Süre                : 1 Saat 51 dakika
Çıkış Tarihi     : 27 Ekim 1995 Cuma, Yapım Yılı : 1995
Türü                : Drama,Fantazi,Gizemli,Bilim Kurgu,Heyecanlı
Taglar             : albino,elektrik,yalnızlık,zorba,Kaşık
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Caravan Pictures , Daniel Grodnik Productions , Hollywood Pictures
Yönetmen       : Victor Salva (IMDB)
Senarist          : Victor Salva (IMDB)
Oyuncular      : Mary Steenburgen (IMDB)(ekşi), Sean Patrick Flanery (IMDB)(ekşi), Lance Henriksen (IMDB)(ekşi), Jeff Goldblum (IMDB)(ekşi), Brandon Smith (IMDB)(ekşi), Bradford Tatum (IMDB), Susan Tyrrell (IMDB)(ekşi), Missy Crider (IMDB)(ekşi), Ray Wise (IMDB), Esteban Powell (IMDB), Chad Cox (IMDB), Philip Maurice Hayes (IMDB), Tom Tarantini (IMDB), Alex Morris (IMDB), Brady Coleman (IMDB), James Huston (IMDB), Bonnie Gallup (IMDB), Sean Cain (IMDB), David Scott Heck (IMDB), David Perkins (IMDB), Darla Rae (IMDB), Barry Strickland (IMDB)

Powder (~ Harika çocuk) ' Filminin Konusu :
Film, annesine hamileyken yıldırım çarptığı için bembeyaz, kılsız, elektriklenme özelliği ile dünyaya gelmiş dünyanın en zeki çocuğunun hikayesini anlatıyor. Annesi bu olayda ölmüş, babası onu reddetmiştir. Birlikte yaşadığı büyük anne ve büyük babası ölünce, gencin valığı şerif tarafından keşfedilir. Liseye başlatılan ve okula yerleştirilen gence 'PUDRA' lakabı takılır. Pudra, özellikleriyle onları etkilemeye çalıştıkça onlar maalesef ondan korkarlar.


  • "kılları çıkamamasına* rağmen* kirpikliydi."
  • "seneler önce cine 5'te izlemiş, istanbul'da yaşayan, her şimşekte bu filmi hatırlayan bi 100 kişi vardır herhalde."
  • "90'lı yıllarda çocuk olarak bu filmi seyretmiş kişiler için etkileyici bir filmdir. hala da (bana da) öyle gelir. şimdiki hobbitler burun kıvırabilir.imdb puanı haksızlıktır."
  • "hungur hungur aglatan nadir filmlerden biri. sukela."




Facebook Yorumları
  • comment image

    seyrettiğimiz dönemde yeni ergen abaza grubunda olduğumuzdan mıdır, o dönem çıkma teklifi ( o dönemde adı buydu ) ettiğimiz kızlardan aldığımız naniklerden midir nedir garip hezeyanlara sürüklemiş bir filmdi. eleman garip, böle mahlukat muamelesi gören bir gençti ama ilik gibi hatun buna yazıvermişti. ulan amerikada kızlar direk veriomuş, işte kızlar teklif ediyormuş dedikoduları anlamlı olmuştu benim için. allahın karbonat kılıklı herifi bile hatun yapmıştı resmen.

    ehehehehe şaka len şaka. oturduk ağladık bizde. ergende olsak kalbimiz vardı, insandık. duygu seli oldu filmde böle dayanamdık felan. öle hislendiren bir filmdi netice itibariyle.


    (aleysiotakkinardi - 6 Kasım 2007 09:51)

  • comment image

    tema olarak yalnizligi ele almis, yetenekli aktörlerin sürüklediği 95 yapımı film.

    favori oyuncum lanse henriksen, finaldeki tebessümü ile adeta bir moira'ya benzeyen mary steenburgen, şaşkın görünümü ile başka yerde karşılaşılamayacak bir jeff goldblum. müzikler dense jerry goldsmith 90'lı yıllardaki senfonik dokuyu çok iyi yansıtmış. izleyiciyi özdeşim kurulacak sahnelerde adeta sahnenin içine çekiyor. jeremy'nin derin yalnızlığının vurgulandığı sahnelerde usulca araya giren korno insanın yüz hatlarını okşayarak doğrudan ruha erişiyor.

