Süre                : 2 Saat 24 dakika
Çıkış Tarihi     : 30 Eylül 2015 Çarşamba, Yapım Yılı : 2015
Türü                : Macera,Drama,Bilim Kurgu
Taglar             : astronot,Alan yaşam alanı,ölüme terk edilmiş,Nasa,Ölü kabul
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Twentieth Century Fox , TSG Entertainment , Scott Free Productions
Yönetmen       : Ridley Scott (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Drew Goddard (IMDB),Andy Weir (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Kate Mara (IMDB)(ekşi), Jessica Chastain (IMDB)(ekşi), Kristen Wiig (IMDB)(ekşi), Matt Damon (IMDB)(ekşi), Mackenzie Davis (IMDB)(ekşi), Sean Bean (IMDB), Sebastian Stan (IMDB)(ekşi), Donald Glover (IMDB)(ekşi), Jeff Daniels (IMDB), Michael Peña (IMDB), Chiwetel Ejiofor (IMDB), Aksel Hennie (IMDB), Naomi Scott (IMDB), Jonathan Aris (IMDB), Lili Bordán (IMDB), Karen Gagnon (IMDB), Mark O'Neal (IMDB), Brian Caspe (IMDB), Nikolett Barabas (IMDB), Gruffudd Glyn (IMDB), Björn Freiberg (IMDB), Nick Mohammed (IMDB), Scott Alexander Young (IMDB), James Fred Harkins Jr. (IMDB), Takács Zalán (IMDB), Declan Hannigan (IMDB), Charlie Gardner (IMDB), Waleska Latorre (IMDB), Zsofia Fekszi (IMDB), Peter Linka (IMDB), Peter Schueller (IMDB), Gayathri Kasupathipillai (IMDB), Nicholas Wittman (IMDB), Fanni Krausz (IMDB)

The Martian (~ Marsli) ' Filminin Konusu :
Mars’daki bir görev sırasında çıkan bir fırtınayla ekipten ayrı kalan ve o noktadan sonra da geride kalanlar tarafından bulunamayınca ölmüş olarak kabul edilen bir astronotu anlatıyor. Senaryo da bu astronotun hayatta kalma mücadelesini aktarıyor. Söz konusu olan karakter oldukça şahsına münhasır, kendisiyle dalga geçebilme yeteneğine sahip esprili bir adam. Yani bir yandan çok dramatik, öte yandan da eğlenebileceğiniz bir adam.

Ödüller      :

Golden Globes:Golden Globe-Best Motion Picture - Comedy or Musical, Golden Globe-Best Performance by an Actor in a Motion Picture - Comedy or Musical


  • "kitap olarak iyi ama filmi -eğer ridley scott ridley scott gibi çekerse- mükemmel olur. gravity falan yanında hiç kalır bana sorarsanız. okurken kafamda film olarak izledim ben. güzeldi."
  • "kitabı bitirdim*. okurken "inşallah filmi çok uzun olur yoksa bokum gibi bir film olur" dedim. çünkü neresinden kırpsalar eksik kalacak.muhakkak okuyun çok müthiş bir kitap."
  • "şu fotoğrafta matt damon'ın fena halde tayyip'e benzediği film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    ray bradbury'nin martian chronicles isimli eserindeki en sevdiğim öykü. eylül 2005.

    --- spoiler ---

    ...

    all down the way the pursued and the pursuing, the dream and the dreamers, the quarry and the hounds. all down the way the
    sudden revealment, the flash of familiar eyes, the cry of an old, old name, the remembrances of other times, the crowd
    multiplying. everyone leaping forward as, like an image reflected from ten thousand mirrors, ten thousand eyes, the running
    dream came and went, a different face to those ahead, those behind, those yet to be met, those unseen.

    and here they all are now, at the boat, wanting the dream for their own, just as we want him to be tom, not lavinia or
    william or roger or any other, thought lafarge. but it's all done now. the thing has gone too far.

    "come up, all of you!" spaulding ordered them.

    tom stepped up from the boat. spaulding seized his wrist. "you're coming home with me. i know."

    "wait," said the policeman. "he's my prisoner. name's dexter; wanted for murder."

