• "silent hill, resident evil ve the walking dead'in mikserden geçmiş hali."




Facebook Yorumları
  • comment image

    ps3 versiyonu için söylüyorum; dış mekanlarda bu kadar kötü kaplamaları en son 2005 yılında resident evil 4 çıktığında görmüştüm. tabi o zaman "vay validesini adamlar yapmış" diyorduk. sene 2014 olunca siktir çekiyoruz mecburen.

    yer gök iç içe, çözünürlük çamur... kamera açısı evlere şenlik. karakterin ekranın bir çeyreğini kaplıyor, geri kalan kısımda ne gördüysen gördün.

    tabi burda en içten küfürlerimizi id tech 5'e iletmemiz gerekiyor. rage gibi son yılların en büyük sıçışının ardından aynı naneyi bu oyunda da yemeyi başarmışlar. texture'lar hala gecikiyor. her kapıyı açtığımızda, her ara videoya girdiğimizde önce kaplamaların yüklenmesini bekliyoruz. pc oyunu değil ha bu, bildiğin standart bir donanıma hazırlanmış, konsol oyunu. bu arada ilk defa kasan ps3 oyunu gördüm, o da çok ayrı bir başarı.

    karakter tam bir kalas, hareket animasyonları kalas, dediğim gibi kamera kalas... oyunu karanlık tutmuşlar, zannedersin gerilim artsın diye. yok lan; kaplamaları görme dalga konusu olmasın diye, tembellik işte.

    ilk 3 bölümde ki yaklaşık 70-80 dk falan sürüyor düzgün oynarsan; konu namına zerre birşey yok. ama hiç yok yani; biz kimiz, nerden geldik nereye gidiyoruz, o ayna ne işe yarar, şehir neden harabe oldu, neden resident evil 4 oynuyor gibi hissediyorum 2014'de? (shinji mikami yüzünden olabilir bu sonuncusu)

    bu senenin en büyük hayal kırıklığı olur bu oyun söyleyeyim.

    id tech 5'le herhangi bir oyun yapılması da yasaklansın bence.


    (the angevil - 10 Ekim 2014 14:00)

  • comment image

    diğer versiyonlarda bilmem ama pc versiyonunda çok ciddi bir siyah bar problemi var. hatta o kadar ciddi ki bildiğin monitörün alttan üstten toplamda 3te 2 lik kısmını kaplayan bir siyah bar bu. oynamak için 3te 1 lik bir alan bırakmışlar size. yapımcılar sinematik efekti olsun diye onu öyle şeyettik falan demiş, bak çok samimiyetle sesleniyorum aklını sikeyim birader senin ya. grafiklerin boktanlığını örtmek için yaptık dese daha mantıklı olabilirdi. ya da ne bileyim optimizasyonda sıçtık batırdık dese bu kadar küfür etkisi olmazdı herhalde. evet yarak kürek 2012 grafikleri olmasına rağmen bir de optimizasyon problemi var.

    neyse şu üçte 2 lik siyah bar problemini yaşayan panpalar yaklaşın yamacıma çözümü anlatıyorum;

    -oyuna sağ tık -> özellikler -> hedef bölümünün sonuna bir boşluk ve +com_allowconsole 1 komutunu ekliyoruz.

    yani şöyle bir şey olmalı "d:\program files (x86)\the evil within\evilwithin.exe" +com_allowconsole 1"

    -oyuna girip insert tuşuna basıp console'u açıyoruz.

    -"r_forceaspectratio 1.8" komutunu giriyoruz.(tırnak işaretleri yok)

    sorun büyük ölçüde çözüldü görünüyor ama öyle değil. evet siyah barlar gitti ama bu sefer yanlardan kaybımız var yani sadece görüntü ekrana yaklaştı yani kenarlar ekranın dışına çıktığı için o bölümleri göremiyoruz. bunu düzeltmek için ise;

    -öncelikle cheat engine programını iniriyoruz.

    -daha sonra bu scripti indiriyoruz.

    -oyuna girip alt+tab yapıyoruz.

    -evil within scriptine çift tıkladığımızda zaten cheat engine scripti olduğu için program ile beraber açılıyor. sol üstteki bilgisayar imgesine tıklıyoruz "evilwithin.exe"ye tıklayıp yes diyoruz.

    -hemen aşağıda “enable gameplay fov” tickini aktif ediyoruz.

