Süre                : 2 Saat 23 dakika
Çıkış Tarihi     : 04 Ağustos 2017 Cuma, Yapım Yılı : 2017
Türü                : Cinayet,Drama,Tarih,Heyecanlı
Taglar             : ırkçılık,polis,Şarkı söylemek,motel,korku
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Annapurna Pictures , First Light Production , Page 1
Yönetmen       : Kathryn Bigelow (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Mark Boal (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Kaitlyn Dever (IMDB)(ekşi), John Krasinski (IMDB)(ekşi), John Boyega (IMDB)(ekşi), Will Poulter (IMDB)(ekşi), Hannah Murray (IMDB)(ekşi), Jack Reynor (IMDB)(ekşi), Anthony Mackie (IMDB)(ekşi), Tyler James Williams (IMDB)(ekşi), Jason Mitchell (IMDB), Jacob Latimore (IMDB), Laz Alonso (IMDB), Malcolm David Kelley (IMDB), Chris Coy (IMDB), Gbenga Akinnagbe (IMDB), Algee Smith (IMDB), Jeremy Strong (IMDB), Chris Chalk (IMDB), Leon Thomas III (IMDB), Darren Goldstein (IMDB), Joseph David-Jones (IMDB), Ben O'Toole (IMDB), Glenn Fitzgerald (IMDB), Jade Yorker (IMDB), Miguel (IMDB), Peyton 'Alex' Smith (IMDB), J.P. Valenti (IMDB), Sigrid Lium (IMDB), Malik Bazille (IMDB), Liam McNeill (IMDB), Danny T. O'Brien (IMDB), Austin Hébert (IMDB), Arthur Hiou (IMDB), Ephraim Sykes (IMDB), Stephanie Atkinson (IMDB), Winnie Kelleher (IMDB), Elle Doucette (IMDB), Marinko Radakovic (IMDB), Nathan Davis Jr. (IMDB), Will Bouvier (IMDB), Ian Dylan Hunt (IMDB) >>devamı>>

Detroit (~ Detroit: Zona de conflicto) ' Filminin Konusu :
Detroit is a movie starring John Boyega, Anthony Mackie, and Algee Smith. Fact-based drama set during the 1967 Detroit riots in which a group of rogue police officers respond to a complaint with retribution rather than justice on...


  • "otomotiv sektorunun amerika'daki can damaridir. orada calisanlarin %60'i arabayla ilgili sirketlerde calismaktadir. basket takiminin adi da zaten arabayla alakalidir. (piston)"
  • "saddam hüseyine 23 yıl önce altın anahtarı verilmiş ve fahri hemşehrisi ilan edilmiş şehir."
  • "belediye iflas korumaya basvurmus boylece detroit sehri amerikan tarihinin en buyuk yerel yonetim iflasina imza atiyor. uzun donemli borclarinin 20milyar usd civari oldugu soyleniyor."
  • "kurtarıcısı melih gökçek olabilir.(bkz: melih gökçek'i detroit'e itelemek)"
  • "pistonu aşağı inmiş şehirdir. koca şehir iflas eder mi lan.(bkz: detroit pistons)"
  • "tek kurtuluşu haydar baş'ın milli ekonomi modeli ni uygulamak olan şehir."
  • "bu pazar itibariyle moskovada alay konusu olan şehir."
  • "(bkz: piston asagi indi):/ :)"
  • "the walking dead dizisi yapımcılarının dikkate alması gereken şehir. dizinin konsepti için doğal bir sahne haline gelmiş. tek eksik boş caddelerde gezinen zombiler."




