Süre                : 1 Saat 18 dakika
Çıkış Tarihi     : 29 Temmuz 1948 Perşembe, Yapım Yılı : 1948
Türü                : Korku,Heyecanlı
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Ben Stoloff Productions
Yönetmen       : Bernard Vorhaus (IMDB)
Senarist          : Crane Wilbur (IMDB)(ekşi),Muriel Roy Bolton (IMDB),Ian McLellan Hunter (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Turhan Bey (IMDB), Lynn Bari (IMDB), Cathy O'Donnell (IMDB)(ekşi), Richard Carlson (IMDB)(ekşi), Donald Curtis (IMDB)(ekşi), Virginia Gregg (IMDB), Harry Mendoza (IMDB), Norma Varden (IMDB)(ekşi)

The Amazing Mr. X (~ Aaveitten talo) ' Filminin Konusu :
The Amazing Mr. X is a movie starring Turhan Bey, Lynn Bari, and Cathy O'Donnell. On the beach one night, Christine Faber, two years a widow, thinks she hears her late husband Paul calling out of the surf...then meets a tall dark...


  • "emma stone gwen stacy rolündeyken fazla kişinin mary-jane watson karakterini tutacağını zannetmiyorum. yanlış yaptınız hacı mary-jane rolünü emma'ya vermemekle."
  • "kingpin'i asla göremeyeceğime dair sonsuz bir inanç beslemeye başladığım serinin ikinci filmi."
  • "(bkz: çelimsiz spider man vs justin bieber osbourne)"
  • "fragmanını gördükten sonra hangi konsollara çıkacağını merak ettiğim film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    emma stone gwen stacy rolündeyken fazla kişinin mary-jane watson karakterini tutacağını zannetmiyorum. yanlış yaptınız hacı mary-jane rolünü emma'ya vermemekle.


    (koobee24 - 29 Ocak 2013 22:55)

  • comment image

    bilgisayar oyunu gibi durmakta olan film. fragmanı izlerken spiderman oyunu ara videosu izliyor hissine kapıldım. işin içine cgi girdikçe filmler gittikçe kalitesizleşiyor. aynı şey hobbit'in ilk filmi için de geçerli. sam raimi'nin yaşarken kemikleri sızlıyordur.


    (zrl - 5 Aralık 2013 16:07)

  • comment image

    fragmanı beğenmeyenlere annne-teyze dümdüz gidilmiş film.

    işin kötü tarafı bu küfür saatlerdir burada duruyor. demek ki ilgilenen bakan yok.
    artık entry yazmadan önce çok dikkat etmek lazım, her an bir yerlerden bir ergen çıkıp sövebilir. ekşi sözlük'ün geldiği son nokta, emeği geçenlere selam olsun.


    (graveler - 6 Aralık 2013 11:33)

  • comment image

    öncelikle (bkz: #29283815)

    --- spoiler ---

    batman gibi bir karakterde gayet iyi işleyen "kahramanı gerçekçi zeminde, ciddiyetle ele alma" muhabbetinin spidey gibi bir karakterde yapımcıların elinde patlayacağı tespitimi bininci kez tekrar edeyim öncelikle. noir versiyonunda bile espri yapan bir karakterden bahsediyor olmamız bir yana, spider-man'in oluşum hikayesi başlı başına aşırı fantastiktir, bilim kurgudur, tesadüf etkenleri ağırlıktadır. nitekim bu yöntemin her kahramanda uygulanamayacağını man of steel ile nolan'ın kendisi bile anlamışken fanboyların hala fark edememesi biraz şaşırtıcı ve endişe verici: ki bir marvel-sever olarak söylemeliyim ki, dc'nin bile nolan'la işini bitirir bitirmez marvel hamleleriyle yeni ve büyük franchise'ların yolunu açması esas köklü devrimi kimin gerçekleştirdiğini bir kez daha doğruluyor galiba, ama konumuz bu değil.

