Süre                : 42 dakika
Çıkış Tarihi     : 14 Haziran 2015 Pazar, Yapım Yılı : 2015
Türü                : Drama,Bilim Kurgu
Ülke                : İngiltere,ABD
Yapımcı          :  Kudos Film and Television , Channel 4 Television Corporation , AMC Studios
Yönetmen       : Lewis Arnold (IMDB), Samuel Donovan (IMDB)(ekşi), China Moo-Young (IMDB)(ekşi), Daniel Nettheim (IMDB)(ekşi), Mark Brozel (IMDB), Francesca Gregorini (IMDB), Carl Tibbetts (IMDB), Al Mackay (IMDB), Jill Robertson (IMDB), Richard Senior (IMDB), Ben A. Williams (IMDB)
Senarist          : Lars Lundström (IMDB),Jonathan Brackley (IMDB),Sam Vincent (IMDB),Joe Barton (IMDB),Daisy Coulam (IMDB),Emily Ballou (IMDB),Charlie Covell (IMDB),Iain Weatherby (IMDB),Jonathan Harbottle (IMDB),Melissa Iqbal (IMDB),Namsi Khan (IMDB),Debbie O'Malley (IMDB)
Oyuncular      : Katherine Parkinson (IMDB)(ekşi), Gemma Chan (IMDB)(ekşi), Lucy Carless (IMDB), Tom Goodman-Hill (IMDB)(ekşi), Colin Morgan (IMDB)(ekşi), Theo Stevenson (IMDB), Ivanno Jeremiah (IMDB), Pixie Davies (IMDB), Emily Berrington (IMDB), Ruth Bradley (IMDB), Neil Maskell (IMDB), Will Tudor (IMDB), Thusitha Jayasundera (IMDB), Billy Jenkins (IMDB), Bella Dayne (IMDB), Sope Dirisu (IMDB), Danny Webb (IMDB), Sonya Cassidy (IMDB), Carrie-Anne Moss (IMDB), Stephen Boxer (IMDB), Chloe Wicks (IMDB), Dino Fetscher (IMDB), Ukweli Roach (IMDB), Matthew Marsh (IMDB), Mark Bonnar (IMDB), Sam Palladio (IMDB), Will Payne (IMDB), Neil D'Souza (IMDB), William Hurt (IMDB), Rebecca Front (IMDB), Tor Clark (IMDB), Letitia Wright (IMDB), Jack Derges (IMDB), Holly Earl (IMDB), Jill Halfpenny (IMDB), Phil Dunster (IMDB), Staz Nair (IMDB), Ritu Arya (IMDB), Naveed Khan (IMDB), Marshall Allman (IMDB) >>devamı>>

Humans ' Dizisinin Konusu :
Humans is a TV series starring Katherine Parkinson, Gemma Chan, and Lucy Carless. In a parallel present where the latest must-have gadget for any busy family is a 'Synth' - a highly-developed robotic servant that's so similar to a...


  • "bizim japon işi'nden arak olan dizidir. piiiiiiiiiiiiiii başımıza gelenler."
  • "fringe, black mirror, orphan black yasında kara tülbentim olmuş dizi. tutar."
  • "anne rolundeki kadın aşırı kıskanç sanki, o anita'nın gözü de göz değil korkutuyor beni. yılların ezik merlini de bu dizide fazla karizmatik olmuş . (bkz: colin morgan)"
  • "real humans / äkta människor adli isvec dizisinin ingiliz uyarlamasi. 4. bolum itibariyle oldukca basarili bir sci-fi olmus. anita karakterini oynayan gemma chan robot rolunde muhtesem is cikarmakta."
  • ""varlığın kanıtlanmadı ve olasılık dışı görünüyor ama eğer ordaysan..." diye başlayıp tanrı'ya dua eden bir robot barındıran dizi. ah sen yok musun ingiliz gâvuru."
  • "6. bölüm itibariyle her synt'in cebine birer power bank konulmasını tavsiye ettiğim dizi*"
  • ""humanity is not a state. it's a quality.""