    "no!" a woman sobbed. "it's my husband! i guess i know my husband!"

    other voices objected. the crowd moved in.

    mrs. lafarge shielded tom. "this is my son; you have no right to accuse him of anything. we're going home right now!"
    as for tom, he was trembling and shaking violently. he looked very sick. the crowd thickened about him, putting out their
    wild hands, seizing and demanding.

    tom screamed.

    before their eyes he changed. he was tom and james and a man named switchman, another named butterfield; he was the
    town mayor and the young girl judith and the husband william and the wife clarisse. he was melting wax shaping to their minds.
    they shouted, they pressed forward, pleading. he screamed, threw out his hands, his face dissolving to each demand. "tom!"
    cried lafarge. "alice!" another. "william!" they snatched his wrists, whirled him about, until with one last shriek of horror he
    fell.

    he lay on the stones, melted wax cooling, his face all faces, one eye blue, the other golden, hair that was brown, red, yellow,
    black, one eyebrow thick, one thin, one hand large, one small.

    they stood over him and put their fingers to their mouths. they bent down.

    "he's dead," someone said at last.

    ...

    ---
    spoiler ---


    (satine - 2 Nisan 2009 23:02)

  • comment image

    hayatta kalma mücadelesini, komiklikler şakalar ile yaşayan bi adamın kitabıdır. son 90 sayfadayım ve inanılmaz beğendim. filminde de mark watney'in esprili yanını iyi vereceklerini düşünerek, biraz sıradışı bir bilim kurgu olacağını düşünüyorum, umarım yanılmam. matt damon'a oldukça iş düşüyor, çünkü birçoğu monolog gidecek ve o kadar gergin bir durumda kendisiyle sürekli dalga geçen, komik bi adamı da canlandıracak aslında.

    işin tuhafı kitabı okurken mark watney'i nedense matt damon olarak hayal etmiştim, sonradan filminde oynayacağını duyunca çok şaşırdım.


    (gizucuk - 9 Ocak 2015 19:33)

  • comment image

    mark watney adlı cenabet karakterin mars'taki maceralarını anlatan eğlenceli ve sürükleyici kitap.

    --- spoiler ---

    kitap, bir bilim kurguda gelebileceği en gerçekçi noktaya ulaşmış. özellikle uzay yolculuğunun finansal ve lojistik zorluklarını bu kadar ayrıntıya girip anlatması kesinlikle mükemmel olmuş.

    ---
    spoiler ---


    (yberian - 16 Ocak 2015 15:36)

  • comment image

    okurken bırakılması zor bir kitap.

    öncelikle şunu söylemeliyim ki pek kitap okuyan bir insan değilimdir, ancak internetten yaptığım bir alışverişte ücretsiz kargo kazanmak için fiyat limitini doldurma amacıyla aldığım bu kitabı okumaya başlayınca bırakmak kolay olmadı. daha önce adını bile duymadığım bir adam olan andy weirı her yerden takip etmeye başladım, acaba başka ne yapmış diye. gerçekten uzun zamandır bir kitap beni kendine bu kadar bağlayamamıştı. ana karakterin her sıkıntısını kendime dert edindim ulan, olay bitene kadar kurdeşen döktüm resmen.


    (fizikci - 19 Ocak 2015 13:58)

  • comment image

    harika kitap. ben, zamansızlıktan audiobook'u ile idare ediyorum. (metroda, metrobüste kulağında kulaklık kahkaha atan bir adam görürseniz, lütfen kem gözlerle bakmayın)

    kitabı dinlemeye başladığımda, "hah, tam filmi çekilecek roman" dedim. başrol oyuncusu olarak da mark ruffolo'yu kafamda canlandırdım. sonra, filminin gerçekten çekildiğini ve ridley scott tarafından yönetildiğini öğrenince mest oldum. ridley baba, başrole matt damon'u koymuş. biraz fazla biblo bir adam matt damon. kendisini çok severim, fakaaat ruffolo hicivli astronot kalıbına daha uyardı sanki. hem de adaşı olacaktı kitaptaki karakter. neyse, derdimi sikeyim, saglik olsun.

