2008'e gireceğimiz şu günlerde bile bu filmi izleyip duygulanmak mümkündür.

gelişen teknoloji sayesinde şimdilerde sadece studyo içinde film yapmak oldukça mümkün, hatta bu filmleri tüm dünyaya başarı ile izletmek bile. örnegin 300 filmi. daha öncesi olarak en çok bilinen matrix. saymak bitmez bu filmleri, hepside güzel yapımlar, kötülediğim falan yok ama 1989 yılından kalma bir filmi izlediğimde sinema dünyasında nelerin eksik olabildiğini de görmem oldukça mümkün. eksiklikten ziyade geçmişe özlem duymak belki biraz nostalji yapmak olabilir bu cümle tam olarak.

field of dreams tam olarak kalbe hitap eden ve oldukça duygu yüklü bir film. konusundan ziyade görüntüleri, yönetmenin filmi işleyiş biçimi oldukça başarılı. birde içinde ki muhteşem cümleler, dyaloglar.

john kinsella: is this heaven?
ray kinsella: it's iowa.
john kinsella: iowa? i could have sworn this was heaven.
[john starts to walk away]
ray kinsella: is there a heaven?
john kinsella: oh yeah. it's the place where dreams come true.
[ray looks around, seeing his wife playing with their daughter on the porch]
ray kinsella: maybe this is heaven.

(tutankhom - 24 Aralık 2007 14:23)

how i met your mother'da ismi birden fazla defa geçince merak edip izlediğim film.
kevin costner'ın kevin costner olduğu zamanlarda oynadığı filmler hep ilgimi çekmiştir. bu filmi izlemek için bilgisayarın başına geçtiğimde, filmin içeriği hakkında hiçbir bilgiye sahip değildim. nasıl bir şey izleyeceğimi bilmiyordum. ~100 dakikanın sonunda diyebilirim ki, inanılmaz bir film imiş. bu günden itibaren yılda bir kere mutlaka izlenmesi gereken filmler listeme girmiş durumda.

--- spoiler ---
filmin sonunda; ray'in, babasını sahada gördüğü an filmin en vurucu sahnesi. ne zaman "baba" diyecek diye kıvrandırıyor ekran karşısında. ve en sonunda "baba, oynamak ister misin?" dediğinde aptal bir gülümseme yerleşiyor yüzünüze.

-is there a heaven?
-oh yeah. it's the place where dreams come true.

tek kelimeyle harika.
--- spoiler ---

(the mighty arms of atlas - 29 Aralık 2007 00:49)

şaka maka çekiminin üzerinden tam tamina 20 sene geçmiş olan, holiwud filmleri içerisinde kalbimdeki yeri apayrı olan bir film. benim gibi babasını seven, beyzbol olmasa dahi futbolda aynı hisleri yaşayan bir çocuğun, benim gibi çocukların bu filmden etkilenmemesi kolay degil.. mevzuhatı kısaca anlatalim:

ray kinsella, milletin efendisi olan bir köylüdür.. kasketli, traktörlü, adanali bir kevin kostnerdir.. günlerden bir gün kafayi kirarak sesler duymaya başlar.. "eğer inşa edeceksen gelecek" diye.. tabi ilk başta idrak edemez.. misir tarlasinda ekinini eker.. sonra sanrılar görmeye başlar.. ekin tarlasının içinde beyzbol sahası felan görür ki, inanilmaz şeydir..

ama karısı mükemmel bir insan olduğundan verir desteği ray'e.. imece usulu yerleştirirler beyzbol sahasını.. hop sonrasinda bizdeki çilli mehmet ayarında bir arkadaş, ölü haliyle, geliverir sahaya.. iki top oynarlar falan.. bu sirada borç batağına batmis, ciftligi elinden gider olmuştur.. o sirada yine sesler duyar.. bu kez seslerde "acisini dindir" denmektedir.. bir şekilde bu acısını dindireceği kişinin, 60lardaki kanaat önderlerinden birisi olduğuna karar verir, atlar arabaya gider..

her neyse arada bissuru atraksiyon falan.. en sonunda çok şahane bir şey olur.. filmin hikayesi aşağı yukari boyle..

yarın bir gün büyüyünce, aynı filmin, ayni konseptle türk versiyonunu çekip başına da kocaman "babam'a" yazmak istiyorum.. yalan değil.. böyle ben de urla civarinda bir tarla yapayim, misirimi ekeyim, sonra bir futbol sahası yapayim, baba hakki gelsin, kral metin gelsin, lefter gelsin, can bartu gelsin, babam gelsin.. hep beraber oynayalim top.. açık konuşuyorum, filmden çıkıp da ağlamayana parasını iade ederim..

