1979 adlı albümde bulunan the smashing pumpkins şarkısı^*. ritmi, bünyede hüzünlü bir mutluluk yaratır.

sözleri de şöyle:

i can't stop, i can't breathe, i can't think
i'm in love again
i don't need, i don't eat, i don't sleep
i'm in love again

oh, and every time i heard you breathe
i sighed
ooh, and every time i saw you bleed
i cried
love is like a song
and if you sing
if you ever need me
i'll be there, in a while

can't stop, can't breathe, can't think
i'm in love again
i don't need, i don't eat, i don't sleep
i'm in love again

oh, and every time that i'm with you
i'm alive
ooh, and every time i think of you
there's a light
and i felt it, too

in my heart is a spring
is a well, if you need
if you drink, if you heal
then im leavin
every little part of me as a part of you

i can't stop, i can't breathe, i can't think
i'm in love again
i don't need, i don't eat, i don't sleep
i'm in love again
i can't stop, i can't breathe, i can't think
i'm in love again
i don't need, i don't eat, i don't sleep
i'm in love again
the boy, the boy's in love

(dattebayo - 6 Ağustos 2010 00:57)

aynı yönetmenin 2011 yapımı henley isimli kısa metraj filminin 2015 yapımı uzun metraj halinin ismi. film, dokuz yaşındaki ted henley'nin sosyopat yapısı üzerine ağırlık veriyor. ted, kuş uçmaz kervan geçmez, ıssız bir yerde bir motel işleten babasıyla yaşayan yalnız ve hiç arkadaşı olmayan, dolayısıyla sosyalleşme imkânı olamayan bir çocuk. filmin tamamı da bu çocuğun sosyopatlığıyla ilgili.
film çok ağır ilerliyor ama kendini kesinlikle izlettiriyor, izleyeni hiç sıkmıyor. çekimler dikkat çekici. hollywood'un klişeleri yok. seçilen tonlar, kamera açıları gayet başarılı. ted henley'yi canlandıran çocuk oyuncu neredeyse tüm filmi tek başına sırtlanıyor. gayet başarılı.

--- spoiler ---

ted'in adı ted bundy'ye bir referans mı ya da bir motel işletmecisinin oğlu olması norman bates'e gönderme mi bilemiyorum ama ted henley karakteri güzel bir şekilde yaratılmış ve oynanmış. o yalnızlık duygusu, çocuğun psikolojisinin yerinde olmaması filme güzel bir şekilde yedirilmiş.
bunu birçok sahneden anlayabiliyoruz. motel ıssız bir yerde, bir yol kenarında mesela, ve ted bu yol kenarına kırıntılar, yemekler döküyor. sonra da uzaktan bir köşeden dürbünüyle bu yeme giden hayvanları ve üzerinden araba geçişlerini izliyor. dokuz yaşındaki bir çocuk için fazlasıyla zekice kurgulanmış bir cinayet şekli aslında. yaşına göre fazlasıyla zeki, duygusuz, empati yeteneğinden yoksun; yani genel anlamda bir sosyopat özelliklerini taşıyor.

motele gelen, ted yaşlarında bir çocuğu olan ailenin yer aldığı sahneler de ilginç. ted'in ağına kendi yaşında bir çocuk düşüyor bu şekilde. ted onu bir nevi oyuncağı olarak görüyor. iki çocuğun havuz sahneleri mesela hem başarılı bir şekilde çekilmiş hem de gerilim duygusu müziğin de kullanılan desteğiyle üst düzeyde tutulmuş.

sonlara doğru motelde parti sonrası parti yapıp geceleyecek olan yeni mezun öğrencilerle olan sahneler, filmin belki de en cesur sahneleriydi. ted ne kadar sosyopat ise, o gençlerin bazıları da psikopattı ve yönetmen bu sahnelerde bir sosyopat ile bir psikopatın arasındaki farkları görsele dökmeyi başarabilmiş. filmdeki psikolojik şiddet dışında fiziksel şiddet de vardı ve şiddeti uygulayan erişkin bir insanken şiddet uygulanan kişi dokuz yaşındaki ted'di.
film bu anlamda çok cesur sahneler içeriyor. genelde bilhassa amerikan sineması işin içine çocuk oyuncular girince çok da fazla risk almaz, özelliikle bu tarz filmlerde; ama the boy öyle değil. ted'in yaşadığı fiziksel şiddet insanı şaşırtacak kadar gerçekçi ve göstere göstere çekilmiş resmen. fazlasıyla cesur.
filmin sonunda ise elbette bu savaşı ted kazanıyor. yani sosyopat, psikopatları ateşe veriyor.