    görüntüler, özellikle dış mekan görüntüleri tıpkı müzik gibi senfonik, donuk pastel renklerden bir anda goya'nın bir tablosuna bakıyormuş hissi uyandırıyor. ben başta john toll sanmıştım, değilmiş, jerzy zielinski'ymiş.

    yalnızlığı, yabancılamayı ve konformizmi reddedişi anlatması bir yana, finalde jeremy'nin şerife söyledikleri ile spinoza'ya reverans yapması ile dahi sabun köpüğü new age filmlerden ayrı bir yere konmayı hak ediyor.

    --- spoiler ---
    lindsey kelloway: what are people like, on the inside?
    powder: inside most people there's a feeling of being separate, separated from everything.
    linsey: and?
    powder: and they're not. they're part of absolutely everyone, and everything.
    ---
    spoiler ---


    (araliaceae - 16 Kasım 2007 05:44)

  • comment image

    etkileyici bir film. hem konusu, hem üzerine kuruldugu felsefesi(bkz: panteizm) hem oyunculuklariyla, müzigiyle. arada bazi sahneleri özellikle cok dokunakli ama jeff amcanin seninle arkadas olalim sahnesi ayri bir vurucu cunku cocuga o zamana kadar hic dokunulmadigini ogrenip, sonra sevgiyle kafasini oksamaya baslamasi ve cocugun o sirada aglamaya baslamasi en yürek burkan sahneydi. hic dokunulmadan büyüyen cocuk olur mu? icim cok fena oldu. bir an bana hic kimsenin dokunmadigi bir hayat düsündüm, cok acaip kötü oldum, gidip anneme sarilasim, basimi oksatasim geldi valla. sözlügün bir taraflarinda bir kere bir cocuk yurdunda gitmis bir yazarin izlenimlerini okumustum, hic sevgi görmemis, hic dokunulmamis ve cok acaip olmus mutsuz cocuklari anlatiyordu. cocuk psikolojisinde, sevgi iletimi konusunda dokunmanin ne kadar önemli oldugunu da orda burda cok okumuslugum var, bir de bu filmde birebir görünce insan cok fena oluyormus. cocuga gidip sarilasim geldi. boyle dokunulmadan, sevilmeden gecen bir hayati allah kimseye yasatmasin, cok fena birsey.


    (iwillshowyouwhatitmeans - 2 Temmuz 2009 04:13)

  • comment image

    seneler sonra seyredildiğinde bile etkileyiciliğinden zerre kaybetmeyen, öte bi film.

    o dehşetengiz pudra (sahi pudra, her dilde pudra mıdır bu kelam) karakterini sean patrick flanery oynamış. adam 65li, 95te 30 yaşındaymış. lise çağındaki çocuğu nasıl oynamış hayret...

    ben bi oylamaya gidiyorum, linki şuraya şeyedeyim: http://www.imdb.com/title/tt0114168/


    (daphne - 22 Haziran 2010 20:15)

  • comment image

    şu anda bulunduğu yeri - en azından sözlükte - kesinlikle hak etmediğini, çok daha ünlü, çok daha kült olması gerektiğini düşündüğüm, çocukluğumda izleyip hayatımda gerçekten büyük iz bırakan bir film...


    (esenboga - 26 Ağustos 2010 15:37)

  • comment image

    powder a yapılan iq testi sonrasında, test sonuçları ile alakalı yapılan görüşmede powder imizin verdiği ayar da takdire şayandır.

    --- spoiler ---

    okul müdürü olduğunu düşündüğüm adam : "test sonuçları şaşırtıcı. sonuçlar o kadar yüksek ki seni derecelendiremedik. görünüşe göre dünyadaki gelmiş geçmiş en zeki insansın. anladın mı?"

    powder : "dünyadaki en zeki insan olduğumu söylüyorsunuz, anlayıp anlamadığımı neden soruyorsunuz?"