    bugün apolitik olmakla, teknoloji bağımlılığıyla, asosyallikle suçlanan "y kuşağı"nın fotoğrafını çekebilen filmler, yirmi sene sonra dönüp iki binlere/iki bin onlara baktığımızda daha da değerlenecek. twilight, potansiyelini genç kız romansına harcadığı için bu filmlerden değil. mesela gençleri hedef kitlesine ve merkezine alan harry potter kendi olay örgüsünü o kadar ön planda tutuyor ki, on sekizli yaşlarındaki başkarakterlere bakıp bir kuşak görüntüsü alamıyoruz ağız tadıyla. burada görevini en iyi yapan filmler, seksenlerdeki john hughes'un boşluğunu bugünün mizah anlayışında doldurabildiğini düşündüğüm judd apatow'un superbad'i ve onun akrabaları bence. teknoloji geliştikçe, ulaşmak kolaylaşınca hoyratlaşan/öncelikleri çok değişen çok farklı bir kuşak bu. bundan elli sene önce yazılmış, genç bir süper kahramanın da 2010'lu yıllarda çekilen filmleri bu zorunlu adaptasyondan nasibini alacak işte. sorun, raimi'nin üçlemesini çektiği dönemdeki gençlik algısının bile çok değişmiş olması, marc webb'in hareket alanının aynı anda hem genişleyip hem daralabilmesi belki de.

    çizgi romanda bu "hızlı değişen çağa kahramanları uydurma" zorunluluğu bir "ultimate marvel universe" armağan etmişti bizlere. kısaca, earth-616 dediğimiz orijinal evrendeki tüm karakterleri bugünün dünyasına adapte edip, orijinlerini değiştirerek daha genç ve dinamik serileri sıfırdan başlatma amacı taşıyordu ve ilk kez spidey'de denenmişti. esas seride ben amca'nın ölümünün ardından sürekli bunalımlarıyla yaşayan, çok az gülümseyen aunt may'i enerjik, oturaklı ve çalışkan gwen stacy'i tembel ve uçarı, peter parker'ı farklı açıdan bir "nerd" (birazdan ne demek istediğimi açıklayacağım) olarak yeniden tanıtan bu seride tesadüf etkeni de yoktu ve kötü karakterlerin hepsi, yeni film serisindeki gibi oscorp'a bağlanmıştı. bu ultimate spider-man, webb'in yönettiği yeni serinin kaynaklarının yüzde seksenini oluşturuyor aslında. raimi'nin peter parker kompozisyonu ve oradaki peter-mj ilişkisi, aniden değişen kuşağı sıkabilirdi, ve tüm sinema evreninin baştan bir taze kana ihtiyacı vardı aslında. raimi'nin özellikle ikinci filmini çok sevsem de, reboot fikrini bu yüzden başarılı bulduğumu belirtmem gerek.

    peter parker, bu sefer ergenlik bunalımını "gerçekten" yaşayan bir karakter. herkesten farklı ve kimse onu anlamıyor, ama yaşadığı ruhsal bunalımın hayatına yansıma şekli bizimkinden çok farklı. onu bir örümcek ısırıyor ve gizli bir kimliğe sahip, kimsenin anlayamayacağı gizli bir vigilante kimliğine. içinde bir suç savaşçısı var ve onu bastırmak zorunda. kendi hayaletleriyle boğuşuyor, ama kendine has görünen sorunlarının çoğu aynı zamanda bütün new york'un ve bazen dünyanın da sorunları. dahası, raimi'nin üçlemesinde ve klasik çizgi roman serisinde gördüğümüz nerd temasının yerine gelen bugünün anlayışında bir "inek", andrew garfield'ın peter'ı. yine bilimle çok ilgileniyor ama bir ucube değil, kızlarla iletişim kurabiliyor, kibar, göz temasından yoksun değil mesela. gwen'i elde edişi o kadar zor olmuyor, kendine kızabiliyor, kusursuz değil. yeni üçlemenin getirdiği en iyi ve elzem yeniliklerden biri de ana karakterin kişiliğiyle ilgili bu anlayışı ortadan kaldırabilmesi zaten. adaptasyon sadece oyuncu değişimiyle değil, metinle ve iyi kompozisyonla da sağlanıyor, destekleniyor.
    peter'ın bu serideki esas motivasyonu gwen stacy ise (emma stone, vay arkadaş) 616 evreninden ödünç alınmış, çalışkan ama yine de tıpkı yeni peter gibi erkeklerle iletişim kurabilen bir karakter. temeller güzel yani, tam olarak sevemediğim the amazing spider-man'e şans tanımamın başlıca nedeni de bu temeli çok iyi oturtabilmesiydi zaten. şimdi net olarak ikinci filmle ilgili söyleyeceklerime geçebilirim.

