jon stewart'ın yönetmenliğini yapacağı film. yayın haklarını sayın aldığı then they came for me^* isimli kitabı sinemaya aktaracak.

iran asıllı kanadalı gazeteci maziar bahari’nin, 2009'daki iran seçimlerinden sonra tutuklanarak 118 gün hapis yatması, bu sırada uğradığı işkenceler sonucu işlemediği suçları itiraf etmesi üzerine bir film olacak.

http://www.bakiniz.com/…tewart-yonetmen-koltugunda/

(zeddicus zu l zorander - 6 Mart 2013 11:43)

jon stewart yazıp yönetmiş. bahari'yi gael garcia bernal canlandırıyor. kadrosunda haluk bilginer de bulunuyor. 2014'te gösterime girmesi bekleniyor.

(yerli mal - 16 Temmuz 2013 17:36)

kim bodnia'nın, gael garcia bernal ile başrolü paylaştığı jon stewart filmi.

(ranini - 17 Temmuz 2013 22:22)

ilk fragmanı düşmüş.,

https://www.youtube.com/watch?v=jtm01_eifbo

(zeddicus zu l zorander - 28 Ağustos 2014 20:48)

haluk bilginer'in baba akbar rolünde oynadığı film, toronto film festivali gösteriminde çoğu otorite tarafından beğenilmemiş.

bu da onlardan biri: http://www.independent.co.uk/…nt-value-9721844.html

(ljut - 9 Eylül 2014 21:47)

iran ve iran gibi ülkelerin din, politika ve iç güvenlik adına gerçekleştirdikleri akıl dışı uygulamaları başarılı bir şekilde anlatan filmlerden biri. ayrıca çekimler ürdün'de yapılmış.

(feministim ben - 10 Şubat 2015 19:06)

propagandanın dibi.

'kör göze parmak' denecek çok film izledim de, bu kadar kötüsünü izlememiştim. olay örgüsünün tek düzeliği ile, sözde elin iranında geçen filmde herkesin ingilizce konuşması ile (aksanlı bi de), ucuz siyasi göndermeleri ile, hillary clinton'ın demeçlerinin sözde senaryoya uyumlu biçimde filme yerleştirilmiş olması ile, resmen utanç verici bir film.

iran'ın faşist uygulamalarını eleştiricem diye, amerikan rüyasının uyuşturucu etkisini göklere çıkarmak gibi ucuzluklar 80lerde kaldı sanıyorduk.

al amerikalıları vur iranlılara. hepsi aynı bok.

(mesajli - 10 Şubat 2015 21:13)

haluk bilginer'in uynadigi iran filmi. sıkıcı bir film. ırani yerin dibine sokup anglo sakson kültürünü yüceltmisler. tamam iran'daki rejim rezil durumda ama burdan pay cikarmalari cok garip. neyse, sonuc olarak baska film izleyin derim.

(cuksuz ali - 13 Şubat 2015 00:25)

bugün haluk bilginer'le birlikte fitasta izlediğim film.

kendisi filmden sonra sorulan bazı aptal sorulardan oldukça sıkıldı.

film de bi yerden sonra "anladık iran berbat bi yermiş" e geliyor. tecritte geçen süredeki sahneleri uzattıkça uzatmislar o hissiyatı yansıtmak için ancak hep aynı şeyler olduğu için bi süre sonra sıktı. imdb puanının her şeye rağmen biraz acımasız kaldığını söyleyebilirim. kesin iranlı lar düşürmüştür ortalamayı ^*

(kankavi - 17 Şubat 2015 01:12)

propoganda olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediğim film.

bence bu film jon stewart'ın vicdanının eseridir. bildiğiniz üzere jon stewart the daily show isimli bir fake news programının sunucusu. program 90'larda sahte habercilerle sahte haberler yapmak formatı üzerine inşa edildi. 1990'ların sonunda jon stewart'ın programa sunucu seçilmesi üzerine hicvin dozu arttı ve gerçek haberlere daha fazla yer verilmeye başlandı. ama sahte habercilerle yapılan sahte röportajlar devam etti. iranlı gazeteci maziar bahari'nin hapse atılma ve işkence görme nedeni ise sahte haberciyle yapmış olduğu sahte röportajdı. daha sonra bunu öğrenen jon stewart çok büyük bir vicdan azabı çekerek maziar bahari'nin kitabını sinema perdesine aktardı.

