Çıkış Tarihi     : 29 Haziran 2012 Cuma, Yapım Yılı : 2012
Türü                : Komedi
Taglar             : oyuncak ayı,Komik gross,Saçma komedi,Dostum komedisi
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Universal Pictures , Media Rights Capital (MRC) , Fuzzy Door Productions
Yönetmen       : Seth MacFarlane (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Seth MacFarlane (IMDB)(ekşi),Alec Sulkin (IMDB)(ekşi),Wellesley Wild (IMDB)(ekşi),Seth MacFarlane (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Mark Wahlberg (IMDB)(ekşi), Mila Kunis (IMDB)(ekşi), Seth MacFarlane (IMDB)(ekşi), Joel McHale (IMDB)(ekşi), Giovanni Ribisi (IMDB)(ekşi), Patrick Warburton (IMDB)(ekşi), Matt Walsh (IMDB)(ekşi), Jessica Barth (IMDB)(ekşi), Aedin Mincks (IMDB), Bill Smitrovich (IMDB), Patrick Stewart (IMDB), Norah Jones (IMDB), Sam J. Jones (IMDB), Tom Skerritt (IMDB), Bretton Manley (IMDB), Ralph Garman (IMDB), Alex Borstein (IMDB), John Viener (IMDB), Laura Vandervoort (IMDB), Robert Wu (IMDB), Ginger Gonzaga (IMDB), Jessica Stroup (IMDB), Melissa Ordway (IMDB), Max Harris (IMDB), Kristina Ellery (IMDB), Sarah Fischer (IMDB), Joe Sirani (IMDB), Josh Duvendeck (IMDB), Chris Cox (IMDB), Henry Penzi (IMDB), Colton Shires (IMDB), Eric Weinstein (IMDB), Mike Henry (IMDB), Johnny Lee Davenport (IMDB), Jenny Allford (IMDB), Emmalyn Anderson (IMDB), Keenan Bassma (IMDB), Alecia Batson (IMDB), Marshall Berenson (IMDB), Jeff T. Buco (IMDB) >>devamı>>

Ted (~ Ayı Teddy) ' Filminin Konusu :
8 yaşındaki John bir Noel gecesi sevgili oyuncak ayısının canlanmasını, kendisiyle konuşmasını diler ve ertesi sabah en iyi arkadaşı olan oyuncak ayı Ted, konuşan canlı bir ayıcığa dönüşür! John artık yalnız değildir aksine çok mutludur ama atladığı ufak bir detay vardır: Herkes büyür! Artık 30'lu yaşlarının ortasında olan John ayı Ted ile bir ömür geçirmiş, aynı evi paylaşmıştır. Dahası Ted de insan hayatına uyum sağlamış, John'dan daha çapkın, daha edepsiz ama bir o kadar da şirin bir yaratık olmuştur. Tek bir sorun vardır, Ted John'u hiç kimseyle paylaşmak istemez; bir seneden fazladır sevgilisi olan Lori'yle bile. John ise kendi hayatına devam edebilmek için ted'den ayrılmak zorunda olduğunu hisseder...'Büyükler için çizgi film' kategorisinin en sevilen ürünlerinden olan Family Guy’ın yaratıcısı Seth MacFarlane'nin beyazperde için ortaya çıkarttığı sıra dışı bir iş olan Ayı Teddy yurtdışında gösterime girdiği her ülkede hem seyircilerin hem de eleştirmenlerden yüksek not almayı başarmış bir yapım. Canlı-aksiyon animasyon türündeki komedide MacFarlane Ayı Teddy'ye sesiyle can verirken diğer başrolleri Mark Wahlberg ve Mila Kunis paylaşıyor. Mizah dozunun oldukça yüksek olduğunu hatırlatalım...


  • "insanın ufkunu genişleten konuşmalar. youtube da video izlemek yerine bunları izleyelim hep beraber öğrenelim, şaşıralım, mutlu olalım..."
  • "bu filmde gülmeyen birinin ya sinir sistemleri meme yapmıştır, ya da ölüdür."