    electro bir villain olarak kağıt üzerinde iyi durabilir, ama filmin en önemli aksiyon sahnelerinde o kadar havalı durmuyor maalesef. dövüşünde bir hantallık var, ama max dillon'ın motivasyonu çok hoş. karakterin taşıdığı çizgi roman sığlığı normal seyirciye mutlaka yüzeysel gelecektir, ama benim için "kimse beni anlamıyür" diyip şehre dehşet saçan bu kötü adam öyküsünü izlemek çok zevkliydi. keşke sarılı kostümünü giyip aralarda maviye dönüşseydi diye hayıflanıyorum sadece, dövüş sahneleri daha dinamik olurdu böylece. mavi tonları bir yerde sonra o kadar ağırlık kazanıyor ki filmde, rahatsızlık duymaya başlıyor insan. ultimate'lerde kingpin'in koruması olarak gördüğümüz karakteri burada sona doğru harry osborn'un yancısı olarak izliyoruz, ama oralarda da ikna edicilikten uzakta. lizard giriş filmi için iyi bir seçimdi, spidey'nin geçmişine eğilmek için fırsat sunuyordu ama electro öyle biri değil, üstelik filmi yapılacak the sinister six'in de bir parçası. ve bu kadar yüzeysel aktarılması, jamie foxx'un max dillon'ını çok beğensem de rahatsız edici.
    paul giamatti'nin rhino'su çeşit olsun diye konmuş, olmasa da hiçbir şey eksiltmezmiş filmden. ki onun olduğu son sahneler the incredibles'ın sonundaki köstebek adam sahnelerini hatırlattı bana. tiananmen şekilli çocuk, desteğini çoğunlukla halktan alan spidey için bile fazlaydı, keşke olmasaydı diyeyim hatta.
    onca kötü karakter arasında en önemli ve serinin geleceğine hizmet eden detaylardan biri de gwen'in ölümü tabii. çizgi romanda, çoğunluğun bildiği üzere köprüden düşerek hayatını kaybeden gwen'in ölümü çok anidir, bir önceki sayfadan tahmin edemezsiniz. burada ise, o ölümü perdeye aktarırken seyirciyi aynı şekilde şoklayabilmeniz pek mümkün değil maalesef. böyle bir şeyi tümüyle "sürpriz" haline getirmek, hem karakterlerin hikayelerini bilen okuyucuların sayısından dolayı, hem de filmin vizyona girişiyle internette yayılacak spoiler'ları düşününce pek akıl karı değil. bu açıdan filmin gwen'i öldürürkenki tavrı benim hoşuma gitti, (daha baştan göndermeler yapmasını kast ediyorum) sahne de* gayet güzeldi. film estetiğine/senaryo matematiğine beklediğimden iyi aktarılmış o meşhur sahne, emma stone'u özleyeceğim.