--- spoiler ---

(feministim ben - 20 Ağustos 2015 15:12)

yönetmenliğini william brent bell'in yaptığı 2016 'da gösterime girecek olan bir korku filmi...

trailer

imdb

--- spoiler ---

şerefsiz dummy

--- spoiler ---

(blackbird21 - 6 Kasım 2015 22:08)

su ana kadar korku filmlerinde hic ama hic kullanilmamis korkunclu cocuk ve korkunclu oyuncak ogelerinin (yine daha once hicbir gerilim\korku filminde karsilasmadigimiz) kocaman bir gotik ev icerisinde birlestigi uber-dahiyane ve super-orijinal gerilim filmi. bunun disinda bu filmde yine turunun ilk orneklerini gorecegimiz dolabin icersinde saklanma sirasinda aniden gelen ciglik efekti, dus yaparken izlenilme hissiyati, daha once hic acilmamis cati kati gibi muthis gerilim ogeleri mevcut. buradan bu filmin yonetmenine olsun, yapimcisina olsun, yazarina olsun efendime soyleyim casting ajansina olsun kocaman bir haaaassiktir diyorum.

(kocavezir - 11 Ocak 2016 17:44)

geçenlerde izlediğimiz annabelle nin erkekli versiyonu. başrolde the walking dead den tanıdığımız maggie oynuyor. bir ailenin oyuncak bebeğini bira fazla sahiplenmesi durumu var. aslında fragmanında ailenin bizim maggie'ye "bu da bizim oğlan :)" demesindem sonra maggie'nin gülmesi ve hemen sonra ciddileşmesi biraz film hakkında ipucu veriyor.

merakla bekliyoruz.

(kumrengi - 21 Ocak 2016 10:18)

cokca meaahh diyerek, arada sirada "hiiih"leyeceginiz bi gerilim filmi olmus. para verilir miymis, i-iihh. pismaniz hakim bey.

(the spy in the attic - 15 Şubat 2016 19:03)

2015 yapımı olanı altında buzağı aramaya gerek yok. 10 üzerinden 5 puanlık bir film olmuş bence. psycho'nun atası gibi benzetmeler yapılmış imdb'de, bence biraz fazla kaçmış. imdb'den aldığı 5.5 puanı görmezden gelip bazı okur yorumlarına kanarak izledim, zira bu tip durumlarda hep okur yorumları haklı çıktı, ama bu sefer ya ben hazır değildim, ya da film gerçekten ortalama bir filmdi. evet, bazı çekim teknikleri izletiyor, evet, çocuk oyuncu filmi gerçekten sırtlıyor başarılı bir şekilde, ama bu filmin gereksiz uzun olmasını haklı çıkarmıyor.

--- spoiler ---

çocuk tüm herkesi en sonunda annesini görebilsin diye mi yaptı yani? yoksa annesinden kendisini terk ettiği için intikam almak adına mı yaptı? çözebilen varsa yeşillendirsin.
--- spoiler ---

(pinkfloyd - 3 Mart 2016 18:57)

it follows, the conjuring ve goodnight mommy ile birlikte son yıllarda izlediğim en iyi korku filmlerinden. sonunu tahmin ettiğinizi düşünüp, bilgece sırıtışınızla koltuğunuzda yayılırken bir anda "n'oluyo lan?" diye yerinizden doğrulmanıza sebep oluyor. 8/10.

(dudagin kenarindaki egreti kivrim - 10 Nisan 2016 12:21)

atmosfer olarak film gayet germekte. hatta, filmin başlarında saçma bulduğunuz durumu film içerisinde size öyle yavaştan yediriyor ki bir anda izleyici olarak inanmaya başlıyorsunuz gördüklerinize. beklenmeyen sürprizler bakımdan oldukça başarılı buldum. kısaca zaman kaybı olmayacak bir film.

--- spoiler ---

resmen bebeğin annabelle tarzı bir şey olduguna oldukça inanmıştım izlerken. hatta cocuk iyi mi kötü mü diye düşünüyorsun. birkaç ipucu veriliyor aslında durumla ilgili. yemeklerin asla atılmaması, duvarlardan hasere gecmemesi için kurulan tuzaklar vs.
belli ki braham'ı korumak için aile boyle bir yonteme basvurmus da kus ucmaz kervan gecmez yerde cocugu insan gibi tutsalarmıs bari evde. belli ki sorunlu bir arkadas ama aynı yerde yasadıktan sonra ha odasına kalmıs ha duvar arasında. sana istediği her seyi korku vererek yaptırıyor sonucta. neyse sonuc olarak ben kendi adıma boyle bir sey tahmin etmemiştim, beni şaşırttı bu sebeple de begendim.

--- spoiler ---

(literally dead - 11 Nisan 2016 09:43)

2016'nın beklenen korku filmiymiş.
bence beklenene değmemiş. fragmanı, filmden çok daha korkutucu.
ah maggie sen böyle filmlerde oynayacak kadın mıydın?

--- ağır spoiler ---
filmin tek korkunç yeri, esas kızın oyuncak bebeğe inanması.
yahu bebek kapına tepsi getiriyor, bu mu senin bebeğin yaşadığına inanma sebebin. bebek kapına tepsi getiriyor yahu! gitsene o evden. hadi bebeğin yaşadığını kabul ettin, neye inanarak "o bana zarar vermez" deyip duruyorsun. iyiki kapına bir tepsi getirdi yani.
--- ağır spoiler ---

neyse ki james wan boş durmamış da, the conjuring 2 ve light out ile karanlık korkumuzu yeniden hatırlatan yaz günlerini biz vaad etmiş durumda. benim ümidim onlardan yana.

