Süre                : 1 Saat 30 dakika
Çıkış Tarihi     : 06 Mayıs 2016 Cuma, Yapım Yılı : 2016
Türü                : Drama
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Siempre Viva Productions , Aloe Entertainment , Future Proof Films
Yönetmen       : Paul Duddridge (IMDB), Nigel Levy (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Paige Cameron (IMDB),Paul Duddridge (IMDB)
Oyuncular      : Selma Blair (IMDB)(ekşi), Luke Mitchell (IMDB)(ekşi), Symmetry (IMDB), Gilles Marini (IMDB)(ekşi), Ella Stabile (IMDB), Natalie Burn (IMDB), Mira Sorvino (IMDB)(ekşi), Christopher Backus (IMDB)(ekşi), Christina Ricci (IMDB), Luke Sanson (IMDB), Steven Scot Bono (IMDB), Ashanti (IMDB), Sebastian Siegel (IMDB), Courteney Cox (IMDB), Sharon Stone (IMDB), Alexandra Daniels (IMDB), Paul Wesley (IMDB), Eva Amurri Martino (IMDB), Stephanie Shamie (IMDB), Paul Adelstein (IMDB), David Kloehr (IMDB), Julia Lanski (IMDB), Quinton Aaron (IMDB), Vic Stagliano (IMDB), Dave Baez (IMDB), Susan Sarandon (IMDB), Bret Crain (IMDB), Isley Reust (IMDB), Maria Gabriela Cardenas (IMDB), Elizabeth Daily (IMDB), Liana Mendoza (IMDB), Danielle James (IMDB), Becky Demorest (IMDB), Zeus Andrew (IMDB), Annie Briggs (IMDB), Jeffery Carter (IMDB), Taylor Clemenza (IMDB), Deshawn Crawford (IMDB), Kate Hamilton (IMDB), Stephanie LeHane (IMDB) >>devamı>>

Mothers and Daughters (~ Anneler ve Kizlari) ' Filminin Konusu :
Mothers and Daughters is a movie starring Selma Blair, Luke Mitchell, and Symmetry. Interwoven stories of what it is to be a mom seen through the lens of photographer Rigby Gray.


  • "benim çok beğendiğim film, biraz sıkıştırılmış gibi olsa da oyunculuk çok iyi, konu durağan; ama insan psikolojisi çok iyi şekilde anlatılmış."
  • "(bkz: united states of money)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    bugün gidip genel olarak beğendiğim ama son yazdığında bazı şeylerin havada kaldığını hissettiğim film. russell crowe şahane. konu güzel lakin

    spoiler

    ***************************
    kızın 20 sene boyunca ne yaşadığına dair tek bir iz yok. neden bu kız her önüne gelen adamla yatar hale geldi. sadece babasını kaybetmesi mi sebep? e peki bu kıza babası öldükten sonra ne oldu hacı az gösterir insan ya. film biraz eksik kalıyor bu nedenle.

    ***************************

    ama gidin izleyin yine de.


    (zeytinyagli yemege atilan kup seker - 24 Ekim 2015 23:57)

  • comment image

    çok güzeldi. çok beğendim.
    dokunaklı, derin ve anlamlıydı.

    küçük kız ve babasının sevgisi, bir çiftin sevgisi ve hasta bir kız ile doktorunun sevgisi. çok konuşmadan, gözlerde, kalpte. vıcık klişe sevgi gösterileri olmadan. derin derin.

    hayat zor. hastalıklar var, ölümler var. hayat gerçek.

    şu dünyada en muhteşem şeyler sevince oluyor. aslında, sevebilince.

    offf. çok güzeldi ya. neyse...


    (someka - 8 Şubat 2016 00:03)

  • comment image

    olabilecek en iyi cast ile çekilen bir film. kendisi için iddiam ise izlediğim en iyi dram filmlerinde ilk 10 içinde olur.
    film kategorisinde müthiş bir film. kötü eleştirilere kesinlikle kulak asılmamalı, zira adına hitap eden harika bir kurgu ile film çekilmiş. eğer ki özellikle "baba" figürüne karşı bir duyarlılığınız, eksikliğiniz var ise tam isabet bir dram veriliyor. bunu verirken de ağlak bir senaryo ile vermiyor. kesinlikle baba-kız ilişkisini ilmek ilmek işliyor oyuncular. içinde öyle derinlik var ki çoğu sahnenin, duygusal anlamda katı bir tutumdaysanız bunu algılamamanız normal. son yıllarda basit bir konu ile "aşk" temasının domine etmediği müthiş bir dram filmi olmuş. bu kadar az oyuncu ve mekan ile çekilebilecek en iyilerinden.