Facebook Yorumları
  • comment image

    ikinci bölüm itibariyle ilgi çekici ve hoş bir bilim kurgu dizisi olacağı izlenimi vermiştir. lakin itiraz ettiğim, hiçbir mantığa uygun bulmadığım bir nokta var:

    --- spoiler ---

    hangi insan evladı (erkek ya da kadın) evinde iş yapılıyor diye suratını asar ki? hem de mükemmel yapılıyor diye. git arkadaş kocanla, çocuklarınla, işinle ilgilen artık. ne diye surat yapıp durursun ki? senden iyi mi yapıyor? harika işte, daha ne istiyorsun? belanı mı? bırak yapsın, sana ne batıyor ki? hayır insanoğlu her şeyi mükemmel yapamaz ki. gelecektesin ama daha bunu bile öğrenememişsin. ey... daha ney?

    ---
    spoiler ---

    hem de mantıksızlığın daniskası gibi geldi. yanılıyor olabilirim tabi. öyle düşünmeyen insan evlatları da vardır.


    (mjorate - 22 Haziran 2015 12:25)

  • comment image

    anne rolundeki kadın aşırı kıskanç sanki, o anita'nın gözü de göz değil korkutuyor beni.
    yılların ezik merlini de bu dizide fazla karizmatik olmuş . (bkz: colin morgan)


    (betdream - 24 Haziran 2015 09:58)

  • comment image

    yeni dizi arayışında olanlar varsa "humans"a bir şans verebilirler. 3. bölüm itibarı ile: fena gitmiyor.
    ana karakterlere sempati beslemek şu an için mümkün gözükmüyor ama hikayenin kendisi merak uyandırıcı. ki böylesi çok daha iyi. hikaye sendelemeye başlarsa vazgeçmesi kolay olur.


    (iz - 29 Haziran 2015 22:49)

  • comment image

    ilk bölümünün altıncı dakikasına geldim. ilk dikkatimi çeken, dizinin oldukça gelişmiş robotlar kullanılan bir dünyada geçmesine rağmen ev telefonundan tabletine, otomobillerine kadar günümüz teknolojisinin kullanılıyor olması. sanki robot teknolojisinden başka hiçbir şey gelişmemiş gibi. bu durum benim için bu tip dizilerde çok büyük bir eksi.

    izlemeye devam edelim bakalım. puanlarını yükseltebileceklermi.

    edit: ilk bölüm bitti. bahsettiğim teknoloji orantısızlığı haricinde, başka can sıkacak durum yok gibi.
    edit: 2 ve 3 te bitti.


    (rifki almaz - 1 Temmuz 2015 22:29)

  • comment image

    real humans / äkta människor adli isvec dizisinin ingiliz uyarlamasi. 4. bolum itibariyle oldukca basarili bir sci-fi olmus. anita karakterini oynayan gemma chan robot rolunde muhtesem is cikarmakta.


    (frozen blues - 8 Temmuz 2015 18:31)

  • comment image

    "varlığın kanıtlanmadı ve olasılık dışı görünüyor ama eğer ordaysan..." diye başlayıp tanrı'ya dua eden bir robot barındıran dizi. ah sen yok musun ingiliz gâvuru.


    (yazmamaya yemin eden adam - 20 Temmuz 2015 05:14)

  • comment image

    özellikle bu tür hikayelerde çok sevdiğim ince detaylarla dolu bir dizi. görebildiğim detaylardan bazıları:

    --- spoiler ---

    david elser'in geliştirdiği yapay zeka sahibi "sentetikler"in duyguları birer duygu taklidi değil, gerçek duygu olarak verilmiş. daha sonra satır aralarında da olsa duyguların ve genel olarak zihnin bir veri işlemeden ibaret olduğu anlatılmış. mesela, sentetik niska ile dr. millican'ın konuşmasında, niska yaratıcıları david elser'in yazdığı 17 bin kod ile duyguları ve bilinci kendilerine verdiğini söylediğinde, dr. millican'ın önce insanlığın sadece bir dizi kod ile verilmesine kuşkuyla yaklaşıp arkasından "neden olmasın" demesi bu bakış açısını yansıtıyor.