    -oyuna geri dönüp num tuşlarının hemen yanındaki + ve - tuşlarıyla ekrandan istediğimiz kadar uzaklaşıp kenarları görebiliyoruz.

    böyle yazınca çok uzun karmaşık işmiş görünüyor ama gerçekten iki dakikada yapılabilecek bir iş.

    ha değer mi derseniz bence değer. grafiklerin sikko olması iyi bir survival horror oyunu olmadığı anlamına gelmiyor bilakis gayet de sağlam bir oyun. söylediklerimi yapınca keyif alacaksınız bu oyundan.


    (r e d n e c k - 18 Ekim 2014 00:50)

  • comment image

    ps3 versiyonunda şuan 9. chapter a geldim ve başıma bir iş gelmiyecek ise sevdigim bir oyun olmuştur. ancak ilginç bir kısım var ki, şu an 8 saatlik bir game play zamanına ulaştım, ancak hala daha ne yaptıgımı anlamış degilim. bir ordayım bir burdayım, kafam hafiften dumanlı. neden sevdin o zaman diyorsan, zombie varsa ben varım arkadaş. bir de japonlar sagolsunlar her chaptera bölüm sonu canavarı koymuş gayet de güzel olmuş.

    --- spoiler ---

    bu arada doktor ipnesinin dedigine göre , bu psikopat abi bize öldürek istiyormuş. ulan 8 saatlik game playde adam ile 5 kere karşılaştım ve adam jumper gibi hemen yanında bitiyor ve tek hareketle seni öldürüyor. madem bu dayı bizi öldürmek istiyorda ne diye öldürmedi ne zamandır. hikaye tırt, ancak oyun sürüklüyor.
    ---
    spoiler ---


    (alatras - 18 Ekim 2014 01:29)

  • comment image

    ilk 10 chapter'ı bitirdiğim oyun. ilk başta bu oyun kendini oynatıyor yani kendini oynanış olarak tekrar etmiyor, çok farklı şeyleri deneyebiliyoruz. mekanlar kendini tekrar etmiyor, ani değişimler insanı oyunda tutuyor.
    oyun grafik olarak 360'ta idare eder seviyelerde ancak görsel tasarım yönünden güzel bir oyun onu belirteyim. ışıklandırmalarda atmosferi sağlamlaştırıyor.
    korku hayatta kalma olarak re4'e biraz benziyor ancak çok farklı yönleri var yani 2014 re4 diyip kestirip atılamaz. oyunun hayatta kalma yönü re4'e göre çok gelişmiş ve piyasada böyle hayatta kalma oyunu zor bulunur. oyun ayrıyetten gerçekten zor bazen sinir edici boyutlara ulaşıyor. oyun gözünüzün yaşına bakmadan sizi rahatça öldürüyor baştan söyleyeyim çok öleceksiniz.
    buradaki yorumlar galiba ilk 6-7 chapter bitirilmeden yapılmış çünkü hikaye kendini ilerleyen bölümlerde gösteriyor. biraz sabretmek lazım. sonuç olarak ben oyunu beğendim. tavsiye ederim ama oyun hakikaten zor.


    (sertboy16 - 6 Kasım 2014 01:49)

  • comment image

    resident evil dan çok silent hill'e benzemiş diyenlerin silent hill'i ucundan kıyısından az bir şey oynamış kişiler olduğunu düşünüyorum.

    bütün silent hill serisini oynadım. uzaktan yakından alakası yok lan(özellikle ve özellikle ilk 4 oyun ile) bir kere bu oyun aksiyona dayalı, gerilime değil. silent hill ana karakterleri gibi yarım saatte bir boruyu savurmaktan aciz, iki koşuda yorulan odun baş kahraman yok. bildiğin vurdu muydu deviren, at gibi koşan bir ana karaktere sahibiz. silent hilldeki gibi çaresiz hissetmiyoruz hiç bir şekilde.

    ayrıca oyun resident evil 4 ün her anlamıyla kopyası.

    he ben severim iki seriyi de ama silent hill başkadır. karşılaştırmayın, terbiyesizlik yapmayın, akıllı olun.


    (r e d n e c k - 23 Kasım 2014 12:18)

  • comment image

    sonunda bitirdiğim oyun. bitişini biraz açık bırakmışlar amk, aslında kötü sonla bittiği de söylenebilir. neyse sona sakladığım magnum mermilerinin elimde patlamasına üzüldüm en çok. son boss fight da mermi kullanamıyorsunuz, ok silahı için 5.upgrade'i yapmanızı öneririm ateşli oklar çok kullanışlı oluyor.