(azuth - 10 Haziran 2008 23:27)

film amerikan kültürü, özellikle iowa (aka ay-ova) kültürü üzerinde öyle etki yapmistir ki, bu filmden önce övünecek neredeyse hiç bir şeyi olmayan iowa film ile birlikte çoşmuştur.. filmde yer yer geçen "burasi cennet mi? hayir iowa" sözü iowa'nin resmi mottosu olmuş, turistleri tuzağa düşürmüştür..

kilolarca filmde atifta bulunulmuş "eğer yaparsan gelecek" kelimesi amerikan rüyasinin şeysi olmuştur.. bunu aslında uydurdum.. ama olabilir.. neden olmasin?

ayrica benim yakaladigim bir trivia ki, şu meşhur catcher in the rye kitabinda holden caulfield'in sevdigi arkadaslarindan birisinin adi "richard kinsella" dir.. cavdar tarlası çocuklarina, misir tarlasından ince bir selam cakilmistir böylelikle..

(azuth - 10 Haziran 2008 23:32)

john frusciante çalarken, birdenbire torrentine rastgeldiğinizde bile yürek burkan bir film imiş, an itibariyle çok acı bir şekilde anlaşıldı.

çocukken şov tv'de izlediğim anlar aklıma geldi, çok kötü oldum be sözlük. ne güzel günlerdi.

(bkz: nostalji acıların en soylusudur)

(promilius - 29 Ağustos 2008 23:56)

leziz bir film. himym'dan referansla izledikten sonra dedim ki oha, harbi güzelmiş lan film. gazı verip kaçan filmlerden.

(kuzu kuzu me - 16 Şubat 2010 02:32)

içine çeken müzikleri dikkat çeken bu rahatlatıcı filmin şu sahnesi acayip güzeldir: http://1.bp.blogspot.com/…f%20dreams%20blu-ray2.jpg

(yuzuklerin beyefendisi - 20 Ekim 2010 22:49)

kevin costner, ray liotta, james earl jones ve amy madigan'in rol aldigi,oscar`a da aday gosterilmis benim icin herzaman top5te olcak super film..konusu beyzbola dayanmakla beraber hayaller ve umut uzerine oldukca sade ama bir o kadar da etkili..burt lancaster'in kisa ama inanilmaz performansi ise kesinlikle kacirilmamali, saygi duyuyoruz, saygi duyuyoruz..

(cressida - 9 Ekim 2000 16:03)

"allahım lütfen benim de karin gibi bir kızım olsun" diyerek izlediğim film.

(zigo - 29 Kasım 2011 23:56)

günün birinde ansızın babanı ölmeden mezara koyduğun gibi düşlerini de gömdün değil mi, piç, böylece düş kırıklığına uğrama ve mutsuz olma, mutsuzluktan dolayı karın ağrısı çekme şansını da ortadan kaldırdın. hah şimdi ne güzel rahat, konforlu, enikonu huzurlu bir hayatın ucundan tutuyorsun ve aklına düştüğünde neden bir türlü mutluluğun adresine uğramadığını soruyorsun (tamam itiraf edelim, artık soru sorma alışkanlığını da yitirdin, eskisi kadar sık ve ısrarlı sormuyorsun).
temelin amına koyduğundan beri üzerine inşa edecek bir şeyin de kalmadı. zaten gaipten sesler duymamak için bir süre önce kulak zarını aldırmıştın. salı günleri yoklayan vicdanının sesi hariç ses seda çıkmıyor senin cephede.

leylek hikayesini yemeyip, üreme sistemini, saprofit bakterileri ve azot döngüsünü öğrendin öğreneli masumiyete de karnın tok değil mi? sana gülümseyen her maskenin arkasında sıraya girmiş en az on tane yalan olduğuna bahse girebilirsin. sen değişmediğin için değişen insanları suçlamaktan geri kalmıyor, aldanma ve aldatılma korkundan dem vuruyorsun. bu korkuya elindeki son şeymiş gibi sarılıyorsun, dış dünya ile kalan tek iletişim aracın bu. insanları dinliyor, söylediklerini (ve gizlediklerini) duyuyor ama onlara artık inanmıyorsun. iyi bok yiyorsun.

