı tiyatroda oyunlar ve opera izleyen,
    sarayda müzik okulu kurduran,çocuklarına piyano çaldırtan,hatta sarayda kızlar bandosu oluşturan,
    kendi elleri ile yaptığı marangozluk eşyalarını hediye etmeyi seven,
    kendisine yapılan bombalı suikast de 26 kişinin ölmesine, 58 kişinin yaralanmasına rağmen ermeni katili affedip avrupa da hafiyelik yapmaya gönderen de o dur.
    doğu türkistan’a gönderdiği askeri yardım ile çinlilere karşı onları örgütleyen, çinin göbeği pekinde hamidiye üniversitesini kurdurtan da,
    beş vakit namazını aksatmadan kılan, hiçbir evrakı abdestsiz imzalamayan (hatta yere bile basmayan[yatağının dibinde teyemmüm tuğlası bulunduruyordu]),
    yeni gemiler alan,toplar(çanakkale savaşımızdaki çoğu top), tüfekler getirten de !
    telefonu avrupa’dan 5 yıl sonra ülkemize getiren de o dur !
    kiliselere, sinagoglara yardım eden (hatta vatikan da kilise yapılmasına bile yardım eden),
    peygamberimize,dinimize veya osmanlıya hakaret içeren oyunları kaldırtan (fransa-ingiltere-roma-abd) (bir piyes için bile alman imparatorunu devreye sokmuştur),
    abd’nin erzurum’da konsolosluk açmasını reddeden, izmir limanına izinsiz giremeye kalkan abd savaş gemisini top ateşine tutturan,
    istanbul boğazı için iki köprü projesi çizdiren (bir tanesi tam bu günkü fatih s.m.köprüsünün bulunduğu mevkidedir),
    darülaceze yaptırıp içine sinagog, kilise ve cami koyduran,
    çocuk hastanesi (şişli etfal[çocuklar] hastanesi) açtıran,
    kendisine “allah’ın belası”diyen namık kemal’i rodos ve sakız adası valiliklerine atayan,parasını cebinden ödediği yerde kabir yaptırtan,
    posta ve telgraf teşkilatını kurduran(sirkeci büyük postane binası..),
    abdülhamit ve abdülmecid (dünyanın ilk torpido atan denizaltısı) adında denizaltılarımızı taşkızak tersanesinde yaptırtan da (üstelik kendi cebinden..),o !
    ilkokulu zorunlu tutan (kız ve erkeklere), ilk kız okullarını açtıran, 15 tane okulda karma eğitime ilk defa gecen,
    öğretmen yetiştirmek için okullar yaptıran (32 tane)(ör.şimdiki adı ile bursa çelebi mehmet okulu), kız öğretmen okullu açan (daarül malumat),
    cami yaptırdığı her köyde birde ilkokul yaptıran (mesela sadece sivas’taki ilkokul sayısı 1637), okuma yazma oranının 5 kat arttıran, (1900 yılında ilkokul sayısı 29.130’u bulmuştu... sadece anadolu da 14 bin ilkokul vardı)
    orta okul (rüşdiye) sayısı 619 çıktı, fransızca dersleri konuldu,
    lise eğitimi için idadiler açan(109 tane), (istanbul erkek-kabataş lisesi..)
    istanbul’da darülfünün (üniversite) açan, dünyanın ilk dişçilik okulunu kuran,
    ayrıca deniz mühendis okulu, askeri tıp okulu (gata’nın atası), kuleli askeri okulu, mekteb-i harbiyeler (harp okulları yani), askeri baytar okulu, kurmay okulu, mekteb-i mülkiye(siyasal bilgiler fak.), mekteb-i tıbbıye-i(marmara ünv.tıp fak.), mekteb-i hukuk, ziraat ve baytar mektebi, hendese-i mülkiye (yüksek mühendis okulu), daarül muallim-i adliye (yüksek adalet okulu), maliye-i mekteb-i ali (yüksek ticaret okulu), ticaret-i bahriye (deniz ticaret okulu), sanayi-i nefise mektebi (güzel sanatlar fak.), hamidiye ticaret mektebi (iktisadi ve ticari ilimler akademisi), aşiret mektebi (osmanlılık fikrini yaymak için), bursa’da ipekböçekçiliği okulu, dilsiz ve âmâ okulu, bağcılık ve aşıcılık okulu, orman ve madencilik okulu, polis okulu onun tarafından kurulmuştur.
    unutmadan bide ankara’da çoban okulu var..