    sadece bu da değil, yapay zekaya sahip 4 sentetiğin her birinin ayrı bir karakterinin olması ve bu karakterlerin yalnızca birbirlerinden farklı, ama birbirini tamamlayan kodlarla geliştirilmiş olmalarından kaynaklanmaması da güzel bir detay. aslında bu sentetiklerin her biri çocuk "yaşında" ve karakter farklılıklarıyla yaşları arasında bir ilişki var görünüyor:

    sentetik mia, içlerinde en büyükleri (14 yaşında) olarak en olgunları, en insan davranışlarını anlayabileni; sentetik max ise en küçükleri olarak içlerinde en karşılıksız sevgi dolu olanı, en naifleri. tabi bunun nedeni sadece yaşları değil; mia bir bakıcı olarak yaratıldı ve ona göre bir koda sahip, max ise sadece leo'ya bir kardeş olarak yaratıldı ve kardeş sevgisine sahip. leo'nun yarı insan, yarı sentetik olarak, insana en yakınları olduğu halde insanlara en güvenmeyeni olması da anlamlı. yine de sentetiklerin karakterlerinde, kodlarından kaynaklanıyor olsa da kodların ilk çıktılarını aşan bir gelişim de var:

    niska'nın daha david ile başlayan "cinsel istismar"lar karşısında erkek düşmanlığı yoluyla insanlardan, onlara hizmet etmekten nefret etmesi, ama kendisine iyi davranan birini gördüğünde ona yardım etmeyi kabul etmesi, yine bu sayede işlediği cinayetten de pişmanlık duymaya başlaması böyle bir gelişim.

    benzer şekilde sentetik fred de david'in kendisine yaptığı yaralı tilki yavrusu testiyle insanlar hakkında bir fikir sahibi olmuş, insanların doğanın bir parçası olarak sahip oldukları sınırları görmüş ve bu sınırları kabul ederek kendini insanlardan farkıyla tanımlamış. bu tam olarak bir benlik inşası sürecidir. ayrıca insanlarda gördüğü bu sınırlılığı kendi lehine kullanıp kaçarken acımasız davranmaması, eline bir tür şok tüfeğini aldığında, kendisini bir süredir esir tutuyor olmasına ve üzerinde testler yapmış olmasına rağmen doktor kalp pilini gösterince onu bacağından vurmayı seçmesi de önemliydi. insanda olduğu gibi sentetiklerde de "doğuştan", apriori iyi ve kötü olmadığı mesajı veriliyor sanki; yapay zekaya sahip sentetikler yalnızca kendilerine şiddet uygulayana şiddet ile karşılık veriyor.

    bütün bunlar, hikayede, veri işleme hızı veya zekanın tek başına yeterli olmadığını, sentetiklerin bazı davranışları kazanmalarının, karakter gelişiminin, olgunluk ve bilgeliğin tecrübe ile de alakalı olduğu fikrinin işlendiğini gösteriyor.

    bir başka iyi düşünülmüş detay da, laura'nın anita hakkındaki fikirlerinin, anita oğlunu kurtardığında değişmeye başlaması ve anita/mia ile laura arasındaki ilişkinin daha sonraki seyriyle ilgili: mia'nın laura'ya ilk söylediği şey, "annen gibi olmaktan korkuyorsun ama öyle değilsin" oldu ve bu sözler üzerine laura, mia'nın gerçekten hissettiğine ikna oldu. bu şekilde, "robot kadın" ile "insan kadın" arasındaki ilişkinin kadınlık, annelik üzerinden kurulması hoş bir detaydı, zaten gerçekte annelik doğanın, kadınlık da doğa ve toplumun kodlarıyla şekillenir, yapay zekanın kadınlığı da dijital kodlara dayanıyor. bu ilişkinin dışında kalan kocanın sonunda her şeyi berbat eden kazmalığı da buna bir örnekti.

    mia'nın sistem açılışının anita'dan farklı olarak derin bir nefes alma şeklinde olması da ayrıca güzel bir detaydı.

