Zui hao de shi guang ' Filminin Konusu : Zui hao de shi guang is a movie starring Qi Shu, Chen Chang, and Fang Mei. Three stories set in three times, 1911, 1966 and 2005. Two actors play the two main characters in each story.
Beiqíng chéngshì(1989)(8,0-3486)
Dong dong de jiàqi(1988)(7,9-1022)
Liàn liàn fengchén(1987)(7,8-1776)
Tóngnián wangshì(1985)(7,8-1942)
Hai shang hua(1998)(7,5-2128)
Xi meng ren sheng(1993)(7,4-1469)
Nan guo zai jian, nan guo(1997)(7,3-1328)
Hao nan hao nu(1995)(7,3-907)
Qianxi mànbo(2001)(7,1-4256)
Ni luo he nu er(1987)(7,1-498)
Kôhî jikô(2004)(7,0-2559)
Ci ke Nie Yin Niang(2015)(6,3-14017)
aşkın üç hali, üç zamanı. film hakkında hiç bir bilgiye sahip değilken filmden bir kareyi internette görmüştüm ve bu filmi bulursam mutlaka izlemeliyim demiştim: http://www.chicagoreader.com/…ews/060623/060623.jpg bu nedenle set fotoğrafları filmin kendisinden daha güzel. çünkü o kareler filmde yok. (bkz: hayal kırıklığı)her bir bölüm o dönemin ikili ilişkilerini yansıtmasının yanı sıra, sinemasının da özelliklerini taşıyor. anlatımındaki sadeliği ve doğallığı cafe lumiere'e benzetmiştim ki aynı yönetmene aitmiş. 1960'larda neredeyse hiç konuşmadan, içten içe yaşanan aşk... dialogtan çok bilardo vuruşlarını duymak mümkün. o kadar az ve sade dialog var ki, çok az çince bilen biri bile anlayacaktır eminim. kamera pek yer değiştirmiyor, hikaye de sadece bir kaç mekan kullanılarak anlatılıyor. sıfır yakın plan kullanılmış. 1911'da film, sessiz filme, hatta tiyatroya dönüşüyor. sahne sonlarında, tiyatroda perde kapanıncaya kadar geçen süreci oyuncuların duaçlama hareketlerle doldurmalarına benzer halleri görüyoruz.her bölümde erkeğin bir görevi var gibi. erkek hareket halinde, kadın ise statik.adam duygularını sadece başkalarının cümleleri ile anlatabiliyor. aşk zamanı'nda şarkıları, özgürlük zamanı'nda şiirleri, gençlik zamanı'nda ise kadının yazdığı cümleleri kullanıyor.2005'te ise filmin plastiği tamamen değişiyor, planlar daha yakın ve daha çok kesme var. ayrıca çin manzarası göremeyeceğimiz nadir çin filmlerinden.
(anahita - 13 Ocak 2008 21:49)
çin malı avrupa sinemasıdır. uyuma zorluğu çekenlere birebir.
(zhang - 3 Mayıs 2011 20:46)
tayvanli yonetmen hou hsiao-hsien'in ingilizce'ye 'three times' adiyla cevrilmis 2005 yapimi filmi diyerek tanim yaptiktan sonra bir de spoiler attiralim ve kendimizi garantiye alalim:--- spoiler ---ayni kadin (shu qi) ve erkek (chang chen) oyuncunun farkli roller ustlendigi uc ayri ask hikayesinden olusuyor film. bolumler sirasi ile: 1966 - a time for love, 1911 - a time for freedom, ve 2005 - a time for youth. her bolum, gectigi zamanin sartlarinda bir askin nasil yasandigini, insanlarin yasadiklari donemler icinde nasil hareket ettikleri ve sevdiklerini gayet ince bir duyarlilikla isliyor. 1966'da kucuk yerlesimlerdeki bilardo salonlari, 1911'de zengin ve ust sinif bir genelev, 2005'te taipei'nin cilgin sehir mekanlari. ozellikle ikinci ve ucuncu bolum yonetmenin eski filmlerine gonderme yapiyor, akla hemen flowers of shangai ve millenium mambo dusuveriyor. bu ozelligiyle hhh'in bu son filmi, kendi filmlerinin adeta bir ozeti gibi durmakta. insan iliskilerini son derece zarif ve sairane bir bicimde kurgulayan hhh, yine her filminde oldugu gibi oykulerin gectigi zamanlara, mekanlara ve donemin sartlarina sadik kalarak, ucu acik, bitmemis asklardan bahsediyor, kesitler sunuyor. (hatta sadakati 1911 bolumunde biraz abartmis ve bu bolumu sessiz sinema seklinde cekmis; diyaloglari cekimlerin arasina giren yazilardan takip ediyoruz bu bolumde. isin ilginc yani ses olmamasinin disinda sessiz sinema ile baska bir benzerligi yok bolumun, cekimler renkli sozgelimi.) uc hikayenin pespese sunumu da aralarinda yatan farkliliklarin altini ciziyor, yargilamadan, sadece gostererek. --- spoiler ---buraya kadar okuyup da hala 'ula lala hhh ne ola?' diyen var ise lutfen (bkz: #7097572)
(yaz - 30 Kasım 2005 18:27)
yirmibesinci uluslararasi istanbul film festivali programının en büyük hayal kirikligi. bileti en once biten festival filmi idi ama bir de gosterimde emek sinemasini hinca hinc dolduranlara sorun siz bunu.