    ilk filmin en önemli soru işareti "peter'ın babası nasıl öldü?"nün cevabı daha filmin başlarında verilirken yenilerini sorup senaryoyu sürekli yeni kavşaklardan döndürmesi de zarar veriyor filme. richard parker'ın geçmişini öğreniyoruz, spidey electro ile tanışıyor, gwen peter'ı terk ediyor, harry goblin oluyor, electro dönüyor, gwen ölüyor, rhino çıkıyor. bu olayların hiçbirinin tadını tam olarak alamıyoruz, film ihtiyaç duyduğu sadelikten yoksun. bir spider-man 3 olmasa da, genel olarak beğendiğim bu devam filminin en büyük sorununun "sürekli yeni şeyler açıklama ve sorma" derdi olduğunu söyleyeyim. hararet, acele zarar veriyor biraz, ki genel resme baktığımızda franchise oluşturma sevdasında da görüyoruz bu aceleci tavrı. insanlar bu evrene tam ısınamamışken, bu film bile kimi seyirciye fazla gelebilecekken villain odaklı filmler yapmak büyük lüks ve stüdyoya felaket getirebilir. mesela şu an çekilecek bir venom filmini izlemek için pek sebep bulamıyorum ben, raimi'nin üçüncü filmdeki felaket yorumundan sonra.

    "izleme isteği" konusuna girdiğimize göre son tespitleri de yapayım. filmin reklam kampanyası felaketti malumunuz. şu an yaklaşık kırk dakikası yasal olarak internette ve maalesef hayati önem taşıyan tüm olaylar açık edilmiş bunlarda. son sahneye bile fragmanlarda yer vermek hangi kafanın ürünüdür, anlamak mümkün değil.
    ilk üçlemenin üçüncü bölümünde, kirsten dunst'ın mj'inin nedeni belirsiz bir şekilde örümceği terk edişine sinirlenmiştim, filmle ilgili en nefret ettiğim detaylardan biridir bu halen. adam örümcek adam, şehri kurtarıyor ve sen "ilişkimiz yürümüyor" deyip terk edebiliyorsun. ne var ki orada sinirlendiren bu sahne, emma stone, andrew garfield ve marc webb üçlüsünde, bir de motivasyon biraz daha güçlü olunca gerçekçilik kazanıyor bir nebze. inandık, ikna olduk kısaca, ama spider-man'in bile "sınava yoğunlaşacağım, ilişkiye ara verelim" lafıyla yüzüstü bırakılması bir "vay anasını" dedirtmedi değil.

    lafı toparlarsam, the amazing spider-man 2 yeni serinin esas girişi olma görevini yerine getiriyor ama aynı zamanda fazla hararetli, çok büyük oynayan bir film. biraz daha minimal, ayarı tutturulmuş, aynı kalibrede olamayacaksa da en azından raimi'nin spider-man 2'sini örnek alan (michael chabon'un yazdığı spidey filminden bahsediyoruz, kolay mı) devam filmleriyle, akılda tümüyle iyi kalan bir serinin temellerini atmış olması çok mümkün marc webb'in. dilerim öyle olur ve popüler "gerçekçi uyarlama" algısına ters düşmek pahasına bu "hayranları dört köşe etme" hamlelerini daha sık yaparlar. sana puanım yedi kanka.
    ---
    spoiler ---


    (raglegumm - 27 Nisan 2014 00:39)

  • comment image

    --- spoiler ---
    nihayet sinema tarihinde spider-man karakterine ve daha da önemlisi the amazing spider-man çizgi roman serisine yaraşır iki film elde etmiş olduk. peter parker hem tip olarak hem hal tavır olarak çizgi romandakine çok yakın. diğer karakterler de çizgi romanla çok uyumlu.

    spider-man karakterini ve gelecekte vereceği kararları etkileyen en ciddi iki olay olan ben amca'nın ölümünden sonra gwen'in ölümüydü, çok duru aktarılmış. gwen'i öldüğü sırada giydiği kıyafetine kadar orjinal çizgilere sadık tutmuşlar. yapılan değişiklikler de (öldüğü yer vs) hep hikayenin anlatımına katkı sağlamış o yüzden hiçbiri gözüme batmadı.

    genel olarak spider-man'i tüm süper kahramanlardan ayıran özü olan sıradan insan dert tasalarıyla cebelleşmesi filme çok iyi yerleştirilmiş. may halayla çamaşır kavgası, üstünde kostümle kapı açılmadan panikleme anları bile çok güzel. işte spider-man budur. (bkz: işte caz budur)

    sam raimi'nin ilk üç filmde piç ettiği spider-man ruhu yeniden geri gelmiş. içimin yağları eridi valla.