(miss veronica - 16 Nisan 2016 02:32)

az önce izledim. taze taze eleştirilerimi yapayım.

korkma spoiler yok.

genel olarak korku filmlerinin puanları zaten çok yüksek değildir, yani eğer imdb'de 6.8 üzeri bir korku filmi görürseniz, bilin ki o film güzel filmdir, iyi filmdir, gerer.

the boy'da 6.0 puana sahip bir film. tam puanını almış, ne az ne de fazla. ben beğendim. gerdi mi? evet gerdi. evde oyuncak bebek olsaydı, gece uyumadan önce şöyle bir gözlerine bakar mıydım? evet bakardım. bu arada sonunda ''oha'' dediğiniz filmlerden bu tıpkı the uninvited gibi.

(arya12 - 28 Nisan 2016 23:05)

filmin genel atmosferi ve çekimleri aslında gayet güzel, çok baymadan sonuna kadar ulaşabiliyorsunuz ama sonu o kadar saçma bağlanmış ki, sonunda "aman bu muymuş" diye kapattığımız bir başka sonu iyi bağlanamamış korku filmi oldu. korku filmlerinin sonunu iyi bağlayabilmek bir meziyet bence ve çok azı bunu çok saçmalamadan yapabiliyor. buradan the othersı saygıyla anıyoruz.

(iwillshowyouwhatitmeans - 2 Mayıs 2016 09:20)

kötü film.

--- spoiler ---

(bkz: michael mayers) hikayesi
--- spoiler ---

(alinbaba - 2 Mayıs 2016 10:26)

eeh iste diyebilecegimiz korku filmi..

ara sira, tum korku filmlerindeki ,ani hareketlerle korkutmasa da hoplatiyor. yani yolda yururken bi herf bana "bom" die donse, noluo aq die bi irkilirim.. keza korkmak bu diil. gercek korku filmi bole diil.

--- spoiler ---
simdi filmdeki korku ogesini bilimsel olarak aciklanabilir bi sekilde baglamalari her ne kadar girdikleri kliseyi tersyuz etmelerini saglamissa da, filmin korkunclu olma durumunu dibe vurdurmuslar..

halbuse sen o oyuncak veledin, canli olduguna bizi de inandiracak kafalara girseydin, o zaman guzel film olurdu..
--- spoiler ---

sikko film.

(amabisidiycem - 2 Mayıs 2016 17:24)

devamı çekilecek mi acaba ? sonunda kırılan bebeği yapıştırdı yanıklı çocuk.

güzel bir başrol , oyuncak bebek, ıssız kocaman ev, klişelerin hepsi tamam he germiyor mu geriyor.
bence ortalamanın üzerinde bir gerilim filmi.

(740 - 9 Mayıs 2016 08:54)

basit film. izlediğim vakte acıdım.

(faruk1990 - 10 Mayıs 2016 03:19)

hayalet üzerinden gitse iyiydi de, "o son ne lan" dedirtti.

sonuyla sıçmış, sıvamış film.

(damien rice sarkilarinin hayrani - 27 Mayıs 2016 03:12)

oldukça bilindik , daha önce yüzlere kez kullanılmış bir hikayeye , yeni bir şey eklemeden , orjinal bir şey yapmadan tekrar önümüze koymuşlar the boy'da - korku filmi olan - boş zamanınız bolsa ve türü seviyorsanız -klişelerine aldırmayacak kadar çok seviyorsanız- izleyin.

---spoiler---

beni en çok rahatsız eden şey şu. yahu porselen bir bebeğin hareket ettiğine , sana yemek getirdiğine , konuştuğuna inandığın an nasıl oluyor da o evde siktir olup gitmiyorsun be kadın ? gerçekten kafam almıyor bunu. hele bir de üzerinde bornozla tavan arasına çıkıp ''hellooo'' deyişi yok mu ? ekrana kafa atasım geliyor.

bir iki sahnesi -tablo ve ayna sahneleri - haricinde hiç de germeyen , korkutmayan bir film olmuş. bahsettiğim iki sahne ise başarılı olmuş gerçekten.

brahms o duvardan çıkmasaydı ve porselen bebek üzerinden yürüselerdi sanki daha iyi ederlerdi ama eh yönetmen tercihi diyelim artık.

5.5/10

---spoiler---

(hplovecraft - 27 Mayıs 2016 23:53)

evde tek başınıza karanlıkta izlerseniz 10 üzerinden 7

evde kalabalık bir ortamda izlerseniz 10 üzerinden 6

evde tv kanalında türkçe dublajla izlerseniz 10 üzerinden 5

puan verilebilecek bir film.

(sesver - 7 Eylül 2016 11:36)

görüntü kalitesi oyunculukları falan güzel ama korku filmi kategorisine asla girmeyecek gerilimsi film. filmin varoluş amacını anlayamadım.

(iflah olmaz karamsar - 28 Temmuz 2016 23:16)