Süre                : 1 Saat 28 dakika
Çıkış Tarihi     : 24 Eylül 2014 Çarşamba, Yapım Yılı : 2014
Türü                : Drama,Korku,Gizemli,Bilim Kurgu,Heyecanlı
Taglar             : Christian film,din,Rapture,Inanç,düğün
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Affirm Films , Cinematic , Triumph Films
Yönetmen       : Casey La Scala (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Casey La Scala (IMDB)(ekşi),Chris Dowling (IMDB),Casey La Scala (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Johnny Pacar (IMDB), Shaun Sipos (IMDB)(ekşi), Bryan Dechart (IMDB)(ekşi), Alexa PenaVega (IMDB)(ekşi), Italia Ricci (IMDB)(ekşi), Liz E. Morgan (IMDB)(ekşi), Kimberley Drummond (IMDB), John Pyper-Ferguson (IMDB), Kim Pacheco (IMDB), John Keenan (IMDB), Nina Repeta (IMDB), Judd Lormand (IMDB), Hayley Lovitt (IMDB), Roy Feaster (IMDB), Erin Murphy (IMDB), Defecio Stoglin (IMDB), Katie Sawhill (IMDB), Ravi Naidu (IMDB), Michael Fraguada (IMDB), Cullen Moss (IMDB), Neeta Cole (IMDB), Caitlin Dwelly (IMDB), Rusty Martin Sr. (IMDB), Cindy Robinson (IMDB), Martrell Walker (IMDB), Ben Joyce (IMDB), Joshua C. Allen (IMDB), Jennifer Brown Andersen (IMDB), Toochukwu T.C. Anyachonkeya (IMDB), Reila Aphrodite (IMDB), Mary Austin (IMDB), Rochelle Aycoth (IMDB), Kurt Barner (IMDB), Shannon Blackledge (IMDB), Kristi Booher (IMDB), Sarah E. Chambers (IMDB), Bonnie Cole (IMDB), Robert Gregory Cole (IMDB), Melissa Eastwood (IMDB), Carolyn Foland (IMDB) >>devamı>>

The Remaining (~ Geride Kalanlar) ' Filminin Konusu :
The Remaining is a movie starring Johnny Pacar, Shaun Sipos, and Bryan Dechart. Friends gather at a wedding, but the celebration is shattered by terrifying apocalyptic events forcing them to examine life, love and faith as they must...


  • "once nato'nun ikinci en buyuk ordusuna sahip bir ulkenin neden koruculara ihtiyac duydugunu dusunup sonra 4x16'yi elestirmeye baslamak daha saglikli olacaktir. o zaman her sey daha net gelecek."
  • "biri old man'e inşallah boomer'ın mesajını iletmiştir. içimde ukte kaldı."
  • "gelmiş geçmiş en iyi dizidir. lost'un senaristleri de yarrağımı yalasın."
  • "şu ana kadar gelmiş geçmiş en iyi finalle televizyonlara veda etmiş dizidir. lost'un senaristleri de azıcık örnek alsın."
  • "overrated diyenleri dövmede kullanılacak bazı sopalar şunlardır; budaklı meşe odunu, kızılcık sopası."
  • "olaya "robortlu mobortlu" şeklinde yaklaşacakların kesinlikle izlememesi gereken dizidir.(bkz: so say we all)debe editi: yalnız değilsin ey suser. (bkz: #52678748)"
  • "(bkz: what the frak)(bkz: this frakker's mine)öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeylerden biridir bsg.(bkz: so say we all)"
  • "dizi tarihinin en güzel finallerinden birine sahiptir, belki de en güzeline...so say we all"
  • "ıktisat,dinler ve tanri,varoluş,evrim,yaratılış,tarih gibi kavramlar üzerine muhtesem felsefe uretilebilen, ufuk acan bir dizidir.şimdi lütfen bsg çay koy."




Facebook Yorumları
  • comment image

    dizinin teknolojik yanının niye böyle olduğunu 2003 yılında yayınlanan miniseri'nin divxplanet'dan indirilebilir altyazılarından birebir kopya ile göstermek istediğim güzel dizi

    --- spoiler ---

    sahne: müze olarak tasarlanan battlestar galactica'nın içinde bir rehber gemiyi tura katılanlara gezdirmektedir.

    - burada acayip ve antika olmuş şeyler göreceksininiz modern gözler için antika.

    - kordonlu telefonlar kullanışsız elle kumanda edilen valfler...

    - bilgisayar ismini hak etmeyen bilgisayarlar

    - hepsi sadece bir düşmanla savaşmak için yapıldı…

    - öyle bir düşman ki bütün sistemlere sızabiliyor ve onları bozabiliyordu.

    - galactica düşmanlarımızdan çok korktuğumuz bir dönemi hatırlatır bize…

    - bu düşmandan korunmak için biz de geçmişe döndük.

    sahne: teknik servis ekipmanları üzerinden örtüsü kaldırılan bir uzay gemisinin başına gelirler komutan adama'da ordadır..

    - bu bir mark iki. bunlardan birini 20 yıldır görmemiştim.

    - eğer komutan kuyruk numarasına yakından bakacak olursa; nebula 7242 takımyıldızı.

    - aman tanrım! bunu nereden buldunuz?

    - sagittarian da bir hurdalıkta paslanırken bulduk.

    - uçabiliyor mu?

    - oh, evet, efendim. motorlarını yeniledik,...

    bunun yanında battlestar galactica'da yer alan viper'ların müze de sergilenmek için oraya getirildiğini, ilk bölümde onları çalıştırmak için teknik ekibin saatler harcadığını, filo'da bulunan ve muhtemelen umulduğu gibi yüksek teknoloji ile donatılmış onlarca battlestar'ın cylon saldırısı karşısında çuvalladığını tüm sistemlerinin kapatıldığını ve gemilerin yokedildiğini, ilk cylon saldırısında battlestar galactica'nın yok edilememesinin nedeninin her şeyin manuel olmasından kaynaklandığını, caprica'yı koruyan teknolojik olarak üst düzeydeki koca bir viper filosunun cylon'lular tarafından çotank diye imha edildiğini görebilmek için üşenmeyip battlestar galactica'nın teorik olarak ilk bölümleri olan 2 bölümlük mini seri'yi izlemesi ve eğer hala teknolojik olarak battlestar'ın olması gerektiğinden daha düşük teknoloji barındırdığını düşünüyorsa da (ara: akıl fikir) yapması zaruri'dir.

    ---
    spoiler ---


    (take care dream on - 23 Ocak 2007 20:27)

  • comment image

    lost izleyen arkadaslarim, benim dizinin boka saracagina ve insani heroes'daki gibi harcadigi vakte pisman edecegine bastan bagladigim inanctan dolayi bana soyle diyorlardi: "eger sonu guzel baglanirsa bu sosyal fenomenin bu toplu heyecanin parcasi olmadigin icin cok pisman olursun". ben de "olursam olurum" diyerek gecistiriyordum. aradan rastgele bir kac bolumunu izleyip izleyiciyi nasil oyaladigini gorunce de bu inancimi pekistirdim.

    battlestar galactica'nin ilk dikkatli ve duzgun izledigim bolumu sometimes a great notion oldu. onceden boluk porcuk bir kac bolumune denk gelmis bir turlu keyif alamamistim. "acaba kimler saylon" cliffhanger sablonuna cok fazla endeksli gelmis idi. (sonradan eski bolumlere bakinca da oyle gorunuyor nitekim)

    lakin sometimes a great notion'i izleyince lost'cularin beni uyardigi "yanarsin" diye dikkatimi cektigi konuyu anlamis bulundum. imkan olsaydi da bastan izleyebilseydim dedim. yaniyorum kul oluyorum. her cuma'yi iple cekiyorum. en azindan son sezonuna yetistim. en azindan benim icin farketti. keske lost'ta da boyle bir sok yasama ihtimalimiz olsaydi ama malesef yok. bi nukleer zaman/mekan transporter aletini adaya gomuyon butun anomaly'leri onla acikliyon bravo, 6 sezon onla oyalan dur. lost'culara gecmis olsun, battlestar galactica'cilara hosbulduk.