    ---
    spoiler ---

    konu fazla uzatılabilecek gibi durmuyor. bu nedenle, hikaye iyi bağlanıp en fazla 13'er bölümlük iki sezon ile derli toplu bir şekilde bitirilebilirse en iyi bilimkurgu dizilerinden biri olabilir diye düşünüyorum.


    (tembel tnt - 20 Temmuz 2015 15:04)

  • comment image

    her bölüm üstüne koyarak giden dizi. ailenin domuzcuk ergeni dizide bir hayli sırıtıyor, olmasa daha iyi olurmuş.
    bizim kepçe kulak merlin* de bayağı karizma olmuş bu arada.

    --- spoiler ---
    ---
    spoiler ---
    --- spoiler ---

    dedektif hatunun synth çıkması ters köşe oldu, hikayesi iyiden iyiye merak uyandırıyor.

    ---
    spoiler ---
    --- spoiler ---
    ---
    spoiler ---


    (xaxxbczczaaxax - 21 Temmuz 2015 16:13)

  • comment image

    (bkz: underrated)

    şu ana kadar kadar oldukça sağlam kurgusu, oyunculukları, çekilmemişi, çoğu kişi tarafından hayal edilmemişi perdeye (kutuya?) aktarması ve isaac asimov'un yolundan ilerlemesiyle dikkat çeken dizi. büyük potansiyel vaad ediyor.

    başka bir underrated için,
    (bkz: the americans)


    (el ponchis - 27 Temmuz 2015 17:24)

  • comment image

    7. bölümün sonundaki "humans finale same time next sunday" sözleri içimi cız ettirdi.

    bitireceklerse de mevzuları güzelce toparlayıp net bir şekilde kapatırlar umarım.
    2. sezon belirsizliğinden ötürü sonunu gri bir şekilde bırakırlarsa diziye haksızlık olur.


    (iz - 27 Temmuz 2015 19:47)

  • comment image

    çok hayranı oldum.

    robot hikayelerindeki klasik robotun bilinç geliştirip insana benzemeye başlaması bu defa uçan arabaların olduğu uzak gelecekte değil de herhangi bir kenar mahallede hayatlarına devam eden robotlarla anlatılıyor. eleştirilen uçan araba ve başka teknolojiklikler olmaması bence dizinin orijinal yönlerinden.

    insanlar makina olmasın diye makinaların insanlaştırılması, aşk, öfke, hayal kırıklığının sonradan öğrenilip öğrenilemeyeceği, her şeyi hızlı yapmamız gerekmesi vs değerlendirmeleri de çok etkileyiciydi.
    dizide daha bu sorgulamaya girilmeden acaba anita'ya mı daha yakınım yoksa evdeki normal insanlara mı diye düşündüm de anita daha yakın geldi.


    (as royal as a queen - 31 Temmuz 2015 10:38)

  • comment image

    hakkında girilen finalli entryleri okuyunca zaten dupduygusallı bi bölümden çıkmış halimle beni iyice yıkan ama sezon finali olduğunu anlayınca ve 2. sezon onayı aldığını görünce derin bir oh çektiren mükemmel dizi. kalbime indirdiniz allah yoksunları öyle pat diye haftaya final yazılır mı. dizileri hep ben terk ederim genelde, bir şekilde dizi kötü gitmeye başlayınca ya da çok sezon varsa sıkılınca falan. ama bu ingiliz dizileri son zamanlarda hep ilişkimizin en güzel dönemlerinde beni terk etti.* haliyle paranoyak oldum. dizi hala çok ilginç bi şekilde bilinmiyor. müthiş başlayıp 6. ve 7. bölümlerle zirve yapan dizi oldu benim için. sezon finalini izlemek istediğim zaman "şu an bu diziyi bitirmeye layık bi an mı" diye düşünüp ona göre izlicem. çok çok sevdim.

    diziden bahsederken her seferinde değinmek istediğim iki karakter var, george millican ve odi. onların birbirine bağlılığı gibi benim de onlara bağlılığım oluştu. bu iki karakteri de içimde taşıyorum gibi çünkü. george hafıza probleminden anıları hatırlayamıyor odi ise ona bunları hatırlatıyor sürekli. anılara aşırı değer verdiğimden ve sürekli kendi içimde hatırlatmaya çalışıp durduğumdan içimde odi taşıyormuşum gibi hissediyorum. mesela george'un unuttuğu bi şeyi odi hatırlattığı zaman gülümsemesi o kadar tanıdık ki, kendim de uzun süre kafamda gerilere atılmış güzel bi anıyı bi anda hatırlayınca aynı öyle oluyorum. ikisi hakkındaki düşüncelerimin devamı spoiler o yüzden 7.yi izlemeyenlerle bu paragrafta vedalaşalım.

