frank sinatra'nın muthiş şarkısı.
sözlerini de yazsam da tam olsa mı ?
e hadi olsun bakalım

she's a fool and don't i know it?
but a fool can have her charms
i'm in love and don't i show it?
like a babe in arms

love's the same old sad sensation
lately, i've not slept a wink
since this silly situation
has me on the blink

i'm wild again, beguiled again
a simpering, whimpering child again
bewitched, bothered, and bewildered am i

couldn't sleep, wouldn't sleep
then love came and told me i shouldn't sleep
bewitched, bothered, and bewildered am i

lost my heart, but what of it?
she is cold, i agree
she might laugh, but i love it
although the laugh's on me

i'll sing to her, bring spring to her
and long for the day when i'll cling to her
bewitched, bothered and bewildered am i

(antichrist - 6 Kasım 2002 04:31)

uyguladığı özletme politikasını tasvip etmediğim bişi. anlatmayı dinlemeyi, gıtgıtgıdak gülüşünü özlediğim seminerden tiyatroya koşan entel tavuğum. tez zamanda kendisiyle modada wafflelar eşliğinde dedikodunun dibine vurmak istiyorum. duysun artık feryadımı... ^*

(felidae - 24 Şubat 2004 23:46)

70'lerde cocuk olanlarin pokemon'larla buyuyen 90'li cocuklara gore daha guzel bir cocukluk gecirdiklerini anlamalarini saglayan dizi. 1964-1972 tarihleri arasinda 254 bolum cekilmis yarim saatlik komedi dizisi. ilk iki senesi siyah beyaz cekildi ancak 80'lerde renklendirildi, kendinden renkli olan bolumler gibi durmuyorlar. samantha'nin kocasi rolundeki dick york film cekiminde hasar gormus omurgasi yuzunden neredeyse yataga bagimli hale geldigi icin rolunu dick sargent'a devretti. bir kac sene once bir kac ay icin trt3'de tekrar yayinlandi.

(vinyl - 27 Eylül 2004 12:40)

sabırsızlıkla beklerdim yayınlanmasını, bana olağanüstü güzel gelirdi. cadı olup tüm dünyayı güzelleştirmekle ilgili bir sürü hayal kurardım. güzelleştirmek dediysem, her yer çim, her yer çiçek, ağaç ve her ağaçta salıncak. sallanmak için sıra bekleme derdi yok yani. o yaşta bir minik için dünya ancak böyle güzelleşirdi. introsuna rastlayınca bir fena olmadım değil, ben baya baya yaşlanmışım ya hu.

(mjorate - 16 Temmuz 2017 13:22)

yamulmuyorsam yeandoo jung'un 8.istanbul bienali'nde sergilenen fotoğraf serisinin adı.
(bkz: gereksiz ayrintilari hatirlama sendromu)

(insane delusion - 21 Mart 2005 19:02)

yeni versiyonu uzmus bir film olmus. oyuncular, ismen iyi olsa da, bir turlu kimya, biyoloji ve/veya vatandaslik bilgisi tutmamis filmde. will ferrel her filmde ayni komikligin pesinde, bir stereotype olma yolunda hizla ilerlemekte. nicole kidman kisisi ise, her zamanki gibi guzel, lakin kendisine pek yakismayan romantik komedide siritmakta. normalde, "yine de gidin gorun" derdim, ama bendeniz gibi her vizyona giren filme gitmek gibi bir isteginiz yoksa uzak durmanizda fayda var efendim. hem bakin, yan sinemada bir batman begins olsun, ne bileyim bir mr and mrs smith olsun, hatta eger oynuyorsa bir cinderella man var, onlara gidin... ha yok, film onemli degil, biz zaten yiyismeye geldik diyorsaniz, hayvansiniz, edepsizsiniz... ayip lan...

(bkz: yalnizim dostlarim yalnizim yalniz)

(kazamm - 25 Haziran 2005 10:54)

sanırım senaristleri arasında şöyle bir diyalog geçmiş

- e abi bitti bu senaryo
- ne güzel, hayırlı olsun. şampanya?
- ya iyi de, bi bok olmadı
- bak güzelim sen yenisin bu alemde. uyarlama çekiyoruz.
- ne alaka
- yani bişey olmasına gerek yok. nasıl olsa eskisinin sevenleri izleyecekler bunu da, kasma kendini
- vay babayn

(nosferatu - 29 Ağustos 2005 22:37)

nicole kidman'in burnunu oynatışı haricinde hiç bir şey olmayan film...

--- spoiler ---
bi kere dank diye başlıyor film... ilk sahnede kızımızın normal insan olmak, cadı özelliklerini kullanmadan yaşamak, sevmek sevilmek istediğini anlıyoruz... baba michael caine de kızını ikna etmeye çalışıyor falan...

tamam da... ee kız nereden geldi, ne diye bu kararı verdi, nasıl bir hayatı vardı, geçmişi ya da dünyaya gelmeden önceki hali neydi nasıldı, tek sahne tek kelime yok... hadi bunları geçiyoruz, cadısın bir sürü süper yeteneğin var, nasıl hala birçok şeyde ilk kez insanlar arasına çıkmış nell gibi davranabiliyorsun? film boyunca "neyse belki daha sonra flashback falan olacak ve açıklığa kavuşacak" diyorsunuz da.. film bitiyor salakça...

sana "rol yapacaksın" diyor adam... sen kalkıp her kelimesini ciddiye alıyorsun.. hadi rol'ün, dizi'nin ne olduğunu bilmiyorsun, kitaptan da mı okuyamıyorsun...
--- spoiler ---

fazlaca aptallaştırılmış bir karakter haline getirilmiş ve başarılı bi şekilde gayet itici olmuş tatlı cadı... tebrik ediyorum...

bu yüzden filmin izlenilebilirliği iyice azalmış... sonuç olarak çok berbat bi uyarlama olmuş...

geç bi saatte sirena'da, patlamış mısır + kola eşliğinde uykulu uykulu izlemiştik...
aslında düşünüyorum da, filme harcanan zamana yazık olmuş, yapacak daha güzel şeyler bulabilirmişiz... ^*

(holy diver - 30 Ağustos 2005 12:12)

büyülemek, büyülenmek anlamında etken/edilgen olarak kullanılabilen bir eylemin geçmiş hali. örneğin tim burton'un çektiği the sleepy hollow'da ichabod crane rolündeki johnny depp, christina ricci tarafından canlandırılan katrina anne van tassel'e "you bewitched me" der. bu hem bana büyü yaptın, hem de güzelliğinle beni büyüledin anlamına gelen bir pun olur böylelikle. kaldı ki, her iki karakterin de annesinin cadı kökenli olması, olaya ayrı bir boyut katar. sözcük, wicca ve witch'ten türemiştir.

(jazzbass - 13 Ocak 2002 15:44)

dizideki hemen hemen herkesin bugun hayattan gocup gitmis olmasi nedeniyle izledigimde biraz icimi de urperten, ama cocuklugumu hatirlattigi icin bi yandan da izlerken cok zevk aldigim dizi

(bourbon - 21 Ocak 2002 07:08)