    baskı yapıyor diyerek,o dönemin şartlarını bile düşünmeyen insanların sevmediği... (neden kimse 1925’deki takrir-i sükun kanununu ile bütün muhaliflerin susturulduğunu düşünmez? bu dönemde hükümet veya mahkeme kararıyla pek çok yayın kapatıldı, özellikle sol yayınlar tamamen yeraltına itilmişti. yada ismet inönü döneminde 44 gazete kapama emri verildiğini. yakub kadri’nin “ismet paşa bir polis devleti kurdu dediğini.” düşünmeyiz çünkü o kişilere karşı körü körüne yargılarımız yoktur,

    ingilizlerin oyunu, ittihatçıların tertibi ile “din elden gidiyor!” gibi komik bir gerekçe ile 31 mart vakasına maruz bırakılan, 1895-96’doğu anadolu da ermeniler tarafından kurulmak istenen devleti hamidiye alayları ile bastıran bu sebeple fransız tarihçi tarafından kızıl sultan diye isimlendirilen, sultan ii. abdülhamid han

    belki de gerçekten suçluydu, kötü bir insandı çünkü osmanlı topraklarında petrol araması yaptırıp 65 yerde petrol buldurması,bunun üzerine musul topraklarını şahsi parasıyla alıp sömürgecilerin eline geçmesine mani olması..
    yada yahudilerin 5 milyon altın teklifine rağmen filistine yerleşmelerine izin vermemesi(tahtan indirildikten sadece 8 yıl sonra emellerine kavuşacaklardır),vatan hainliğidir,

    ne bileyim; 240 üyeli osmanlı meclisine 140 türk vatandaşı sokmayı beceren ittihatçıları dinlemeyip meclisi kapaması,
    baskı yaparak devletin ömrünü 30-40 yıl uzatması böylece o yıllarda daha genç bir subay olan mustafa kemal’ın türk milletinin kaderinde rol almasına vesile olması suçtu ?

    *


    (efruz - 9 Eylül 2007 19:10)

  • comment image

    osmanlı devleti'ni en güçsüz zamanında siyasi dehası sayesinde 33 yıl ayakta tutmayı başaran, yabancıların çok büyük paralar önererek yaptıkları toprak satın alma tekliflerini geri çevirmeyi bilen, türklük bilincine sahip, tüm bu özelliklerine rağmen haksız bir şekilde bazıları tarafından kızıl sultan diye anılan osmanlı padişahı. abdülhamid'i baskıcı olarak anarken o dönemin şartlarını göz önüne almak çok yerinde bir davranış olur.


    (toprak - 25 Kasım 2002 21:52)

  • comment image

    34. osmanlı pâdişâhı ve 99. islâm halîfesi sıfatlarını taşıyan meşhur hükümdar. gençliğe yanlış olarak tanıtıldı. ilme, fenne, sanayi ve ticarete kısacası insanlığa bıraktığı eserlerini insafla görenler, hakkındaki kuru-sıkılara inanmaz.

