• "(bkz: çılgın sekreter jale)valla ben serinin devamı sandım."
  • "türk sinemasının gerileme içinde olduğuna işaret bir diğer film. ya gerzek romantik komedi ya uzaklara bakmalı filmler.başka da film çıkmıyor."
  • "filmin ana tema şarkısı için:(bkz: olmaz olsun)"
  • "ezgi mola ile tolga çevik çok güzel öpüşüyor. onun dışında(bkz: bu ne lan)"
  • "o değilde ezgi mola'nın kostümlerine bakarak konunun teksas'ta geçtiğini düşündüren filmdir"
  • "mutluluğunu başkalarının mutsuzluğu üzerine kuranların şerefine içiyorum cümlesinin geçtiği güzel bir sahne bulunduran film"
  • "(bkz: faruklar hep kazanır)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    john cusack kafasında severus snape peruğu olmasına rağmen kapadokya’ya gelsin, çok istiyordum, olmuş valla. uçan şeyler tedirginliği, yaklaşma-kaçınma açmazları, narlı sucuk ve hisseli harikalar kumpanyası ruhu için gelsin:

    “mesela ilk geldiğin gün aşık falan değildin on numara bir sohbetin vardı ama şimdi çekilmezsin”


    (chlo - 18 Aralık 2013 20:40)

  • comment image

    filmdeki patronu kimin oynadığı merak konusu.

    isfendiyar sıcak (patron) karakterini tolga çevik'in oynadığı kesin.

    -ancak-

    haber sitelerine patron isfendiyar sıcak karakterini filme sponsor olmak isteyen nevşehir'de beyaz eşya mağazası işleten ferruh yenidoğan oynamış diye servis edilmiş.

    (bkz: roderick jaynes)


    (vogojin - 21 Aralık 2013 13:21)

  • comment image

    fragmandan anladığım kadarı ile konu şöyle ilerleyecektir:

    "bir sakar adam var, komiklikler yapıyor"
    "bir kız var ve sonunda sakar adama aşık olacak"
    "önce komik sahneler, sonra arkada duysusal müzik ile romantizm olacak"
    "kapodokya görselleri, müzikler etc"

    al sana bkm filmi amk.

    tamamen tolga çevik'in sakarlıkları ve kapodakya görüntülerine dayanan bir film olduğu çok açık.
    zaten adamların amacı haftasonu avm'ye giden tayfanın parasını yemek.

    skimsonik bkm filmdir.


    (kayit formu s 42 - 2 Ocak 2014 12:14)

  • comment image

    evet, film hakkinda onceki yazilanlari okuyunca sasirdim.
    evet, kapadokyanin guzel bir yer oldugu sinemanin teknik ve taktikleri ile basarili yansitilmis.

    oncelikle filme buldugum alternatif isimleri siralayim,

    patron klise istiyor.
    patron yilmaz yazmissa iyidir heralde cekelim istiyor.
    patron neden biz de film cekmeyek diyor.
    seyirci boyle filmler olmasin istiyor.

    gerisi spoiler.

    filmde ozgun olan tek sey kapadokya. onu bile italyan sahil kasabalarina benzetmeye calismislar.
    tolga cevik - komedi dukkani, sen kimsin tiplerinin aynisi. biktik artik ayni karekteri tekrar tekrar oynayan sozumona oyunculardan (sahan gokbakar, kenan imirzalioglu) bana insanlar bunu seviyor demeyin, bir baska karakteri canlandirinda gorelim bakalim?

    ezgi mola - evde kalmis ya da cok erken yasta evlenmis, obur, babasindan korkan kiz tiplemesinden baska bir rolde basarili olamayacagini, diger basarili olamadigi tiplemelerinden anladigim kisi. sarkicilik icin sibel can ne ise film icin de ezgi mola.

    senaristin(tolga cevik), zengin ve korkutucu patronun baskisi sonucu careyi bir tatil beldesinde yasadiklarini yazmasi klisesi. senaristin tek derdi, otelin sahibinin kizi olmasin baska bir sey daha olsun fikri ile araba tamircisi ve taksi soforunun eklenmesi ve tabi ki bunlarin filmin sonunda dugunde olmasi sarti. senaristin arabasinin 1970'ten kalma zorunlulugu. erkan can'in yine bir akil hocasi tiplemesiyle katilmasi. kizin mutsuz bir evliligin arifesinde olmasi ama dunya tatlisi, seker mi seker bir kiz olmasi. olmazsa olmazdir artist - kotu kalpli - yakisikli mustakbel damat adayinin supriz yapip otele gelmesi. ulkemizdeki butun senaryolarin erkek hikayesi olmasi nedeniyle kahramanimizin kiza ulasmak icin basindan gecen turlu turlu aksilikler, heyecanlar. film o kadar klise ki damadin yakin arkadasi tiplemesinin, kizin dugunu terk etmesi sahnesindeki halleri bile klise. (kizma levent abi :))

    goruntu yonetmeni ve sanat yonetmenlerine diyecek fazla sozum yok. bize kapadokya'yi oldugundan daha guzel gosterme basarisina ulasmislar. gerci film devamli magic hour'da (gun batimi ya da gun dogumu) geciyor ama olsun.