    (ssg - 28 Ocak 2009 03:03)

  • comment image

    gaeta'ya nefret beslenmesini anlamiyorum. adam vatanini seviyor, milletini seviyor. bu saylon denen irk bizim milletimizi caprica'da arkadan vurmadi mi? millet-i sadika diye bildigimiz, islerimizi yaptirmak icin urettigimiz, varligimizi emanet ettigimiz saylonlarin bize odedigi vicdani borc bu mudur? simdi bu adamlara tekrar guvenen adama vatan haini degildir de nedir?

    bugun ftl icin isbirligi, yarin tazminat oburgun toprak bu isler boyle yurur. saylonlarin dort t planini bilmeyen var mi? her jump'da bizlerden biraz daha goturecekler, once onlarin teknolojisine muhtac kalacagiz, en sonunda o teknolojiyi geri aldiklarinda elimizde hicbir sey kalmayacak.

    esas caprica'da onlar bize soykirim yapmadi mi? once onlar saldirdi, insanlarin devaminda yaptigi the hub'i yokedip soylarinin gelecegini bitirmek orantili tepki degildir de nedir? haketmediler mi soyleyin? bu metal panelleri sehit kanlariyla sulanmis galactica'yi da saylonlara mi verelim istediginiz bu mu?

    adama baris maris diyerek halkimin milletimin uzay gemilerini elin saylonuna peskes cekmektedir. onceden baris yapmaya kalktik da ne oldu? intihar bombacilarini onlar yollamadi mi? saylonlari niye yasatalim?

    saul tigh olmesin deniyor. saul tigh kasinmadi mi olmek icin? acik acik saylonlugunu itiraf edip insanlari gerginlige surukleyen o degil miydi? saylon oldugunu bilse bile itiraf edip gerginlik yaratmak zorunda degildi insan gibi yasiyordu insan gibi yasamaya devam edebilirdi. pasa pasa saylon olduktan sonra cekip kendi halkinin yanina defolup gitmesi gerekmez miydi? ne hakki var biz insanlarin arasinda rahatsizlik cikarmaya? benim gozumde saul tigh'i olduren de oldurmek icin olen de sereflidir. ben onu olduren kisiyle colonial bayragi onunde resim cekinmekten gurur duyarim.

    hepiniz insanliginizdan cikmissiniz, insan icin neyin iyi neyin kotu oldugunu anlamaktan acizsiniz. gaeta gibi bir kahraman hakkinda sarfettiginiz hakaretlerin ne oldugunun farkinda degilsiniz.

    galactica insanlarindir. ya sev ya terk et!


    (ssg - 1 Şubat 2009 02:40)

  • comment image

    once nato'nun ikinci en buyuk ordusuna sahip bir ulkenin neden koruculara ihtiyac duydugunu dusunup sonra 4x16'yi elestirmeye baslamak daha saglikli olacaktir. o zaman her sey daha net gelecek.


    (ssg - 27 Şubat 2009 08:39)

  • comment image

    (spoiler icerir)

    belki bircok seyi muallakta birakarak, izleyicinin ve fan kitlesinin hayalgucune emanet ederek bitti, ama muthis bitti. simdi herkes oturup "starbuck da bir melek miydi? herkesin gorebildigi turden?" diye birbirine soruyordur. ancak acik olan birsey var:

    her zaman uzerinde durdugu konsepti, yani "robot yaparsan sana karsi gelirler" degil de, "bunlarin hepsi daha onceden yasandi ve yeniden yasanacak" olayini, cok guzel noktaladi, bagladi. once insan, sonra cylon, sonra hibrid, gunun birinde de bob dylan yazacakti o sarkiyi, ve butun bunlar tekrar yasandiginda, insanlik, veya simdiki dunya'daki medeniyet tam olarak yuzde kac insansa artik, bir daha kendisine tanri denilmesini sevmeyen sey gibi davranmaya calisacakti.

    melek baltar ile melek six'in dedigi gibi, hersey matematiksel olarak aciklanabilir bir dizi olaydan ibarettir. bob dylan'in o sarkiyi 150.000 kusur yildan sonra yazmis olmasi, bir tesaduf oldugu kadar, cok dogal bir dongunun parcasidir. bu dongude de, birkac bin yilda bir muthis birsey yasanir. olaganustu birsey. medeniyetler, ne zaman olur da "buradan bir cikis yolu olmali, hicbirsey anlam ifade etmiyor, rahat edemiyorum, insanligin dengesi bozulmus, civisi cikmis" temali sarkilar soylemeye baslarsa, iste o zaman dongu tekrardan baslayacak ve o olaganustu sey tekrardan olacaktir. anladigimiz kadariyla da "tanri" dedigimiz seyin bunu durdurmak icin de pek bir istegi olmadigi gibi, sistemi ona gore kurmustur ve "acaba tekrarlanacak mi" diye uzaktan izlemektedir. araya da melek dedigimiz iki-uc katalizoru sokup ortaligi bulandirir.

    tabii opera salonu olayini, ve opera salonunun aslinda battlestar galactica'nin cic'si olmasi gibi carpici elementler icermesine ek, gaius baltar'in cifcti gecmisini hatirlamasi (ki bu bilmem kac sezon onceden bildigimiz, neredeyse mini series kadar eski olan ama unutulmaya yuz tutmus bir bilgiydi) ve sonunda nasil olduysa utandigi seye donustugunu gormesi, bunda utanilacak birsey olmadigini hissetmesi ve hayatinin aski caprica six'e sarilip aglamasi, laura roslin'in doktora "bir sigara yak ve kendi kendine mirildan" demesi, "ben mukemmel olmak istiyorum, mukemmele bagli olmak istiyorum" diyen bir sam'in gercekten de battlestar galactica'ya bagli olmasi, herkesin gaius baltar'la "magara adaminda bile gozu var" diye dalga gecmesi, tam bir pislik olan cavil'in "iki medeniyet burada sizi bekliyor, e hadi?" demesi ve sonra da "oh frak" diyerek kendini vurmasi, bolumun muthis sahneleri ve olaylariydi. bir final icin fazla umutlu, nefes aldirici ve enfesti, ve butun dizinin karanlik taraflarini, aydinlik taraflarini ve komedi unsurlarini ayni bolumde ozetlemeyi basardi.

    bir yandan eski battlestar galactica muzikleri esliginde gunese dogru yol alan bir filo ve eski tip centurionlar ile eskiyi yad ederken*, oteki yandan eski centurion'a yumruk atan yeni tip centurionlar, "belki bu sefer donguyu kirmayi basardilar" denirken birden gosterilen sevimli japon robotlari, hakikaten "arkadaslar, bu yapim, muthis bir televizyon klasiginin, gunumuze adapte edilmis halidir, guncellenmisidir, bundan 40 sene sonra tekrardan guncellenmemesi icin hicbir sebep yoktur" diyor ayni zamanda. bu bir dongu cunku.

    o kadar iliklerime kadar hissettim ki battlestar galactica'yi, ve o kadar buyuk bir bosluktayim ki, bundan boyle ne yapacagimi sasirmis bir sekilde all along the watchtower dinleyecegim.

    ah, pek tabii, starbuck tanri'nin kizidir ve hakikaten herkesi sonuna goturmustur. battlestar galactica olmustur. icindeki yasayanlar ise, yeni gezegene dagilmis, hemen hemen butun ana karakterler ise yalniz olmeyi secmistir.

    bir efsane daha sona erdi. ayakta alkisliyorum seni battlestar galactica, filodaki en iyi gemi, yasli kadin, mukemmeliyet... bizi yine hayal kirikligina ugratmadin. so say we all...