    önce, bir sene beş ay devlet idâresine karıştırılmadı. memleketi sadrazam mithat paşa ve arkadaşları idâre etti. bunlar, 24 nisan 1877 günü rus harbine sebep oldular. mâlî 1293 senesine rastladığı için (93 harbi) denilmektedir. 93 harbi edirne mütârekesine kadar dokuz ay sürdü. müşir [mareşal] yaptıkları süleyman paşa, şıpka geçidinde büyük gaflet yaparak, en seçkin türk birliklerinin harcanmasına sebep oldu. bu hezîmete kahramanlık denilerek, başkumandan yapıldı. fakat, filibe'ye ve oradan edirne'ye kaçtı. edirne'de de tutunamayıp mütâreke istedi. mütâreke abdülhamîd'in, kraliçe viktorya'ya çektiği telgraf üzerine mümkün olabildi. ruslar ve bulgarlar, onbinlerce türk kadın ve çocuğunu kestiler. bir milyondan fazla türk, bulgaristan'dan, istanbul'a göç etti. o zaman rusya'nın nüfûsu doksan, osmanlıların ise altmışdört milyondu. abdülhamid, fâciâları görünce, edirne mütârekesinden onüç gün sonra, 13 şubat 1878'de meclis-i mebûsân'ı kapattı. devlet idâresini eline aldı. mebusların ancak yüzde kırkı türktü. bu parlamento devâm etseydi, osmanlı devleti, dahâ o zaman parçalanacaktı. ikinci abdülhamid'in ilk ve büyük başarısı, bu felâketi görmesi ve önlemesi oldu.

    osmânlılara imzâlatdırılan 3 mart 1878 ayastefanos [yeşilköy] anlaşmasını abdülhamid bir türlü hazmedemedi. dâhiyâne bir kurnazlıkla 4 hazîran 1878 de ingiltere ile gizlice anlaştı. kıbrıs adasının idâresini ingiltere'ye bıraktı. adanın gelirleri her yıl istanbul'a yollanacak, ada osmanlı imparatorluğu'nun bir parçası kalacaktı. buna karşılık, ingiltere ayastefanos anlaşmasının türkiye lehine değiştirilmesine yardım edecekdi. böylece, berlin anlaşması, 13 temmuz 1878 de imzâlanarak, topraklarımızın çoğu geri alındı. bu harpte, para tazmînâtı çok ağır oldu. abdülhamid, buna da dâhiyâne çâre buldu. 1881'de düyûn-i umûmiyye idâresi kurarak, borçları, ikiyüzelliiki milyondan, yüzaltı milyon'a indirdi. bu büyük başarısı, memlekete unutulmaz bir hizmet oldu. büyük devletlerin bütün baskılarına rağmen, abdülhamid, berlin anlaşmasının, anadolu'nun doğusunda ermenilere muhtâriyet veren maddesini hiç tatbik etmedi. mithat paşa ve arkadaşları, rusya'nın harp açmasına sebep oldu. bütün rumeli ve anadolu'nun büyük kısmı rusya'nın eline geçti. dâhilî işler, masonların elinde kaldı. alman târîhçisi, hans kramer, (ondokuzuncu yüzyıl) adındaki büyük tarih kitabının üçüncü cildi, yirmialtıncı sayfasında (dessen klugen bruder abdülhamîd ii) beşinci murat'ın akıllı kardeşi, diye övdüğü ikinci abdülhamid, memleketin felâkete götürüldüğünü, paşaların, mason uşağı olduklarını görerek, meclisi kapattı. irâde-i seniyye ve meclis-i vükelâ [bakanlar kurulu] karârı ile meclis-i mebûsan tatil edildi. meşrûtiyet ve bunu sağlıyan doksanüç (93) kânûn-i esâsîsi [anayasası] ilgâ edilmedi, yani yürürlükten kaldırılmadı. bu anayasa 1908 de ikinci meşrûtiyetin îlânına kadar devâm etmiştir. abdülhamîd, âyân üyelerinin [senatörlerin] vazîfelerine de son vermedi. yaşıyanları, 1908 millet meclisine dâhil oldular. millet 31 sene barış, bolluk, ucuzluk ve huzur içinde yaşadı.

