başrolleri colin farrell ve keira knightley'in paylaştığı, 26 kasım gösterim tarihli, eğlenceli abd-ingiliz yapımı film. sanırım yine hayatı sorgulayan bir suç adamı olarak izleyeceğiz colin farrell'i (bkz: in bruges).

http://www.youtube.com/…y6evmp456uy&feature=related

(murgidil - 31 Ekim 2010 11:45)

sadece fragmanına bakarak konuşursak the bodyguard'ın ingiliz versiyonu gibi duruyor. umarım yanılırım.

(noxell - 5 Kasım 2010 21:35)

13.uluslararası randevu istanbul film festivali kapsamında cine majestic'te gösterime girdi. guy ritchie filmlerine benzese de konunun anlatımında eksikler var.konusu bana the punisher filmini anımsattı

(agnes - 25 Aralık 2010 21:52)

müziklerine bayıldığım ağır tempolu film. kötü adam diyalogları güzel olmuş.

(visnekiraz - 29 Aralık 2010 08:34)

iyi düşünülmüş ama kötü çekilmiş film. ritmi bozuktur. bir seferde çok fazla şey yapmaya çalışıyor ama olmuyor.

stephen graham yine başarılıdır. hele bir "you fucking jaffa" der ki, pek hoştur.

(fabian ernst - 20 Mart 2011 22:36)

bir remake gibi.

(bl - 21 Mart 2011 20:35)

cunt lafına ve ingiliz aksanına doyacağınız izlenirliği olan bir film.

(trcreloaded - 22 Mart 2011 01:20)

bu filmin tek cümlelik özeti şudur:

--- spoiler ---

acıma yetime döner koyar götüne

--- spoiler ---

(punkertifo - 22 Mart 2011 23:02)

müzikleri filme göre daha başarılı olan izlenilesi bir film.

(nugnug - 23 Mart 2011 17:23)

özgün karakterlere ve diyaloglara sahip film. bu yılın izlenmesi gereken filmlerinden biri. colin farrell gayet iyi. ray winstone un canlandırdığı karakteri kimileri zorlama bulacaktır ama bence o da fena olmamış. keira knightley ise iyi oyunculuğuna devam ediyor. e daha n'olsun ? kafası hep yüksek olan eleman da filmin bonusu olsun artık. yonetmenin ilk filmi olduğunu da belirteyim.

(xavier - 23 Mart 2011 23:34)

şahsım adına konuşacak olursam, fragmandan "aha işte benim tarzım film." diye oturup hüsran içinde kalktığım film olmuştur. ingiltere'de geçen, mafyavari olayları anlatan, küfür ve argonun, uyuşturu ve seksin ön planda olduğu aksiyon ve komedinin olduğu bir film bekliyordum fakat yönetmen ve senaristler guy ritchie ekolünden "her şeyi kesik kesik yapalım da millet bir bok anlamasın ve beğensin." şeklinde yaklaşım yapmışlar ancak becerememişler. guy ritchie'nin tarzı bu değildi. ayrıca film bana başı sonu ve olayların gidişatı bakımından layer cake'i hatırlattı fena halde.

hatta uyuşturucu işi olsaydı resmen çalıntı diyebilirdim fakat bir tek o işe fazla yüklenilmemiş. idare eder bir film ancak beğeni ile izlenebilecek bir film değil bana göre. her izleyen farklı bakış açısına sahip olabilir tabi ama büyük beklentiler içinde izleyenler özellikle kadroya bakıp da "oha lan süperdir bu." demesinler. beklentileri bırakıp, izlemekte yarar var. abi bir de ingiltere'de geçen bir filmde stephen graham oynatılmasın amına koyim ya. yeter artık bu adamı görmek istemiyorum. kötü oyuncu değil ama gına geldi artık be !

(hayrullah amazingogullari - 24 Mart 2011 01:00)

bazı oturmayan şeyler var filmde.. eh dolayısıyla kurgu-hikaye olduğu kokuyor sürekli.. yani ne bileyim.. içine dalmanın mümkün olmadığı türden. sürekli film olduğunu hatırlatıyor! yapay desem değil.... de kasıtlı bir şeyler, hani tarz olsun diye.
sinmedi içime! ı ıh!

imza: en derin duygulara sahip eleştirmen.