    (spincrus - 22 Mart 2009 14:20)

  • comment image

    battlestar galactica ya bazı eleştiriler olmuş. şimdi efendim, bir diziyi veya filmi eleştirirken, kendi içindeki dinamiklerle eleştirmek gerekir, yoksa küçük detaylarda ''şu çok saçma, böyle olmaması gerekirdi'' ile bir yere varılmaz, senaryo bütünlüğünde problem olmadığı sürece tabi.

    eğer star wars da bu zihniyetle seyredilseydi aha buyrun şöyle denirdi : ''lan uzay çağında, aşmış jedi lar ateşli silah kullansa herkesi maymun edebilecekken, neden ışın kılıcı kullanıyor sadece, mal bunlar, çok saçma''

    değil mi? force u kullanabilen, manipüle edebilen bir jedi ın, bir tabanca veya lazer tüfekle vuramayacağı bir hedef olabilir mi sizce? olamaz. fakat bunlar mal mı ışın kılıcı kullanıyorlar? bu tip film / dizi içi dinamiklere takarsanız, ömür geçmez. ''ftl le jump yapan teknoloji kansere çare bulamamış mı? çok saçma lan..'' çok gereksiz bir tespittir. dizide, o karakterin bir hastalığı olması ve çaresiz olması gerekiyordu. sizin gibi insanlar için o hastalık ''ajunetyama virüsü'' de olabilirdi. çok ölümcül tedavisi olmayan bir şey. ama gereksiz yere bunu anlatmak için zaman harcamaları gerekirdi ve istenilen etkiyi yaratamazlardı. oysa kanser ile izleyici üstünde gerekli etkiyi yaratabiliyorlar, çünkü tanıdık bir olgu.

    battlestar galactica nın fenomen olmasının arkasında yatan şey kanaatimce şudur, ki bu aynı zamanda dizinin almış olduğu en büyük risktir :

    battlestar galactica bir bilim kurgu dizisidir. zaten bu tanımıyla önyargıdan dolayı asla lost, heroes, csi gibi diziler kadar izleyici çekmeyecektir. bu arada lost ve heroes da bilim kurgudur ama uzay gemisi vs. olmadığı için izleyicinin gözünde normal dizilerdir. (bkz: algıda seçicilik)

    fakat aynı zamanda da asla bir stargate atlantis veya star trek değildir. bilim kurgu olup, salt bilim kurgu öğeleri seven insanlara da hitap etmez çünkü onların istedikleri yaratıklar, yüksek teknolojik aletler, savaşlar, keşifler de yoktur. onun yerine bilim kurgu sevenleri sıkacak basitlikte karakter analizleri ve alet edevat vardır filmde. yani hem bilim kurgu olduğu için önyargı dezavantajına sahip, hem de bilim kurgu severlere hitap etmiyor aslında. en büyük sorun da sürekli bir dizi olmasıdır. yani stargate atlantis in 3x17 sini seyredebilir, daha sonra 3 bölüm seyretmezsiniz, 3x21 i seyrettiğinizde bir şey kaçırmazsınız. battlestar galactica öyle değildir. her bölümü seyretmek zorundasınızdır ki, bu dizilerdeki en büyük risktir.

    ayrıca caprica six gibi bir karakterin oynadığı herhangi bir diziyi eleştirmek hiç bir er kişiye yakışmaz, ayıptır.


    (padawannabe - 26 Mart 2009 07:52)

  • comment image

    yaklaşık 5 dakika önce bitirdiğim dizi.
    sıcağı sıcağına yazdığım için mi böyle düşünüyorum bilmiyorum ama en primitif duygularımla söyleyebilirim ki, lost' a sokayım.

    yahu oha. kurgusundan, konusuna, all along the watchtower' ından diyaloglarına kadar; koca bir oha!


    (skybreak - 2 Kasım 2009 00:45)

  • comment image

    şu ana kadar gelmiş geçmiş en iyi finalle televizyonlara veda etmiş dizidir. lost'un senaristleri de azıcık örnek alsın.


    (blihackk - 24 Mayıs 2010 18:55)

  • comment image

    kobol tanrıları aşkına bir kişi de çıkıp mitolojisini yazmamış. karışık bir olay örgüsüne sahip böylesi bir dizinin mitolojisini yazmaya kalkışmak ve en önemlisi de bunu doğru dürüst toparlayabilmek epeyce zordur. belki de insanlar bu yüzden çekinip, yazmak istememiş olabilirler. ama ne olursa olsun, battlestar galactica destanı yazılmalı ve anlatılmalı diye düşünüyorum.

    bu mitolojisi denemesine başlamadan önce, diziyi izlememiş olanlara ciddi bir uyarıda bulunmak şart. çünkü yazının devamı ağır spoiler içermektedir. yanlışlıkla da olsa, ufacık bir satırını okumanız bile geri dönüşü olmayan bilgiler edinmenizle sonuçlanabilir. bu da izleme zevkinizi berbat edecektir. kısacası izlemeyenler lütfen bu entry'den uzak dursunlar.

    --- spoiler ---

    herkesin dikkat ettiğini sandığım üzere dizinin hemen hemen tamamında sık sık vurgulanan bir cümleyle karşılaşıyoruz: "all this has happened before and will happen again" türkçesi şu: tüm bunlar daha önce oldu ve tekrar olacak. bu söz bize bir döngünün varlığından söz ediyor. bu döngü, sürekli kendini tekrarlayan bir özelliğe sahip. belli başlı bir olaylar silsilesi, tekrar ve tekrar yaşanıp duruyor. peki nedir bu döngü? teknoloji sahibi bir uygarlık yapay zekayı yaratır. yapay zeka gelişir, efendilerine isyan eder ve bir yıkım yaşanır. biz bu döngünün ilk kez nerede ve ne zaman yaşandığını bilmiyoruz. dizi bize kobol'dan sonrasını anlatmakla yetiniyor. yani kobol'dan önce de bu döngü yaşanmış olabilir; ama bunu bilemiyoruz. o zaman bu yazı, dizinin kobol'la başlayan ve insanların içinde yaşadığımız dünyayı bulmasıyla sonuçlanan mitolojisini anlatacaktır. haydi başlayalım...

    -- kobol yaşamı ve kobol'dan kaçış --

    insanlık uygarlığı kobol'da başlıyor ve gelişiyor. kobol insanlığı zamanla bilimde ve teknolojide oldukça ileri gidiyor. döngünün de öngördüğü üzere bu gelişme ilk yapay zekanın yaratılmasına kadar ulaşıyor. insanlar ilk başta cylonlar'ın ilk formu olan centurionlar'ı, sonra da insansı cylonlar'ı yaratıyor. buradaki cylonlar, öldüklerinde bilinçlerinin yeni bir bedene aktarılması teknolojisine bile sahipler. ama işler bir yerden sonra karışmaya başlıyor. çünkü centurionlar efendilerine yani insanlığa başkaldırıyor. bu başkaldırı insanlara ve insansı cylonlar'a karşı bir soykırıma dönüşmekte gecikmiyor. durumun vahameti ilerleyince insanlar ve insansı cylonlar kobol gezegeninden kaçıyorlar. insanlık, 12 kabile halinde 12 koloni kurup yaşamlarına bu şekilde devam ediyor. 13. kabile yani insansı cylonlar ise, earth denilen bir gezegene doğru yola koyuluyorlar. bu da insanlığın dizi boyunca aradığı 13. koloninin, tamamen cylonlar'dan oluştuğu anlamına geliyor. bu noktadan sonra 12 koloni ile 13. cylon kabilesinin hikayesini ayrı ayrı anlatmakta fayda var.

    -- 12 koloni ve insanlık --

    kobol felaketinden kurtulmayı başaran insanlar 12 koloni diye anılan 12 farklı gezegene yerleşip, hayatlarına bu gezegenlerde devam etmeye başlıyorlar. zekanın kaçınılmaz bir sonucu olarak günden güne gelişmeye devam ediyorlar. her ne kadar kobol'daki bilim ve teknolojilerinin pek çoğunu kaybetmiş olsalar da kısa sürede gelişmişlik basamaklarını tırmanmaktan geri durmuyorlar. aradan binlerce yıl geçiyor. kobol felaketi onlar için gerçeklikten ziyade artık bir efsaneye dönüşüyor. 12 koloni, gelişme süreçlerinin bir yerinde tıpkı kobol'daki ataları gibi yapay zekayı yaratıyor. amaç, bu makineleri savaş ve gündelik alanlarda kullanmak. centurionlar tekrar imal ediliyor. ama centurionlar tekrar gelişip tekrar isyan ediyorlar. tarih tekerrür edercesine 12 koloni ve centurionlar arasında ilk cylon savaşı olarak anılan süreç de başlamış oluyor.

