Süre                : 1 Saat 47 dakika
Çıkış Tarihi     : 30 Ekim 2014 Perşembe, Yapım Yılı : 2014
Türü                : Aksiyon,Macera
Ülke                : Yeni Zelanda,İngiltere
Yapımcı          :  Day Tripper Films , General Film Corporation
Yönetmen       : Toa Fraser (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Glenn Standring (IMDB)
Oyuncular      : James Rolleston (IMDB)(ekşi), Lawrence Makoare (IMDB)(ekşi), Te Kohe Tuhaka (IMDB), Xavier Horan (IMDB), Raukura Turei (IMDB), George Henare (IMDB)(ekşi), Rena Owen (IMDB)(ekşi), Pana Hema Taylor (IMDB)(ekşi), Calvin Tuteao (IMDB), Jamus Webster (IMDB), Bianca Hyslop (IMDB), Isabella Rakete (IMDB), Matariki Whatarau (IMDB), Wairangi Koopu (IMDB), Jeff Ruha (IMDB), Kani Collier (IMDB), Te Manahau Morrison (IMDB), Mere Boynton (IMDB), Maria Walker (IMDB), Ria Paki (IMDB), Taupunakohe Tocker (IMDB), Thomas Kiwi (IMDB), Tori Marsh (IMDB), Antonio Te Maioha (IMDB), Kimo Houltham (IMDB), Ngarino Watt (IMDB), Rob Kipa-Williams (IMDB), Eds Eramiha (IMDB), Siosa Fonua (IMDB), Stephen Grey (IMDB), Jeremy Hollis (IMDB), Nooroa Poa (IMDB)

The Dead Lands (~ Savasçi) ' Filminin Konusu :
The Dead Lands is a movie starring James Rolleston, Lawrence Makoare, and Te Kohe Tuhaka. After his tribe is slaughtered through an act of treachery, the teenage son of a slain Maori chieftain looks to avenge his father's murder and...


  • "george a. romero'nun dörtlemesi dahilinde, ilk defa bu filmde "zombie" kelimesi telaffuz ediliyormuş. hem de dennis hopper tarafından..."
  • "dennis hopper'ın (kaufman) "zombies,man.they creep me out." dediği film."
  • "zombilerin plaza insanlarini yedigi sahnesi gormeye deger."
  • "frank ribery nin de charlie rolüyle çok büyük renk kattığı film"
  • "filmde hele bir piercing sahnesi vardır ki midesi hassas olan insanlar için çok sakıncalı olabilir."
  • "riley'nin*yine nick fallin olarak karşımıza çıktığı -bu kez farklı- bir zombi filmi.. "onlar da gidecek bir yer arıyorlar... tıpkı bizim gibi...""
  • "zenci zombinin yüzünde lotrdaki uruk hai'lerin ifadesi gözlemlenmiştir"




Facebook Yorumları
  • comment image

    digiturk'un kese kese çüke çevirdiği( burada çükten kasıt zenci çükü değil asyalı çüküdür ) film. ne zaman bir silah çekilse bir sonraki sahneye geçiliyor, ne zaman müzik hızlansa bambaşka bir alakasız sahneyle devam ediyor. yani hiç mi tvde korku filmi yayınlanmadı şimdiye kadar, hangi filme böyle bir terbiyesizlik yapılmıştır. hayır koy filmi gece geç bir saate 7+ korku ve şiddet öğesi diyeceğine 18+ de rahat rahat seyredelim. yok yapamıyosan hiç verme romantik komedi kanalı olsun moviemaxler.


    (asden - 27 Ocak 2007 10:28)

  • comment image

    digiturk un tecavüz ettiği romero filmi....anladık, keseceksin filmi digiturk efendi...o zaman digiturk dergisinde filmin yanına bir değil de iki adet kırmızı kare koy ki filme tecavü...pardon...aşırı kırpacağını anlayalım ve filmi izlemeyelim...veya gece 02 de koy filmi.
    o değil de filmi ben sinemada izlemiş, beğenmiştim. digiturk te oynayacağı zaman bir arkadaşa da izlettirdim ve haliyle filmi beğenmedi tabii...

    edit: digiturk efendi hatasını düzeltip bugün gece 12 de filmi makaslamadan yayınlamıştır..ses de güzel görüntü de güzel sağolasın digiturk...oh gore a gel..