Facebook Yorumları
  • comment image

    mezunları birbirlerini öyle bir tutar, öyle bir tutar, öyle bir tutar ki, sanırsınız bunların dayanışması için türkiye'de yeteri kadar öyle yok ve sandığınızda da haklı çıkarsınız. o derece. (hazzetmem ayrı konu.)


    (pieta - 27 Kasım 2008 14:23)

  • comment image

    1984 yılında teknoloji*(t), eğlence*(e) ve dizayn*(d) dünyasından insanların katıldığı bir konferansla başlayan ve misyonunu dünyayı değiştirecek fikirleri yaymak olarak belirlemiş komunitenin adı. sloganları da "ideas worth spreading"

    http://www.ted.com/ adresinden muhteşem içeriğe ulaşabilir, kimi konuşmalara "vayananıskiii hagaten lan" diyerekten şaşırabilir, kimilerine ise "olm aslında bişeyler yapmak lazım" diyerek gazla dolabilirsiniz. ben bütün videolara sıradan daldığım için arada tek tük sıkıcı olanlarına da rastladım ancak konu bazlı ya da konuşmacı bazlı kategorizasyon sayesinde yalnızca ilgilendiğiniz konularla ilgili içeriğe ulaşabilirsiniz. izleyin izletin.


    (esreverdaer - 11 Şubat 2009 11:58)

  • comment image

    bünyesindeki bilim, eğlence, teknoloji, felsefe, çevre vs. içerikli son derece ilgi çekici videoların gerekirse altyazılandırıp veya seslendirilip ilköğretimden itibaren bütün çocuklara ve gençlere izlettirilmesi, sınırlayıp durduğumuz hayal güçlerinin çok ötesinde nasıl bir dünya, nasıl düşünceler, nasıl sorunlar ve nasıl çözümler olduğunu görmelerinin sağlanması büyük bir iyilik olur. o iyiliğin ucu kime dokunursa dokunsun.


    (ventolin - 13 Şubat 2009 20:43)

  • comment image

    kendilerini en fazla heyecanlandıran fikirleri paylaşmak üzere dünyanın önde gelen düşünürlerinin katıldığı yıllık bir konferans ted. geleceğimizi şekillendiren üç önemli konu başlığının ilk harflerinden oluşuyor: technology (teknoloji), entertainment (eğlence), design (tasarım). etkinlik kapsamında herhangi bir disiplinle ilişkisi bulunan tüm fikirler ortaya konuyor. etkinlikte ceo'lardan bilim adamlarına, yaratıcılardan hayırseverlere birçok konuçmacı yer alıyor her sene. bill clinton, bill gates, jane goodall ve frank gehry bu isimlerden yalnızca birkaçı. henüz tam anlamıyla tanınmayan, yeni tanınan sanatçı, bilim adamı ve düşünürleri bulup ted topluluğuyla tanıştırmak da oluşumun genel felsefesinin bir parçası. bu oluşumun mucidleri onu "en iyi beyin spası" ve "geleceğe yapılan yolculuk" olarak tanımlıyorlar.


    (vanguard boun - 18 Ocak 2010 00:16)

  • comment image

    bu videoları altyazılandırıp, belirli yaşlardan itibaren okullarda öğrencilere izlettirsek, bir kuşak içerisinde ülkenin çehresi değişir. gitgide boka batan dünyada kişi için ayakları son derece yere basan bir umut kaynağı; türkiye' deki kafayı düşününce de kıskançlık ve öfke kaynağı. izleyin, izlettirin..


    (skybreak - 27 Şubat 2010 15:04)

  • comment image

    her sene bir sürü bilim insanının, gezginin, sporcunun, sanatçının, tasarımcının, mucidin bir araya gelip birbirlerine ve dünyaya "benim de şöyle bir fikrim var mesela:.." ya da "ben böyle bişey yaptım:.." dedikleri toplantıların (bkz: tedtalks) yayınlandığı internet sitesi. bir oturuşta 2-3 farklı ilgi alanı edinilebilir.