    gabriele muccino, the pursuit of happyness'ı çektiğinde de bu konuda eleştiriler almıştı zira kendisi hep aile dramları çekip seyircinin hassas noktalarına oynuyor. bu doğru bir eleştiri hatta ben bir arttırıyorum ve kendisi özellikle "baba" figürüne oynuyor. ama bu onu kötü bir yönetmen yapmıyor. kaldı ki kafasındakileri sade bir dil ile, büyük prodüksiyonsuz sahneliyor. bu filmde de beğenilecek bir yöne girmiş. iyi toparlamış. ben bu adamın yönetmen dilini seviyorum. sade ve basit. gözünüze sokmadan, alttan veriyor tüm duyguyu.

    ancak bu filmin en büyük eksikliğinden birisi, flashbackler ile günümüzü ayırt edilemeyen görüntü yöntemi. sahneler iç içe çekilmiş ve renk açısından da bir fark yok. bu sebeple flashback sahnelerinin hemen ardından kesintisiz günümüz sahneleri geldiğinde, konuya bir an vakıf olamıyorsunuz. bu filmdeki tek kargaşa. bu sahnelerde mutlaka renk ile, mekan ile ya da yıl bilgisini bir şekilde göstererek sahneleri ayırt etmeliydi.

    filmde jake davis'i kim oynar diye sorsaydık russel crowe derdim. gerçi russel crowe'un gladyator'den şimdiki zamana gelişteki bu fiziksel değişimi içler acısı ama adam o kadar iyi girmiş ki role. filmde en ufak bir şüphe duymadım ne yazar haline ne de geçirdiği depresif ataklarına. bu konuda filme verebileceği en iyi etkiyi vermiş. bayıldım oyunculuğuna, yine. amanda seyfried takipçisi değilim. les misérables'da seyretmiştim. twin peak dizisininde de oynuyormuş sanırım daha iyisi olabilir miydi? -evet. çünkü filmin ana karakteri katie için günümüz sahnelerinde eksik kalmış ve filmin ana düşüncesini vermesinde sorun olmuş. bu yüzden de sürekli katie ile ilgili sorular dönüp duruyor kafada. hah, aaron paul'u bir filmde ilk defa izledim. özlemişim yo! :)

    --- spoiler ---

    öncelikle film için en büyük eleştiri katie neden bu şekilde bir nevrotik oldu, ne kendisi tetikledi, babasının ölümünden şimdiki zamana geçişinde neler hisseti, bunu vermiyor şeklinde olması konusu. yani daha çok günümüz katie sahnelerinden tam olarak alabileceklerimizi alamamız. ben bunu daha çok oyuncunun yetersizliği gibi düşünüyorum. çünkü filmin adı "babalar ve kızlar". bu sebeple katie'nin günümüzdeki hayatına çok kanalize olmadan bir baba ile kızının, aralarındaki ilişkinin şekillenmesini, bir kız çocuğunun babasını neden kahraman ilan ettiğini, yalnız bir babanın kız çocuğuna olan bağı ve sevgisi ve nasıl onunla onun dilinden konuşabildiğini görmemiz gerekiyor. yönetmen günümüz sahnelerini de aynı yoğunlukta verdiği için bu ana fikirden uzaklaşıyoruz. katie hakkında yeterince bilgi alamadığımız için ve filmin kurgusundaki geçmiş-günümüz sahnelerinin iç içe olması, filmi izlerken meseleyi anlamamızda ve sorular sormamıza sebep oluyor. halbuki bir babanın kızından asla vazgeçmediği ve onunla olan içsel ilişkisini görmemiz gerekiyor. russel crowe'lu bu sahneler inanılmaz güzel çekilmiş. o ev, daktilo sesi, yanyana durdukları, küçük kızla olan elektriği.. müthiş. bir an o küçük kızın yerinde olmak istiyorsanız, o kadar trajedi yaşamasına rağmen. zira kaç kız çocuğu babasıyla bu kadar yoğun ve samimi ilişki yaşamıştır ki?

    yönetmenin yarattığı o dünyaya bir şekilde siz de giriyorsunuz ve film bittiğinde, üstünüzde duygusal anlamda bir yük hissediyorsunuz. anlatımında da çok trajik bir dil kullanmıyor ki aslında, jake davis'in psikolojik atakları sebebiyle çok da trajedi sahneleriyle olayları körükleyebilirdi. sanırım bundaki en büyük şansı russel crowe olmuş. o kadar güzel giymiş ki adam "baba" rolünü, en ufak şüphe duyulmuyor kızına karşı olan sevgi ve bağlılığında.