    okullar, hastaneler, yollar, çeşmeler, viyana'dan başka bir yerde eşi bulunmıyan modern bir tıp fakültesi yaptırdı. mekteb-i mülkiye'yi yaptırdı. hukûk mektebi ve dîvân-ı muhâsebâtı [sayıştay] kurdu ve beyoğlu kadın hastanesini yaptırdı. güzel sanatlar akademisi, yüksek ticâret mektebi, yüksek mühendis mektebi ve yatılı kız lisesi açıldı. terkos suyunu istanbula getirtti ve mülkiye lisesini açtı. alman imparatöru istanbul'a gelip, sultanahmed meydanında alman çeşmesi yapıldı. bursada ipekçilik mektebini yaptırdı. halkalı ziraat ve baytar mektebi ve kâğıthâne'de bir poligon kurdurdu. bursa demiryolunu ve aşîret mektebini yaptırdı. üsküdar lisesi ve rüşdiye mektebleri ve yeni postâne binâsı ve osmânlı bankası ile reji binâlarını ve (yafa-kudüs) demiryolu ile ankara demiryolu yapıldı. hamîdiyye kâğıd fabrikası, kadıköy havagazı fabrikası ve beyrut limanı rıhtımını yaptırdı. osmânlı sigorta şirketi ve küçüksu barajı ve (manastır-selânik) demiryolu yapıldı. (şâm-horan) demiryolu ve (eskişehir-kütahya) demiryolu yapıldı. hamîdiye yüksek ticâret mektebi ve (galata-tophâne) rıhtımı, dolmabahçe saat kulesi yapıldı. (beyrut-şâm) demiryolu, dâr-ül-aceze binâsı, mum fabrikası, (afyon-konya) demiryolu, sakız limanı rıhtımı, şimdiki istanbul lisesi binâsı, (istanbul-selânik) demiryolu yapıldı. ereğli kömür ocakları çalıştırıldı. tuna nehrinde demirkapı kanalını, kapalıçarşı tamirini yaptırdı. yunan zaferini kazandı. akl hastanesini yaptırdı. şişli'de hamîdiye etfal hastânesini yaptırdı. medîne'ye kadar telgraf hattı yaptırdı. hamîdiye hicaz demiryolu zerka'ya kadar işledi. kâğıthâne'deki hamîdiye suyu yapıldı. yeni balıkhâne, haydarpaşa rıhtımı, maden arama mektebi, şam'da tıbbiyye-i mülkiyye yapıldı. haydarpaşa'da askerî tıbbiyye mekteb-i şâhânesi açıldı. dilsiz ve sağırlar mektebi açıldı. libya bingâzî'ye telgraf hattı yapıldı. (istanbul-köstence) kablosu döşendi. haydarpaşa istasyonu binâsı yapıldı. beşiktaş tepesindeki yıldız sarayını ve önündeki câmiyi yaptırdı. velhâsıl avrupa'da yapılan yeniliklerin hepsini en modern şekilde memlekette yaptırdı. ne yazık ki, 1908'de tahttan indirilince, bütün bu ilerlemeler durdu ve memleket kana boyandı. abdülhamid, (istanbul-eskişehir-ankara) ve (eskişehir-adana-bağdat) ve (adana-şam-medîne) demiryollarını yaptırdığı zaman, başka memleketlerde bu kadar demiryolu yoktu. fen ve edebiyat üzerinde çok kitâp bastırdı. köylere kadar kurslar açtırdı. parasız kitaplar gönderdi. harb gücünü kaybetmiş olan eski gemileri haliç'e çekip, avrupa'da yeni yapılan üstün vasıflı kruvazörler, zırhlılar ile donanmayı kuvvetlendirdi. yunan isyânı olduğu zaman, ethem paşa kumandasında gönderdiği askeri, kendisi saraydan telgrafla idâre ediyordu. askeri yirmidört saatte ünlü termopil geçidini aşıp, atina'ya girdi. bütün avrupa komutanları buna şaşırdı. çünki, alman kurmayları, osmanlı ordusu, termopil'i altı ayda geçemez diye rapor vermişdi.

    merkezi selânik'te bulunan üçüncü ordunun bazı subayları, ingiliz ajanları tarafından bol para ve makam vaadleri ile aldatıldı. 7 temmuz'da bölge kumandanı şemsi paşa, teğmen âtıf tarafından vuruldu. ellerinde ingiliz, fransız silâhları bulunan hareket ordusu istanbul'a yürüdü. abdülhamid, asker ve halkın kanı dökülmesin diyerek devleti bu eşkiyâya teslim ederek fâciâ ve felâketlere sebep oldu.