    (kumrengi - 1 Şubat 2007 03:21)

  • comment image

    kült korku klasiklerinin yeniden çekilmesi ve bunun gereksizliği üzerine bir yazı okumuştum. konuya the texas chainsaw massacre'dan dalıp dawn of the dead'den çıkmışlardı. (yiğidi öldür hakkını yeme: zack snyder'ın 2004 tarihli dawn of the dead'i bana tükürdüğümü yalatmıştır. özellikle yeni yayınlanan unrated director's cut versiyonu, ortalıkta koşturan zombileri* saymazsak, zombi fanatiklerini kesinlikle tatmin edebilecek düzeydedir.) artık yılan hikayesine dönen three mothers trilogy'nin son halkasını biz hala argento'dan bekleyeduralım (üçlemenin ilk filmi suspiria, ikinci filmi de inferno'dur), 2005 senesinde suspiria'nın amerikan remake'i ile yeniden karşımıza geleceği haberini okumak ta oldukça can sıkıcıydı. yazının sonunda tüm bu kült yönetmenler “hala” hayattayken, sektörün devleri bu kişilerin eski filmlerini temcit pilavı gibi yeniden yeniden çekeceğine (tabi japon korku filmlerini coverlamaktan fırsat bulurlarsa), keşke bu insanlara gerekli imkanları sağlasalar ve yeni klasiklerini yapmalarına fırsat verseler gibi bir temenniyi okuyunca da bu yoruma katılmamak elde değildi. işte tam bunların üstüne, george a. romero’nun “land of the dead” ile geri döneceği haberini almak, benim gibi bir zombi manyağının sevinçten ters takla atmasına neden olmuştur.

    film hakkında şu an neler biliyoruz:

    - filmin senaryosu aslında 11 eylül öncesinde tamamlanmış ancak ikiz kuleler sonrası hiç bir stüdyo böylesi bir senaryoya el sürmeyeceği için romero biraz beklemeyi tercih etmiş.

    - yaklaşık 1 sene boyunca 20th century fox ile romero arasında pazarlıklar yapılmış ancak en sonunda universal pictures filmin dağıtım haklarını satın almış ve filmin adını resmi olarak george romero’s land of the dead olarak açıklamış.

    - romero, kendisiyle yapılan bir röportajda şu müjdeyi de vermiş: "the producers want major distribution, so i’m sure that the first release version, in this country anyway, will have to be r-rated. i don’t think they’ll want to go nc-17. but they’re gonna let me shoot the film the way i want to, and they’ll let me do the cutbacks for release. hopefully the fans will still show up, and then see the [unrated] edition later on video."

    - son dakika değişikliği olmazsa filmin abd’de gösterime gireceği tarih: 21 ekim 2005.
    (edit: filmin gösterim tarihi oldukça erken bir tarihe alınarak 24 haziran 2005 olmuştur.)

    - casting detaylarına bakarsak, dennis hopper filmdeki baş-kötü karakteri canlandırmakta. asia argento ise yiyecek ve sağ kalan insan aramak için dead reckoning adlı bir tankla dışarı çıkıp zombilerle savaşan 3 askerden birini canlandırıyor. (edit > yalan. asia argento asker falan değilmiş.) romero’nun özel ısrarı sonucu tom savini de filmde rol almayı kabul etmiş, üstelik neredeyse dawn of the dead’de canlandırdığı blade karakterin oldukça benzeri bir karakterle karşımıza gelecekmiş.

    - filmde bir çok ünlü kişinin konuk oyuncu (daha doğrusu zombi) olarak yer alacağı ve bu yüzden her sahnenin dikkatli seyredilmesi gerektiğine dair söylentiler dolaşmakta. romero ise şimdilik sadece shaun of the dead’in yıldızları simon pegg ve edgar wright’in filme zombi olarak konuk olacağını konfirme etmiş, ayrıca shaun of the dead’in kendi üçlemesinden sonra çekilen zombi filmleri arasında en çok sevdiği film olduğunu söylemiş.

    - çekimlere ekim 2004 itibarıyla toronto’da start verilmiş. romero çekim mekanı olarak daha önce de orijinal üçlemenin çekildiği pittsburgh için ısrar etmiş ancak ekonomik nedenlerden ötürü toronto tercih edilmiş.

