korku türünün sağlam ve bir o kadar da rezil örnekleriyle dolu "perili ev" temasını filmin göbeğine yerleştiren ispanyol yönetmen nacho cerdà, klişe malzemelerden örülü hikayeden enteresan bir seyirlik ortaya çıkarmayı başarmış. slasher anlayışın hakim olduğu, alt türlerin bolca harmanlandığı, ses ve görüntü efektlerinin ön plana çıktığı günümüzde, filmi izlerken hem bu saymış olduğum öğeleri hem de gotik tarzın temel klasik unsurlarını da filmde görebiliyorsunuz.

kısaca bir özet geçmek gerekirse, başrol oyuncumuz anastasia hille rusya'ya ailesinin kökenlerini aramaya geliyor. annesinin izini arayan kahramanımız, çeşitli yönlendirmeler sonucu kendisine miras kalan eski bir evin kalıntılarının peşine düşüyor. eve gitttiği zaman ise bazı sürprizlerle karşılaşıyor...

film özeti yapmak sıkıcıdır önce onu söyleyeyim. hem bir yandan filmin dinamik unsurlarını seyirciye aktarmamaya çalışırsınız bir yandan da elinizden geldiğince filmi izlememiş olan seyirciye bir fikir vermeye çalışırsınız. halbuki özünde bana soracak olursanız, film kritikleri sadece sinema salonundan çıkmış seyirciye yönelik faydalı bir materyaldir. en iyi film, hakkında bir şey öğrenilmeden gidilen filmdir benim nazarımda...

bu anlamsız girizgahı bırakalım, kalbur üstü niteliğine taşıdığımız bu eserin farklı yanlarını konuşmaya başlayalım. elbette bunu yaparken de filmin manasını izlemeden yitirmek istemeyen seyircilerimiz için spoiler ibaremizi koymayı da ihmal etmeyelim..

--- spoiler ---

the abandoned, ispanyol bir yönetmenin ingilizce lisanıyla rusya'da amerikan aksanıyla konuşan ruslarla çektiği bir korku filmi(!) oyunncular, yönetmen, ülke pek tanıdık değil. hatta kamera önü performansının çok yüksek seviyelerde seyrettiğini söylemek de pek doğru olmaz. nacho cerdà, bu filmle iki önemli işi başarıyor. kısıtlı bir oyuncu kadrosu ile(filmin büyük bir çoğunluğu iki karakter arasında kapalı mekanda geçiyor) kalabalık ve zengin bir menü oluşturması en önemli artısı. ikinci olarak ise perili ev filmlerinden aşina olduğumuz fısıltılar, yerinden oynayan eşyalar, cani ruhun geri dönmesi, ev içinde bir görünüp kaybolan ruhlar gibi materyalleri her defasında farklı bir formata sokarak öykü içine yedirebilmesi. depresif, yalnız iki çocuk annesi marie'nin eve girer girmez kendi halet-i ruhieysi ile göz göze gelmesi bu anlamda çok etkileyici bir startın verilmesini sağlıyor. o güne kadar ev içinde daha önce ölmüş bir ruhun akseden görüntüsüne aşina olan seyirci daha filmin başı sayılabilecek bir yerde karakterin bir yansımasını ruh olarak görünce hafiften sendeliyor. daha sornasında yüksek temponun bezediği sekanslar sonrasında filmin başında gördüğü şey ile en sonda gördüğü şeyin ne kadar da birbirinden ayrılmaz iki puzzle parçası olduğunu tanıklık etmiş oluyor.

"insanlar öleceği zaman kendilerini dışarıdan görürler" gibi mistik bir felsefeye dayanan bu durumu çözmek için uzunca bir süre beklemek gerekiyor. bu anlamda bu merak uyandırıcı öğenin açıklanmasına kadar geçen süreç içinde hem bir yandan kahramanımızın annesinin izinden gidiyoruz hem de bazı parlak fikirlerin nasıl da es geçildiğini görüyoruz. marie'nin annesinin yatak odasında fener aracılığıyla geçmişi görebildiğini fark etmesi ve bir daha aynı özelliği çok ihtiyacı olmasına rağmen kullanmaması sennaryoya zarar veriyor. ikiz kardeşi nicolai'nin bir yan karakter olarak kalması ve filmin en can alıcı sahnelerinden birinde eski sevgilisinin peşinden gitmesi, nikolai'nin geçmişi seyirciye iyi iletilemediği için güme gidiyor. hikayenin geçmişinde yatan sırlar kimi zaman güzel bir şekilde parça parça ortaya çıkarken kimi zaman da yönetmenin hışmına uğrayarak hak ettiği cevapları vermiyor seyirciye.

senaryonun temel unsurlarındaki bazı hatalar ve eksiklikler, yönetmenin öykü ve atmosfer arasında vurgu seçimi yapmamış olması, oyuncuların vasat performansları filmin notunu düşürüyor. fakat buna karşılık kaliteli ses ve görüntü efektleri, karanlık ve ürkütücü görüntü yönetimi, seçilen mekanın mükemmelliği, hikayenin içerdiği farklı ve dramatik yapı artılar olarak da göze çarpıyor. filmin finalinde cani babanın aileyi yeniden toparlamak için seçtiği yöntem ise oldukça gülünç ve yetersiz. daha iyi ve sağlam bir final ile ortaya çok daha iyi bir film koyulabilirdi.

--- spoiler ---

bütün bunlara rağmen içerdiği bir kaç özgün fikirden dolayı bile, korkuseverler tarafından izlenmesi, görülmesi gereken bir film the abandoned...