    23 temmuz 1908'de ikinci meşrûtiyet îlân edildi. silâh baskısı altında seçim yapıldı. aralık'ta meclis açıldı. bununla, devletin idâresi, ehliyetsiz, tecrübesiz ellere geçti. ingilizlerin hazırladığı fâciâlar tekrar başladı. 5 ekim 1908'de, bulgaristan prensliği, krallığını îlân ederek, osmanlılardan ayrıldı. yine o târihte, avusturya, bosna-herseki ilhâk etti. yunanistan da baş kaldırıp, beş sene sonra girit'i ilhâk etti. 14 nisan 1909'da, adana'da ermeni ihtilâli oldu. türklerin mallarına, canlarına, ırzlarına saldırdılar. 1850 türkü öldürdüler. ittihatçılar buna da seyirci kaldılar. halk, onyedibin ermeniyi öldürüp isyânı bizzat kendisi bastırdı. ittihatçılar, avrupalılara şirin görünmek için yüzlerce müslümanı kestiler, astılar. bu zulümleri, o zaman adana vâlisi olan meşhur cemal paşa yaptı. dâhiliye nâzırı talat paşanın takdîrine kavuştu. bu hâdiseler dolayısiyla ittihatçılar da 1914'te meclisi kapattı. abdülhamid'e hak vermek zorunda kaldılar.

    ebüzziyâ takviminin 19 şubat 1945 pazartesi yaprağında şöyle diyor:

    (meşrûtiyetin başlangıcı, memleketimiz için büyük felâket ve ziyanlara sebep oldu. çünki 1911'de trablusgarp italyanlara bırakıldı. 1912'de balkan harbi bozgunu oldu. iki büyük kıt’a ile ilişiğimiz kesildi. afrika'da birmilyonikiyüzbin kilometre kare, rumelide ikiyüzelli bin kilometre kare yerimiz elden gitti. birinci cihan harbinde de birmilyon kilometre kareden fazla toprak kayboldu. koca imparatorluk yağma edildi. bu felâketlere, ittihâd ve terakkînin, gâfil, câhil, fırkacı, inatçı, bölücü idâresi sebep oldu.)
    birinci dünya savaşına osmanlılar üç milyon askerle katıldı. bir milyon insanımız zayi oldu. bunun dörtyüzbini cephede şehid oldu. müttefiklerimizin mevcûdu yirmiüç milyon olup, onbeşbuçuk milyon zayiâtımız oldu. bunun üçbuçukmilyonu cebhede öldü. düşmân orduları mevcûdu, kırküç milyon idi. bunların yirmiüç milyonu zâyi oldu. yalnız beşbuçuk milyonu cephede öldü.

    abdülhamid'in kansız ve huzur içinde geçen idâresinden sonra memleket, siyâsî idâmlar, suikastler ülkesi oldu. çok kimseleri idam ettiler. birbirlerini, hattâ kendi başkumandanları olan mahmut şevket paşa'yı da dört aylık sadrâzam iken 11 hazîran 1913'te kendileri öldürdü. yerine getirilen mısır prensi sait halim paşa'nın 3 sene, 7 ay ve 23 günlük ve bunun yerine gelen talat paşanın birbuçuk senelik sadâret zamanlarında, memleket karma karışık oldu. herkes, ölüm, hapis korkusu içindeydi. can, mal ve nâmus emniyeti kalmadı.

    1911'de arnavut isyânı oldu. mahmut şevket paşa büyük kuvvetle önleyemedi. sultan reşad 16 hazîran'da kosova'ya gitti. beşyüzyirmiiki sene önce, dedesinin zafer kazandığı yerde, yüzbin arnavut ile cuma namazı kıldı. huzûru temin etti. mahmut şevket paşanın sekseniki taburla yapamadığını, sultan reşad, bir gövde gösterisi ile temin etti.

    abdülhamid'i tahtından indirenler, sonunda memleketi düşman çizmelerinin altında bırakarak kaçtılar. ilk olarak enver paşa, talat paşa, doktor bahaddin şâkir, doktor nâzım, 30 ekim 1918'de mondros mütârekesini imzaladıktan bir gün sonra, gece yarısı kaçtılar. talat paşa 1921'de kırkdokuz yaşında berlin'de, enver paşa kırk yaşında 1922'de türkistan'da, cemal paşa da 1922'de elli yaşında tiflis'te öldürüldüler.