(situasyonist - 24 Mart 2011 23:47)

yönetmenliğini the departed ile oscar kazanan william monahan'ın yaptığı, colin farrell'ı in bruges'deki gibi "x iyiydi de çevresi kötüydü" modunda gördüğümüz, keira knightley'nin aksanı için bile izlenebilecek film.

--- spoiler ---

- how many kids have you got?
- i don't know. three.

--- spoiler ---

(numenorian asilli dol amroth vatandasi - 27 Mart 2011 21:36)

ingiliz ekolü argolu, bol cinayetli, lakin benzerlerine göre vasat film.

--- spoiler ---
başlardaki çarşaflı kadın ve ezan sesini içeren sahneler, londra'nın ne hale geldiğini göstermeye çalışan zorlama sahneler olmuş ve filmin geri kalanıyla alakası yok.
--- spoiler ---

(skipper99 - 1 Nisan 2011 20:45)

amerika, ingiltere ortak yapımı.
başroldeki collin farrell ve keira knightley dışında harry potter serisinden lupin olarak tanıdığımız david thewlis ve yeni gözde dizi camelot'un arthur'u jamie campbell bower'da filmde oynamaktadır.
hikayemize gelince; başlangıçta bazı olaylar kendini belli etse de yine güzel bir sonla bitmiştir film. klasik tarzda anlıyacağınız. müziklerin yerinde kullanımı ve uygun filmlerin seçimi filmde iyi müzik kullanımının önemini gözler önüne sermiştir.
sırf müzikler için bir kez daha izlenebilir.

(ramagic - 5 Nisan 2011 17:46)

izlediklerim içersinde sanırım colin farrel'a ilk defa sempati duyduğum film diyebilirim. kaldı ki ne izlesem diye arşive göz gezdirirken, "baymasa bari" diyordum. ama yine de kitaptan uyarlama bir film olmuş çıkmış. keşke senaryoyu guy ritchie abimize verselerdi de o güzelce bir traşlayıp allayıp pullayıp seyir zevki haline getirseydi. ancak soundtrackleri itibari ile tarafımdan 10 üzerinden 11 i haketmiş bulunmaktadır.

(jockhoon - 10 Nisan 2011 23:22)

fragmanından güzel bir aksiyon diye düşündüğüm ama aslında ağır ilerleyen bir film. colin farrel hayranı olarak sonuna kadar izledim. bi ara uyuduğumu itiraf etmeliyim. keira knightley'e de ne olmuş öyle ya bi deri bi kemik kalmış. fakat müzikler süperdi. normalde film bitince isimler falan geçer ya kapatırım. bu sefer kapatamadım bitene kadar dinledim müziği.

--- spoiler ---

mutlu son yok. çok istedim gitsin los angelesa diye ama olmadı, olamadı. ^**

--- spoiler ---

(citlembikk - 13 Nisan 2011 09:07)

içinde colin farrell varsa koy sepete diyerek izledim pişman olmadım. english-irish aksanlı karanlık filmler için biçilmiş kaftan colin. in bruges'den beri sektirmeden her filmini izledim sanırım. ufaktan fan'i sayılırım. adamın karanlık tarafı çok tanıdık geliyor. kardeş gibi. ingiltere'de doğmam lazımmış benim. ne diyoduk evet film güzel. müzikler, dünyanın götlüğü falan. ama siz izlemeyin sıkılırsınız.

(ya birak ya - 13 Nisan 2011 15:44)

filmin, öyküsü aslında türün artık klişeleşmiş kimi olay örgüsü ve karakterlerini barındırıyor. hapisten çıkıp yeni başlangıç yapmak isteyen bir 'kirli adam', bir şekilde tanıştığı ve aşık olduğu kadın, kendisini ve yaptığı işleri sorgulaması, çektiği vicdan azabı, tüm bırakma çabasına rağmen karşısında yıkılmaz bir duvar gibi duran geçmişi ve yavaş yavaş o malum sona yol alış. tüm kusurlarına karşın izlenilebilir seviyede...

http://hayatimizsinema.blogspot.com/…2010.html#more

(diamant - 18 Nisan 2011 01:39)

"filme gittim, yarısında çıktım" tipi adamlardan hiç olmadım.

ancak bu sene sonuna kadar izlemeye dayanamadığım ikinci film. ^*

ingiliz aksanı bile kurtaramamış.

(moirabathory - 22 Nisan 2011 12:22)