    demem o ki, eğer bilim kurgudan (daha çok bilim tarafından) hoşlanan, matematiği, fiziği seven, astronomiye hasta makina mühendisiyseniz (ben), hayatınızın romanı karşınıza çıkmış olabilir.

    ridley baba, alien'ı seyrettiğimde 10 yaşındaydım (sanırım ailem psikopatmış), o günden beri çok büyük hayranınım. buradan sana seslenmek isterim. bak, sana bir "blade runner" fırsatı daha çıktı. hem de öyle devasa bütçeye filan da gerek yok. prometheus'tan artan dekoru filan kullan yeter. ama işini iyi yap. kitaptaki havayı vermen zor biliyorum ama, senden başkası da beceremez bu işi onu da bil. gözünü seveyim, güzel çek şu filmi, "exodus" yapma. eyyorlamam bu kadar.


    (smartfly - 22 Ocak 2015 23:06)

  • comment image

    andy weir'in yazdığı goodreads'te 2014'ün en iyi bilimkurgu romanı seçilen ve ridley scott tarafından filmi çekilmekte olan kitap.

    içeriği hakkında bilgi vermeyeyim, gerçi öyle müthiş spoiler'lık bir şey de yok, ancak şu kadarını söyleyebilirim ki, yazar mars'ta mahsur kalan bir astronotun yapabileceklerini bilimsel açıdan oldukça geniş bir şekilde ele almış. şu an bıraksan beni mars'a yolumu bulurum gibi geliyor.

    ancak kitapta ciddi bir "karakter" eksikliği olduğunu da eklemeden geçmeyeyim. kitaptaki hiçbir karakter başarılı bir şekilde karikatürize edilememiş veya işlenememiş. hemen hepsi aynı gibi. zoraki kişilik sivriltmeleri yapılmış, ancak pek de olmamış. yani kendinizi biriyle özdeşleştirmeniz epey zor.

    gerçi yazarın ilk romanı olduğunu da göz önüne alırsak, normal bir şey bu. zamanla olur elbet.

    yalnız tam da filme çekilir diye düşünülerek yazılmış gibi. büyük ihtimalle çok büyük bir ahmaklık sergilenmezse, filmi güzel olur.

    göreceğiz.


    (once kaos vardi - 27 Ocak 2015 01:27)

  • comment image

    okumaya yeni başladığım kitap. gerçekten de tam film olmalık bir hikayesi var. film hazırlıkları da başlamış.
    the martian
    kadroda sean bean reyizde var ama korkmayın bu sefer ölmeyecek galiba. astronot değil kendisi. astronot olsa kesin ölürdü reyiz.


    (lostunfinalbolumu - 30 Ocak 2015 17:25)

  • comment image

    kitap olarak iyi ama filmi -eğer ridley scott ridley scott gibi çekerse- mükemmel olur. gravity falan yanında hiç kalır bana sorarsanız. okurken kafamda film olarak izledim ben. güzeldi.


    (hayaletin garip huylari - 2 Şubat 2015 03:43)

  • comment image

    kitabı bitirdim*. okurken "inşallah filmi çok uzun olur yoksa bokum gibi bir film olur" dedim. çünkü neresinden kırpsalar eksik kalacak.

    muhakkak okuyun çok müthiş bir kitap.


    (sol ayagim - 8 Şubat 2015 12:48)

  • comment image

    biraz önce bitirdim ve hiç bitmesin istedim mark watney'in aksine :) yazar andy weir resmen ilmek ilmek işlemiş kitabı her detayına kadar. adam kazara marsta biri tek başına kalsa yapabileceklerini yazmış.

    herkes yazmış hatta kitabın ilk sayfasında da yazıyor; ridley scott kitabı filme uyarlıyor. kitabın orasını burasından kırpacak ve geriye çok az şey kalacak o yüzden alın okuyun derim..