    kaynaklar: yılmaz öztuna, ismail yağcı, ziyad ebüzziya, ismet miroğlu


    (chocolatier - 27 Kasım 2002 03:40)

  • comment image

    kendi kafalarinda yarattigi sanrilarla dolu secular dunyalarinda kimilerince --her nedense??-- mustafa kemal ataturk dusmani zannedilen osmanli padisahi. birinci dunya savasi'na girmemek icin elinden geleni ardina koymamistir; lakin gunumuzde de sempatizanlari fazlasiyla olan ittihat ve terakki'nin hayalperest liderlerine maglup oldugu icun istediklerini yapamamistir. kitap bilmezmis, edebiyat bilmezmis, bilimden bihabermis??? vay anam vay... cehaletin bu kadarini eisenhower'i sampuan markasi zanneden en dangalak amerikali bile yapmaz diyecem diger dangalaklara hakaret olacak. hamid, sir arthur conan doyle'yi orijinalinden okuyabilen bir insandi-- ve doyle'yi sarayda agirlayip madalyayla sereflendirdigi bilinir. meclis'i kapatmasinin nedenleri ise istanbul'un o donemi dusunulurse anlasilabilir-- zira meclisin yuzde seksenlere varan bolumu imparatorluktan ayrilmaya yeminli gayri muslimlerden olusmaktaydi. ne yapacakti? alin balkanlar, on iki ada, trablusgarp, irak, filistin sizin mi olsun diyecekti? hamid, theodore herzlbasta olmak uzere osmanli'dan toprak isteme curetini gosteren sionistlere kafa tutabilecek kadar da kendine guvenen bir insandi. bugun israil'in bir dedigini iki edemeyen siyasetcileri gorunce hamid'in ozguveni cok daha iyi anlasiliyor. cok kisa bir sure icerisinde irak'a, medine'ye kadar yaptirdigi demiryollari, hastahaneler, universitelerin sayisina ve en onemlisi kalitesine bugun biz ulasabiliyor muyuz?? kuskuludur... kac yildir ankara'dan istanbul'a hizli tren hatti doseyecekler-- o da mafyadan izin alirlarsa. bugun tbmm'ye giren gayrimuslim sayisi hamid donemindeki sayinin binde biri midir?? o da kuskuludur... ama soysuzlugu yuceltmek, sapla samani birbirine karistirmak, gunumuzdeki statukonun, derin devletin en bariz temsilcileri haline gelmis asiretleri hamid'in sucu saymak-- iste asil aci olan budur.

    ozellikle 50'lerden sonra turkiye'de ikinci abdulhamit capinda baska bir basbakan gelmis midir? bence kesinlikle hayirdir bunu cevabi. ama gunu dusunerek gecmise kufretmek uzerine bizden daha iyi bir toplum olmadigi icin red kit okumayi marifet sanan basbakanlari, usaklik etmeyi erdem belleyen darbedarlari, okuzden farki olmayan kukla koyunlari basbakan belledik, disislerinde turkce konusulmasini istemeyen basbakanlari bas taci ettik. abdulhamit ve ataturk'u zit kutuplara koyup bilmemneresinden entellik tasladigini zanneden zihniyeti kiniyorum ikisinin de ruhu sad olsun diyorum.

    stargazer'in uyarisiyla edit: dogrudur; birinci dunya savasi ciktiginda sultan resad iktidarday ki. lakin abdulhamid -ki dusus tarihi 1909'dur (savastan 5 yil once)- savasin kacinilmaz olarak cikacagi sezdigi icin icten ice seviniyordu. kafasindaki plan, avrupa'nin birbirine girmesinden yararlanip imparatorlugu yeniden toparlamakti. yaptigi yeniliklerin muradi da budur.