Facebook Yorumları
  • comment image

    salt arkeoloji meraklısı insanların - yani herhangi bir arkeoloji ya da ilk çağ tarihi vs. gibi formel bir eğitimden geçmemiş sadece o dönemlerden kalma eserlere yapılara ilgi duyan insanların - arkeolojik sitelere bakışı genelde tek taraflıdır: bugüne aitmiş gibi düşünülen şehir hayatının geçmişte de var olmasına duyulan bir hayret ya da en fazla bugünün kanıksanmış işlevlerin geçmişte ne kadar emek isteyen işler olduğunu idrak ve teknolojik evrime ait bir fikir. ben de arkeoloji eğitimi almış biri değilim ama meraktan da öte arkeoloji yayınlara da göz atan belki de ileri seviye bir amatör olaraktan merak ettiğim işin diğer bir yönü: aga nooluyor da koca bir şehir ya da mahalle toprağın altına gömülüyor? hani bir doğal ya da insani felaket (misal sel ya da bir moğol istilası) olur şehri yerle bir eder ve şehir boşaltılır bunu anlayabilirim. fakat bir felaket dahi olsa şehir bir anda sıfır nüfusa düşmüyor ki? orda yine kalıyor insanlar, evler binalar ve herşeyden önemlisi sosyal hayat. benim merak ettiğim işte o felaket sonrası; sel oldu bitti tamam şehrin 10 mahallesinin 4ünde medeni hayat belirtisi kalmadı nüfusın 2/3ü ya öldü ya da şehirden göçtü ona da eyvallah da aga kalanlar orda, onların sürdürdüğü medeni hayat belki 50 belki 100 sene sonra yavaş yavaş siliniyor. asıl ilginç olan ve bir arkeolojik siteye gittiğinizde görmediğiniz belki de göremeyeceğimiz husus işte bu: medeni hayat-tarih ekseninde süreksiz bir kopuş yaşandıktan sonra o şehir medeniyet tarihinden de fiziki coğrafyadan da silinene kadar neler yaşanıyor. gelecekten baktığınız zaman pompei vezüv patladığında yok oldu ama şehir nüfusu tamamen yok olmadı ki?! şu linkten bakın misal kayıplara http://en.wikipedia.org/wiki/mount_vesuvius patlama ve hemen sonrasında yokolan nüfus belki 40% bile değil insanlar o çevrede belki kenar mahallelerde yine yaşamaya devam ediyorlardı, biz bu insanların hayata tutunma çabasını ya da şehir tarih sahnesine tutunma çabasını arkeolojik sitelerde görebiliyor muyuz? zannetmiyorum...

    bir de şunu not etmek gerekiyor ki en büyük felaketler dahi kesinkes şehir yokoldu demek değil, büyük chicago yangını 1871'de chicago'yu yerle bir etti ama chicago halen amerikanın 3 büyük şehrinden biri, chicago'yu pompeii'den farklı yapan nedir? new orleans katrina ile helâk oldu bu şehrin kaderi chicago gibi mi yoksa pompeii gibi bir olacak?