    -- earth ve insansı cylonlar --

    kobol'dan ayrılan insansı cylonlar "earth" adlı bir gezegene ulaşıp buraya yerleşiyorlar ve gezegen üzerinde gelişmiş bir medeniyet kuruyorlar. kobol'da üreme yeteneğine sahip olmayan insansı cylonlar, earth üzerinde gelişerek bu yeteneği de kazanıyorlar. artık üreyebildikleri için de diriliş teknolojisine (bilincin başka bedene indirilmesi) gereksinimleri kalmıyor. bu da söz konusu teknolojinin zamanla unutulmasıyla sonuçlanıyor. ama lanet olası döngü tekrar devreye giriyor ve bizim insansı cylonlar centurionlar'ı yaratıyorlar. amaç her zamanki gibi yine aynı. işin ilginç yanı ise sonuç da aynı oluyor. zira centurion gelişiyor, isyan ediyor. centurionlar ile insansı cylonlar arasında bir savaş başlıyor.

    -- son beşli ve yolculukları --

    centurionlar'ın gazabından kurtulamayacaklarını ve sonsuza dek yok olacaklarını düşünen beş insansı cylon bilimcisi, geçmişte sahip oldukları ama üreme yeteneği kazanılınca unutulan diriliş teknolojisini tekrar yaratabilmek için amansız bir çalışmanın içine giriyorlar. bir süre sonra da bu konuda gelişme kaydediyorlar. centurionlar, nükleer bombalarla earth gezegenini harabeye döndürüyorlar. gezegende yaşayan insansı cylonlar tamamen yok oluyor. bizim beş bilimci de ölüyorlar ama, inşa etmeyi başarıp yörüngeye yerleştirdikleri diriliş gemisi'nde uyanıyorlar. earth'deki insansı cylonlar'dan geriye kalan bu 5 kişi, 12 kabileyi, centurionlar'ı tekrar üretmemeleri konusunda uyarmak için yola koyuluyorlar. atalarının earth'e gelirken katettikleri yolda bıraktıkları izleri takip ederek, 12 koloni'yi arıyorlar. sıçrama teknolojisine sahip olmadıkları için yolculukları tam 2 bin yıl sürüyor.

    12 koloniyi bulduklarında çok geç kaldıklarını fark ediyorlar. çünkü ilk cylon savaşı çoktan başlamıştır bile. buradan sonra anlatılan iki hikaye artık birleşiyor.

    -- 12 koloni ve ilk cylon savaşı, son beşli'nin savaşa müdahalesi --

    durumun daha da kötüleşeceğini anlayan son beşli, savaşı durdurmak için 12 koloni centurionlar'ı ile irtibata geçmeye karar veriyorlar. son beşli'nin lideri ellen tigh, centurionlar'a insanlarla ateşkes yapmaları karşılığında insansı cylon üretme ve diriliş teknolojisini öğretmeyi vaat ediyor. bunun üzerine centurionlar savaşı durdurma kararı alıyorlar. insanlar ile centurionlar arasında 40 yıl sürecek bir sözde barış dönemi başlıyor. bu dönemde insanlar, cylonlardan hiç haber alamıyorlar ancak centurionlar son beşli'nin yardımıyla büyük gelişme katediyorlar. şunu da unutmamak lazım ki, son beşli gelmeden önce de centurionlar insansı cylon yapmaya çalışıyorlardı ancak başarılı olamamışlardı. yine de çalışmaları sonucu hybrid'leri üretmeyi başarmışlardı.

    -- insansı cylon modellerinin yaratılması --

    son beşli'nin yol göstermesiyle centurionlar "number one"ı yani cavil'i üretiyorlar ve ona john ismini veriyorlar. kendisi çok çakal bir şahıs olur bu arada. john (cavil)'un ardından 7 cylon modeli daha üretiliyor. ellen, saul, galen, samuel ve tory, ürettikleri 8 insansı cylon modeliyle çok yakınlaşıyorlar. özellikle liderleri ellen, 7 numara olan daniel'a aşırı düşkün oluyor. ilk çocuk john, son beşlinin diğer modellere, özellikle de daniel'a ilgisini kıskanıyor. 7 numara modelini tamamen yok ediyor. insansı modeller, centurionları köleleştirip, özgür düşünce ve iradeyi ellerinden alıyorlar, onları hizmetçi ve savaşçıları yapıyorlar.

    -- hafızaları silinen son beşli'nin 12 koloniye yerleştirilmesi --

    kendi yaratıcılarının tutumlarından ve fazla hümanist tavırlarından rahatsızlık duyan cavil kendi planını devreye sokma kararı alıyor. cavil, son beşli'nin bilinçlerini yaşlanabilen yeni bedenlerine "indiriyor", ama hafızalarını manipüle ederek geçmişlerini hatırlamalarını engelliyor. hepsini farklı zamanlarda farklı yerlerde, sahte hafızalarla (kendilerini doğma büyüme 12 koloni halkından insanlar sanacak şekilde) insanların arasına bırakıyor. amacı, son beşli'ye hayatlarının dersini vermek. çünkü insanların arasında yaşayıp onların ne denli acınası varlıklar olduğunu anlamalarını istiyor. son beşli ölerek tekrar cylonlar'ın diriliş gemilerinde uyanıp, hafızalarını geri kazanınca, insanların aslında kötü olduğunu, yaşamayı haketmediklerini anlayacaklarını varsayıyor. cavil, diğer modellerin hafızasından son beşli'yi siliyor. son beşli'yle ilgili bütün kayıt ve kanıtları yokediyor. ancak kaderin bir cilvesi, son beşli'den hiçbiri cylonların büyük insan soykırımında ölmüyor, hepsi bir şekilde battlestar galactica'ya gelmeyi başarıyor.

    -- 2. cylon savaşı --

    7 insansı cylon modeli, zamanla çeşitli kimliklerle insanların arasına sızıyorlar. bilim adamı baltar, farkında olmadan cylon planına alet oluyor. koloninin tüm savunma sistemlerini felç eden cylonlar insan medeniyetine topyekün saldırıya girişiyor. filo savaş gemileri tek tek etkisiz hale getiriliyor. ama müzeye dönüştürülmesi planlanan ve ilk cylon savaşından kalma yaşlı battlestar galactica bu süreçten ekilenmiyor. nedeniyse, galactica'nın komutanı adama'nın 40 yıl önceki saylon savaşlarından kalan bir alışkanlık ile geminin savunma sistemindeki bilgisayarları bir network altında toplamayıp sadece istasyon bazında çalıştırmasıdır. işte bu nedenle saylonlar 12 koloniye saldırırken diğer tüm gemilerin network sistemini çökertmiş; ama bunu network sistemi ile çalışmayan galactica'ya yapamamışlardır. ayrıca bu saldırıdan batllestar pegasus adlı savaş gemisi de kurtulmayı başarır. bu iki geminin yolları ileride kesişecektir. kısaca, battlestar galactica'nın koruduğu ufak bir filodaki yaklaşık 50 bin insan hariç, tüm insanlık neredeyse soykırıma uğruyor. 12 koloni işgal ediliyor.