    (hemingway - 10 Kasım 2003 09:37)

  • comment image

    farklı bir kişiliktir. en azından şunu söylemek illaki şarttır. ülkesi için en iyisini istemiştir. bunu da kendi bildiği yolla yapmıştır. bu yollar tartışmalı da olsa bazıları yanlış da olsa amacı hep ülkesini ayakta tutmak olan bir insan. özellikle eğitim alanında yaptıkları ile tartışılmaz bir biçimde en öne çıkan padişahtır. değişen dünyayı iyi izleyen biri fakat gerek ülkenin peş peşe girdiği savaşlar gerekse batı ile olan bilgi birikimi ve büyük ekonomik, teknolojik farklar nedeni ile yapmış olduğu projelerin başarıları pek parlak olamamıştır.

    abdülhamit'e yapılan eleştiriler daha çok psikolojik yapısına ve yönetimdeki baskıcı tavrına yöneliktir. bu eleştirileri değerlendirirken( ki dönemin muhalifleri belli oranda haklıdırlar), abdulhamit'in hem tahta çıkış şekli ve ortamını iyi analiz etmek hem de dönemin büyük devletlerinin yönetim şekilleri ve uygulamalarını göz önüne almamız şarttır.

    her ne kadar demokrat görüşlü biri olsam da ve ona yöneltilen eleştirilerin bir kısmında (dış politikada bazen dirayet gosterememesi, ordunun zayiflatilmasi, baskıcı yönetim vs.) haklılık payı olduğunu düşünsem de; kendinden önceki bir çok padişaha göre daha girişken, ülkede bir çok ilklere imza atan yada son iki yüz yıldır atalete uğramış ve yeterince ilerleme kaydedememiş önceki yönetimlerin yükü sebebi ile atmak zorunda kalmış, sanatı ve ülkesini seven bir padişah. bu nedenle saygıyı fazlasıyla hak ettiğine inanmaktayım.


    (mutku - 25 Haziran 2015 20:18)

  • comment image

    istanbul'un i$gal, ihtimaline kar$ın eski$ehir'e nakli için teklif getirildiğinde, " ben burada (istanbul beylerbeyi sarayı) kalmayı ve vatana dua etmekle geçirmeyi tercih ederim.. fatih sultan mehmet istanbul'u ku$atınca bizans imparatoru kaçtı mı ki? bana onun bile kabul etmediği sefil bir i$i teklif ediyorsunuz? bu teklife nasıl oluyorda vicdanınız yatıyor ve diliniz varıyor! gerekirse biz de ölürüz, ölürüz de tarihe kaçak diye geçmeyiz!" demi$ büyük insan..


    (mavimor - 9 Eylül 2004 19:30)

  • comment image

    93 harbi ile devletin omurgasını çatlatmış,
    en çok toprak kaybeden padişah ünvanına sahip, (karlofça'da yahut cihan harbinde dahi onun kadar kaybetmeyi başaramadık. )
    ne hazindir ki, asırlar sonra ilk kez bir türk devletinin başkentine düşman ordusu girmiş, moskof istanbul'a ayak basmıştır. bu şerefte! sultan hamid'e nasip olmuş,
    bosna'yı kurşun sıkmadan alaman'a terketmiş,
    kıbrıs’ı ise parayla, 90.000 sterlin karşılığında ingiliz'e satarak, şehit kanlarıyla sulanan vatan toprağını, para için satan hünkar olmuştur.
    kıçını yıkamaktan aciz morlukları sırf sadık diye komutan atayıp, türk ordusunun şerefiyle oynamıştır.
    cennetmekan sultan abdulaziz han'ın yenileyip, dünyanın en büyük 3. donanması yaptığı donanmayı ise, haliç'e zincirleyerek çürütmüştür.

    damga vurduğu istibdat döneminde millet öyle bir hale gelmiştir ki, o dönemi istiklal şairimiz mehmet akif şöyle anlatmıştır;

    ”düşürdün milletin en kahraman evladını ye’se,
    ne mel’unsun ki rahmetler okuttun ruh-i iblis’e.”

    bugün ölümünün 100. yıldönümüdür.
    allah rahmet eylesin, taksiratını affetsin.


    (yafes kagan - 10 Şubat 2018 13:10)

Yorum Kaynak Link : ikinci abdülhamit