    detroit tüm bu sorulara iki farklı yönden çok çarpıcı bir yanıt, bir kere herhangi bir doğal veya insani felaket ya da genel olarak süreksiz bir kopuş yaşanmadan zamanda sürekli bir şekilde bir şehrin nasıl adım adım tarihten silinebileceğine örnek teşkil ediyor. tabi basından edinilen izlenim ekonomik krizlerin anlık etkileri olduğu yönünde falan ama detroit amerikan otomotiv sektörünün 70lerde japonların piyasayı hallaç pamuğu atmasından beri düzenli olarak geriliyor, 2008 krizi otomotiv devlerini batmanın eşiğine getirdi ama bu şirketler 90lardan beri tetikteler zaten. şehir son 5 senedir işsizlikte amerika şampiyonu, michigan zaten eyalet olarak amerikada en yüksek tarımdışı işsizlik oranına sahip. detroit public schools ülkede örencilerin gre'den en düşük notları aldığı okul ağı, şehir suç oranı en yüksek 3 yerden biri...ve tüm bunlar birgünde bir yanardağ patlamasıyla olmadı, detroit şehri gayet düzenli bir şekilde siliniyor lakin detroite gittiğinizde bir arkeolojik siteyi dolaşıyorsunuz gibi bir izlenim olmuyor çünkü o binalara halen oralarda duruyor insanlar falan var etrafta hayat devam ediyor. yaşam ve ölüm yanyana karşılıyor sizi soldaki terkedilmiş gökdelenin kırık camlarından dışarı kuşlar uçuşurken sağdaki dev binadan takım elbiseli insanlar çıkıyor, bir zamanlar eğlence mekanı olan terkedilmiş bir binanın üstünde entertainment yazılı pano pastan zor okunurken karşıki binanın giriş katı şehrin en iyi jazz venuelarından birine ev sahipliği yapıyor (bkz: cliff bell's). şehrin ana caddelerinde herhangi bir metropolde inanılmaz kiralara verilecek olan dükkanların üzerinde kiralık ilanları görüyorsunuz, dolu olan dükkanlar ise ayakkabı mağazası, terzi vs. gibi anacaddenin üzerinde kirayı karşılayamacak dükkanlar. ekonomik hayat canlı olmayınca kiralar da düştüğü için bir terzi gidip de downtownda bir gökdelenin altına dev gibi dükkan açabiliyor.

    olur da bundan 500 yıl sonra detroit toprak altında bulunur mu? bulunursa şehir 20xx ekonomik krizinden sonra terkedilince binalar çelik inşaatları sayesinde uzun yıllar ayakta kalırken bize 20. yy amerikan rüyasının nasıl bir kabusa dönüştüğüne dair önemli izler veriyor falan mı denecek? zaten herşeyden evvel o koca koca gökdelenler nasıl olup da toprağa gömülecek?


    (panopticon - 29 Ağustos 2010 22:46)

  • comment image

    abddeki suburban yasam anlayisinin sonucu coken baska bir sehir...suc orani yuksektir, greek town gibi ilginc yerleri vardir, karsi taraftan kanadanin windsor sehri gozukur, bol bol casino bulunur, beyazlarin suburblere kacmasi sonucu nufusun buyuk cogunlugu zencidir, sehrin cokmesine kimse aldiris etmez, yoksul insanlar kendi haline birakilmistir, parasi olan detroitten kacmayi tercih eder, buna eminem de dahildir...


    (crepe au chocolat - 22 Ocak 2003 04:53)

  • comment image

    otomotiv sektorunun amerika'daki can damaridir. orada calisanlarin %60'i arabayla ilgili sirketlerde calismaktadir. basket takiminin adi da zaten arabayla alakalidir. (piston)


    (yoda - 10 Temmuz 2000 16:37)

  • comment image

    belediye iflas korumaya basvurmus boylece detroit sehri amerikan tarihinin en buyuk yerel yonetim iflasina imza atiyor. uzun donemli borclarinin 20milyar usd civari oldugu soyleniyor.


    (eksi daglarinin aslani - 19 Temmuz 2013 00:14)

  • comment image

    iflasını ilan edince bir anda dunyanın ilgi odagı olmus sehir.

    zaten bu iflas onlarca yıl onceden belliydi. sureci takip edenler icin hic de surpriz omadı. gecen ay sehir batmadı yani.

    detroit cok enteresan dengeler ustune kurulu bir sehir. inanılmaz boyutta gelir, statu ve ırksal ayrımın yasandıgı bir yer. sehirde sadece 3 tip insan yasıyor cok genel bir cerceve cizecek olursak: beyaz plaza insanları, fakir siyahlar ve universite ogrencileri. orta sınıf yok. en buyuk sorun bu. fukaralık tarif edilemez boyutta. zenci mahallesi neymis, zencilere neden bir ayrım, bir on yargı var, neden zencilerin suca karisma oranı daha yuksek, sehri ziyaret sırasında, bir turk tarafindan uzaktan algılanamayan bu kavramlar, gezerken gayet guzel anlasılabiliyor.