    -- hayatta kalan insanların destansı yolculuğu ve peşlerindeki cylon tehdidi --

    5 yıl boyunca uzayın derinliklerinde insanlarla cylonlar büyük bir yarışa giriyorlar. iki ırk da earth'ü arıyorlar. insanlar, aynı zamanda üstün cylon güçlerine karşı hayatta kalmaya çalışıyorlar. bu süreçte insanlığın başlangıç noktası olan kobol'u, alg gezegeni'ni ve umutlar tapınağı'nı buluyorlar. başka bir gezegende yeni caprica şehrini kuruyorlar, ancak orası da cylonlar tarafından işgal ediliyor. son beşli'den biri olan ellen tigh da burada ölüyor. cylonlar bu süreçte iç savaşa düşüyorlar. 2, 3, 6 ve 8 numaralı modeller, cavil ve ona sadık olan 4 ve 5 numaralı modellerden ayrılıyorlar. ayrılıkçılar centurionlar'ın iradesini elinden alan parçaları söküp onları özgürleştiriyorlar. ayrılıkçı takımla insanlar zamanla ittifak kurup, cavil'e karşı mücadele veriyorlar.

    new caprica'da ölen ellen, cavil'in diriliş gemisinde diriliyor. cavil onu gizliyor. ayrılıkçı cylonlarla insanlar son diriliş gemisini de yok ederek tüm cylonları insanlar gibi sonlu varlıklar haline getiriyor. bu süreçte kendilerini insan sanan son beşli'nin 4 üyesi, cylon olduğunu fark ediyorlar

    insanlar ve ayrılıkçı cylonlar, 13. koloninin yerleştiği earth dedikleri gezegeni buluyorlar. tamamen harap olmuş, radyoaktiviteyle yaşanmaz hale gelmiş earth hayalkırıklığı yaratıyor. bu arada son beşli, earth'e ayak basınca yavaş yavaş geçmişlerini hatırlamaya başlıyorlar. yaşanabilir bir gezegen aramak için earth'ü terk ediyorlar. ayrılıkçı cylonlar insanların arasına kabul ediliyor. 12'ler meclisi'nde onlara da temsil hakkı veriliyor. bu sefer insanlar arasında iç savaş çıkıyor. felix gaeta ve tom zarek, cylon'ları aralarında kabul etmeyerek galactica'nın kontrolünü ele geçiriyorlar. ama isyan bastırılıyor.

    -- son büyük savaş --

    cylonlar'ın diriliş teknolojisinden yoksun kalması sonucu cavil, ilk insan cylon çocuğu olan hera'yı bir planla ele geçiriyor. amacı hera üzerinde inceleme yaparak cylonlar'ın nasıl üreyebileceğini keşfetmek. fakat kendilerini hera'yı kurtarmaya ve cevil'i yok etmeye adayan bir grup insan, yaşlı battlestar galactica ile birlikte cavil ve güçlerine savaş açıyor. hera kurtarılıyor, cavil mağlup ediliyor. bu sırada eski karısını öldürdüğünü anlayan gallen, tory'yi öldürüyor. son beşli'nin sayısı dörde iniyor. samuel'in de kendini boş filo gemileri ile güneşe sürmesiyle bu sayı üçe düşecektir. savaş esnasında starbuck'ın, hera'nın resminden ilham alarak girdiği sıçrama kodları, insanlığı ve cylonlar'ı şu an hepimizin üzerinde yaşadığı dünya'ya ulaştırıyor.

    -- dünya --

    dünyaya gelen ve güzellikleri karşısında büyülenen insan ve insansı cylonlar bu gezegende yeni bir hayata başlamaya karar veriyorlar. başkan roslin burada ölüyor. herkes gruplar halinde gezegenin değişik noktalarına yerleşiyorlar. gezegenin henüz ilkel olan yerli insanlarının da tıpkı 12 koloni insanlarına benzediği görülüyor.

    -- 150 bin yıl sonra --

    insan ve insansı cylonlar'ın dünyaya ulaşmasından 150 bin yıl sonra insanların tekrar geliştiğini fark ediyoruz. büyük şehirler kurulmuş ve robot teknolojisi gelişmeye başlamıştır. ayrıca bu zamanda yapılan bir keşif sonucu tüm insanlığın tek bir kadının soyundan geldiği anlaşılıyor. bu kadının 150 bin yıl önce dünyaya gelen yarı insan yarı cylon hera olduğu vurgulanıyor. bu da dünya üzerindeki tüm insanlığın yarı cylon olduğu anlamına geliyor. şimdi merak edilen şey, döngünün burada da yaşanıp yaşanmayacağıdır.

    -- çeşitli şeyler --

    insanlar eski yunanlılar'ın dinine benzeyen çok tanrılı bir inanç sistemine sahipken, cylonlar tek tanrıya inanmaktadır.
    starbuck'ın tam olarak ne olduğu açıklanmamıştır. melez olma ihtimali var. (daniel)
    baltar ve number six'in gördüğü ve melek oldukları varsayılan vizyonların durumu belirsizdir.
    kehanet yeteneğine sahip cylon ve melezlerin bu özelliklerine nasıl sahip oldukları bilinmemektedir.
    dünyaya ulaşıldığında serbest bırakılan ve cylon gemisini alıp giden centurionlar endişe yaratmaktadır.

    aklıma gelenler bunlardan ibaret.

    ---
    spoiler ---

    not: yukarıda eksik ya da yanlış bilgiler olduğunu fark edenler benimle iletişime geçebilirler.

    so say we all...


    (lali berte - 9 Şubat 2012 20:53)

  • comment image

    yeni cekilen bolumlerinde starbuck' in kadin olarak uyarlandigi dizi. diziyi bilen herkezin starbuck'a olan baki$ acisi degi$ecek gibime geliyor. ne bileyim kucukken oha$$$ starbuck'a bak diye du$unecegim aklima gelmezdi. gerci o ya$da kimseye oha$$ diye bakmak aklima gelmiyordu. "eneee uzay" diye bakiyoduk ekrana sumuklu sumuklu...


    (bosch kalfa - 12 Haziran 2004 14:12)

  • comment image

    hem sons of anarchy hastası hem de bsg hastası bir insan olarak rahatlıkla iddia edebilirim ki bu karşılaştırması baştan yanlış olan dizileri yine de karşılaştıracak olursak battlestar bizim motorcu çocukları donunda sallayıp geri bırakır.

    ufkunuzu açar bu dizi.

    (bkz: so say we all)


    (the vagrant - 26 Haziran 2015 12:30)

  • comment image

    sol frame'e düştüğüne göre ritüel icabı yeniden başlamam gerekiyor. ve insan solda görüp hislerine hakim olamayarak bininci yeniden başlayışında bile "vuhuu iyi ki denk geldim" diyor. yemelik.

    (bkz: so say we all)


    (parasite - 26 Haziran 2015 12:33)

  • comment image

    ıktisat,
    dinler ve tanri,
    varoluş,
    evrim,
    yaratılış,
    tarih
    gibi kavramlar üzerine muhtesem felsefe uretilebilen, ufuk acan bir dizidir.
    şimdi lütfen bsg çay koy.


    (elseif - 26 Haziran 2015 15:19)

  • comment image

    türü science fiction olsa da, çok daha fazlası. özellikle kurgusu bu diziyi inanılmaz bir yere taşıyor. son sezonunda bunu fark edeceksiniz. kendi içindeki kronolojisi öyle iyi yerlere oturtuluyor ki, bize hiç bahsedilmeyen mitolojik konularda bile söz sahibi olabiliyoruz. tabii bir de dizinin psikolojik yönünü atlamamakta fayda görüyorum. yapay zeka sisteminin temele oturtulduğu bu denli güzide bir dizide mindfuck olmazsa olmaz. post apokaliptik dönemin veriliş atmosferi o kadar yoğun ki, bu psikolojik kısmı hissetmek çok daha fazla mümkün oluyor. dizinin bazı yerlerinde durduk yere kurguda atlamalar olabiliyor. bunların sonrasında verilen bölümlerde ise bu boşluklar güzel bir şekilde doldurulmaya çalışılmış.

    dizinin en ilgi çekici yanlarından bir tanesi izlediğimiz karakterlerin gerçekte ne olduklarıyla ilgilenmek oluyor. yani herkes şüpheli, birileri rol yapıyor ama bunlar kim sorunsalları seyir zevkini üst noktaya taşıyor. ilk sezondan başlayıp finaline kadar konu öyle bir noktaya geliyor ki, başında da bahsettiğimiz kurgusunun ne denli inanılmaz boyutlarda oturtulduğunun farkına varıyoruz. gizemli bir dizi evet ama unutmamak lazımdır ki lost'da öyleydi ama lost inanılmaz saçma noktalara savruldu. işte bu dizi gizemi verirken geçmişiyle birlikte olayları öyle mantıklı yerlere oturtuyor ki diyecek söz bırakmıyor.