filmin iran'ı berbat bir yer gibi gösterdiğini eleştirenlere ise şunu söylemek istiyorum: iran berbat bir yer :) yani yönetim biçimi olarak, yoksa muazzam bir medeniyet. dolayısı ile insan haklarını savunan bir adamdan iran'a güzelleme yapmasını beklemek ise abesle iştigal.

jon stewart'ın kendi ülkesinin ikiyüzlülükleri hakkında düşüncelerini öğrenmek için ise the daily show izleyebilirsiniz.

(absinthe - 17 Şubat 2015 18:01)

iyi başlayıp sonuca kötü bağlanmış bir film. filmin derdinin aynı mantıkla tutuklu olan gazetecilere dikkat çekmek olduğu aşikar fakat bahari'nin serbest kalmasına giden süreçte sorgucunun birden bire yön değiştirmesi yavan kaçmış. olayların anlatıldığı kitabı okumadım ama bahari'nin sorgucuyu aynı hikayeler ile kafaya aldığına inanmak zor geliyor insana.
sorgu bölümlerinin ve zihninde yarattığı konuşmaların daha az yer kapladığı, eşinin ve çeşitli grupların yürüttüğü kampanyalara biraz daha önem verildiği bir film olsaymış daha tatminkar bir sonuç alınabilirmiş gibi hissediyorsunuz.

(jellicle - 22 Şubat 2015 01:49)

--- spoiler ---

iran ve kanada asıllı bahari (gael garcía bernal) londra'da yaşamakta. iran'da 2009 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimi için ahmedinejad ve musavi yarışmaktadır, bahari seçimi izlemek için ülkesine gider, annesi de bu vesile ile ziyaret etmiş olur. seçim musavi taraftarlarının umutları ile farklı geçecek gibidir, fakat oylar sayılırken kargaşa çıkar, asker gözlemcileri içeri almaz. ahmedinejad büyük bir çoğunluk ile seçimi tekrar kazanır. seçim sonrası çıkan geniş katılımlı gösteriler ve protestolar nedeni ile bahari ingiltere'ye dönmez. olayları kamerası ile çeker. bir sabah evlerine birkaç adam gelir ve bahari'yi sorgulamak için götürürler. gözü bağlanır, casus olmakla suçlanır. 4 ay hapiste kalır. yaşanmış bir olayı anlatan filmde haluk bilginer de rol almış.

--- spoiler ---

2014 amerika yapımı olan gülsuyu filmi iran'a dair güzel bir film. başrol oyuncusu gael garcía bernal'ı daha önce la mala educación (kötü eğitim), diarios de motocicleta (motosiklet günlüğü), amores perros (paramparça aşklar ve köpekler) filmlerinde izlemiştim. rolü kendisine yakışmış.

(filosofo - 28 Şubat 2015 23:10)

bir gün bu filmin çok çok benzeri bu topraklarda yaşayan insanlar için çekilecek. hangi olayla, hangi zamanda sona erecek bu film bilmiyorum ama hangi olayla başlayacağını adım gibi biliyorum:

gezi parkı olayları nın hemen öncesi.

bu filme gelirsek. iran ve iran'da iktidarda olan şeytanları biraz daha iyi tanımak ve başka bazı şeytanlarla aslında ne kadar benzer olduklarını görmek için kaçmaz fırsat. zevk için değilse bile ders çıkarmak ve anlamak için seyredilmeli.

(travenian - 14 Mart 2015 01:19)

7 haziran 2015 seçimleri ve sonrasını görmek isteyenler için fikir veren güzel film.