    detroit, en saasali doneminde amerika'nın 4. buyuk sehriydi. yıkılması ve terk edilisi 5 yıl surmus, sonra da belini dogrultamamıs. onceki belediye baskanlarından biri, sehri dolandırmaktan su anda hapiste. en yuksekten en dibe vurdugu icin sehir su anda feci halde. buyuk bir sehir ama ici bos.

    teorik olarak, olaya ekonomik acıdan bakıldıgında detroit en dibe vurdugundan bundan sonra hep yukselecegi varsayımında bulunuluyor. hem obama, hem de sehrin itici guclerinden general motors ve quicken loans bolgeye milyarlarca dolarlık yatırımlar yapıyor. bence en az bir jenerasyonun gecmesi lazım sehrin kendini toparlayabilmesi icin, 20 yıl ornegin. binaları duzeltebilirler, sehre yama yapabilirler ama insanların egitimsizligini duzeltemezsiniz kısa surede. ki amerika'nın en kotu okulları da yine burada.

    bence dunyanın en yasanılmaz yerlerinden biri. detroit'te yasamak got ister, oyle soyleyeyim. sokakta yururken rahat yok, iki adımda bir sigara isteyen, dakika bası para isteyen biri, 10 dakikada bir de "cok guzelsiniz bayan! arabama binmek ister misiniz?" ya da bazen daha curetkar "bilmemnereniz cok guzelmis, dokunabilir miyim?"

    78bin bos yapı var sehirde. o bos yapıları gozunuzde canlandırmanıza yardımcı olayım. sehir merkezinin dibinden, gokdelenlerin iki sokak otesinden baslıyor, o terk edilmis, yanmıs, harabeler. cogunun ici bos degil. evsizler, ipsiz sapsızların mekanı olmus bu binalar. sehir merkezinden baslayıp kilometrelerce devam ediyor, bos evler, depolar, fabrikalar, villalar...

    buradan ev alma konusuna gececegim. sacmalamayınız. 3bin dolara harabe villalar var, alıp ne yapacaksın itin kopegin yanında? google earth'ten bakıp sehrin cok gelismis oldugu yanılgısına dusenler olmus, toplu tasıma ne gelismismis filan, turkiye'den daha iyiymis... oldukca gulunc. lan bu adamlar araba uretiyorlar, isterler mi toplu tasıma gelissin?! gelismemis efendim, toplu tasıması rezalettir detroit'in. oyle bir sehrin iyi, gelismis, yasanilabilir oldugu google earth'ten bakılıp anlasılmaz. detroit'te sikerler adamı. o otobuse binemezsin demiyorum, bir kere bin bir daha binmek istemezsin. hem beyaz oldugun icin ortamda ay gibi parlayacaksın, herkes sana bakacak, hem de ne kadar deli, sizofren, uyusturucu bagımlısı, manyak varsa balık istifi gibi sıkısık yolculuk edeceksin. denemesi 1.25 dolar.

    en iyi yonleri: cok guzel brewery'ler var. craft beer meraklılarını memnun eden.
    gece hayatı oldukca iyi, eglenceli. ortam ve insanlar gayet grunge, muhabbetleri guzel.
    wayne state university'de maaslar iyi, saglık sigortası da oldukca kapsamlı. bir sekilde akademik personel cekebilmek icin cazip kılmaya calısıyorlar tabi ki. ama ben ne anladım, univesitenin iki sokak asagısında arkadasıma silah cekildiyse o yasamdan, oyle hayat mı olur lan? tedirgin!

    bunu yazan sunu da yazdı: #35764632


    (grazerin - 20 Temmuz 2013 03:47)

  • comment image

    kötü belediyecilik sonucu iflas etmiş şehir.