    - filmin konusuna gelince, üçlemeyi seyredenler bilir: day of the dead ile seriye noktayı koyduğumuzda (neyse ki nokta değil, noktalı virgülmüş) artık dünya o bildiğimiz eski dünya değildir. bir avuç insan kurtulmayı başarmış ve zombi tehditi altındaki sığınaklarda yaşamak için savaşmaktadır. dördüncü film land of the dead’e geldiğimiz zaman ise bu karanlık dünyanın farklı bir bölümü ile karşılaşıyoruz. aslında bu salgından kurtulan insanlar sanıldığı kadar az değildir ve romero dördüncü filmde bizi kale gibi korunan “canlı” bir şehire davet eder. fakat tam bu noktada romero’nun o meşhur protest duruşu ile bir kez daha karşılaşırız. bu adam ki, night of the living dead’de baş rolü siyah bir aktöre vermiş (sene henüz 60’lar), dawn of the dead’de alışveriş merkezinde sallana salana dolaşan zombiler ile muhteşem bir tüketim şuursuzluğu eleştirisi yapmış, nihayetinde day of the dead’in daha açılış sekansında, artık hiç değeri kalmamış yeşil amerikan dolarlarını sokaklarda rüzgarla savurmuş bir adamdır. yeni filmi land of the dead’in bu kale-kentinde ise, zenginler ve fakirler arasındaki hiyerarşinin sınırlarını kara kalemle kalın kalın çizmiş romero usta. “bu film para, hırs ve açgözlülük üzerine bir film olacak” diye de yorum yapmış. zenginler (ya da güçlüler) fiddler’s green adı verilen güvenli bir mekanda rahat rahat yaşamlarına devam ederken, alt seviyedeki halk ise sokaklarda yiyecek peşinde koşup, talan ve terörle (belki de duvarın öteki tarafındaki zombilerden pek farklı değiller) hayatta kalma savaşı vermektedir. yine de yaşamlarına devam etmek için arada sırada duvarın öteki tarafına geçmeleri ve yiyecek, vs. bulmaları gerekmektedir ve olaylar gelişir...

    - bu filmdeki zombilerin, üçlemenin diğer bölümlerindeki zombilere göre biraz daha “evrimleşmiş” olacağını açıklamış romero. tabi bunu okuyunca paniğe kapılmamak elde değil ama hemen ardından şöyle devam etmiş: “kimse endişelenmesin. benim filmimdeki zombiler asla koşmayacak!” büyüksün be romero!


    (arsonist - 17 Kasım 2004 19:12)

  • comment image

    eğlenceli olmuş yapımdır. zombilerin kafalarının basması, asia argento ve bilhassa 9 numaralı zombi filmin çekiciliği artırmaktadır. romero'nun farkı filmin vahşi kısımlarında belli olmaktadır. diğerlerinin rating nedeniyle tırstığı şiddet sahneleri burada ganidir. bilumum insan sakatatı ortalıkta gezinmekte, besin niyetine kullanılmaktadır.

    ayrıca film türkiye'de denetleme ve sansür kurulu tarafından 18 yaş altına yasaklanmıştır. 18 yaşın altındakilerin bu filmi izlemekten başka yapabilecekleri daha güzel şeyler olduğu belirtilmiştir.


    (yabadabadu - 27 Temmuz 2005 13:52)

  • comment image

    şu an sinemalarda oynayan versiyon rated r'dır.
    daha kanlı canlı (pardon bu film için "daha ölü" demeliyiz) versiyonu izlemek için unrated dvd'sinin yayınlanmasını beklemekteyiz. romero dede müjdesini vermişti unrated versiyonun, ha gayret, az kaldı...


    (arsonist - 5 Ağustos 2005 14:58)

  • comment image

    devrimci bir zombie ile dava arkadaşlarının intikam ve hayatta kalma hırsları üzerine kurulmuş bir hikayeye sahip olan film. türün yaratıcısından tam bir tür filmi. çok eğlenceli ve hatta yer yer komik. şeklin adamı sex machine abimizin de kısacık bir rolü var aynen dawn of the dead'deki gibi. temelde romero "hey insanlar biz yeri geldiğinde beyinsiz insan yiyici zombilerden daha tü kaka olabiliyoruz", demiştir; haklıdır da.


    (uzunbinik - 6 Ağustos 2005 04:41)

  • comment image

    her ne kadar anti-kapitalist mesaj kaygısı zaman zaman filmin korku-gerilim yanını gölgede bırakacak kadar kör gözüne parmak bir hale bürünse bile yine de izlenmeye değer bir film. en azından "toplumsal gerçekçi zombi filmi" (?!) izlemiş oluyorsunuz ki bu da düşününce sinemada çok sık yaşayabileceğiniz bir tecrübe diil...