    --- spoiler ---

    oyunun sonunda ruvik, leslie'nin bedenini ele geçirip makineden çıkıyor, sebastian uyandıktan sonra leslie'yi giderken görüyor ve ruvik'in dünyasında yaşadığı baş ağrısını yaşıyor. yani bir sequel olacak gibi duruyor.

    ---
    spoiler ---

    bu arada bu oyundaki kutu kafa silent hill serisindeki piramit kafanın çakması değildir de nedir diyerek entarime son veriyorum.


    (idontgiveafuck - 23 Kasım 2014 19:46)

  • comment image

    ne silent hill ne resident evil 4 bu oyun en fazla alan wake'e benziyor dostlar.

    final sonrası edit: şahsımı alan wake'ten daha fazla tırsıtmış oyundur. survival mıdır, horror mudur, ikisi birden midir bilmem ama bu oyunu oynayıp da tırsmayan insan ağır psikopattır net.


    (zeronakamura - 2 Şubat 2015 01:03)

  • comment image

    "resident evil" serisinin yaratıcısı shinji mikami'ye ait, şiddet ve vahşet öğelerinin ağır bastığı survival horror oyunu.

    oyun ps4 başta olmak üzere çeşitli konsollar ve pc için yapılmış. oyunun mekaniği üç aşağı beş yukarı resident evil 4'ten port edilmiş. oyundaki kötü adamların hepsi, baş kötü karakterin anıları doğrultusunda ortaya çıkmış. "şu oyunun çakması" demeden önce bunu bilmekte fayda var.

    oyunun konusu çok orijinal olmasa da muadili oyunlardan farklı bir hikaye işliyor. mikamisan, meslektaşı hideo kojima gibi hollywood filmlerinden etkilenmiş gözüküyor. eser miktarda texas chainsaw massacre ve hostel, aşırı miktarda the cell filmi referans olarak kullanılmış. şiddet öğeleri ayarlardan kapatılabildiği için kısmen de olsa yumuşatılmış bir oyun oynayabiliyorsunuz.

    oyunun zorluğuna gelecek olursak, gerçekten zor bir oyun. sağlam bir gamer veya bu tarz oyunlara aşina değilseniz başlamanızı önermem. oyunda 4 adet zorluk seviyesi var; casual (kolay) ve survival (zor) seviyelerini başlangıçta seçebiliyorsunuz, oyunun diğer seviyeleri ise siz oyunu bitirince ortaya çıkıyor. bu seviyeler nightmare (aşırı zor) ve akumu (en zor) olarak geçiyor. akumu japoncadan türkçeye "karabasan" olarak çevrilebilir, öyle ki düşmanın tek bir dokunuşu bile sizin ölmenize yol açıyor; oyunu aşırı zor bulup controller'ı duvara fırlatan oyuncular bu seviyeyi görene kadar beklesin derim. oyunda ilerlemek ve oyunu bitirmek zor olsa da imkansız da değil, survival horror'ın doğasında olan mevcut cephaneyi doğru zamanda kullanabilmek ve silahları modifiye etmek oyunun kilit noktaları. basit düşmanları kafasından altıpatlar ile vurup, daha dişli düşmanlar ve bölüm sonu canavarları için de patlayıcı özelliği olan silahlar kullanırsanız oyun kendiliğinden bitiyor zaten. ayrıca oyun içinde sürekli verilen ipuçlarını da değerlendirmek gerekli, çoğu zaman kaçmak savaşmaktan daha mantıklı.

    oyunda belli başlı silahların yanında agony crossbolt denilen bir arbalet yani tatar yayı bulunmakta. bu silah yerine göre bir rocket launcher işlevi de görmekte aynı zamanda. attığı okları oyunda etkisiz hale getirdiğiniz tuzaklardan elde ediyorsunuz, ne kadar ekmek o kadar köfte mantığı.

    oyundaki tuzaklardan bazıları kurt kapanı ve harekete duyarlı bomba. harekete duyarlı bombayı etkisiz hale getirmek gerçekten çok sinir bozucu bir durum. kırmızı ve mavi alanların olduğu bir daire içinde, saat yönünde hızlı dönen bir ibreyi mavi bölgeye denk getirmeye çalışıyorsunuz; getiremezseniz boooom! oyunda ilerledikçe mavi alanların daire içindeki boyutu azalıyor, dolayısıyla bombaları etkisiz hale getirmek çok sağlam refleks isteyen bir iş; eğer bu konuda iyi değilseniz bombaları olduğu yerde bırakmanız daha faydalı olur sizin için.