    halbuki bir melih gökçek, detroit büyükşehir belediye başkanı olsaydı yapacağı alt geçitler ile, gereksiz yol yapım çalışmaları ile, şehir dışına kuracağı konut alanları avm ve bağlantı yolları ile detroit'in washington ve fed tarafından her daim finanse edilmesini sağlardı. bütçeleri zorlayan harcamaların hesabı sorulduğu vakit ise kwame kilpatrick zamanından kalan borçları ödüyoruz benim bir suçum yok der ve kendisini bu işin içinden sıyırırdı.

    ahmet-osman gökçeklerden biri detroit pistons'un başına geçer şehre ve emekçi vatandaşlara bir umut aşılardı. ligi 30.sırada bitirme durumunda ise suç joe dumars'ın bencilliğine, kötü trade politikalarına bağlanırdı.


    (roy keane ve giggs reyiz - 21 Temmuz 2013 12:05)

  • comment image

    özel ilgi alanlarımdan birisidir bu şehir uzun yıllardır. bunun sebebi hem amerikan otomobillerine olan merakım, hem de terkedilmiş, hayalet binalara olan iflah olmaz ilgim. daha önce de (2007) bir link vermiştim şehrin gidişatıyla ilgili. ama madem iflası artık ilan edilmiş, şehrin durumunu kendi gözlerinizle görebilmeniz için o linki bir daha paylaşmak isterim:
    [http://www.forgottendetroit.com/ http://www.forgottendetroit.com/]
    detroit'in gökdelenlerinden otellerine, sinemalarından tren garlarına, spor salonlarından devlet binalarına kadar her şeyi terkedilmiş durumda. en korkuncu da terkedilmiş kütüphaneler ve otomobil fabrikaları sanki. yakın zamanda gitmek için para biriktirmeye devam...


    (kowalski - 23 Temmuz 2013 01:52)

  • comment image

    1900'lerin başında amerika gayri safıla milli hasılasının %37'ni tek başına üreten bir şehirmiş. düşün, dünya'nın en önde gelen ülkesi ve boyut itibariyle türkiye'nin 4, nüfus itibariyle 3-4 katı, ekonomi itibariyle türkiye ile kıyaslanamaz. tüm avrupa'nın toplam gsmh'ına yetişmiş bir ülke ve bir şehri tüm ülkenin üçte birini tutuyor. radyo, otomobil, tramvay; döneminde altından değerli ne kadar teknoloji varsa üreten bir şehir.

    70'lerde otomobil piyasasının (petrol krizi sağolsun) yeni arayışlara girmesi ile amerika'nın koca motorlu araçlarını alan kimse kalmamıştı geçmişe kıyasla. yerine avrupa'nın ve yeni yeni ortaya çıkan asya'nın tasarruflu araçlarına yönelmişti dünya, amerikan halkı dahil. bu kriz aşıldığında amerikan arabalarının çoğunu ürettiren general motors artık biz de birşeyleri değiştirelim demiş. şu ana kadar kılından tüyüne her birşey değişmiş. ponziac gibi akıl karı olmayan gösterişli araçların üretimi yavaşlatılmış (hatta artık o marka da yok), ucuza üretim için fabrikalar önce amerika içinde hammadde kaynaklarının dibine taşınmış, sonra asya'ya taşınıp avantaj kazanma yoluna gitmiş. şu anda motorların çoğu almanya ve çinde, gövdeler ve baika parçalar çin, doğu avrupa (sırbıstan mıydı bulgaristan mıydı acaba yeni moda?) ve türkiye'ye (minik yedek parça üretimleri) kaymış. general electric yine görüşürüz hacı diyip bölgeyi terketmiş.

    tüm bunlar olurken 85'lerden bu yana zengin ve orta halli kesim de şehirden elini çekmeye başlamış, bu kesimin beyaz, işçi kısmının zenci olması hasebiyle kalan son beyazlar da zenci öfkesine maruz kalmış. detroit suç istatistikleri bir amerikan sitesinde vardı çok manalıydı. yine detroit sokaklarının ghetto'da büyümemiş insanlar için birer intihar bölgesi olduğunu biliyoruz (müslüman iseniz bazen yıttığınıza dair söylentiler de var). bu güvensiz ortam bozulmayı daha da körükleyerek 1990-2009 arası tam bir şehirden kaçış havası yaratmış.