    (days - 6 Ağustos 2005 22:10)

  • comment image

    "üreten bizsek tüketen niçün biz olmayalım?" düsturuyla önce bilinçelip, sonra örgütlenip, ardından da silahlanarak enternasyonal marşı eşliğinde devrime yürüyen zombi işçi sınıfının gurur verici hikayesi.


    (sir gawain - 7 Ağustos 2005 02:49)

  • comment image

    gore sahneleri ile beni kendimden geçirmiş filmdir.

    george romero kendinden beklendiği üzere filmdeki zombi (pardon bu kelime yasaktı) ... yürüyen ölülerin yarattığı vahşeti, sanki bir insan uzvu yanınıza fırlayacakmışçasına veriyor. uzun süredir sinemada bu kadar vahşet görmemiştim. çok şık olmuş.

    ayrıca filmin verdiği mesaj da bir hayli açık, aynı zamanda hayli vurucu. filmden çıktıktan sonra izlediğim yer olan beylikdüzü migros'taki insanlara baktım. ve filmdeki zombilerle benzer yanlar taşıdıklarını gördüm (tespit modu on). gerçi bunu shaun of the dead filmi de gayet güzel ve net bir biçimde vermişti.

    --- spoiler ---
    filmde en eğlendiğim sahne ise alışveriş merkezinden kaçan insanların elektrikli çitlerin (kendi kurdukları bir güvenlik önlemi) önünde zombiler tarafından sıkıştırıldığında, olaya hakim olmak isteyen iş adamı kılıklı bir tipin elindeki cep telefonu ile durumu düzeltmeye çalışması ama çitlerdeki elektriğin kapatılamaması sonucu kaderini (tabii ki ölü bir mideye inmek) kabullenmesiydi.
    burada büyük ülkelere çok büyük bir mesaj vardı. kendi ülkelerini korumak için teröristler yetiştiren, teröristleri koruyan ülkelerin içine düştüğü durumu bu film tam olarak yansıtmış.
    cholo karakteri ise usame bin ladin'in durumuna benzer bir durum içerisindeydi bence.
    ---
    spoiler ---

    bir de film mesajının bir bölümü itibari ile dr. strangelove'ı da anımsattı bana. orada da güvenlik önlemleri (askeri hiyerarşi, rus silahının otomatik ateşleme devresi vs.) dünyanın sonunu getirmişti.


    (losgardil - 10 Ağustos 2005 03:28)

  • comment image

    her ne kadar simon baker ve dennis hooper bence cok iyi bir is cikarmis olsalar da, filmin esas oglanlari 'dead reckoning' adli tank ve benzin pompacisi zencidir.

    ---spoiler vermeden anlatamayacagim---

    o zenci zaten en iyi yardimci oyuncu oskarini alan ilk zombi olmalidir. adamin film basindan sonuna kadar yaptigi isler adeta insanlik evriminin ve tarihinin bir parodisi gibiydi. adam herseyi ogrendi o kadar kisa surede, pesine taktigi zombilerle bir sehir aldi, onca insan oldurdu.... ey insanoglu, peki o zenci zombi kosmayi ogrenince ne yapacaksin diye sormazlar mi??

    'dead reckoning'e gelince... bu alet tum sehirde calisan tek zavalli... yiyecek getirir disardan, devriye gezer, sehri korur. "ickimiz bitti, gonderin dead reckoningi alsin marketten." "aha kaptirdik aleti, basimiza yikacaklar sehri simdi." " zombiler saldiriyor, soyleyin reckoninge korusun bizi." " maci kazandik, soyleyelim havai fisek atsin biraz." madem bu kadar matah birsey, biraz az yiyin de bir tane daha yapin sundan. sonra bir tarafiniz atmaz aleti kaptirinca... hayir sanki parayi harcayacak baska yer var da, tanktan tasarruf ediyoruz. topu topu koca sehirde alti restoran var, bir de alisveris merkezi... ustelik merkezin stogunu da yine dead reckoning getiriyor disardan.

    --- valla anlatamadim spoilersiz---

    yine hayran ettin bizi kendine romero usta, buyuksun!


