Lulu on the Bridge (~ Köprüdeki lulu) ' Filminin Konusu : Geleceği korumak için geçmişten kaçmak. Ünlü yazar Paul Auster bu filmde (SMOKE
Smoke(1995)(7,4-30915)
The Music of Chance(1993)(7,2-1963)
An Enemy of the People(1978)(7,1-1008)
Blue in the Face(1995)(6,7-8450)
Mister Frost(1990)(6,1-2219)
She Hate Me(2004)(5,3-6860)
The Inner Life of Martin Frost(2007)(5,1-622)
bir paul auster kitabı okuyormuşcasına izlenebilecek bir film. bir auster sever, muhakkak bu filmi de sever. (bkz: cinas)
(mandala - 30 Kasım 2006 15:58)
paul auster'ın yazarak anlattığı new york'la göstererek anlattığı arasındaki farkı bizzat anlamak açısından kıymetli bi deneyim.. buna uygun bi de atasözü vardı; taş yerinde ağırdır diye.
(misminia - 19 Haziran 2002 05:01)
bir blue in the face veya en kötüsü smoke beklentisi ile gittiğim ama hayal kırıklığına uğradığım bir film, gina gershon kızımıza uzun saçın yakışmadığını da ayrıca belirtmek isterim.
(joepiscopo - 19 Haziran 2002 11:00)
finalinin di$inda pek paul auster izleri ta$imayan bir film.
(cruelclown - 19 Haziran 2002 11:05)
paul auster ın ilk yönetmenlik denemesi. senaryosunu da o yazmış (pek tabi ki). başrollerde de harvey keitel ve mira sorvino oynuyo. geçen sene festivalde kaçıranlar izlesin diye birtakım sinemalarda gösterime girdiği söyleniyor. fena halde gidesim var.
(amandine - 11 Mayıs 2000 15:37)
köprüdeki lulu ismiyle türkçeleştirilmiş ve senaryo kitabı basılmıştır. içinde yer yer filmden kareler ve çekim arkası fotoğrafları da bulunmaktadır.
(s e - 8 Nisan 2009 01:25)
cok kalite filmdir vesselam. new york trilogy izleri tasir bence fazlasiyle. filmin ilk basinda izzy iserken duvarda kimin resmine bakiyordu? iyi dikkat edin. bi de olmeye yatarken tavandan ne dusuyordu? bu iki seyin hikayemizle ilgisi neydi?
(hemingway - 26 Aralık 2002 22:05)
izledigim en duygusal,en dokunakli filmlerden birisidir.özellikle sonu bitiricidir,tanidik oyuncularina ragmen oyle pek bilinen bir film degildir.tv8 vermisti bir aralar sanirim.
(moriquendi - 13 Haziran 2003 21:33)
(bkz: pandoranın kutusu)
(indiegirl - 18 Haziran 2003 21:37)
paul auster ve harvey keitel bu fiilmden başka bir de smoke filminde bir araya gelmişlerdir.
(tinuviel - 23 Haziran 2003 18:32)
özellikle paul auster, harvey keitel gibi isimleri duyduktan sonra insanı biraz hayal kırıklıgına ugrattıgı dogrudur. ve yine-cogu zaman oldugu gibi-bende soundtrackiyle iz bırakmıştır.harvey keitel'in de filmde bir jazz saksafonisti oldugunu düşünürsek soundtrackin de jazz ağırlıklı olacağı aşikardır. ancak iki şarkının yeri, benim kalbimde de ve bana kalırsa soundtrack'te de, ayrıdır. close your eyes ve estranha forma de vida.
(bee - 14 Ekim 2003 01:14)
(bkz: blue in the face)(bkz: smoke)
(hemingway - 16 Aralık 2003 08:04)
harvey keitel ile willem dafoenun buluştuğu 2nci filmdir. ilki için (bkz: the last temptation of christ).
(electric warrior - 23 Ocak 2004 02:31)
bruce willis'in bir ölüyü yani kendini oynadigi the sixth sense filminin bu filmin sonundan araklandigini dusundugum, harvey keitel'in mukemmel oyunculuguyla ve paul auster'in kendi hikayesinden cektigi izlenmesi sart film.
(lastgoodbye - 26 Mayıs 2004 16:25)
mükemmel kurgu mükemmel senaryo harikulade bir eser ... bir insan için ölmek, yarım insanın yaşaması demektir...
(quarcy - 3 Temmuz 2001 18:26)
filmde mira sorvino'nun aşık olduğu ancak müziğini daha önce hiç duymadığı müzisyenin* cd'sini heyecanla eline alip jelatinini açmak için sarfettigi cabayi hic kisaltmadan oldugu gibi gostermisti ki, hayatinda heyecanla en az bir inatçı cd kutusu jelatini acmis ve bu sureyi kisaltmak icin ne yaptiysa basaramis olanlari gulumseten ve cd kutusu jelatini acacaginin ne kadar yararli bir gerec olabilecegini hatirlatan bir filmdi ayni zamanda.
(koyumavi - 25 Mayıs 2005 11:58)
buram buram paul auster kokan, sahane film. --- spoiler ---- kapali odada, izzy'i sorgulayan doktorun, izzy'nin hayatinda olmayacak seyler bilmesi ve sordugu sorularla, sorgu sual meleklerini andirir. zaten bu kisimda izzy'nin aslinda ölmüs oldugu konusunda süpheler uyanmaya baslar insanda. - filmde, paket acmanin zorluklarina da gönderme vardir. cd ambalaji, sihirli tasi icinde barindiran matruska tarzi kutular, bir türlü acilmak bilmez, izleyiciyi de ifrit eder. pandora'nin kutusudurlar bir nevi. - öldükten sonra kiymetlenen sanatcilar konusuna gönderme yapilmistir. izzy'yi bu konuda sansli diye düsünürken, filmin sonunda ayni sonu onunda bekledigini görmüs olduk. --- spoiler ---- mira sorvino da, özgü namal'i oldukca cok andiriyor bu filmde. özellikle o sahane gülümsemesi ile.
(sankaranarayanan - 3 Eylül 2006 20:46)
yatakta aralarında konuşurlarken kadın şöyle sorular sorup durur, cevaplarını alır:"- are you... a matchor a cigarette lighter? - a match.- an ocean or a river...?- a river"gür akan su musun yoksa hep mi öyle.
(theraven - 25 Nisan 2015 22:52)
beni korkunç hayal kırıklığına uğratmış bir filmdir. filmi bitirmek için zor dayandım. dialoglardaki başarısızlık uç noktalardaydı. fantastik taş öğesi de beni benden almıştır.
(6 45 - 19 Kasım 2001 01:50)
sonunda ağlamaya değer ender filmlerden. senaryoyu paul auster yazarsa, olgun-romantik adamı harvey keitel, saf-şirin kızı da mira sorvino oynarsa sonuç kaçınılmaz tabi. çok güzel çok..
(alt - 4 Eylül 2001 22:37)
Yorum Kaynak Link : lulu on the bridge