    2009 neden bir dönüm noktası bilmiyorum ancak o yıl detroit'in tam anlamıyla boşaldığı yıl. öyle ki şehir planlarında 100 ev varsa boşaldı cürüdü diye ortadan kaldırılan evlerle 100 evlik mahallenin 10 evlik ıssız alanlara dönüştüğünü görüyoruz. köşk denilecek evler şu anda ağaçlar arasındaki yıkıntılar halinde. şu anda evini terkedenler ise normal müstakil evleri (tek kat 1500 feetkare) 1000-5000, hep hayalini kurduğumuz filmlerde boy gösteren tarzda evler ve köşkler ise (iki katlı iki garajlı 1500-4500 feetkare) 5000-15000 arasında alıcı buluyor.

    şahsen ghetto ortamında hayatta kalabilecek olsam, orada bir köşk alıp bahçesinde çiftçilik yaparım fantaziye bak. bu şehrin dünya'nın süpergücünde bu halde bulunması da ayrıca düşündürücü.

    edit: hakkında yapılan en sağlam analiz http://www.freep.com/…ory-1950-debt-pension-revenue

    ek: bahsettiğim değişimi gösteren bir video ( kwyjibo sağolsun): http://www.liveleak.com/view?i=937_1404673887


    (taqster - 16 Haziran 2014 01:04)

  • comment image

    3 gündür downtownu içime afakanlar bastıran şehir. birileri gelmis resmen sehrin ruhunu emmis ve gitmis geriye posası kalmis. allahtan kaldigimiz otel royal oak bolgesine yakın da 3 5 pub falan var. kocasinin başının etini yiyip burayi gezi planına dahil eden kadının, olası bir boşanmada aleyhine delil olarak kullanılır. nasilki yozgat a dair gezi yazısı yok, buraya dair bir yazı olmaması da gayet doğal.


    (yasar yasamaz - 21 Ekim 2015 04:40)

  • comment image

    100-200 dolara evlerin satıldığı yer. tabi kimse almıyor, sebebi de iflas eden şehirde bu evleri alırsanız deli gibi vergi vermek zorundasınız, bunun dışında evlerin çoğu eski olduğundan sağlığa zararlı bazı maddeler kullanılarak yapılmış, asbest ve benzeri maddeler. ve tabi başka bir durum, abd'de ev sahibi iseniz olay türkiye'deki gibi değil. evin bakımı, çevreyle olan uyumu, peyzajı vs gibi bir sürü konudan mesulsunuz. türkiye'deki gibi sıvasız inşaata yerleşip oturamazsınız abd'de. ve başka bir mevzu, tüm detroit junkilere teslim olduğundan, o eve biri girip kanunsuz bir şey yapsa hapsi boylarsınız.


    (desperate houseman - 14 Temmuz 2014 14:02)

  • comment image

    bugune kadar gorduklerim icerisinde dikkatimi en cok ceken sehir.
    "boyle sehir olurmu" dememe sebep olmustur.
    kimileri "hayalet sehir" der nedeni sanki terk edilmiscesine (sankisi fazla) bombos olan sokaklaridir. ozellikle sehir merkezini cevreleyen getolarda kimsecikler gezinmez, hele bir haftasonu sehir merkezine giderseniz sesleriniz yankilanir gokdelenlerden.

    insan kendini savas esnasinda bosna'da gibi hisseder, ki hos, korkunc bir duygudur.


    (horni - 27 Temmuz 2001 05:43)

Yorum Kaynak Link : detroit