    izlemeye henüz başlamamış olanlar için içeriğinden bahsetmekte fayda görüyorum. insanların kendi faydaları için yarattıkları cylonların, bir süre sonra insanlara baş kaldırma ve isyan etme durumları oluyor. buna 1. cylon savaşı deniyor. bu savaş tam olarak 12 yıl sürmekte ve bunun sonrasında cylonlar birden savaşı kesip, ateşkes kararı almaktadırlar. tam 40 yılın sonunda 12 koloniden biri olan caprica adlı kolonide büyük bir yıkım gerçekleşiyor ve diğer kolonilerdeki hayatta kalan insanlarla birlikte galactica adlı savaş gemisinde dünya adlı gezegeni bulmak adına yola çıkıyorlar. bu 12 koloniden bazıları tarımda, bazıları teknolojide, bazıları da din gibi alanlarda tanınır haldeler. yıkımın caprica'da olmasının nedeni en gelişmiş teknolojinin burada olmasından kaynaklıdır. bu kolonilerde de humanoid cylon (insansı cylon) denilen cylon türleri var. tamamen insan görünümünde, duyguları olan yapay zekalar. fakat bunlardan bazıları cylon olduklarından habersiz, aktifleştirilmeyi bekliyorlar. insanların arasında büyük tehlike arz eden bu cylonları fark etmek neredeyse imkansız, herkes şüpheli durumunda.

    karakterleri bu kısımda tanıtmaya pek de gerek yok. çünkü her biri konu üzerinde ciddi etki yarattığı için ne söylesek spoiler'a girecek. aydınlatma açısından dizinin kendi tarihi ve dizi içindeki argümanlar hakkında bolca şey yazılabilir diye düşünüyorum. izlemeyenler tek satır bile okumasın efendim..

    --- spoiler ---

    ana düşünce silah çıktı mertlik bozuldu (robotların yaratılışı) ve melezlerin sürekli bahsettikleri ''tüm bunlar daha önce oldu ve tekrar olacak'' üzerine kurulu. ki burada bahsettikleri 'tekrar olacak' sözü gelecek adına şüphe uyandırıcı. biliyoruz ki her şey sona erdikten sonra insanlar ve insansı cylonların ortak bir görüş birliği içerisinde centurionları serbest bıraktıklarını biliyoruz. her ne kadar oradan günümüze 150,000 yıl geçmiş olsa da dünya'da yaratılan robotların gelecek adına tehdit oluşturduğu ve bırakılan centurionların her an tekrar geri dönebilecekleri yadsınamaz. bu açıdan dizi, bize hep bir paradoksun yaşanacağını açık ve net bir şekilde söylüyor.

    dikkat ederseniz dizinin çokça yerinde sürekli cylonların ve insanların kendi içlerinde inanılmaz çatıştıklarını görüyoruz. darbeler, iç savaşlar, kişisel çıkarlar, pegasus'un yaptığı inanılmaz soykırımlar hepsine zarar veriyor. buradan sonra insanların, skinjobların geçmişlerine dönmekte fayda var;

    • her şeyin sıfır, yani başlangıç noktası kobol. tüm insanlık tarihi kobol'da başlayıp gelişim gösteriyor.

    • insanlar ilk önce kendilerine yardım etmeleri, bir nevi köleleştirmeleri amacıyla centurionları yaratıyorlar. bunun sonrasında insansı cylonları yaratıyorlar. diriliş teknolojisinin temelde yapı taşlarını yine insanlar oluşturuyor, teknoloji kobol'da çok gelişiyor.

    • centurionlar, insanlara ve skinjoblara karşı isyan edip inanılmaz soykırımlar gerçekleştiriyorlar. bundan sonra insanlar ve skinjoblar kobol'dan kaçıyorlar.

    • buradan kaçan insanlar ve skinjoblar alg gezegeni'nde umutlar tapınağı'nı inşa ediyor. buradaki jüpiter'in gözü, kara thrace ile doğrudan bağlantılı. son beşli için de anahtar bir öneme sahip oluyor.

    • sonrasında insanlar ve skinjobların yolları ayrılıyor. insanlar 12 koloniyi (aerilon, aquarion, canceron, caprica, gemenon, leonis, libran, picon, sagittaron, scorpia, tauron, virgon) inşa ederken, skinjoblar (13. koloni) ise earth adlı gezegeni aramaya koyuluyorlar.

    yerleştikten sonra farklı hikayeler ortaya çıkmaya başlıyor.. öncelikle insanları ve kolonilerini ele alalım.

    • insanlar 12 koloniyi inşa edip, bu gezegenlere yerleşiyorlar. bu gezegenlerin her biri farklı alanlarda gelişme kaydediyorlar. fakat, sagittaron en fazla terörist eylemin gerçekleştirildiği, tıbbın ve tedavinin dinen bir sakınca olduğu bir gezegen konumundadır. çoğu kişi tarafından sevilmezler, 12 koloni arasındaki bazı savaşların en büyük sorumluluğu bu gezegene aittir. kısaca battlestar galactica'nin orta doğusudur..

    • sütten ağzı yanmayan insanlar kendilerine yardım amaçlı olarak tekrar centurionları imal ediyorlar. her şey aynen tekerrür ediyor, centurionlar isyan ediyorlar ve ilk cylon savaşı böylece başlamış oluyor.

    -- skinjoblar ve earth --

    • cylonlar earth'ü bulup yerleşiyorlar. tıpkı insanlar gibi burada medeniyet kuruyorlar. ve yine insanlar gibi aynı hataya düşüp centurionları tekrar üretiyorlar. bilim insanları burada diriliş sistemini tekrardan devreye sokmak için uğraşıyor. son beşli bu yolda çok fazla ilerleme kaydediyorlar. görünümleri birbirlerine kazandırırak yapmak istedikleri şeyler konusunda başarılı oluyorlar.

    • centurionlar, earth adlı gezegene nükleer saldırı gerçekleştiriyorlar ve bu gezegen radyasyonla dolu bir çöp haline gelinceye kadar devam ediyorlar. son beşli de ölüyor fakat diriliş gemisinde tekrar hayata dönüyorlar. her ne kadar geç kalmış olsalar da, son beşli insanları bir daha centurion üretmemeleri konusunda uyarmak için kendilerine bir rota çiziyorlar. yolculukları tam olarak 2000 yıl sürüyor. insanları buluyorlar fakat ilk cylon savaşı çoktan başlamış haldeyken..

    • burada ellen tigh büyük bir atılım yaparak centurionlara, ateşkes önerip bunun karşılığında skinjob üretimini kendilerine öğretmeyi vadediyor. bu teklifi kabul görüyor ve 40 yıllık ateşkesin temelleri atılıyor.

    • son beşlinin yolculukları esnasında da centurionlar, hybridleri üretiyor.

    • son beşlinin önderliğinde number one (cavil) üretiliyor ve ellen tigh ona 'john' ismini veriyor. bundan sonra 7 skinjob daha üretiliyor ve ellen'ın popüler bebeği number seven (daniel) oluyor. fakat john son beşlinin diğerlerine olan ilgisini kıskanıyor ve tam anlamıyla çakallığa bürünüyor. zaten new caprica'da ve diğer ortamlarda özellikle ellen'ı elde etme çabası, arzulaması bir diğer gösterge. number seven'a özellikle kinlenip onu yok ediyor. fakat ben tam anlamıyla yok ettiğini düşünmüyorum, nedenine sonradan değineceğim. bununla birlikte john, son beşlinin hafızalarını çeşitli yollarla bir yere kaydediyor. ismini de cavil yapıyor.

    • bundan sonra cavil, son beşliye ders vermek amacıyla onlara bir bedene aktarıp, çeşitli kodlamalar ve blocklanmalara maruz bırakılmış hafızalarını geri veriyor. tek amacı ise onların ölüp, yanlarında dirilmesi ve insanların kötü olduğu düşüncesinin enjekte edilmesi. ancak son beşliden hiçbiri ölmüyor ve hepsinin yolu galactica'da kesişiyor.

    • cavil inanılmaz derecede kinli olduğu için diğer cylon modellerinin de hafızasından son beşliyle ilgili kanıtları yok ediyor. fakat kendisinden önce gerçekleşen jüpiter'in gözüyle ilgili olan ayrıntılardan haberdar bile değil. sadece son beşli değil, beş bilim insanı..