    ---
    spoiler ---


    (krmzbn - 16 Şubat 2011 18:06)

  • comment image

    sözlükte tesadüfen az önce bulduğum ve küçükken adını bilmediğim ama en sevdiğim ve ne zaman televizyonda görsem anne koş jeremy var diye bağırıp koltuğa kurulduğum filmdir. şimdi adını da öğrendim mutlu oldum. tam hatırlamadığımdan tekrar izlemek farz oldu.

    hatırladığım kadarıyla çok güzel bir filmdir.


    (whoopee - 3 Mayıs 2011 21:34)

  • comment image

    an itibariyle oturup tekrar izlediğim etkileyici film. imdb oylamasına göre düşük bir puan almış olabilir ama sırf jeremy'*nin güzelliği, ailemizin şerifi lance henriksen'ın ve ailemizin bilim adamı jeff goldblum'um doğallığı için dahi izlenebilir ciğer delen film. "bırakın şu ucubiklerin peşini" diye bağırasım var gece gece, hayır ucubik candır, canandır kimse bilmiyor ona yanıyorum.


    (akbil dengesi bozuk - 21 Eylül 2011 02:19)

  • comment image

    filmi ne zaman izlesem insanları neden sevmek istemediğimi hatırlatan, kendi düşüncesinden ve fikrinden olmayanları nedensiz ve mantık sınırlarının ötesinde dışlayan bağnazlığın terbiyesizliğine iyicene tanık olduğum, kendini ifade edebilme yeteneklerine her ne kadar sahip olabilme lüksüne sahip olabilsekte konuşmak ve dokunmak yerine fiziksel şiddet ve kaba davranışlara başvurarak kendimizi ifade etmekten ne kadar zevk aldığımızı gözlemleyerek tiksindiğim, değişim denen olgunun insanlar üzerinde yaratmış olduğu kontrol edilemez korkunun yaratmış olduğu histeriye üzüldüğüm ve farklı diyerekten sıfatlanarak bir özne olarak kabul etmeyen zümreye duyguları tanımlayabilen ve anlayabilen biri olarak izlemesini önerebileceğim çok güzel sosyal mesajlar veren ender filmlerden birisi.


    (seferyan - 5 Ekim 2011 22:18)

  • comment image

    film boyunca powder'ın zübbe tayfasına lightning bolt çakacağı sahneyi 4 gözle bekledim.fakat böyle bir şey filmin verdiği mesajla son derece zıt olurdu tabi.insanların düşüncelerini okuma,bir nevi içlerini görme yeteneğine sahip ve bu sebeptendir ki sonsuz tevazu ve merhamet hissiyle dolu bir çocuktan bunu yapması beklenemezdi.filmin ana fikri 'eğer siz de benim gibi insanların içini görebilseydiniz dış görünüşün hatta hal ve hareketlerinin bir önemi kalmaz onları severdiniz' dir bence.basketbol sahasındaki çocuğun geçmişini gördükten sonra o piçin yaptığı onca şeye rağmen gidip kurtarmıştır kendisini.bu da filmin ana fikrini yansıtan sahnedir.izlenmelidir.ibretle doldurup taşırır insanı.gerçi 2 gün sonra lisede adını hatırlayamadığımız arkadaş yine 'şişman çocuk' 'gözlüklü kız' oluverir.insan oğlu orospu evladıdır.


    (imperialis - 20 Ocak 2012 09:51)