    (cuvara - 15 Nisan 2010 15:35)

  • comment image

    zihinsel fast-food denilebilinecek organizasyon. tek bir alanda bir ömür süren uzmanlaşma süreçlerinden, hatta sadece uzun süreli çalışmalardan bile kaçan fast-food gençliği için üretilmiş, hızlı tüketilebilen zihin açıcılar. he peki bu sakın açmayın o siteyi veya gitmeyin oralara demek midir? hayır. ben de sık sık ted videolarında dolaşır ilgimi çeken videoları izlerim. kimseye de bir zararı olacak değil. ama izlediğiniz şeyin mevcut konu hakkında sadece kısa bir fikir verebilen özeti olduğunu unutmadan tüketin.


    (bagimsiz elektron - 7 Ağustos 2011 00:09)

  • comment image

    çoğu zaman eğlendiren, zaman zaman iyi güldüren filmdir. lance armstrong esprisine salonda hiç kimsenin tepki vermemesi ise spor kültürümüzün ne düzeyde olduğunun ciddi anlamda göstergesidir.
    --- spoiler ---

    yumoş'un muhasebecisi gibi oldum

    ---
    spoiler ---


    (nuin - 30 Eylül 2012 20:33)

  • comment image

    gayet eğlenceli ve komik. bazıları gerçekçi değil yazmış filan, filmden daha çok bu dangalakların ruh haline güldüm.

    peki star wars'a dilenirken neyi gerçekçi buluyordun ey dilenci ? ha doğru anan yoda'ya benziyordu. kusura bakma.


    (reddediyorum - 22 Ocak 2013 07:37)

  • comment image

    kendini hafta sonları da dahil her gün düzenli 1 saat ted videosu izlemeye adasan hepsini bitirmesi 1.5 yıl sürüyor. merak ediyorum bu hap boyutunda kolay tüketilen ilham verici videolar gerçekte bir fayda (fayda göreceli ise, gözlenebilir fark diyelim) sağlıyor mu? yoksa aslında sadece postmodern sanat eserleri mi?

    bence akademi bu işe eğilsin. aynı ekonomik sınıftan bir deney grubu bir kontrol grubu. biri baya bi ted videosu izlesin. 10 yıl sonra neredeler bakalım. böyle araştırmaların zamanı geldi artık. vakit baya kıymetli, haliyle vaktin değeri üzerine araştırmaların da ek önemi var.


    (ssg - 11 Nisan 2013 02:23)

  • comment image

    başlanınca hepsini bitireceksin diye bir kuralı olduğuna inanmıyorum. keza bu bir dizi de değil ki, oturup son sezonunu merak edip izleyesin. hepsi birbirinden bağımsız videolar, fikirler.

    daha önceden bir kere olsun sizden çok daha bilgili, çok daha zeki, daha kültürlü insanlarla bir araya geldiyseniz, onları dinlemekten zevk aldığınızı fark edersiniz ve onlardan ilham alarak çok daha iyi noktalara gelme imkanınız olabileceğini anlarsınız. sen metrobüsü falan düşünürken, onlar afrika'daki su sorunundan bahseder, sen elektrik faturasını yatırmaya üşenirken onlar dikey rüzgar türbinlerinin verimliliğini tartışırlar. ilerlersin. ufkun açılır.

    fakat hayat şartları insanları her zaman o ortamlarda kalmalarını sağlayamayabiliyor, her zaman 'a++' insanlara ve fikirlere ulaşma imkanınız olamayabiliyor, ve bir yerden sonra o ortamı özlüyorsunuz. çok özlüyorsunuz hem de.

    işte ted gibi, quora gibi gerçekten kaliteli insan ve fikirlerin biriktiği mecralar, o ihtiyacınızı gideriyor. zaten çok büyük bir kısmı cahil halk, stres kaynağı olmaktan başka hiç bir işe yaramayan çöp bir medya ve ortalamanın da ortalamasına hitap eden garip yayınlar arasında 'ilham kaynağı bulmak' epey zor bir konuyken, işte bu adamlar o 'meraklı' insanları arıyor, anlatıyor. 3-5 dakika izliyorsun. ulan bu dünyayı bi de ben kurtarayım diyorsun. bir yerden ipin ucunu tutma planları yapıyorsun.

    en azından bana öyle oluyor.