    • ve planlar yavaş yavaş işlerken, baltar'ın da büyük yardımından kaynaklanan savunma sistemlerinin çökmesiyle 40 yıl sonra büyük işgal başlıyor. bundan sonra iki ırk arasında amansız bir savaş başlıyor, tek ortak amaç dünya adlı gezegeni bulmak oluyor. hatta insanlar new caprica adını verdiklerini yeni bir yaşam olduğuna inandıkları bir gezegende konaklıyorlar. fakat burası da cylonlar tarafından işgal ediliyor. ve son beşlinin lideri ellen burada ölüp, cavil'in yanında uyanıyor.

    • bu paralel süreçte cylonlar kendi aralarında iç savaşa sürükleniyorlar. 2,3,6 ve 8 numaralı modeller cavil'in karşısında olurken 4 ve 5 numaralı modelleri cavil'in tarafını tutuyorlar. bu noktadan sonra ayrılıkçılar ve insanlar arasında bir ittifak başlıyor.

    • iki ırk dünya'yı buluyorlar. fakat radyasyonla harap edilmiş bu gezegen onlar için hiçbir şey ifade etmiyor. yine aşırı radyasyonun yapay zekaya vermiş olduğu tepkime nedeniyle son beşli burada geçmişleriyle ilgili ilk kırıntıları topluyorlar.

    • yine tıpkı cylonlar gibi insanlar arasında bir isyan çıkıyor fakat bu isyan bastırılıyor. dikkat ederseniz cylonlar ne yaşarsa hepsini insanlar, insanlar ne yaşarsa tıpkısını cylonlar yaşıyor.

    • bu olaylardan sonraki son zincir halkası da zaten dünya'nın bulunması, ilk ilkel toplumların bulunması ve yerleşme süreci. 150,000 yıl sonra ise günümüzde, ilk yarı cylon yarı insan olan tek bir kadının soyundan geldiğimiz ve onun hera olduğundan bahsediliyor. sahnelerin ardından robotların gösterimi ise mükemmelin ötesinde.

    şimdi karakterlerden bahsedelim, bu kısım biraz daha eğlenceli olabilir.

    william adama | inanılmaz derecede sert ve dikkafalı bir amiral. ancak kendisine bir şey söylendiği zaman yalnız kaldığı anlarda bunu kendi halinde çok iyi sorguya çeken birisi. gemisi için her şeyi göze alabilen birisi. yani geminin varlığı ve insan hayatı için ekibindeki her askeri, görevliyi harcayabilir. oğlu lee ile arası hep soğuktu. fkat böyle soğuk baba oğul ilişkisinin bağları her zaman daha kuvvetlidir bana göre. her ne kadar farkında olmasalarda. laura roslin ile bana göre çok güzel bir tatlı aşk ilişkisi içerisindeydi. bana amiral diyorlar ama çavuşu tokatlamasını da bilirim der gibiydi adeta. boomer'ın kendisini vurması ise beni derinden üzmüştü.

    laura roslin | normal bir öğretmen ya da başkandan çok daha fazlası. bir kere caprica'da yaşadığı hayat, iki kız kardeşini kaybetmesi, düzensiz yatak ilişkileri ve kanseriyle baya bir drama tadını yaşattı bize. en esrarengiz olayları, yıkımdan önce baltar ve number six'i buluşup, samimi hallerde görmesi ve hera'yı, number six, baltar ve boomer ile birlikte peşlerinde görmesiydi. ki bu olay, dizinin direkt olarak final sekansıydı.

    baltar ile arası her ne kadar iyi olmasa da onun sayesinde geçici de olsa kanseri bir nevi yenmeyi başarmış ve yaşamına devam etmiştir. din, tapınak, tanrılara çok fazla kendini kaptırıp bir ara cemaat havası solumuş fakat dünya sözünün fos çıkması sonucu tüm inançlarını yıkarak hayatına devam etmiştir. başkanlık seçimlerinde yaptığı hile ise, kendisinin neden amiral ile olduğunu anlamamıza neden olmuş ve yaşlı kurt tabirini hak ettiğini göstermiştir. kimsenin gözünü yaşına bakmamıştır.

    lee adama | kendisi gemide her rütbeye ulaşmış, her işi yapmış tek karakterdir. bir tek paspas işine gark olmadı sanırım ama benim nedense en sevdiğim karakterdi. dürüst olması, istediklerinin bilincinde olması ve en önemlisi asker olmasına rağmen hiçbir zaman katı olmaması onu iyi yapan temel şeyler.

    ayrıca bu kadar iyi bir görünüme sahip olup karıyla kızla işinin olmaması ayrıca güzeldi. kara thrace ile inanılmaz boyutta karmaşık bir ilişkiye sahiptir, hatta sahip bile değiltir. kardeşi, thrace ile sevgiliyken çok fazla içip kardeşinin kanepede sızdığı sırada mercimeği fırına vermeyi denemişlerdir. bu da yetmemiş dee ile evli olduğu sırada kendisini çokça yine kara thrace ile aldatmıştır. caprica'da bir çocuk meselesi yüzünden ayrıldığı sevgilisinin hep bir yerlerden çıkmasını bekledim ama olmadı. kendisi new caprica yerleşkesi sırasında inanılmaz kilo almış, işlerin yoluna girmesinden sonra düzelmiştir. dizinin konusu içerisinde çok ciddi yapı taşlarından biri olmamıştır ama lee candır..

    kara thrace | bana göre dizinin bug'ı, en önemli karakteri. işgal altındaki caprica'ya ilk ayak basanlardan olup verilen görevi yerine getirmeye çalışmış, jüpiter'in gözünü çizerek umut tapınağı konusunda bir ön bilgi vermiş, çocukken babasının öğrettiği notaları hera'nın ona verdiği yıldız resmi sayesinde kullanıp ırkının dünya'yı bulmasını sağlamış, aynı notaların sesi son beşlinin uyanmasına sebebiyet vermiştir. kendisinin yolculuk sırasında ölmesi ve sonra tekrar dönüş evresi ise bir diğer önemli olaydır. ve bana göre earth'de cesedi ortaya çıkıp onu tekrar geri getiren şey number 7 idi. o andan itibaren baltar'ın bahsettiği meleklerden bir tanesi kendisiydi. tüm bunlar, kara'yı dizinin en önemli noktasına yerleştiriyor zaten. ister sevin, ister sevmeyin.

    dizinin başlarında saul tigh ile sürekli papaz oluyordu. aslında dengesiz bir kız, bunu da annesinden gördüğü muameleye bağlayabilirim. number 4, caprica'da kendisinden üreme ve tohum kaynaklı yararlanmak istediyse de oradan da kaçmayı başardı. kendisinin östrojen oranı yüksekti aslında number 4'e hak vermek lazım. sevişmeyi çok seven bir hatundu. lee'ye bence çok büyük haksızlıklar yapmış. lee, dee'yi kendisi de samuel'i aldatırken birbirlerine bu yasak ilişkiyi anlatacaklarına dair söz vermişler fakat kara, samuel ile hain bir şekilde evlenmiştir. lee, yine piç gibi ortada kalmıştır. lee'nin kardeşi raptor sınavlarından geçememesine rağmen ona bir kıyak geçeyim deyip çocuğun ölümüne yol açmıştır. melezler kendisini hep insanlığı ölüme götürecek diyordu. buna gerçekten anlam veremezdim. neden böyle söylediler, kara başka bir yolla gerçekten aslında insanlığın sonuna mı neden oldu bilemeyiz.

    number 2'nin kendisine ayrı bir takıntısı vardır...

    gaius baltar | gözlerini sürekli bir deli edasında açması, aksanı, yaptığı hareketleri ile dizinin en ilginç karakteri olma niteliği baltar'a gidiyor. caprica'da savunma sistemlerinin çökmesinde başrol oynayıp, kolonilerin sonunu hazırlamıştır. number six ile ilişkisi hep göz önünde olmuş. gittiği her yere melek adını verdiği bir six götürmüştür. onun bu yaptığı şizofrenik hareketler başkalarının da dikkatini çekti. yaptığı ayaklanmalar, teoriler, doktorluk ve bilim merakı, am sevdası kendisini garip kılıyor. hatta bir savaş gemisinde haremi olan tek bilim insanı desem olayı özetlemiş olurum sanırım. arada sırada girdiği din fetvaları ise önceden takındığı ateist havalarını siler nitelikteydi. aslında öyle çok mucize yaşadı ki bir şeylere inanmaması mümkün değildi.

    baltar'ın hep cylon olduğunu düşünürdüm. kendisinin de öyle olabileceği yönünde dizi bir ara çokça mesaj verdi de zaten. gerçekten garip bir karakterdi baltar, balta girmemiş ormanlar.