  • comment image

    1995 yapımı müthiş bir film. powder rolündeki sean patrick flanery'nin müthiş oyunu ve ona eşlik eden abartısız güzel oyunculuklar; victor salva'nın harika yönetimi ve senaryosu beni çok etkiledi. ilk ağızdan yapım yılını söylemek gerekiyor ki şimdiye kadar amerikan sinemasında neler değişmiş görelim. 90'lı yılların amerikan sinemasında filmin içini doldurma, seyirciye az çok bir fikir, bir his aktarma niyeti vardı. şimdi baktığımızda ise bir lunaparkta hissettiklerimize benzer bir hisle ayrılıyoruz sinema salonlarından. böyle bir açılış yapmamın sebebi, powder'la chronicle'ı karşılaştırmak istemem. ilk bakışta benzerlikleri yok gibi dursa da bence sinemanın nereye doğru gittiğini açık seçik ortaya koyuyor bu iki film. powder'daki olağanüstü yetenekleri olan genç karakter üzerinden; yalnızlık, ırkçılık, insani vasıfların yok oluşu, insanoğlunun doğadan kopması gibi bir çok konunun ele alındığını görüyorum; film bittikten sonra zihnimde kalanlar beni mutlu kılıyor. oysa bir anda olağanüstü yetenekler kazanan bir kaç gencin anlatıldığı chronicle filmine ya da diğer kahraman filmlerine baktığımda, bu yetenekler sahiplerine güç ile birlikte içi boş bir kibir ve kötülük getiriyor. aslında büyük güç sahibi herkesin zamanla kötüleşeceğini öngörmek zor olmasa gerek, bu bakımdan her ne kadar uçuk olsa da chronicle, powder'a göre insanlığın doğasına daha uygun görünüyor; ama benim derdim 90'lardan bu yana, özellikle 2000'lerde, sinemadaki seçimlerin insanlığın idealinden uzaklaşıp eğlendirmeye, düşünce değil coşku yaratmaya yönelik olması. ne zaman 90'lardan ya da daha eski bir film izlesem, ince ayrıntılarla bezenmiş, dolu bir film izlediğimi düşünüyorum. powder'ın sonundaki sözleri hatırlatırsam derdimi daha iyi anlatmış olurum sanırım:

    donald ripley: "maalesef ki teknolojimiz insanlığımızı ezip geçti."
    powder: albert einstein.
    donald ripley: sana baktığımda düşünüyorum da bir gün belki insanlığımız teknolojiyi geçebilecek.

    entrinin ana çatısından bağımsız ek: neden bilmem powder karakterini fazlasıyla michael jackson'a benzettim: özellikle okula giderken giydiği şapka, gömlek, tişört, kot pantolon bütünü ve karakterin rengi beni bu düşünceye sevketti.


    (dilmacevirmen - 5 Haziran 2012 22:49)

  • comment image

    dandik gibi gözüken harika 90'lar filmlerinden.
    bir iki albert einstein aforizmaları ile desteklenerek de şahane bir konuya parmak basıyor.
    ve filmdeki kızın dediği gibi jeremy hakikaten de, "hayatımda gördüğüm en güzel yüze sahip kişi".


    (pasif laura - 17 Temmuz 2012 16:19)

  • comment image

    90'lı yıllarda çocuk olarak bu filmi seyretmiş kişiler için etkileyici bir filmdir. hala da (bana da) öyle gelir. şimdiki hobbitler burun kıvırabilir.
    imdb puanı haksızlıktır.


    (seerlomlan - 1 Ocak 2013 19:03)

  • comment image

    filmdeki adı jeremy idi bu çocuğun. kaderi de sonu da eddie vedder'ın yazdığı gibi olmuştu. herkesin onunla dalga geçmesini, tüm olayın film olmasına bağlıyorum zira çok yetenekli ve karizması olan bi çocuktu. buradan da görülebileceği üzere rahatlıkla herhangi bir smashing pumpkins klibinde oynayabilecek tipi vardı.. türkiye'de bile olsa kızlar paralardı o çocuğu.


    (ketchup - 23 Mart 2004 21:52)

  • comment image

    powder, bi film abisi. psikokinetik yetenekleri olan albino çeşitlisi gençten bir arkadaşımızın başından geçen olayları izlememize imkân veriyor, eğer gönül edersen.

    zamanında gösterime girdiğinde izleyememiş, sadece trailer den gördüğüm kadarıyla yetinmiş heyecan içinde kalmıştım. sonra bi ara atv yayınladı, ne de iyi oldu, izledim, beğendim. "iyi ki merak etmişim lan bu filmi hahahey" dedim gizli gizli. sonuçta bağırarak da söylesem farketmezdi; ewde yalnızdım.


    (cyrano - 9 Kasım 1999 22:04)

  • comment image

    lakin çocuğun dışlanması, ve ilk başlarda karanlık oda'da çocuğu bulmaları bölümleri güzeldi. çocuğa iş atan kıza da uyuzum; "nerede ulan böyle kız" şiddetinde tavırlıyım. hastalıklı diye arkasından olmadık dedikodular çıkarır, global maymun yaparlar insanı. o yüzden de film hatalarla doludur.


    (cyrano - 9 Kasım 1999 22:12)

Yorum Kaynak Link : powder