(leopold kessler - 7 Nisan 2006 17:56)
(bkz: qi shu)
(purple is bliss - 9 Nisan 2006 16:45)
festival* kapsamında dün akşam kadıköy rexx sinemasında gösterildi. ilk yirmi dakika içerisinde salondan akın akın insanlar çıkmaya başladı, davullu zurnalı bir gürültü içerisinde. film sonuna kadar bu hayasızca akın devam etti. filmi beğenmemeye ve hatta orta yerinde çıkmaya eyvallah diyecek olsak da, bu gürültü neden diye sordu biçare gönül. festival izleyicisinden beklenmeyecek bir tavır derken, ağıtımsı bir şarkının ortasında insanlar kahkahalar atmaya başlamasın mı.* (gerçi bu kısımda kültüre yabancı olmaktan kaynaklı bir komik bulma durumu olabilir ama topyekün kahkaha atmak ayrı bir kategoride değerlendirilmeli). tabii bu film içine girmeden, atmosfere dahil olmadan izlendiğinde anlamsız hatta sıkıcı olması kaçınılmaz filmlerden. o salonda bunu kim başarabildi merak içerisindeyim. filmin güzelliğini ben daha yeni algılayabiliyorum. dönemleri ince detaylarda vermeyi başarmış, aşkı abartmadan anlatmaya vakıf olmuş bir filmdi. kadın oyuncu yer yer diplese de gayet güzel, erkek oyuncu her dem başarılı ve her dem taştı.
(havali mualla - 11 Nisan 2006 13:04)
hayatımda ilk defa sinemada* horlayan birini görmeme vesile olmuştur bu film.kişi öylesine uyku alemine dalmıştır ki ön koltuktan kendisini dürten adama bile bana mısın dememiş,horlamaya devam etmiştir,en sonunda ön koltuktaki adam elindeki su şişesini çekmek suretiyle horlayan adamı susturmuştur.akın akın salonu terk edenleriyle,horlayanıyla,oflayıp puflayanıyla,gözünü saatten ayırmayanıyla seyirciye değişik bir sinema deneyimi yaşatmıştır film.
(abendrot - 12 Nisan 2006 01:35)
horlamalar, anlamsız gülüşmeler ve filmi terkedenlerin homurdanmaları içinde heba olmuş bir filmdir ne yazık ki. festival izleyicisinin gün geçtikçe saygısızlaştığını da görmüş olduk böylece.--- spoiler ---önce üç aşk hikayesi tanımından başlayalım. üç "aşk" hikayesi miydi gördüğümüz, yoksa çaresizlik ve kaybolmuşluk duyguları içinde birbirine sığınan iki insan mıydı.. bu birbirine tutunma halinin ne kadarını aşk diye tanımlayabiliriz. üç öyküde de ortak olan, bir diğerine sığınma, bu yolla 'kendi varoluşunu tanımlama' ve yine salt bu nedenle diğerine ihtiyaç duyma hali var. evet belki aşk da bundan fazlası değildir bazen...ayrıca gözlerden kaçan ve bence filmin en önemli unsurlarından biri olan şey, üç öykünün de kahramanı olan kişiler. biz üç öykü boyunca iki kişinin değil, üç kişinin hikayesini izliyoruz aslında. üçüncü kadın karakter de tekrarlanıyor hikayeler boyunca. ilk bölümde, bilardo salonunda çalışan kadın (ilk mektubun yazıldığı kişi), ikincide, hamile kalarak genel evden ayrılan kadın (adamın verdiği para sayesinde) ve son bölümde adamın asıl sevgilisi (diğer kadının fotoğraflarını çektiğini görünce mekanı terk eden) hepsi aynı kişi..yani iki kişinin aşkından ziyede, üç kişilik ilişkilerin karmaşasına dair bir film bu. üçüncü kişinin konumu her seferine değişiyor, her seferinde başka bir bağlamda görüyoruz onu. ve bu durum göz önüne alındığı anda bambaşka şeyler söylemeye başlıyor film...--- spoiler ---
(phoibe - 12 Nisan 2006 03:42)
Yorum Kaynak Link : zui hao de shi guang