    filmde devamlilik hatalari ciplak gozle farkedilir derecede. tolga cevik'in beninin renginde bile devamlilik hatasi var.

    senariste nasil bir bias'sa (bias vs prejudice) uzun sacli, kupeli, tshirt ustu onu acik gomlek kostumu ile sinirlandirip, yazin ortasinda bile sweatshirt giydirme..
    tv'deki goruntuyu postta hallederiz diyip yine beceremeyip, tum sahneyi ucuz gosterme..
    hikaye geregi basin mensuplarinin ellerine verilen bir fotograf makinasi ve kamera ile mal mal hareket etmeleri..
    koskoca filmde yasli cift figurasyonun tek olmasi ve butun sahnelerde, ya yemek yerken ya da bir masada otururken gorulmeleri.
    sabah sekerinin(!) kotu oyunculugu..
    film olsun diye yapilan mantik hatalari..

    eskiler alismis ama yeni nesil sinema izleyicisini, sinema okuyanlari boyle uzmeyin artik. turkiye'deki goruntu yonetmenleri, yonetmenlerden daha iyi. kendi hatalarinizi kapatmak icin yabanci goruntu yonetmenleri istemeyin artik.


    (korray - 3 Ocak 2014 02:43)

  • comment image

    yılmaz erdoğan'ın yazdığı, bugüne kadar gördüğüm en vasat senaryoya sahip filmdir.
    filmin senaryosundaki hikaye gibi ısmarlama, ama hiçbir zaman gerçekten yaşandığı izlenimi yaratamayacak kadar zorlama bir film.
    tolga çevik'in rol aldığı karakter başındaki peruğa uyumsuz bir şekilde, bir çok kamera açısında çok yaşlı durmuş öncelikle. peruk sırıtınca karakterin gerçekliği de sekteye uğramış. tolga çevik'in çizdiği karakter özellikle peter sellers usulü naif bir komedi karakteri olmaya çalışıp samimi olmakta sorun yaşayan bir tipten öteye geçememiş. hiçbir şekilde derinleşememiş.
    ezgi mola ise daha filmin ilk karesinden itibaren, sanki ikide bir rolden çıkıyormuş izlenimi yaratırcasına, sürekli güler halde. oyunculuğunun gerçeğe en yakın olduğu an sonlara doğru gelinlikler içinde julia roberts'tan bahsettiği sahne olmuş.

    --- spoiler ---

    filmin en zayıf tarafı senaryosu. sinan'ın aşkı haydi diyelim ki destursuz, paldır küldür bir aşk, peki eylülün ona hangi ara aşkı depreşiyor? sinan'da öyle birşeyler bulmalı ki bu karakter, uğruna düğünü bile terk edeceğine seyirciyi inandırmalı. bir yaşanmışlık, bir aydınlanma yaşamalı. zorlama mahsur kalma sahneleri, öpüşme sahnesi bile o kadar havada kalıyor ki, seyirci bu aşka inanmadığı gibi empati de kuramıyor.
    senaryo eksik bağlantılarla dolu. inandırıcılık sürekli sekteye uğruyor.
    ayrıca patronu canlandıran ferruh yenidoğan olduğu iddia edilen kişi de, sözüm ona filme sponsor olmak için sete gelip ekip tarafından çok sevildiği için patron rolü verilen bir beyaz eşya satıcısıymış.
    plastik makyaj ve profesyonel ağız özelliği ile yaratılan bu karakter tolga çevik'ten bir başkası ise, bu da ancak yılmaz erdoğan olabilir. internette yapacağınız kısa bir araştırmada bu adamla ilgili hiç gerçek bir fotoğraf olmadığı gibi, birçok haber sitesinde bu kişinin işleri dolayısı ile filmin galasına gelemediğini ve 3 ocak'ta beyaz show'da tüm ekiple birlikte olacağını yazmışlar.
    bunun da filmin pr çalışmalarından biri olduğu açık.
    hatta ferruh yenidoğan ismi, yılmaz erdoğan'ı da çağrıştırıyor değil mi... ama tolga çeviktir o :]
    aslında belki de filmin en büyük handikapı böyle bir atraksiyon düşünülmüş olması olabilir.
    ekip bu süprize o kadar çok odaklanmış ki, hikayedeki boşlukları gözden kaçırmış. filmin olmamışlığını farketmemiş.
    ama bu süpriz bile filmin gişesini kurtaramayacak gibi görünüyor.

    --- spoiler ---

    çok renkli bir atmosfer, birbirinden iyi oyuncular, efsane işlere imza atmış bir kalem ustası ile biraraya gelip bu kadar vasatın altında bir film çekmek, adını yeni duyduğum yönetmeni için çok talihsiz bir başlangıç olmuş.
    ama son olarak haksızlık etmeyelim, esas sorun -bir senaristin hikayesini anlattığı halde- başarısızlık abidesi olan senaryoda...
    (yahu bi de ne o öyle "önemsiz şeyler önemlidir", "bütün düşünceler saçmadır" gibi olur olmadık önermeler???)


