avrupa'nın en pahalı alışveriş merkezlerinden birinde olduğunuzu unutmayın. mağazaların çoğu pazartesi-cumartesi 09.30-17.30, pazar günleri ise 10.00-16.00 arasında açık. geleneksel ingiliz çayının yanı sıra porselen sofra takımları, kitap, cd, oyuncak kurşun asker, çift katlı otobüs maketleri ve tabii ki lady diana hatıra eşyaları alınabilir. (kaynak: www.ekolaytatil.com/ipucu.asp?haberid=337)

(huger - 10 Mart 2003 23:58)

londra ilk goruste insani kendisine asik eder. londrayla ilgili uzun vadeli planlar yapmadan once bu askin uzun surmeyecegini hesaba katin.

(plainwalker - 11 Mart 2003 16:12)

tum gunu dolduracak londra parkurlari:
-the globe (bkz: #3624898)
-kew gardens
-the british museum
-tate modern
-barbican centre

(arundati - 28 Kasım 2003 13:04)

yeni baslamayin. eski gorunun. eski oldugunuza inandirin kendinizi. herkese acik gibi gozukmesi londra'nin kucaginin, sadece en ince gonullulerin anlayabilecegi bir yaniltmadir, oyuncu ve inceden dalga gecici yanidir londra'nin. anca siz de ona oyun oynarsaniz basa cikabilirsiniz.

(stella - 19 Aralık 2003 00:27)

gunun ilerleyen saatlerinde metro gecisi icin bilete para vermeyin, o manyetik kartlari toplayip satan evsizler metro turnikelerinde beklemektedir, onlardan yari fiyatina alabilirsiniz. aksam aksam sorun olmaz.

ayrica heathrow'da yanlislikla londra express'e binme gafletinde bulunmayin. gunluk paso 5 pound falan iken bu express 15 pound. ulan demislerdi londra pahali diyerek kuzu kuzu binmeyin.

(almagest - 23 Haziran 2004 10:07)

sağ ayakla başlayın.

(esismen - 23 Haziran 2004 10:28)

birçok semtte yollarda ingilizden cok hintli, mısırlı, uzakdogulu vs gocmenlerle karsilasmaya hazirlikli olun..

(larax - 23 Haziran 2004 10:54)

camden townin derinliklerine dalin ve cikmayin. camden da ikinci el pazarlarini kacirmayin. londranin heryerinde bulabileceginiz kanallarda yuruyuslere cikin. bir avustralyali bulup birlikte kings cross da eski bir fabrikada yer alan ve sadece pazar gunleri acilan yeni zellanda, avustralya ve guney afrikali gezginlerin 20 yildir bulusma noktasi gorevini goren, church`e gidin. thames boyunca yuruyusler yapin. kaldiginiz sure icinde kendinize yerel bir pub bulup her gun en az bir bira icmeye gidin. biraya iyi bir alternatif te smirnoff iceolacaktir. covent gardendaki sokak gosterileri, angelin publari vs gibi yapacak ve gorecek o kadar cok sey var ki saymakla bitmez.

(ayaz - 23 Haziran 2004 10:58)

muze, park, bahce, bortu, bocek, konser, muzikal, st paul, tate modern hepsi yalan. londra spearmint rhino'da yasanir.

(bustrofedon - 23 Haziran 2004 11:18)

central line hattının sonundaki richmond'a (ve tabii ki richmond park'a) kesinlikle uğrayın. londra'nın eteklerinde gezmek hayatınızda göremeyeceğiniz bir doğa ziyafeti yaşatacaktır size. ealing broadway çok tatlı bir mekandır ve yaz sezonunda lunapark falan kurulur, ona da gidin. denizlere kapalı ve nehri iğrenç şu memlekette bir yüzesiniz gelirse victoria'daki queen mother sports center'a uğrayın, zamanında 35 p'e istediğiniz kadar yüzebiliyordunuz, şimdi de herhalde pek bir değişiklik yoktur. lyceum tiyatrosuna gidin, west end'deki müzikallerin ve oyunların anuna koyun, (gerçi o da cüzdanın anuna kor ya neyse). madame tussauds'a gitmeyin, hiç gerek yok, ama bulunduğu mekanı, yani baker street'i mutlaka bi gezin.

(frank n furter - 23 Haziran 2004 11:23)

(bkz: anılar kenti zaira)

(palomar - 23 Haziran 2004 12:06)

(bkz: yeni baslayanlar icin ingiltere)

(oz portnoy - 15 Temmuz 2004 00:56)

(bkz: snatch)(bkz: london)

(trenchkot - 15 Temmuz 2004 01:06)

cayinizin sutsuz olacagini en basinda belirtin.

(shira - 2 Mart 2005 10:39)

(bkz: charity)

(oric - 3 Ekim 2005 16:13)

(bkz: oliver plaza)

(monchhichi - 17 Ocak 2006 10:25)

sağlam bir rock dinleyicisiyseniz her gördüğünüz sokağın bir rock grubunun albüm veya parça ismi olduğunu fark etmeye hazır olun. mutlaka notting hill'e uğrayın, eski plakçılara takılın, hele ki ağustosta karnaval zamanına denk getirdiyseniz tadını çıkarın. soho'da kaybolun. lancaster gate'deki white swan pub'a uğrayıp bir ale için, londranın en eski pub'u dur. ve mutlaka fish n cips yiyin!

(feritciva - 17 Ocak 2006 10:41)

londra'ya turist olarak gitmek anlamsizdir, londra yasanasi bir sehirdir. turist olarak gitseniz bile, orada yasadiginizi hissetmeye calismalisiniz. oxford street gibi cok bilindik, ve sadece turistlerin mekani olan yerlerden boroughdaki pazardan taze peynir, ekmek alip, her turlu zeytinyaginin ve salamin tadina bakip hemen oracikta karin doyurmak gerekir. birinci zone'da takili kalmadan, sehrin ucra koselerini sergi, konser, iyi yemek bahanesiyle gezmek, gunesli bir bahar gunu angeldaki tinderbox cafe'den, muffin ve kahve alip sokaktaki masalarda yer bulmayi umit etmek, butun ikinci el giysi, esya, cd satan yerlerden yapilan alisverisin tadini cikarmak, ara sokaklardaki cicekcilerden (notting hill iyi bir yer olabilir bunun icin) lale buketi alip, disaridaki yagmur sesini dinlerken cicekleri izlemek vazgecilmezdir. londra'da her zaman yalnizsinizdir, ve hic bir zaman yalniz kalmassiniz... bagimlilik yapar, dikkatli olmak gerekir...

(bkz: daha gider bu)

(mind the gap - 17 Ocak 2006 11:48)

(bkz: mind the gap)

(evrim iyi bak - 17 Ocak 2006 11:53)

hoteli zamaninizi gecireceginiz yere gore secin. yani oxford street, piccadily circusla baslayip covent garden civarlarinda dolanacaksaniz gidip hyde parkin oralarda bir hotele yerlesmeyin. sonra sittinsene yurursunuz geceleri hotele donene kadar. taksi pahali, metroyu unutun. zor yani. gidin merkez sayilabilecek yerlerde bir hotel bulun. mutlu mesut yasayin.

(lovehippi - 17 Ocak 2006 12:31)