    (roket adam - 11 Nisan 2013 03:03)

  • comment image

    şöyle argümanlar geldi:

    "evet tabi ki de işe yarıyor / ilham veriyor" (x10)

    nasıl işe yarıyor bir dayanağı belirsiz "çok iyi be" duygu çalkalanması yaratmak dışında? bunu açıklayan olmadı. mesela "bu videoyu izledim ve 1 hafta sonra kapıma 2284 euro'luk bir çek geldi" ya da "videoda öğrendiğim şu bilgiyi hayatımda şu noktada uyguladım ve o sayede şuradayım..." diyen çıkmıyor. videonun "hoşlarına gittiğini" söylüyorlar. edindikleri bilgi ve tecrübenin neye yaradığını söylemiyorlar.

    ben ted'de bu problemi gözlüyorum. izlediğim videoları izlemekten çok memnun oluyorum. ama hayatımda hiçbir noktaya etki ettikleri yok. herhangi bir karar anımda sözkonusu videoyu referanslayarak kararımı değiştirdiğim, daha doğru karar verdiğim de yok. sadece bir hayranlık. "postmodern sanat eseri" argümanım da buradan geliyor zaten.

    "her videoyu izlemek zorunda değilsin, sadece en iyilerini izle"

    en iyileri hangileri? en çok paylaşılanlar en iyi kabul edilecekse çoğunluğun bizim şahsi menfaatimizi düşünerek hareket ettiği gibi yanlış bir algıya kapılıyoruz. ayrıca "hoşa gidecek beğenilecek" video ile en iyi video ya da bize en faydalı olacağını düşündüğümüz videolar arasında da uçurumlar olabilir. körlemesine bir popülarite üzerinden takip de aynen sanat eserlerinin izlediği tüketim desenlerini gösteriyor.

    "(buraya herhangi bir dandik olduğunu düşündüğünüz video tipi koyun) izlemekten iyidir"

    neden daha iyi olduğunu sadece ve sadece ted'in kenarından eklendiği "entelektüelliğin iyi bir şey olması" üzerinden belirliyorsak, entelektüel dimağımızın "dandik video"ların sosyal ya da psikolojik menfaatleri üzerine hiç kafa yormamış olmasına da biraz içerlenmek gerekmez mi?

    neticede ted videoları çıtır çerez tarzı giderlikleri, iyi hissettiriyor olmaları, "entelektüel bişeyler yapıyorum" sanrısı yaratmalarıyla her videoyu izledikten sonra "bir şey daha öğrendim" yanılgısına yol açıyorlar. bir fikri özümsemek için gerekli ara köprüler ve bağlantılar 18 dakikaya sığdırma operasyonunda elenmek zorunda kalıyor. çıkarımlara çok hızlı gidildiğinden ara noktaları sorgulama imkanı da olmuyor. açlığımızı abur cuburla giderir gibi entelektüel açlığımızı ted videolarıyla gideriyoruz.

    öte yandan benzer eleştirileri sanat eserleri için de üretebiliyor olmamızdan kelli sanat eseri argümanım daha da güçleniyor. yani müzikten, resimden aldığımız keyfi anında kazanım hanesine yazıyorken, faydasını somutlaştıramıyor, dillendiremiyoruz. sadece o esere maruz kalarak içimizde bir şeylerin iyileştiği, tedavi olduğu, güzelleştiği hissiyatına sahip oluyoruz. ted videolarının verdiği "yeni fikirler, yeni ufuklar" hissiyatı sanki sanat eserlerinde hissettiğimizle aynı.

    böyle düşününce ted videolarını entelektüel teatral performans sanatı olarak değerlendirmek de garip durmuyor. hatta elif şafak'ın ted konuşmasını başka kalıba koymak da imkansız. tüketirken bu perspektifle tüketmek, bilgiyi özümsemenin kısayolu olmadığıyla ilgili önemli bir bakış açısını korumamızı sağlayacaktır.