    (farambuaz - 10 Ağustos 2005 03:52)

  • comment image

    zombileri desteklemek icin sonunda politik bi sebep buldugum filmdir. onceki filmlerde gayet lumpen stratejiler gelistirmekteydi muhteremler.

    pek zorlama ickinci-muhalif okumasi soyle olabilir bu metnin (zorlayalim ulan ne var, piknige mi geldik):

    dunya nasil orgutlenecegini, nasil "normal" yasayacagini bilemeyen, sersefil, bir deri bir kemik (o da yoktur bazen) ortalikta dolanan, televizyon olmadigi icin entertainment hesabina havai fisek gosterisine dalan, sayica zibil ebadinda olup burjuvazinin (ve kopegi olan, savasci-toplayici-canak yalayici orta sinifin) etinin pesinde olan cokluk'undur. cokluk calisma kulfetinden de ozgurlesmistir, lakin burjuvazi tarafindan rahat birakilmamaktadir bir turlu yakasi. sonucta, lenin'in de "ne yapmali?"da uyarmis oldugu gibi, kendiliginden bir halt olmayacaginin farkina varan bir madun zombi, cokluk'u eklemlemeye ve orgutlemeye karar verir. artik havai fisek izlenmeyecek, sudan (bunu da "ulusal sinirlar" diye okumak mumkun olabilir) korkulmayacak, kardes zombilerin yanarak aci cekmesine seyirci kalinmayacaktir. burjuvazinin son kalintilarini da yemek, devrimci hedeftir.

    ne var ki sinai proletaryanin sehirlere sikisip kalmis son kalintilari, orta sinifin rahatsiz kesimleriyle beraber, her ne kadar plaza insanlarinin beyliginden hosnutsuzlarsa da, coklugun dalgasindan, dalgaya kapilip cokluk haline gelmekten tirsmaktadirlar. onlar icin herseyin, her yerin, herkesin cokluk olmasi, devrimci bir durumdan cok, felaket bir durumdur.

    kendisine kotu seyler olmayan utopik sosyalist anti-kahramanimiz ise, "tiskindim ulan zombisinden de insanindan da" diyerek kendi sinifsiz komununu kurmak icin kuzeye gitmek istemektedir. kucuk burjuva kokenli her entelektuel gibi, gonlunun bir kismi isci sinifinin plaza-karsiti mucadelesinde, bir kismi rahat yasamak isteyen insanlarin refahinda, bir kismi da coklugun isyanindadir. gozlerini kapar, vazifesini yapar, sinifin son kalintilarini kurtarir, "eeeh eytere bea" nidasiyla utopik adasini (dead reckoning) kanada'ya tasimaya koyulur.

    devam filminin ismi muhtemelen anti-empire of the dead olacaktir.


    (babaerenler - 10 Ağustos 2005 15:50)

  • comment image

    alegorik film..

    --- spoiler ---

    filmde bazi seylerin neyi temsil ettigi ayan beyan ortada, fazla dusunmeye bile gerek yok: kaufman - bush, gokdelen - ikiz kuleler, zombiler - teroristler/araplar benzetmesi... hatta bazi sahnelerde iyice ayyuka cikiyor, su adam sunu temsil ediyor vurgulamalari: kaufman teroristlerle pazarlik yapmayacagini soyluyor, siyah tenli zombinin elinde petrol pompasi...

    bazi seyler var, onlar icinse biraz dikkat gerekiyor.. mesela siyah tenli zombi/arap silahi, kendilerine saldiran amerikalilardan aliyor.. ve de amerikalilara karsi kullaniyor.. ayrica filmde gordugumuz kadariyla savasi baslatan ilk taraf amerikali insanlar.. siyah tenli zombinin kendi neslinden birinin oldugunu gorunce uzuntuyle karisik bir tepki vermesi bu baglamda dusunulebilir..

    ayrica insanlar zombileri bir eglence araci olarak kullaniyorlar.. mesela bir insani zombilerin onune attiklarinda, zombiler bir boga gibi..yani o oyun biraz boga guresi gibi.. orayi "oryantalizm" olarak da dusunebiliriz.. yani onlarin vahsiligi (aslinda bu vahsilik onlarin dogal hali) insanlarin eglence objesi konumuna geliyor..

    bir de, insanlarin sigindiklari arac da bir tank gibi.. tabii filmde asia argento o aracin silahinin nasil kullanildigini sordugunda soyle cevap aliyor: "ayni oyun oynarkenki gibi". bu da amerikali askerlerin savastan once egitilirken kullandiklari simulasyonlari hatirlatiyor...

    bir de havai fisekler var.. bunlar da bati'nin dogu'yu uyutmak icin kullandigi imgeleri sembolize ediyor.. bir nev'i amerikan ruyasi..
    ---
    spoiler ---


    (whatdreamsmaycome - 2 Eylül 2005 12:47)

Yorum Kaynak Link : land of the dead