    (draos - 3 Ocak 2014 23:25)

  • comment image

    türk sinemasının gerileme içinde olduğuna işaret bir diğer film. ya gerzek romantik komedi ya uzaklara bakmalı filmler.başka da film çıkmıyor.


    (aydaki ayak izi - 4 Ocak 2014 15:00)

  • comment image

    tolga çevik ve ezgi mola'yı çok severim. ikisini de bu filmde gördüğüme çok memnun oldum. ama bu filmi izlerken sanki bir şeyler arar oldum. konu mu, oyuncu kadrosu mu bilmiyorum ama tam bu değil yani. pek tavsiye edemiyorum. sinema farklı bir sektör. bu filmi televizyonda çekilmiş bir diziye benzetiyorum. dizi bölümü olarak düşünürsek iyi, beyazperde olarak kötü.


    (netcrack - 5 Ocak 2014 02:09)

  • comment image

    enfes kapadokya görüntüleri ve erkan can'a rağmen olmamış film. komedi desen değil, romantik desen hiç değil, öyle arada kalmış birşey işte.

    eğer ki gidecek başka film yoksa gidin diyemeyeceğim. böyle filmlere para kazandırıp daha fazla saçma sapan film çekilmesine önayak olmamalısınız.


    (jakez14 - 7 Ocak 2014 17:57)

  • comment image

    sosyal medya ajanları tarafından kasten övgülere boğulduğunu düşündüğüm film.

    yoksa hiçbir artısı, diğer türdeşlerine göre aklıda izi kalıcak olayan dizi bölümü tadında bir film bu kadar övülemez.

    filmin bedeli çıktı mı? birşey ima etmiyorum amorti ettiyse bilmek istiyorum sadece.


    (piclereniyiadamlarikamufletmekicinvardir - 7 Ocak 2014 23:33)

  • comment image

    platonik aşk mağdurları için idare edebilen, aksi halde (bence) sıradan basit bir film.
    sahneler tam doyurmadan geçildi genelde. içine çekemedi izleyicileri.

    sinemada izleyecekleri uyarayım:
    liseli gençlerin (özellikle dişiler) bulunduğu bir salonda izlemeyin. her şeye gülüyorlar, komik olmasa bile.


    (norafzel - 9 Ocak 2014 05:41)

  • comment image

    hiç samimi gelmeyen bir film. o kadar zorlama ki. yani üstümü başımı parçalayasım geldi anasını satıyım ya. hayatımda hiç bu kadar gülmediğimi hatırlamıyorum. amk hiç gülmedim. duygusal dram filmlerde bile bir kaç sahnede gülmüşlüğüm var. abi bu filmin hiçbir sahnesi komik değildi amk. hiç ya. aklımda kalan hiçbir şey yok.


    (markasiz - 10 Ocak 2014 09:06)

  • comment image

    ortalama bir film. yer yer gülünüyor, öyle çok dandik değil. kapadokya tanıtımı gibi olmuş biraz. film buram buram yılmaz erdoğan kokuyor diyaloglar bakımından.

    bir de iyi ki 2 memen var ezgi mola. tüm film boyunca belinden bir kemerle desteklenmiş balık eti memelerini gözümüze sokup durdun. gelinlikte bile kemer vardı, o derece.

    neyse, izlenebilir bir film.


    (alm est - 17 Ocak 2014 00:37)

  • comment image

    uzun zaman sonra turk filmi izledigime pisman etmis olan filmdir. ezgi mola ve tolga cevik'i cok severim ama bu filmi onlar bile kurtaramamis.

    --- spoiler ---

    aldatmayi, mutsuz iliski ile mesru kilma cabalarina sinir oluyorum. kizin evlilik asamasina gelmis bir iliskisi var ama nedense mutlu oldugu tek bir nokta yok. bu gercekten cok ilginc. sevmiyorsan, mutlu degilsen niye bu iliski icindesin? baskasi gelene kadar idare etsin mantigi var sanirim.

    herkesin romantizm anlayisi farkli olabilir. ben aldatma uzerine kurulu iliskileri romantik bulmuyorum.

    ---
    spoiler ---


    (zeeeeeynep - 26 Nisan 2014 23:14)

  • comment image

    sevdiğiniz biriyle hoşça vakit geçirmek için birebir. ben annemle gittim, ikimiz de çok keyifli çıktık. hikaye klişe ama klişe bile olsa güzel ortam ve sevilen oyucularla güzel oluyor. zaten bütün aşklar ve aşk hikayeleri klişedir ya. binlerce yıldır anlatılıyor, kavuşsa da klişe kavuşmasa da. bu da iyidir bence. anacığımla american hustle izleyecek halimiz yoktu yani.


    (gri balikcil - 2 Şubat 2014 09:43)

Yorum Kaynak Link : patron mutlu son istiyor