    -- skinjoblar --

    number one (cavil) | kendisi hakkında her şeyi söyledik. cylonların en önemli ismidir. ayrıca galactica'da papazlık rolünü aldığı sırada son beşliyle arasındaki diyalogları dikkat çekicidir.

    number two (leoben) | kara thrace takıntısı olan bir model. hatta kendisini esir tutmuşluğu vardır. bana göre modeller arasındaki en zararsızıydı. insanlara çoğu zaman hep yardımı oldu ve asla katı bir tutum sergilemedi.

    number three (d'anna) | muhabir olarak ilk gözüktüğü sırada şüphelenmiştim kendisinden. spartacus'u bu diziden önce izlediğim için midir nedir hep de bir hainlik beklerdim o da oldu zaten. kendisinin en önemli olayı tapınakta son beşliyi görmesi ve olayın köroğlu ile sonuçlanmasıdır. bundan sonra savaş yıldızına adım attığı sırada son beşli ile bakışmaları güzeldir, izlenesidir.

    number four (o'neill) | tipinden bir ibnelik olduğu zaten belli olan bu model cylonların cottle'ı olarak görev almakta. caprica'daki üreme işlemlerin önemli bir pay sahibi var. fakat o kadar inanılmaz işlevler yüklenen modellerden biri değil.

    number five (aaron` | aslında en salak cylon modeli budur. o yüzdendir ki cavil kendisini canlı bomba olarak insan ırkının içine yollamıştır. ilk sezonlarda number six ile birlikte helo'yu gözlemlemekteydi.

    number six (tanrıça) | benim için tanrıça yanlış anlaşılmasın. keşke her cylon kendisi gibi olsa, ben soykırıma uğramaya razıyım. baltar'a bu konuda çok kızardım. müthiş bir kadın elinde varken sürekli başkalarından medet umardı. ayrıca ilk bölümlerde baltar'ı başkasıyla sevişirken izlemişliği bile vardır. kıskanır ama trip atmaz, deli bir kırınganlık bakışı vardır. dizideki en seksi karakter. öhöm neyse kendisine dönelim..

    en önemli ikinci cylon modelidir. öyle olduğundan dolayı önemli görevler kendisine verilmiştir. dizide birçok yerde kendisini gördük. caprica ise sürekli baltar'ın yansımasını görmekteydi. birbirlerine bu yansıma olayıyla acayip yardımcı oluyorlardı. melek dense de onlar kimdi, neydi tam olarak belli değil.

    number seven (daniel) | kara öldükten sonra onu bir zaman için geri getirenin kendisi olduğunu düşünüyorum. dizinin içinde kaldığımız bir diğeri gizemi.

    number eight (sharon) | genelde gönül işleri konusunda gördük kendisini ilk sezonlarda. skinjob olduğunun farkına varmasını beklediğimiz ilk karakter olduğundan bize yansıtılan olaylar çok heyecanlıydı. kendisi çok güvenilir bir görüntü çizer. aslına bakılırsa çok fazla inanılmaz hatalar, yanlış yapsa da sırf bu sergilediği güvenilir görüntüden dolayı önemli işler kendisine yüklenir. en basitinden cavil'in ona verdiği hera görevini batırmıştır.. helo ve şef arasında gidip gelmektedir. en başında hera'nın anasıdır...

    -- final five (son beşli) --

    ellen tigh | ilk gördüğümüzde bu kadar dağınık görüntü çizen bir kadının, son beşlinin başı olması ne kadar garip değil mi? en önemli karakterlerden bir tanesi daha. öyle olduğunu son sezonda anladık. cavil nasıl oldu da kendisini ve diğer dörtlüyü manipüle etti anlamadım doğrusu. bir yolla mı kandırdık yoksa karşılıklı bir konuda şartlaştıktan sonra cavil buna uymadı mı merak konusu.

    saul tigh | içki problemi olan ikinci kaptan görünümlü son beşliden biri. aklıma gelecek belki de en kişiden bir tanesiydi. aslında son beşli olduğunu öğrendikten sonra bir cylon saldırısının son anda gerçekleşmeyeceğini sezip bombaların fırtılmaması yönündeki direktifi ilginç şekilde mürettebatta garip şekilde karşılanmadı. new caprica'da tek gözü gitti, belki de cavil'in ellen üzerindeki sevgisi bunu yapmaya itti bilemeyiz.

    galen tyrol | gemide sharon ile yaşadığı yasak aşkla tanıdık. her şeyin bakımı ve onarımdan sorumluydu. bundan sonra git gide dizi içinde önemli noktalara adım attı. aslında son beşlilerin üç tanesi git gide önemli noktalara adım atıp, son beşli çıktıkları sırada aslında bizi şaşırtmayacaklardı. tyrol'ın merdivenden çıkıp atlamayı istediği rüya, sonradan karısı olacak cally'nin suratını parçalaması, cavil ile kendisinin cylon olduğuna dair varsayım muhabbetleri çok ilginçtir. kendisinin yaşadıkları bir dramdır aslında. kendisinden sandığı çocuğu, hot dog'ın çıkmış ve sevdiği kadın, tory tarafından hain şekilde öldürülmüştür.

    samuel anders | dizinin ortasında yerleştirilmiş bir kadar olup bu kadar kısa zamanda bir nevi hybrid mertebesine yükselmesi kendisini ilginç kılıyor. caprica'da starbuck ile yoğun bir tutkuyla aşk yaşamış bunun sonucunda kendisiyle evlenmiştir. aslında hiçbir zaman onun olmamıştır.. dizinin sonunda ise filo ile birlikte kendisi usul usul güneşe doğru sürüklenmiş, bitkisel yaşamına son vermiştir.

    tory foster | son beşlinin en çarpık karakteridir. hele ki cally öldürdüğü sahnede ne kadar küfür ettim bilmiyorum. bir ara azgınlık dönemi geçirip baltar'a da sardı. beşli arasında nitekim en etkisiz karakterdir.

    hera | hangi yolla, nasıl bu kadar kilit öneme sahip bilinmemekte. kara thrace'in çocukluğuyla, hera'nın çocukluğu arasında çok ciddi bağıntılar seziyorum. starbuck'a verdiği yıldız resmi, belki de starbuck'ın piyano başına geçip o besteyi öğrendiği yaşla aynıydı.

    -- mürettabat ve ekip --

    helo | en sadık insanlardan bir tanesi. ne olursa olsun her zaman verilen görevi layıkıyla yerine getirdi. athena ile caprica'dan başlayan aşkı ile dikkat çekti.

    dee | acıdıklarımdan.. esmer bir teni olup o gözlerinin verdiği ışıltıyı almak mümkünken, kepçe olması tüm büyüyü bozuyor. lee'nin, kendisine aşık olmadığını hatta aldattığını bile bile bir şeyleri sürdürme sevdası dikkatimi çekmiş, takdirimi kazanmıştır.

    felix gaeta | dizinin patrona halil'i oldu adeta. yaptığında haklılık payı olsa da tom zarek ile yola çıkması kendisinin mağlup olmasında başlıca etkendir. adam meclis üyelerini infaz etti lan daha ne olsun. senin ayağın zaten gitmiş, çukurdasın.. senin neyine isyan be gaeta.. yıllarca hizmet vermişsin ekibine, hatta ilginç bir şeklilde skinjoblarda sizden yana çıkmış isyanlardasın.. ama her zaman sevdim seni.

    ---
    spoiler ---

    ayrıca dizide öyle özgün soundtrackler mevcut ki her duruma, karaktere uygun müziği yansıtmayı başarmışlar.

    bhoor bhuwah swaha

    all along the watchtower

    baltar's dream

    kara remembers

    bir diziyi daha izledik, caprica ve blood and chrome'u izlemeden sabırsızlıkla içimi döktüm.

    so say we all.....


    (edwood10 - 7 Ağustos 2015 21:57)

Yorum Kaynak Link : battlestar galactica