    (barneyco - 8 Şubat 2015 22:49)

  • comment image

    ridley scott'a alien'dan sebep güveniyorum, fakat aliens'ın potansiyelini eliyle itip sonra vay bana vaylar bana yapmasıyla da "acaba?" diyorum, ama zannediyorum ki elinden biraz kısa bir film çıkacak ve her kime teslim edilmiş olursa olsun kitaba adaletli davranılmayacak.

    bilimkurgu gibi bilimkurgu kitabı bu, uzun zamandır böyle zevk alarak mutlu mutlu okuduğumu hatırlamıyordum. bana bilimkurguyu neden sevdiğimi hatırlattı, omzumdan tutup silkeledi bak bu türe inancını yitirme senin zevklerin burada yatıyor dedi. alın, okuyun, bitince dönün tekrar okuyun, biraz zaman geçsin tekrar okuyun. son zamanlarda okuduğum en mükemmel kitaplardan biri oldu bu.

    andy weir'ın yayınlanmış ilk romanı. "sen neymişsin be, sen yaz biz okuyalım!" dedirtti. kendisi yazılım mühendisi ve sitesine göre bir "space nerd" fakat elinden çıkan bu kitap nasa'yla, uzay bilimleriyle meşgul birinin doluluğunda. bir de kendisinin eğlenceli bir facebook sayfası var, şu gönderisi gülümsetti:
    https://www.facebook.com/…0/693489940750301/?type=1


    (cersei lannister - 14 Şubat 2015 15:59)

  • comment image

    çok eğlenerek okuduğum hard science fiction romanı. edebiyat harikası değil, okurken kasmıyor, bitince dönüp üzerinde düşündürmüyor tam sevdiğim kıvamda olmuş.

    spoylersiz özet geçersek bahtsız astronot mark arkadaşlarıyla marsı keşfederken öldü sanılıp geride bırakılır, üstelik çanak anten de bozulduğu için dünyayla iletişim kanalları da kapalıdır. olaylar gelişir, mark hayatta kalmak için bin türlü hesap kitap yapıp plan proce üretir, çok boktan durumda olsa bile geyige vurmaktan vazgeçmez, türlü şakaları komiklikleri de günlüğüne not eder.

    kitapta bahsedilen teknolojilerin hemen hepsi ya halihazırda kullanılıyor, ya da laboratuvarda deneniyor. yazarımız kitabı zaten parça parça yazıp web sitesine koymuş, hesapta kitapta yanlışlık yaptıysa uzmanları uyarmışlar, düzeltmiş. eğer biraz mühendislik eğilimi, teknik yönünüz varsa bu hesap kitaplardan çok zevk almanız mümkün, ben iki yerde hesap bile yaptım. bunun dışında insani yönü de güzel yazılmış, astronot arkadaş biraz fazla pozitif durumuna göre, yine de sevdiriyor kendini. diğer karakterler epey küçük rol alıyorlar zaten.

    kitabın film uyarlaması olacağını yine ekşi sözlük başlığına girince öğrendim. robinson crusoe ile gravity arası birşey olacak, iyi yapılırsa eğlenceli olabilir. ama holivud tek başına makine mühedisi olayını sevmez, dünyada bekleyen sevgili koyarlar kesin, bari adını elizabeth yapsınlar.


    (advil - 16 Şubat 2015 22:33)

  • comment image

    bilimsel tutarlılığa sahip olması için çok emek verildiği belli olan andy weir romanı.

    evet, edebi ya da felsefi açıdan bir derinliği yok. fakat kesinlikle kötü bir kitap değil. bilimsel derinliği var. bu açıdan doyurucu ve çok sürükleyici. nerd bir amerikalı tarafından yazıldığı belli oluyor. okurken olayları gözünüzde hollywood filmi gibi canlandırmanız muhtemel, bu yüzden filmi çekilmese olmazdı. (ridley scott iyi seçim, ama matt damon outer space konseptine kendini fazla kaptırdı, cast seçimi daha farklı olabilirdi.)

    yazarı andy weir warcraft 2'nin de yapımında yer almış bir programcı. şu zamana kadar bilimkurgu film ve romanları ile haşır neşir olmasanız bile zevk alabileceğiniz bir eser. ancak bir bilimkurgu başyapıtı değil. edebiyat dünyasının interstellar'ı diyeyim siz anlayın.


    (uggaexul - 17 Şubat 2015 08:59)

  • comment image

    andy weir'in menajeri bu romanı yayınevlerine "apollo 13 meets cast away" diye pazarlamış. ben olsam macgyver'ı da eklerdim. adı geçen eserleri severek izlemiş bir ademoğlu olarak bu romanı da büyük keyifle okudum.