    (ssg - 11 Nisan 2013 15:54)

  • comment image

    ani hislerden cok uzun vadeli algilar yaratan video izleme sitesi.

    bir suru arguman tartisilabilir, ama “bundan sonra hayatinda ne degisti?” seklindeki sorular cok tutarsiz kaliyor.

    ted’in katkisi anlik bir ilhamdan ziyade dusundurmeye sevk etmesi. eger youtube izler gibi izlemiyorsan videolari, videoyu izledikten sonraki saatlerde konferanstaki ayrintilari dusunursun, sorgularsin. hayatta karsina cikan bu gibi “algi yaratan” diger herseyle birlestiginde, iste o zaman hayatinda birseyler degisir.

    cok basit bir ornek vereyim. mesela acayip isinde mutsuzsun, ama sirf belli bir miktar gelir getiriyor diye bir sure devam ediyorsun isine. ecnebilerin comfort zone dedikleri olay iste. sonra diyelim ki bir ted video’su izliyorsun. hayatina comfort zone diye bir kavram giriyor. bu neymis la diyorsun. sonra kitapcida bununla ilgili ilgini ceken bir kitap gorup aliyorsun bir kitap okuyorsun. kafanda algi olusmaya basliyor, kendini sorguluyorsun. arkadaslarinla konusuyorsun birseyleri nasil degistirebilecegini. belki 2-3 yil geciyor ama sonunda bir karar aliyorsun.

    iste ted’in katkisi hayati degistirecek algiya katki yapabilecek birkac seyden biri olmasi. kisiye gore bu katkinin skaladaki yeri daha yuksektir veya alcaktir, ama algini gelistirmeye onem veren bir kisiysen ted video’larini gangnam style ile karsilastirmazsin.


    (bildirdi - 12 Nisan 2013 14:31)

  • comment image

    bu kurumun konuşmalarından nefret eden büyük bir kitle var. hepsinin ortak noktası şu:

    "bir konu hakkında sadece güzel yerlerini etkileyici bir biçimde anlatmak, o konu hakkında yeterli bilgiyi vermez."

    bu görüşün doğruluğu tartışılmaz. ancak bunu düşünerek ted konuşmalarını eleştiriyorsanız sizler gerizekalı bir avuç yavşaksınız. dümdüz bunu diyorum, üstüne azıcık düşünsem daha hakettiğiniz ağırlıkta hakaret edebilirim.

    çünkü bir konu hakkında yetersiz olarak konuşmanın eleştirilecek bir şey olduğunu düşünüyorsanız asla okula gitmeyip, evde makale okuyarak kendinizi eğitmeniz gerekirdi. ki bu da yanlış olurdu çünkü makalelerin hiçbiri konu hakkında yeterli bilgiyi veremez, toplamda hepsi bile bir konu hakkında yeterli bilgi veremez.

    ted konuşmaları ilgi çekmek için yapılır. belirli konulara ilgi çekmek için oraya çıkılır. üniversite dersleri gibi "akademik" dersler değildir. bunu iddia eden bir yapısı da yoktur. örnek

    bu konuşmaları izleyen insanların hiçbiri*"ben akademik olarak bu konuya hakimim" demez, bunu diyen kimseye rastlamadım. ama eleştiriler önce olmayan bir durum oluşturup sonra bunu eleştiriyor. yani sanki millet bu videoları izleyip "sanırım ben bir astro fizikçiyim" diye geziyorlarmış gibi eleştiriliyor ted.

    ted iyi konuşmacılar seçer, konu zor ise iyi tasarımcılar seçerek şekillendirip anlatır. bunların tamamı konuya dikkat çekmek içindir. başarılı olduğunu da aklı olan görür.

    ben biraz niyet okuyayım canım sıkıldı. şimdi bu eleştirileri yapanlar neden mantık hataları yapıyor? bence nedeni şu:

    adam gidiyor üniversite okuyor, roket bilimi okuyor. 4 sene eğitim artı 4 sene de konuya uzmanlığa harcıyor. veya üniversite okumadan gidiyor makale okuyor, makale okumak da kolay iş değil biliyorsunuz, bir ton kafa patlatıyor anlayabilmek için. referanslarını da okuyayım derken korkunç bir zaman ve iş gücü harcıyor. konu neydi? roket bilimi. şimdi bu adam roket bilimi konusunda bir şeyler biliyor artık.

    sonra başka bir adam geliyor 6 dakikalık bir ted konuşması ise roket bilimine dair ilginç bilgiler öğreniyor ve bunları ortamlarda satıyor. "olm roket bilimi izafiyet teorisi olmazsa bir hiç" falan filan. bu adam da roket bilimi konusunda bir şeyler biliyor.