    --- 7. bölüm spoiler ---

    normalde filmlerde dizilerde kolay ağlayan biri değilim, hatta en vıcık romantik filmde bile o sırada ağlayan arkadaşlarımla dalga geçen duygusuz pislik insan olurum. çok duygusal anıma mı denk geldi bilmiyorum ama george'un öldüğü sahnede odi gelip anılardan konuşunca gözlerim doldu aşırı. "you've died george" dediği an bi baktım kontrolüm dışında gözümden yaş akıyor allah da kahreder. sonra izledim izledim bölüm bitti, ya dedim acaba bi boşluğuma mı denk geldi aynı sahneyi başa sardım yok boşluğuma falan gelmemiş yine aynı şey oldu delircem. "o gün ağaçtan 3 portakal yemiştin" diyor ya resmen benim aklımda kalan gerizekalıca ayrıntılar gibi. neyse bi daha duygusallaşmadan bu kısmı susayım artık.

    bunun dışında 7. bölümde bi şey olmadı mı oldu. acayip şeyler oldu. dedektif kadının anne taklidi birisi çıkması çok güzeldi heyecan kattı. ama beni 2. en çok etkileyen kısım insanlardan tiksinen niskanın küçük kız sophieyle diyalog kurduğu hatta oyun oynadığı sahnelerdi. gidip kafasını sevmek istedim. gerçi bu olayın da sonu kötü oldu neyse.

    ne güzel bölümdü be. 6'yla beraber favorim bi bölümdü. güzel bi final bekliyorum şimdi. muhtemelen mutlu bi final olmayacak ama olsun.

    --- 7. spoiler ---


    (dontmesswithme - 31 Temmuz 2015 18:01)

  • comment image

    ilk bir iki bölüm "iyi yahu gideri var" dedirten ama sonra, karakterler işlendikçe favorilerimden biri haline gelen dizi. zaten ingiliz dizilerini özümsemişim. direk tanıdık yüzler görüyorum artık. merlin'den merlin, utopia'dan arby, it crowd'dan jen'i görünce hemen kanım kaynadı diziye. bir de ingiliz dizileri içimizi bayan amerikan klişelerinden sakınmıyorlar belki ama doğru kullanıyorlar. evet burada da ergen bir kız ve oğlan var ama bütün dizi boyunca sorun çıkaran, bunalım takılan tipler değil. evet burada da ailesini kolladığı için zaman zaman sinir bozucu davranışlar gösteren bir anne var ama sürekli kasıntı değil, empati yapabiliyor. anita ve leo arasındaki ilişkinin aşk olmasını bekliyorsunuz ama değil, hollywood bize aksini öğretse de çok daha samimi ve güçlü bir bağ. yanisi ingilizler bu işi biliyor. ama çok kısa yapıyorlar bu dizi işini.

    daha önce defalarca işlenen yapay zeka konusunu, boylarını aşacak çok iddialı sözler söylemeden ağır ağır çok güzel işliyorlar. esasen hikayenin ana konusu final bölümünde fred'in de söylediği gibi kölelik. aynı senaryoyu, bilim kurgu öğelerini çıkarıp işleselerdi ortaya 40-50'ler amerika'sında geçen yine kaliteli bir yapım çıkardı.

    dediğim gibi karakterler çok başarılı işleniyor. bunda oyunculuklarında payı büyük. misal 24 son sezonunda da gözüme çarpan emily berrington yine çok iyi bu dizide. niska karakterinde özündeki iyiliği ama insan ırkına karşı da hep canlı kalan nefreti her daim gözlemleyebiliyorsunuz. william hurt dizinin en güzel yanı. onun oynadığı, özellikle niska ile iletişim kurduğu sahneleri izlemek ayrı bir keyifti. bir de max var ki. öyle tatlı robot mu olur lan?