    --- spoiler ---
    tek uyuz olduğum şey watney'nin sarkastik tavırlarının abartılması oldu. yani nasa orada adamı kurtaracağım diye milyon dolarlar harcıyor, kaç senelik projelerini iptal ediyor, o kadar insan gecesini gündüzüne katmış çözüm üretmeye çalışıyor, bu yavşak "gay probe lol" diye, "that's what she said" diye cevaplar yazıyor. şimdi günlüğüne arada bir bu tarz şeyler yazabilir, belli ki herifin karakteri böyle, alaycı bir tip. lakin nasa'yla yazışmalarda aynı stili kullanması, veya ne bileyim ölçü birimine pirate-ninja demesi, böyle her boka "yaay"li "fuck"lı ergen tepkileri vermesi falan hem hikayenin gerçekçiliğini, hem de karakterin yaşadığı travmatik deneyim(ler)in dramatik etkisini azaltıyor. adam dünya'dan zibilyon kilometre uzakta, yaşama hiç müsait olmayan bir ortamda tek başına kalmış, çevresinde kendisinden başka canlı yok, dünya'yla iletişim kuramıyor, uzun vadede hayatta kalma olasılığı epey düşük, izolasyonun ve çaresizliğin dibine vurmuş. en soğukkanlı, en ruhsuz adam bile bir duygusal travma yaşar, varoluşsal krizlere girer. bu arkadaş olayın vahametini ergen esprileriyle savuşturup doğrudan lojistiğe, mühendisliğe odaklanıyor. o vurdumduymazlığın, alaycılığın dozu keşke daha iyi ayarlansaymış, karakterin ara ara götünün attığını, cesaretinin kırıldığını okuyucu biraz hissedebilseymiş.

    tabii bu ufak pürüz kitabın sürükleyiciliğinden bir şey eksiltmiyor. not vermem gerekirse 10 üzerinden 8 veririm, helali hoş olsun.
    ---
    spoiler ---

    film uyarlamasını da hevesle bekliyorum. mark watney'i, belki isim benzerliğinden ötürü, kafamda hep mark wahlberg'imsi bir tip olarak canlandırmıştım, matt damon nasıl bir watney olacak göreceğiz.


    (muhendis - 18 Mart 2015 13:04)

  • comment image

    başarılı bir bilimkurgu eseri.

    kitap da olsa film de olsa izleyicinin bilimkurgu eserine kapılabilmesi için eserin izah edilebilir, anlaşılır ve nispeten mantıklı bir bilimsel zemini olması gerekir. olay sadece kurguda kalırsa eser fantastik kurguya evrilir. bu zemin özgün ve sağlam olmazsa da yapım kalitesiz olur. (bkz: interstellar)

    bu kitapta ise bilimsel zemin için verilmiş yoğun bir çaba göze çarpıyor ilk olarak. biyolojiden ziraat mühendisliğine, kimyadan yazılıma gerçekten uğrunda epey zaman harcanıp araştırma yapılmış bir yapıt.

    felsefi ve edebi bir zemininin olmaması kitabı belki efsane bilimkurgu yapıtları arasına sokmaya yetmez ama bu kesinlikle başarısız bir çalışma olduğu anlamına da gelmez. aslında kitaptaki gerilim ve heyacanın sürekli korunması anlatım dili babında bir başarı olarak görülebilir.

    kitapta beni rahatsız eden bir iki nokta;

    --- spoiler ---

    mta'ya varmaya yakın watney'in geçirdiği kazada yüzey aracı yan karavan da takla atıp ters dönüyor. bu kazadan hasarsız çıkmasını yazar araçların devrilme ihtimali de göz önüne alınarak üretildiğini öne sürerek geçiştiriyor. ancak karavan içinde çalışır halde bulunan yaşam destek ünitelerinin o takladan hasar almadan çıkmasını benim aklım almadı. sonuçta o üniteler de mars'a dünyadan fırlatılarak mars yüzeyine düşüp seke seke gelmiş sağlamdırlar diyeceksiniz ama watney'in anlattığına göre üniteler sökülmüş halde parça parça geliyorlar. hab'da sabit durarak çalışması tasarlanmış yaşam üniteleri karavanın taklasında nasıl hasar almadı açıkcası beni şaşırttı.

    zaten kitabın son bölümleri de bu anlattığım hadiseden ötürü biraz aceleye gelmiş gibi göründü. kaza bölümü çok aceleyle atlatılmış. watney'in mta üzerindeki çalışmaları ve son 45 sol'u da çok aceleyle geçiştirilmiş. tabii tüm bunlara rağmen final bölümü başarılıydı.