    bir an, türk filmleri senaryosu hesabı, "o'nun iyiliği" kafası ile kızını teyzesinin velayetine verecek ve ona ağız dolusu küfredeceğim gibi hissetmedim değil, itiraf ediyorum. neyse ki o sahnelerde de bekleneni verip seyirciden + puanları topladılar.

    filmde sıkılıkla geçen ve kilit noktası olan şarkı close to you -richard clayderman söylüyor. ( şarkı the carpenters grubunun 70'lerdeki en popüler şarkısı ve çok da filmde soundtrack olarak kullanıldı)
    bir adet de michael bolton şarkısı var never say goodbye...

    diğer tüm şarkılar paolo buonvino'ya ait.
    ---
    spoiler ---


    (yuzbinbaloncuklu - 9 Şubat 2016 09:26)

  • comment image

    oyunculuklar da olmasa çekilir yanı olmayan film. melodrama kaymamak için karakterlere sikim sonik motivasyonlar verilmiş ama nihayetinde melodramın daniskası olmuş. gerçi yönetmen de gabriele muccino'ymuş, adamın vizyonu bu kadar.


    (jiyuu - 20 Şubat 2016 06:14)

  • comment image

    benim çok beğendiğim film, biraz sıkıştırılmış gibi olsa da oyunculuk çok iyi, konu durağan; ama insan psikolojisi çok iyi şekilde anlatılmış.


    (guesswhosback - 21 Şubat 2016 22:59)

  • comment image

    kitap gibi film. russell crowe'u ve amanda seyfried'ı izlemekten büyük keyif alan biri olarak filmi çok başarılı buldum. ne zaman "acaba ucuz bir dram filmi mi izliyorum" hissine kapılsanız, yönetmen suratınıza öyle sahneler ve replikler fırlatıyor ki o histen dolayı utanıyorsunuz.

    --- spoiler ---

    geçmişin ve şimdinin iç içe kurgulanmış olması da filme tam bir kitap havası katmış, şükela olmuş.

    "erkekler sevgisiz de yaşayabilir, ama kadınlar yaşayamaz."

    ---
    spoiler ---


    (bruce willis - 28 Şubat 2016 17:18)

  • comment image

    bir babanın kızına olan bağlılığını, sevgisini ve onun için verdiği mücadeleyi anlatan film. russell crowe ve amanda seyfried'in oyunculuğu muhteşem.

    babasına çok düşkün ve hemen hemen o yaşlarda kaybetmiş, bir kız çocuğu olarak filmin büyük bir kısmını ağlak bir halde izledim. kızlar ve kız babaları için babam ve oğlum etkisi bırakacağından izlerken yanınızda havlu kağıt, mendil bulundurmanız tavsiye edilir.


    (lady django - 1 Nisan 2016 00:15)

  • comment image

    bir kitap tadında dediğim tek filmdir kendisi. zaten amanda seyfriedın hayranıyım. o kocaman gözlerle hüzünlü bakışları ve gülen gözleri en iyi gösteren oyunculardan birisi. russell crowe zaten anlatılmaz izlenir.

    insanların psikolojisini, kaybetme korkusunu, çaresizliği o kadar iyi anlatmış ki. kesinlikle izlenilmesi gereken bir film. babanın o roman yazma döngüsü, o andaki ev, kız, düzenleri. aslında pek çok şeyi ortaya koyan bir film.
    söylemeden de geçemem aaron paul sen ne kadar hoşsun öyle.*

    ayrıca şarkıları da bir o kadar dokunaklı ki.
    (bkz: şu an ağlıyorum ve entry giriyorum) *

    bende kendi hayatımda bir şeyleri değiştirme ihtiyacı uyandırmıştır.

    sonradan eklemeyi düşündüğüm edit: insan psikolojisiyle uğraşan bir meslek erbabı olarak, o konuşmayan kızın hikayesi bana fazlasıyla dokundu. pek çok kişi bilmez hiç konuşmayan ve bağ kurmayan bir çocuğun kendisini ifade etmesi için ne kadar çaba gösterildiğini.


    (ananotherlife - 12 Mayıs 2016 22:34)

  • comment image

    insanin bir kizi olunca cok daha farkli bir goz, cok daha farkli bir hisle izliyor bu filmi. filmin en basinda gogsunuze birakilan agirlik filmin en sonuna kadar giderek agirlasiyor ve tasimasi zor bir hal aliyor. eski dost jessie'nin de olmasi ayri bir mutluluk. gayet guzel bir dram.


    (helldoradotcom - 17 Mayıs 2016 16:40)

Yorum Kaynak Link : fathers and daughters