(jokond - 22 Mayıs 2007 19:14)

2007 yapımı bir gerilim-gizem filmi. 19 haziranda abd de gösterime girecek ve şimdiden çok iyi eleştiriler aldı.

bilgi için..

http://theabandonedonline.com/

(kumrengi - 7 Haziran 2007 03:53)

bastan soyleyeyim korku filmlerine ayılıp bayılan biri olmama rağmen bu filmden fazla hoşlanmadım.
ne kadar dandik olursa olsun bu tur bir filme kapılıp gitmemizi sağlayacak öğe merak olsa gerek. hele birde bu ''amanın nolacek acep'' modunun yarattığı tedirginlik, zeki bir senaryo, iyi oyunculuklar ve yerli yerinde efektlerle birleşmişse alın size dadından yenmeyecek bir şahane film..
ne yazık ki the abandoned' in bu saydığımız özellikler yonunden bazı eksiklikleri var. öncelikle merak dedik, evet film bu konuda iyi baslıyor, ilerledikçe evin gizemi artıyor falan filan.. ama sonrası tısss.. oyuncu performanslarının vasatlığının yanında senaryoda da pek bir numara yok. merkezde iki karekter olmasına rağmen, bunlar çok ayaküstü ele alınmış. filmin sonuna geldiğimizde ise ''ee bu mu yani'', ''ne gerek varmış boyle numaralara yahuu'' demekten alamıyor insan kendini..

(hoopak - 1 Eylül 2007 17:50)

klise sahneleri olsa da degisik bir "huzursuz ruh" ve "perili ev" temali film. kamera cekimleri, efektler ve karanlik atmosfer guzel oturtulmus. birkac komik sahneyi ve vasat oyunculugu gormezden gelirsek izlenebilir bir gerilim filmi cikiyor ortaya. ama insanlar zor begeniyor tabi, o yuzden fazla birsey beklememek gerekiyor bu tur filmlerden...

--- spoiler ---

oleceklerini filmin basindan belli etmisler ve hortlaklarin gunduz vakti pat diye cikmasi komik olmus biraz ama kisir donguye girip bu olaydan kurtulamamalari insani sinir ediyor ve geriyor..

--- spoiler ---

(ermanen - 15 Ağustos 2009 08:19)

los cronocrimenes, primer, triangle gibi filmleri beğendiyseniz muhtemelen beğenebileceğiniz film. bu filmlerin ortak özelliği ne derseniz değiştirilemeyen kısır döngü derim. isterseniz buna paradoks da diyebiliriz.^*

üstteki seriye in the mouth of madness'ı da ekleyebilirsiniz isterseniz.^**

(paganini - 19 Aralık 2010 00:40)

gerilim filmlerini çok seven ama öyle izleyecek film kolay kolay bulamayan şahsımca beğeni ile izlenen film olmuştur.
korku efektleri ve repliklerini son derece başarılı buldum. filmin senaryo ve yönetimindeki noksanlıklara ise girmiycem asla.

son derece özgün bir senaryo ve o konsepte ilerleyen akıcı bir film...
ek: izleme imkanı olup da izlemek isteyenler varsa, 00.25 de sinema tv 2 de yayınlanacaktır.

(west indies - 10 Şubat 2011 00:09)

--- spoiler ---

(bkz: doppelganger)

--- spoiler ---

(ghoul - 8 Ağustos 2011 22:41)

filmin daha 15. dakikada sonunu da anliosun gayet de bayiyorsun. zibil gerilim/korku filmi izlemis biri oldugumdan da boyle olmus olabilir. evet janri cok seviyorum ama o kadar cok film izlendi ki artik sonunu anladigin, temposunu anladigin, olaylarin nasil gelisecegini en az 15 dakika oncesinde anladigin boyle bir film fenalik getirebiliyor. su pazar gununde bir film izleyelim oley hem de gerilim olsun dedik ama pazarim gume gitti bildigin. imdb'de 5 uzeri butun korku filmlerine sans verme felsefemiz sicmaya devam ediyor diyelim. 6'ya mi cikarmali su skoru nedir.
ozetle cok korku/gerilim film hastasi/izleyeni birisiyseniz hic gerek yok, hicbir sekilde tatmin etmeyecektir. pismanlik yaratiyor. ha yoo ben hastasi degilim ki derseniz ne bileyim ben sever misiniz; gerek yok bence hala ama... 1/10. of.
imdb linki icin; http://www.imdb.com/title/tt0475937/

--- spoiler ---
filmin basinda yer alan narration'da yer alan bir iki cumle iyiydi: it was in her (mother) nature to grow away from the motherland, just as it was in my nature to grow away from her. sometimes i wish i could go back myself, to warn her that it wouldn't be so easy, so simple... that just because you're through with your past doesn't always mean your past is ever
really through with you.
--- spoiler ---

(infected grail - 12 Şubat 2012 23:31)

güzel görsellik, orta halli oyunculuk, aksayan senaryo şeklinde özetlenebilecek yapım.

--- spoiler ---
başroldeki soğuk nevale hatun yüzünden, gerildikçe geriliyor insan. demek ki kezbanın, vatanı yokmuş.

--- spoiler ---

(desperate houseman - 13 Ocak 2013 14:24)

hayatımda izlediğin en boktan filmlerden biri.

zorlama dram sahneleri, zorlama müzikler, zorlama hikaye. çok çok kötü bir film. tamamen zaman kaybı.

(halitkin - 29 Temmuz 2013 14:40)

bir diğer adı da the confines olan film. http://www.imdb.com/title/tt3311988/

(sierra leone - 28 Eylül 2016 04:37)