    ---
    spoiler ---

    son olarak, bu kitabın filmini çekerlerse kitabı piç ederler. çünkü hikayeyi kırpmaya elleri mahkum. 1 sezonluk dizi olarak filan çekilse belki tadından yenmezdi.

    o yüzden şimdiden bir ekşici ruhuyla, hem de daha çekilmeden, filmine olmamış diyorum.


    (makbur - 4 Nisan 2015 21:51)

  • comment image

    önce kitaptan başlayalım.

    bruce willis, mars'ta mahsur kalırsa neler olacağını anlatan muazzam eser. sarkastik bir tanım gibi görünse de, gerçekten muazzam bir kitap.

    fakat muazzamlığı edebi yanından kaynaklanmıyor kesinlikle. hikayedeki hemen tüm karakterler karikatür. hayatı hollywood klişeleri ve replikleri ile yaşıyorlar.

    kitabı muazzam yapansa, bu karakterlerin yapaylığını bile okuyucuya neredeyse farkedilmez kılan bilimsel gerçekçilik. andy weir; akla gelebilecek envai çeşit pozitif bilimdeki mevcut ilerleme seviyesini ve üzerinde çalışan/öngörülebilir teknolojik gelişmeleri alıp kitaba adeta zerk etmiş.

    fizik, kimya, matematik, astrofizik, astrodinamik, bilimum uzay bilimleri, mekanik, mühendislik, biyoloji, botanik... saymakla bitmez.

    kitapta anlattıklarının tümünün bir başına teyidini verebilecek dünyada herhalde bir avuç insan vardır. dolayısıyla weir'in hüneri, tüm bunları okuyucuda zerre şüphe uyandırmayacak şekilde ilmek ilmek örülmüş bir felaketler skalasıyla kaleme almak.

    üstelik dozu mükemmel ayarlanmış. tam okuyucunun "yok artık bu da olmaz" diyeceği noktada, işi uzatmadan hikayenin ilerlemesini sağlıyor.

    --- spoiler ---

    kitapla ilgili akılda kalan tek negatif nokta, herhalde baş karakterin mizacı. abuk subuk ve kimi zaman okurken "öeh" dedirtecek şekilde iyimser bir adam. mars'ta 1,5 yıl yaşayıp, en ufak bir psikolojik reaksiyon vermiyor.

    ama andy weir hikayeyi öyle sağlam bir gerilim seviyesinde tutuyor ki, okurken bunu nadiren farkediyorsunuz. fakat işte karakterin bu yönü, kitabın içindeki onca bilimsel bilgiye karşın, mars'ta kalan bir insanın yaşayabileceği psikolojik ve felsefik durumlara değinilmesini eksik kılıyor. böyle bir kitap yazabilip de, işin felsefesini eksik bırakmak çok yazık.

    ---
    spoiler ---

    sonuç olarak the martian bir kitap olarak, 21. yy'da yazılmış ve okunması gereken herhalde ilk 5 kitap arasına rahatlıkla girer. yaratıcılığın yerleyeksan olduğu bir edebi kültürde, büyük bir iş çıkarmış weir.

    filme gelecek olursak;

    dünya sinema tarihinde, mars atmosferini kusursuz yaratabilecek belki de tek adam ridley scott. başka bir ismin şüphesi bile akla düşmüyor. sonu hariç, genel ridley scott filmlerinden çok daha düşük bir tempoya sahip olacaksa da, kimse ridley scott'a burun kıvıramaz.