(confession - 5 Nisan 2015 04:20)

güzel film. izlenir film. gerçek hikayeden uyarlama filmleri hep sevmişimdir.

spoylır olabilir

izlerken keşke dediğim iki nokta oldu. birincisi, keşke film farsça çekilseymiş. başka aktörler bulunup çözülebilirdi bu. ha, eğer bütün sorgulama ingilizce yapılıyorsa, orasını bilemem. ama sokaktaki insanlar da ingilizce konuşmuyordur heralde.
bir diğer keşkem ise, keşke o arada kullandıkları hashtaglı sahneleri başka türlü çözselermiş. bu filme hiç gitmemiş.

spoylır olabilir

(frankoturk - 8 Nisan 2015 05:47)

bu filmin gercek, yasanmis bir olayi anlattigini tekrardan hatirlatalim. abartisi yok. bence olsa olsa "az bile anlatmis" denebilir.

--- spoiler ---

aylarca tek basina bir hapishane hucresinde kalmis ve sorgulanmis bir gazetecinin durumunu inanin bana hafif bile anlatmislar. buyuk ihtimalle maruz kaldigi fiziksel siddete deginilmemekle beraber psikolojisinin bozulmasi cok karanlik taraflara kacmadan anlatilmis. buna ragmen guzel bir film olmus. biraz "herkes izleyebilsin" diye cekilmis sanki. agirlikli dilin ingilizce olmasi ve dedigim gibi cok ic karartici olmamasi bana bunu dusundurttu. bu da aslinda filmin daha cok izleyiciye ulasmasi acisindan verilmis bir karar olabilir.

filmin en onemli mesaji filmin sonunda bahsedildigi gibi iceride birsuru dusunce suclusu var ve onlarin arkasi bahari'ninki kadar kuvvetli olmadigi icin bahari kadar sansli degiller. isin ironik yani ise bahari'nin uzun sure basini derde sokacagini dusundugu hareketlerden kacinmasi. ablasi ve babasiyla ayni kaderi paylasmamak icin bir sure caba gosterdi ama boylesine baskici ortamda aslinda bunun ne kadar da imkansiz oldugunu gordu.

--- spoiler ---

(peace love music - 1 Eylül 2015 03:14)

konusu über olup düzgün kurgulanamayan/çekilemeyen nice filmden biri.

(en arka koltuktaki gozluklu cocuk - 5 Eylül 2015 00:59)

kurgu olmayan, gercek oykunun bir yapiti kurtarmaya yetmedigini kanitliyor.

isleniste, yapimda ciddi arizalar var. cok tarafli, kuru, siradan. amacina ulasmaktan uzak.
oyunculuklar da zayif.

yine de onemli bir yapit. tarihsel surecte iran, bu secim gerilimini, sokaklardaki kiyimi catismayi atlatamadi.
umudu burkulan kitle, "piston asagi dustu" dendigini duymus gibi yurt disina goctu.
bunlari bir tarihsel dizilisle sunuyor yapim, hic degilse.
hele bir yerde, ahmedinejad'in musevi'ye acik oturumda karisi uzerinden saldirdigi sahne, o sirada yuz ifadesi filan var.
iran'dan uzaklarda cokca rast geldigimiz iranlilarin ahmedinejad'a ofkelerini, korkularini, yilginliklarini ete kemige burunduruyor bu sahne.

(viva paulista - 4 Ekim 2015 13:14)

maziar bahari tarafından kaleme alınan then they came for me isimli kitaptan uyarlanan jon stewart filmi.

ayrıca filmde haluk bilginer, bahari'nin babası "baba akbar" rolünü canlandırmıştır.

ahmed şamlu'nun çok güzel olan bu çıkmazda isimli şiirinden birkaç dize ile açılır.

"nefesini kokluyorlar
"seni seviyorum" demiş misin diye
gönlünü kokluyorlar
tuhaf zamanlardayız sevgilim…

gecenin bir yarısı kapıyı çalan
ışığı öldürmeye geliyor.
ışığı saklamak en iyisi…"

(boss of bosses - 22 Kasım 2015 16:46)

şaibeli seçim,özgürlüklerin kısıtlanması,polis devleti,diktatörlük,buram buram cehalet kokan konuşmalar,suçlamalar..gezi olayları geldi aklıma ve hepsi ne kadar da tanıdık dedim izlerken.gelgelim amerika seviciliği kokan her şeyden tiksiniyorum.eleştirdikleri boksa bunlar da laciverdi o kadar..

(bur krl - 31 Aralık 2015 01:47)