yeni bir hülya avşar faciası. kadın isterseye doyamayanlar için.

(biseydicem - 29 Kasım 2006 22:34)

hülya avşar.ın artık ortayaş rolleri üstlenmesi gerektiğini yeniden kanıtlayan dizidir. nasıl ki bir dönem türkan şoray saçlarını iki yandan örerek lise 1.e giden kız rolü oynamakla bu işin olmayacağını bize göstermişti, o hesap...

(parlevuereglulu - 11 Aralık 2006 21:01)

ikinci bahar ve bilumum türk filmi apartması atv dramamsısı. bu işi bora tekay'da kurtaramaz. lakin şu an hülya avşar'ın defolarını toplayamayan yönetmen olarak ince ayar çekilmiş midir diye merak etmiyor değilim. üzülürüm. kıymetlimizdir bora tekay. hiç tanımasak etmesek de, biliriz hani..

son söz: ay yapım'a saygılar. yaprak dökümü nereee, bu neree usta..

(ranini - 11 Aralık 2006 21:02)

komedi diye kendimi zorla gülmeye çalışırken yakaladığım dizi.şöyle bi diyaloğa şahit oldum,belirtmek isterim;

- ya anne sen beni dinlemiyosun
- dinliyorum ya evladımm

ve anında fondan bi gülme efekti patlar.

(bkz: gulme bunda cok derin anlam var)

(tuya - 18 Aralık 2006 22:07)

laco tayfadan beri dinlediğim, hayranı olduğum, babilonlarda çıkan, japonyalara gidip türkiyeyi temsil eden, jazz yapan, laturka yapan hüsnü şenlendiricinin, son zamanlarda çok popüler olması hasebiyle "artık sadece bana kalmayacak" diye üzülüyordum ama herkesçe tanınmaya başlamasından dolayı da hayli seviniyordum ki aman allahım oldum birden

hüsnünün böyle bi yapımda ne işi vardı. hele de adı yaka iğnesi, ailemizin senarist kumkuması birol güvenle anılan bi dizide...

(coldekimumya - 26 Aralık 2006 20:17)

ülkü erakalın'ın yönettiği , safa önal'ın senaryosunu yazdığı 68 yapımı renkli türk filmi. türkan şoray'ın anne, mine mutlu'nun onun kızını canlandırdığı ve esas adamımızın ekrem bora olduğu bu filmde ana kız aynı adama yazılıyorlar. güzel film hımm. türkan şoray'ı nevin akkaya seslendirmiştir bu filmde.

(wunsch vertrauen - 2 Nisan 2007 01:23)

--- spoiler ---
film mine mutlu'nun uludağ'da kaybolması ve donmak üzereyken ekrem bora'nın kulübesinin önünde bayılması ile başlıyor. ekrem bora kayaktan dönüyor. kapıda bayılmış kızı görüyor ve içeri alıyor. kızı donmaktan kurtarmak için nedense sütyeni ve donu da dahil olmak üzere soyuyor. üzerine de ancak göğüsleri ve kalçasını örten ufak bir örtü örtüyor. bacaklarına masaj yaparken kız kendine geliyor.

mine mutlu "ay ne oldu bana" diyor ve cıbıldak cıbıldak yatmaya devam ediyor. salonun bir köşesinde cool tavırlarla oturan ekrem bora'ya asılmaya başlıyor. ekrem bora haydi uyuyalım diyor. mine mutlu nedendir bilinmez tekrar giysilerini giyinmeyi düşünmüyor. cıbıldak halde yatmaya devam ediyor ama takdir edersiniz ki uyuyamıyor. soğuk beyninde farklı merkezleri uyarmıştır. dışarda fırtına vardır. bir ses duyulur. mine mutlu artık örtülü çıplaklığı ile yetinmeyerek bu sefer üstündeki örtüyü de atarak ekrem bora'ya sarılır. ekrem bora hala oralıklı değildir. "ses fırtınadandır, uyuyun" der. ama mine mutlu adama tecavüz etmeye kararlıdır. ekrem bora'ya iyice sarılır. "ilk kez bir odada bir erkekle yalnız kalıyorum" der. (ilk kez bir erkekle bir odada yalnız kalan kızın üzerindeki elbiseleri çıkartıp adama zorla çıplak sarılıp, bırakmaması gerektiği nerden kafasına dank etmiş onu da seyircilere bırakıyor.) sonra kendini çıplak halde yere atar. gerisi malum. artık adam peygamber olsa dayanamaz.
--- spoiler ---

bence dünya sinema literatürüne bir erkeğe tecavüz eden ilk kadın olarak geçmeli mine mutlu.

(mea maxima culpa - 24 Temmuz 2011 22:35)

--- spoiler ---

bazı kadınlar sol göğsünün altında mayın taşır.
ve oraya ilk ayak basan adam, ayağını çekip gitmeye kalkışırsa eğer;
mayın patlar,
kadın dağılır...
adam ölür kadının sol göğsünde..

sonra bir daha kim gelip giderse gitsin sol göğsün altındaki kente, asla aynı etki yaşanmaz.
bir mayın bir defa patlar.
bir kadın, gerçekten bir defa sever.

”bir şiir bir kez yazılır, bir kitap bir kez okunur” gibi çürütülebilir bir tez değildir bu.
bir insan bir kez ölür, türündendir.
hatta düpedüz eşdeğerdir ikisi.

ve sevgilim,
sana gelince; eğer bir gün uğrarsan sol göğsümün altındaki kente...
hüzünlü bir sesle;

"buralar bir zamanlar hep benimdi" diyeceksin kendine...
--- spoiler ---

(blue marine - 12 Nisan 2014 13:07)

dun gecenin ucunde resmen gulmekten katilarak izledigim duygu seli, bir basyapit. neden sonra uyuyakalmisim sabah uyaninca cok uzuldum.

bir enstantane ile filme kisaca deginmek istiyorum:

(uludag'da donmak uzereyken bir doktor^* tarafindan bulunan kolejli kizimiz cirilciplak bedenine sarilmis bi bebek battaniyesiyle somine onunda yatmaktadir. kamera adrenalini artirmak icin kizdan once yerdeki don ve sutyene zoom yapar.)

kiz: nerdeyim ben. cok namusait bir durum bu.
doktor: seni buldugumda donmak uzereydin. su anda ciplaksin cunku giysilerinle kalsan donardin.

(az once urkek bir ifadeyle etrafina bakinan hanim kizimiz kasarlanmis bi ifadeyle hareketler yapmaya baslar -cilve mode on-)

kiz: ah ne tuhaf. gecenin bu saatinda guclu bi iiierkekle disarda cilgincasina firtina varken bir kulubede yalniz kalacagimi kim bilebilirdi ki...

o gece kizla doktor arasinda bisey olmadi ama ilerleyen dakikalarda turkan soray in da isin icine karismasiyla gerilim ve romantizm dozunun tavan yaptigini zannediyorum.

(cassandra - 22 Ocak 2005 19:35)

(bkz: kadın reverse)

(16bg - 8 Şubat 2002 19:30)