    spoiler vermeden bitireyim yazıyı. güzel ve doyurucu bir finalle ilk sezonu kapadı. ikinci sezon için yeni kapılar açmayı da ihmal etmedi. 10 ay yeni sezon bekleyeceğimizi düşünürsek ben bu 8 bölümü muhtemelen tekrar izlerim. ingilizlerden pek beklemesem de umarım bu kez uzun soluklu bir iş olur.


    (ecs - 4 Ağustos 2015 10:01)

  • comment image

    guzel bir bolumle sezon finali yapmis dizidir. hakkinda ilginc bir bilgi edindim, sentetik rolundeki oyuncular cekimler baslamadan once synth school adi verilen olusumda bir sure ders almislar. mia* rolundeki gemma chan bundan bahsederken walking dead oyuncularinin da zombi okuluna gittigini soyluyor.* mesela bir sentetige seslenildiginde once gozleri, sonra kafasi, sonra vucudunun donmesi gerektigini ogrenmisler. biz insanlar tum vucut bodoslama donuyoruz allah affetsin. hareketler hicbir sekilde klise robotik olmamali insanlara yakin olmali diye de tembihlenmisler. ortaya da boyle guzel bir sey cikmis.

    --- sezon finali spoiler ---

    kacacak yer arayalim niska hepimizi opecek.

    --- sezon finali spoiler ---


    (dontmesswithme - 5 Ağustos 2015 11:38)

  • comment image

    dizi, yakın gelecekte geliştirilmesi muhtemel, yapay zekaya/bilince sahip makineler üzerine ahlaki/etik sorular soruyor. bizi makinelerden ayıran, insan yapan özellikler nelerdir ve bunlar eğer yapay olarak geliştirilebilirse, yani makineler insani özelliklere, duygu/bilinç düzeyine sahip olursa, bu durumda makineler (syntheticler) özgür iradeye sahip bireyler olarak bazı temel haklara da sahip olmalı mıdır? yoksa ölümlü olmadıkları için yaşam üzerine iddiaları hükümsüz müdür? özgür irade nedir, insanlık/humanity nasıl tanımlanır? vs.

    dizi, bu ve benzeri soruları, synthlerle insanları farklı durumlara/ilişkilere sokarak biraz da provokatif olarak soruyor. senaryo temel olarak bu sorular çerçevesinde tasarlanan diyaloglar/sahneler üzerine inşa edilmiş. dolayısıyla bu temel sahne/diyaloglar arasında geçiş kurarken hikayenin inandırıcılığı azalıyor. ancak bu durum, soruların meşruiyetini azaltmıyor.

    bana enteresan gelen başka bir nokta var. insanların, makinelerle kurduğu ilişkilerde özden çok, yani makinenin bilnçli/duygusal olmasından daha ziyade makinelerin formu etkili oluyor. polis abimizin karısı, kaslı yakışıklı bir synth'e bağlanıyor. mia, henüz bilinç kazanmamış basit bir makine iken aileden biri olarak kabul görüyor. ihtiyar millican, synth'i oğlu gibi görüp ondan ayrılamıyor vs.

    şimdi asıl mesele bilinçten daha çok formla alakalı yani. synthler insan formunda ve hatta "ideal/güzel insan" formunda tasarlanmayıp metalik bir bünyeye sahip olsalardı, insanların makinelerle ilişkisinin muhtevası değişir miydi? ve hatta yapay zekaya, bilince sahip synthlerimiz dahi böyle sempatik-güzel olarak resmedilmeyip bambaşka bir forma, kendilerinin makine olduğu ilk bakışta anlaşılabilecek bir görünüme sahip olsalardı, bu ahlaki/etik tartışmasının altyapısı bu derece güçlü doldurulabilir miydi?

    güzel dizi işte.


    (toz bezi - 4 Ekim 2015 17:58)

Yorum Kaynak Link : humans