    (bkz: the amazing spider-man/#13306373)
    ---
    spoiler ---


    (ssg - 7 Mayıs 2014 19:28)

  • comment image

    jenerikten yaklaşık 2 dakika sonra x-men* filminin teaserı gösterilen film.

    film görsel şölen sunuyor kesinlikle fekat tobey maguire'ın oynadığı, nasıl diyeyim o içtenliği mi onu alamıyorum. herhalde remake yapımlara olan önyargımdan.

    --- spoiler ---

    neyse aga gwen stacy'nin bu filmde öleceği sıpoylırını aylaar aylar önce almış olsam da bir umut ile yaşamasını bekledim. peter'ın attığı ağa rağmen yere çarpmasına arkamdaki bir kadın "ahh" diye çığlık attı, enteresan bir andı.

    bir de gwen'i kurtarmak için attığı ağın ele benzemesi hoşuma giden bir andı. müzikler fena değildi. fakat örümcek adam kıyafeti içindeyken yaşını yansıtan liseli konuşmaları gerçekçi mi yoksa kötü mü olmuş bilemedim.

    ---
    spoiler ---

    filme dair birkaç not:

    * ilk filme 230.000.000 dolar, bu filme de 200.000.000 harcanmış.
    * film tamamen new york city'de geçiyor. bu, new york'ta çekilen en büyük filmmiş.
    * shailene woodley'in canlandırdığı mary jane watson karakterinin çekilen sahneleri filmden kesilmiş çünkü yapımcılar filmin içinde çok fazla karakterin olacağını düşünmüş ve film serisinin bir düzene göre ilerlemesini istemiş ve gwen stacy'nin film serisi boyunca tek love interest`:anlıyorum fakat çeviremiyorum :/` olmasını istemiş.
    * filmin yönetmeni mark webb, gwen stacy bu filmde kurtulsa da kurtulmasa da demiş ki bazı zamanlar orjinale sadık kalmak gerektiğini düşünüyoruz bazı zamanlar da orjinalden sapmak gerektiğini düşünüyoruz ve bunun dışında emma stone çok yetenekli bir aktris ve onun yanımızda olması hoşumuza gidiyor.
    * goblin rolü için harry karakterinin makyajı 3,5 saat sürmüş. kostümü giydirmek ise 1 saat.
    * örümcek adam karakteri, gwen stacy'nin yolda yürürken onu gözetlediği sahnede gözüken köpek emma stone ile andrew garfield'a aitmiş. geçen sene sahibi olmuşlar.
    * çekilen en uzun örümcek adam filmiymiş.
    * jane levy ile kristen stewart, mary jane karakteri filmden çıkarılmadan önce rol için düşünülmüş. kristen berbat bir seçim olurdu da jane levy için üzüldüm.*
    * canlandırdığı gwen stacy karakteri bu filmde ölmesine rağmen emma stone ile iki filmlik anlaşma daha yapılmış.


    (cam kavanoz - 21 Mayıs 2014 00:44)

  • comment image

    --- spoiler ---

    electro'sundan rhino'suna ne zaman kötü karakter gelip etrafında ne varsa yok etmeye başlasa, şehirde kim varsa toplanıp izlemeye başlıyor polislerin yanında. ulan filmin sonunda sadece 2 dakika görebildiğiimiz rhino etrafına füzeler yolluyor patır patır milletin sikinde değil, öyle izliyorlar. electro desen ortalığın amına koyuyor adeta, millet tezaruhat yapıyor spider-man diye. ulan dışarda maganda kurşunu sesi duyunca pencereden uzaklaşıyoruz biz bir şey olur diye. afedersiniz ama sikerim ben öyle mantığı. tabi bu durum, filmde beni irrite eden onlarca şeyden bir tanesiydi sadece. benim gibi bu tarz filmleri seven ve kaçırmayan birini spider-man den tiksindirdiler ya lan.

    ---
    spoiler ---


    (benim sadik yarim kara kukudur - 12 Ağustos 2014 18:32)

Yorum Kaynak Link : the amazing spider-man 2