bir süre sonra diyalog ve iletişimi budamak yetmemeye başladı, ağacı kökünden ananı g.tünden deyip köküne kibrit suyunu çalıverdin..."ya tutarsa?" hesabı yaparak. tutturamadın, olduramadın. zaten hiçbir zaman muhasebe işlerinde iyi değildin. iflas bile edemeyecek kadar çulsuz, çaresiz düştün. zerre sikinde olmayan insanların sana acımaya başladıklarını, şu anki rezil halini sürdürebilmen için ellerindeki bozuklukları önüne attıklarını görmeye başlayınca onlardan da kendinden de nefret ettin/ettirdin. baba/anne/sevgili/arkadaş sevgisini çağan ırmak filmlerinden; hayatı diziler, gözbebeklerinin değdiği kitaplar üzerinden yaşayan, kendilerine ait tek bir fikir ve his kırıntısı kalmamış insansıların acıma ve empati duygularını tekmeleye tekmeleye bacakların ağrıdı.

şimdi; çoook zaman sonra bu filmi izledin, yatağında huzursuzca dört dönüyorsun. ne diyeyim, hak etmişsindir. beter ol, beter.

(araliaceae - 7 Aralık 2011 12:24)

(bkz: hayallerde yaşıyor bazı ibneler)

(kisaltma kablosu - 16 Mayıs 2012 13:46)

nedense gozlerimi yasartmis idi izledigimde.

(lhurgoyf - 7 Temmuz 2003 00:59)

mükemmel bir film gerçekten. kevin costner'ın saçma sapan filmlerde oynayıp bıraktığı kötü imaja rağmen bu filmde çok iyi iş çıkarmış. insanın tüylerini diken diken ediyor bir kere o kesin. filmi izleyip etkisine katılmamak mümkün olmasa gerek. 2 kere izledim gene oynasın gene izlerim.

tabi ibişliğimi yaptım gene izlerken ben. bi turk evladına dense böyle bişey -ki daha önce bahsedilmiş zaten- neler olurdu bilemiyorum.

- acısını dindir.
- amnısikeyn !! korktum len kimsin ?
- acısını dindir.
- kimsin olm ? çıksana dışarı artis misin
- oraya git.
- babanın uşağımı var amına koduğum. sen siktir git !
- burayı kurarsan o gelicektir.
- gelmesin kimse istemez. sik kırığı mısın nesin
- eh

edit: ayrıca az önce dolapta bir adet white sox forması buldum ve hemen tepemde bir adet white sox şapkası var. inceden başlasam mı bahçedeki otları temizlemeye diye düşünmüyor değilim.

(thug love - 29 Nisan 2004 00:41)

izlerken insana acaip bir huzur veren müthiş film.

- is this heaven??
- no its iowa...

replikleri beyinime kazınmıştı.

(kennycik - 19 Mayıs 2004 21:53)

gözlerinizde hafif nem suratınızda buruk bir gülümseme bırakan 1989 yapımı sinema şaheseri.

(hawkeye - 10 Temmuz 2014 18:34)

bir filmin posteri bu kadar mi kotu olur?
ben filme sadece bu yuzden sinemada gitmemi$tim, bi de seyrettim ki gercekten cok etkili, ba$arili senaryolu super bi filmmi$.

otur 7

(gotterdamerung - 18 Haziran 2001 08:32)

hayalini gerçekleştirmek için hayal kurmanın gerekli olmadığını, hayal kurmayla hayallerin gerçekleşmeyeceğini, yine de hayal kurmaktan vazgeçmemek gerektiğini anlatan göz yaşartıcı sprey.

(tequila - 21 Aralık 2004 00:56)

bu ne kadar leziz bir filmdir, ne kadar güzel tatlar bırakır insanın beyninde yaaa... hayatta beyzbol izlememiş, kurallarını dahi bilmeyen ben bu filmden neden bu kadar etkilenirim her seferinde...

(molosztash - 19 Mayıs 2005 22:28)

sözlüğümüzde ray kinsella nickli bir üçüncü nesil yazar bulunmasının sebebidir.

(molosztash - 7 Ekim 2005 01:29)

--- spoiler ---
ray kinsela'nın graham'a gel, seni geri götüreyim, sana tekrar beyzbol oynatayım, hayatının dileği gerçek olsun demesi üzerine, graham kinsela'ya hayır diyor, ve bulunduğu muhiti terkedemeyeceğini söylüyor.
bunun üzerine kinsela ama sen sadece 5 dakika beyzbol oynayabildin, bu gerçek bir trajedi diyor, ki bence filmin en güzel repliği;

-hayır, eğer ben 5 dakikalığına doktor olsaydım, o zaman bu gerçek bir trajedi olurdu.
--- spoiler ---

(otcan - 8 Ekim 2005 13:40)