    fakat senariste kıvırırım. refeansları world war z, lost, buffy vampir avcısı, angel olan drew goddard diye bir elemana vermişler görevi. bu kitabın altına kalkmasına imkan ve ihtimal yok. umarım yanılırım. kitabın içindeki bilimi filme yedirmek her şekilde zorken, bir de bunu ağırlığı dizi olan bir senariste vermek çok akılsızca. muhtemelen aksiyonu dayayıp geçecek goddard ve film, kitabın sadece gölgesi olarak kalacak.

    oyunculara gelince; işin uzay mekiği ve nasa kısmı muazzam. sean bean, chiwetel ejiofor, jeff daniels, kristen wiig, jessica chastain vs. o tarafın hakkından gelir. zaten dediğim gibi oldukça basit karakterler, işleri zor bile değil.

    ama karar kiminse, mark watney'ı ona oynatmak için, matt damon'dan ağır rüşvet almış olmalı. başka bir izahı yok.

    bu rolü canlandırabilecek adam, tom hanks'ın 35-40 yaşındaki hali olmalı. onun yeteneğine sahip olmalı ve onun big, cast away, the terminal gibi filmlerde çıkabildiği kusursuzluğa erişebilmeli. matt damon gibi mimiksiz ve yeteneksiz bir adamın bu role seçilmesi, elbette gişe ile ilgili ama, filmi baltalaması kaçınılmaz bir başka nokta.

    onun yerine makyaj yap bruce willis'i koy daha iyiymiş.

    film abd'de 25 kasım 2015'de vizyona girecek.


    (protospher - 11 Nisan 2015 18:57)

  • comment image

    kitap olanının elektronik versiyonunun en son cümlesi şu imiş:

    --- spoiler değil ---

    copyright ınfo “the martian” is copyright © andy weir, 2011. al rights reserved.

    the cover art is an image from nasa and is public domain.
    al fonts in this document are public domain.
    redistribution of this e-book is permitted, so long as it is distributed for free.
    --- spoiler değil ---

    ilgilisi başka ilgilileri için şuralara gidebilir: tam burası...


    (hacipsilo - 12 Nisan 2015 15:00)

  • comment image

    açıkçası kitaptaki aşırı ayrıntılı ve teknik anlatımı beğenmedim. yok onu tepkimeye sokalım da oradan co2 olsun sonra su da ortaya çıksın sonra onu bilmemne aygıtından toplayalım da şöyle yapalım muhabbeti belki mühendiz adamın ilgisini çeker ama benim çekemedi. yani bir moby dick'teki denizcilik anlatımı gibi değil bana göre. anlık karakter gelişimleri, çok fazla karakter geçmişi yok ortada, dünyadaki karakterler çok zorlama, uzay gemisindeki karakterler çok yüzeysel... gereksiz, sırf heyecan yaratmak için ortaya çıkarılmış sorunlarla gidişatı aşağı yukarı belli oluyor zaten, çok büyük sürprizlerle karşılaşmıyor okuyucu.

    onun haricinde bu kadar methedilen bir kitabın beni daha fazla etkilemesini beklerdim. muhtemelen kitabın filmi kitaptan daha güzel olacak gibi geliyor bana. buralar entry dolmadan tahminimizi de yapalım. belki edit gelir.


    (sycrone one - 27 Mayıs 2015 14:15)

  • comment image

    andy weir'in çoğunun ilki olmasını umduğum kitabı.

    kitabın adından da belli olsa gerek, tek karakter üzerine yoğunlaşabilmiş sadece. mark abimiz hariç hiç kimse umursanmıyor. dr. kapoor ve mars röntgencisi kızımız ilgi çekiciydi ama 200 sayfadan sonra falan onlar da sıradanlaştı. kitap güzel başlıyor, ilgi çekici ama çok uzun be abi. ha ben severek okudum ama bir 100 sayfa kırpsa, teknik detayları gözümüze sokmasa daha da severdim. gerçi bu detaylar da kitabı bilimkurgu yapan yönlerdi, o yüzden emin değilim.

    kitapta tek bir yer şaşırttı beni, onun dışında olayın nereye varacağı barizdi elbette. ha son olarak, mizahi dil ve çeviriler çok başarılıydı.


    (ezio audisomething - 28 Mayıs 2015 13:14)

Yorum Kaynak Link : the martian