    şimdi ilk adam ortamlarda bu tip bilgileri satan diğer adama uyuz oluyor çünkü ikinci adam onun kadar uğraşmamış ve ikisi de toplumda "roket bilimi hakkında bir şeyler bilen" olarak sınıflandırılıyor. ilk adam aynı kefede bulunmaktan nefret ettiği için suçu elbette ted'de buluyor. halbuki ikinci adam demiyor ki "ben senden iyiyim" bunu diyen kimse yok. neden ilk adam rahatsız? ahahaha söyleyeyim, aldığı eğitim, okuduğu o kadar makale de onu ikinci adamdan "daha iyi" yapamadığı için. çünkü öyle olsa toplumun ona biçtiği kefeyi umursamazdı. umursuyorsa sosyal sorunları var demektir. bunun olmadığı bir koşulda ise sonuç;

    hacı o kadar okudum ettim ama bir boka yaramadı.


    (nebuch - 12 Haziran 2013 17:50)

  • comment image

    yurdum insanının her türlü ürünü metalaştırmaya çalışan mantalitesine yakalanmış organizasyon. yok bu ne işe yarıyormuş, yok şimdiye kadar kimse bu videoları izledi diye bir para bir şey kazanmış mı yok bilmem ne. arkadaş dünya üzerindeki her bilgi/fikir parçası sen üzerinden kar edesin diye orda yok ki. elinde kapitalist manifesto ile mi doğdun bi kendine gel. sırf senin bakış açını, dünya görüşünü genişlettiği için, sana yeni bir fikir tanıttığı veya kazandırdığı için memnun ve mutlu olman gerek. ha değilsen oturup izlemezsin zaten.

    ted'i eleştirenlerin mantalitenin anlayamadığı da bu. sloganından da anlaşılacağı gibi 'ideas worth sharing' ne eksiği ne fazlası. sen yeni bi fikirle karşılaşmanın bişilsen dünyana kattığı zenginlikle tatmin olamıyorsan zaten oturup izlemenin bi anlamı yok. ayrıca fikir dediğin şey öyle senin sandığı gibi pazardan 1 elma aldım, sattım, o parayla 2 elma aldım onları da sattım düzlüğünde ilerlemiyor. yeni bir düşüncenin sana sağlıyacağı yararı öyle patates tartar gibi nasıl ölçmeyi bekliyorsun? her türlü olguyu 'bana ne zaman, ne kadar para kazandırır bu' diye değerlendiricek sığlıkta bir organizmanın ted talks izlemesi abest kaçar zaten. ted'in amacını anlayabilmek için önce o sığlıktan kurtulmak gerek.

    sırf iş bulıyım çok kazanıyım diye bir takım eğitim kurumlarına hücum eden, ne kadar kullandığı/kullanacağı meçhul olan x adet dili hatmeden bir profilden çok şey bekliyorum belki de?


    (soul reaver - 9 Ocak 2014 19:26)

  • comment image

    bu filmde gülmeyen birinin ya sinir sistemleri meme yapmıştır, ya da ölüdür.


    (jml - 26 Ocak 2014 17:03)

  • comment image

    mezunlarının aşırı elitist olduğu kolejdir. yahudi toplumu gibiler, kapalı toplum. kendi aralarında arkadaşlıklar, sevgililikler vesaire. sanırım böyle eğitiiyorlar. tc sınırlarının içinde yaşamıyorlar gibiler, hollywood edasına sahipler.


    (cagdas turk aydini - 29 Mayıs 2015 19:01)

Yorum Kaynak Link : ted