    oyunda sevmediğim iki nokta var.

    birincisi tabii ki kontroller, resident evil 4'teki akıcı kontrollerin bu oyunda esamesi dahi okunmuyor. peygamber sabrı gerek biraz.

    diğer bir olumsuz yön ise grafiklerin kalitesi. ps4 gibi bir teknoloji harikasına pek de yakışmayan grafikler görüyoruz bu oyunda. işin garip yanı, eski bilgisayar ve konsol oyunlarında oyun içi videolar oyun içi grafiklerden 10 gömlek daha büyük olurdu; burada tam tersi bir durum yaşanmış, cutscene'ler sanki giriş seviyesi 3d studio max ile hazırlanmış gibi. konsol için ancak bir remake ile problem çözülebilir, ama pc oyuncuları için resident evil 4'teki gibi grafik yamaları ile grafikler hd hale getirilebilir kanaatindeyim, hacker'ları göreve davet ediyorum!

    özetle, oyun kendinden bekleneni karşılıyor, yeni nesil oyunlar içinde şu ana kadar oynadığım en korkunç oyun belki de. 7.1 ses sistemi veya benim yaptığım gibi ps4 kulaklıkla oynarsanız oyunun içinde gibi hissediyorsunuz kendinizi. yine de altınıza bez bağlamayı da ihmal etmeyin.


    (darktourist - 20 Nisan 2015 17:22)

  • comment image

    (bkz: long way down)

    shinji mikami imzalı, önce kitaplaştırılması, sonra filmleştirilmesi gereken sanat eseri. sebastian castellanos adında orta yaşlı bir dedektifin, içinde yaşadığı dünya ile yüzleşmesini konu alan, fakat belirli öğeleri gizli saklı tutacağız diye protagonist castellanos'yu ruhsuz, duygusuz bir adama çevirdikleri için çok eleştirilmiş bir survival horror'dur kendisi. - ki bahsini geçirdiğim shinji mikami, biohazard'ı yaratmış olan isimdir. genel olarak, karakterlerinde, geçmişi pek deşmemeye çabalaması beklenilecek bir hareket idi; lakin hikayeyi sonuna kadar takip ettiğiniz vakit, neden sebastian castellanos'nun olaylardan bu kadar kopuk olmasına neden olacak ama tepki vermesini engellemeyecek garip bir ruh halinde olduğunu anlamak mümkün. kısacası, anlatmak istediklerini, çok farklı bir frekansta sundukları için biraz acı çektirmişler karaktere.

    hikayenin ilerletilmesi açısından yapılmış seçimler, benim de gözüme battı açıkçası; aynı şeyleri tekrar tekrar yaşıyor olmanın altında yatan mantığı kavrayabiliyorum ama bir noktadan sonra, oyuncunun gözüne sokmak oluyor bu çaba ve bütün atmosferi öldürebiliyor. öte yandan, protagonistin arka planı ile o an yaşadıkları arasında kurması gereken bağlantılar o kadar cılız tutulmuş ki, pek çok insan sebastian'ın neden böyle davrandığını anlamakta güçlük çekmiş ve bu konuda sonuna kadar da haklılar. - juli kidman ve joseph oda ile leslie withers ve marcelo jimenez gibi karakterler işin içine girmeseler, gerçekten sıkıcı olabilirmiş her şey; fakat bu karakterlerin dahi, kendi dünyalarında dolanmaları, hastalığın boyutlarını açığa çıkarmak için iyi bir yöntem olarak yerini almış. muhtemelen bu hikaye içinde aklı başında tek karakter, hikayenin antagonisti, ruvik.

    seslendirme ekibinin arasında arson mount, jennifer carpenter, jackie earle haley ve yuri lowenthal bulunuyor, niceleri ile birlikte. gayet iyi bir takım; keşke, daha fazla replikleri bulunabilseymiş her birinin.

    sonuç olarak, the evil within, shinji mikami'nin yönettiği en derin hikayelerden birisi olarak yerini almıştır ve ardının geleceği, güzelim bir franchise'a dönüşeceğinden şüphemiz bulunmamaktadır. temennimiz, popülizm adı altında, böyle güzel hikayelerin mahvedilmemeleri ve varolan hatalar düzeltilerek, dünya kültür mirasına yeni ve heyecan dolu bir başka hikayecilik örneği daha kazandırılmasıdır.

    (03.12.2014)


    (arcticfur ve elem - 6 Temmuz 2017 23:27)

Yorum Kaynak Link : the evil within